Yeni
Ana Sayfa » Evrensel Metinler » Sao Paulo Bildirgesi – Çevre Kirliliğine İlişkin Duyuru

Sao Paulo Bildirgesi – Çevre Kirliliğine İlişkin Duyuru

Sao Paulo Bildirgesi, Çevre Kirliliğine İlişkin Duyuru başlığı ile 1976 yılı ekim ayında Brezilya’nın Sao Paulo kentinde düzenlenen 30’uncu Dünya Tabipler Birliği Genel Kurulunda  kabul edilmiştir. Bildirge, 1984 yılı ekim ayında Singapur’da düzenlenen 36’ncı Dünya Tabipler Birliği Genel Kurulunda gözden geçirilmiştir.

Sao Paolo Bildirgesi

Çevre Kirliliğine İlişkin Duyuru

Öndeyiş:

1976’da Sao Paolo’da topladığı bilimsel konferansta kirlilik sorunlarını tartışan Dünya Tabipler Birliği, insan ile çevresi arasındaki ekolojik dengenin önemi üzerinde durmakta ve ülkelerin toplumsal ve ekonomik gelişmeyi yürüttükleri gibi, kendi çevrelerinin niteliğini de geliştirecek adımlar atmaları gerektiğini vurgulamaktadır.

Kirlilik sorunu, yalnızca ortamın yaşanırlığını ve güzelliğini etkilemekte kalmamakta, bu ortamda yaşayan insanların sağlık varlığı için giderek büyüyen bir gözdağı da oluşturmaktadır. Bu nedenle hekimler, kirliliğe bağlı hastalıklardan korunmada büyük bir rol oynamalıdırlar.

Dünya Tabipler Birliği
Tanımlama:

Çevre kirliliği, insanların, gerek bilinçli biçimde, gerekse kusur ya da bilgisizliğe bağlı olarak, doğal çevreyi bozan ya da bulaştıran eylemlerinin sonuçları olarak tanımlanabilir.

Örneğin kimyasal atıkların sorumsuzca çevreye salınması insan yaşamı için temel olan suyun geldiği yer olan su yataklarının düzeltilemez biçimde kirlenmesine yol açabilir.

Kimi olumsuz fiziksel etkenler, iyonize radyasyon ve krom, asbest ya da tütünün içindekiler gibi bir kısım kimyasal maddeler, bu etkenlerle karşılaşan kişilerde ortaya çıkan kanserlerle ve ölümle sonuçlanan ya da sakat bırakan başka hastalıklarla bağlantılıdırlar. Sonraki kuşaklarda görülen doğumsal ya da gelişimsel bozukluklar da bu hastalıklar arasında yer almaktadır. Bu tip etkenlerle karşılaşmanın denetlenmesiyle kişilerin sağlığı ve yaşam süresi üzerinde olumlu bir etki sağlanabilir. Bu nedenler, evde, okulda, işyerinde, kısacası her yerde olumsuz fizik etkenlerin ortadan kaldırılmasına çok büyük bir öncelik tanınmalıdır.

Mikrobiyolojik ve kimyasal etkenler, işçilerin ve genel nüfusun sağlığını belirgin şekilde ve olumsuz yönde etkileyebilir. Mikrobiyolojik etkenler, onlarca yıldır kaydedilen deneyimlerin gösterdiği gibi, bulaşıcı hastalıklara yol açabilirler. Kimyasal maddeler, bulaşıcı olmayan tehlikelere neden olabilirler. Besin maddelerini yiyenlerin yalnızca zararlı mikrobiyolojik etkenler ile değil, aynı zamanda besin üretimini arttırmakta kullanılan tarımsal maddeler ile besinleri saklamakta kullanılan ve güvenilir olmayan katkı maddeleriyle de karşılaşmalarını en aza indirmek, besin üretimi ve dağıtımıyla uğraşan kişilerin sorumluluğundadır.

Sorunun Başlıkları:

Kirlilik sorununa özgül biçimde katkısı bulunan etkenler arasında, aşağıdakiler üzerinde özellikle durulabilir:

-Azot oksitler, fotokimyasal oksidanlar, hidrokarbonlar, sülfür dioksit, kurşun ve çevre havasında bulunan kimi parçacıklardan oluşan hava kirliliği. Bu madeler, çocuklarda ve yetişkinlerde olumsuz patofizyolojik etkiler yaptıkları gibi bitkilere ve canlılara da zarar verebilirler.

-Yeterince arıtılmamış insan atıklarıyla, tarımsal ve endüstriyel atıkların sulara boşaltılmasına bağlı olarak ortaya çıkan su kirliliği. Bu atıklar içme suyunu, virüsler, bakteriler ve öteki infeksiyöz mikroorganizmalarla, inorganik ve organik kimyasal maddelerle ve radyoaktif maddelerle bulaştırırlar. Su kirliliği, aynı zamanda dinlenme yerlerinin ve ticari balıkçılık kaynaklarının azalmasıyla da sonuçlanır. -Yığıldığı yerlerde hem kemiricilerin ve böceklerin birikmesine yol açan, hem de hava ve suyun niteliğini bozan katı çöpler; bu çöpler aynı zamanda çevrelerine zehirli maddeler yayabilirler.

-Endüstriyel kaynakların, ulaştırma araçlarının, ses yükselticilerin ya da başka kaynakların ortaya çıkardığı aşırı düzeyde sesler, sürekli işitme kaybına, başka patofizyolojik etkilere ve duygusal bozukluklara yol açabilirler.
Hekimlerin Sorumluluğu:

Halkı eğitmek ve kendi toplumlarında çevreyi koruma programlarının düzenlenmesini ve sürdürülmesini desteklemek, hekimlerin sorumluluğundadır.

Öneri:

Yukarıda sözü edilen sorumluluğun yerine getirilmesi için tek tek hekimler ve ulusal hekim birlikleri uygun eylemler yürütmelidirler.

Bunu okudunuz mu?

Su Hakkı

Su Hakkı ve Su Hukukuna ilişkin temel normlar Roma Hukuku döneminde oluşturulmuş, toprağın üstünde ve altındaki …