Adil Yargılanma Hakkı, Evrensel İnsan Hakları Bildirisinin 10. maddesinde “Herkes, haklarının ve yükümlülüklerinin ve kendisine karşı herhangi bir suç isnadının karara bağlanmasında, tam bir eşitlikle, bağımsız ve tarafsız bir yargı yeri tarafından adil ve aleni olarak yargılanma hakkına sahiptir.” şeklinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde “Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir. Hüküm açık oturumda verilir; ancak, demokratik bir toplumda genel ahlak, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararına, küçüklerin korunması veya davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde, veya davanın açık oturumda görülmesinin adaletin selametine zarar verebileceği bazı özel durumlarda, mahkemenin zorunlu göreceği ölçüde, duruşmalar dava süresince tamamen veya kısmen basına ve dinleyicilere kapalı olarak sürdürülebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi
Adil Yargılanma Hakkı, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin 14. maddesinde de benzer şekilde tanımlanmış, “Herkes mahkemeler ve yargı yerleri önünde eşittir. Herkes, hakkındaki bir suç isnadının veya hak ve yükümlülükleri ilgili bir hukuki uyuşmazlığın karara bağlanmasında, hukuken kurulmuş yetkili, bağımsız ve tarafsız bir yargı yeri tarafından adil ve aleni olarak yargılanma hakkına sahiptir. Davayı izleyenler ve basın mensupları, demokratik bir toplumdaki genel ahlak, kamu düzeni (ordre public) veya ulusal güvenlik nedeniyle veya tarafların özel yaşamlarının menfaatinin gerektirmesi halinde veya mahkemenin görüşüne göre aleniliğin adaletin gerçekleşmesine zarar vereceği özel şartların kesinlikle gerektirdiği ölçüde, duruşmalardan tamamen veya kısmen çıkarılabilir. Ancak bir ceza davasında veya hukuk davasında verilen hüküm, gençlerin menfaati veya aile uyuşmazlıkları veya çocuğun velayeti ile ilgili davalar aksini gerektirmedikçe aleni olarak tefhim edilir.” şeklinde sözleşme tarafı devletler tarafından imzalanmıştır. Anayasa ve diğer yasalarda sözleşmeye uygun güvenceler tesis edilmiştir.
İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi
Madde 6
Adil yargılanma hakkı
1. Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir. Hüküm açık oturumda verilir; ancak, demokratik bir toplumda genel ahlak, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararına, küçüklerin korunması veya davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veya davanın açık oturumda görülmesinin adaletin selametine zarar verebileceği bazı özel durumlarda, mahkemenin zorunlu göreceği ölçüde, duruşmalar dava süresince tamamen veya kısmen basına ve dinleyicilere kapalı olarak sürdürülebilir.
2. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır.
3. Her sanık en azından aşağıdaki haklara sahiptir:
a) Kendisine yöneltilen suçlamanın niteliği ve nedeninden en kısa zamanda, anladığı bir dille ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek;b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara sahip olmak;
c) Kendi kendini savunmak veya kendi seçeceği bir avukatın yardımından yararlanmak ve eğer avukat tutmak için mali olanaklardan yoksunsa ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından yararlanabilmek;
d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında çağrılmasının ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek;
e) Duruşmada kullanılan dili anlamadığı veya konuşmadığı takdirde bir tercümanın yardımından para ödemeksizin yararlanmak.
Adil Yargılanma Hakkının Unsurları
Adil yargılanma hakkının temel unsurları, kanuni, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde dava açma hakkı, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı, makul süre içinde yargılanma hakkı ve aleni surette yargılanma hakkı olarak belirlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36.maddesi “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz” şeklinde bu güvenceyi sağlamaktadır. Adil Yargılanma Hakkı, hukuki uyuşmazlıklarda da geçerli olmasına karşın genellikle ceza yargılaması pratiğinde gündeme gelmektedir.
Adil yargılanma hakkının hukuki metinlerde düzenlenmiş olması hukuk sisteminin adil olarak yürütülmesine ve adalet üretmesine yetmemektedir. Devletler, adil yargılanma hakkının uygulamada da korunabilmesi için gerekli tedbirleri almalıdır. Adil yargılanma ile birlikte yargıç güvencesi ve bağımsızlığı tam ve de mutlak olarak sağlamalı; devletin yargılama yetkisinin kullanılması sırasında tüm mahkemelerde ve yönetim birimlerinde karmaşık ve süreci uzatan nitelikteki prosedürlerden uzak durmalıdır. Adil Yargılanma hakkının ihlali nedeniyle AİHM‘e yapılan başvuruları azaltmak amacıyla Türk Anayasa Mahkemesi‘ne bireysel başvuru yapma hakkı tanınmış; iç hukuk yollarının tüketilmesinin sonrasında AİHM’den önce Anayasa Mahkemesine başvurmak zorunlu hale getirilmiştir.