Arap Ülkelerindeki Mültecilerin Durumunu Düzenleyen Arap Birliği Sözleşmesi, 1994 yılında kabul edilmiştir. (Arab Convention on Regulating Status of Refugees in the Arab Countries Adopted by the League of Arab States) Sözleşme Arap Birliği tarafından kabul edilen insan hakları sözleşmelerindendir.
Birlik konseyi
- BM Sözleşmesi’ni,
- Arap ülkelerinde mültecilerin durumunu düzenleyen Arap Sözleşmesi taslağını,
- Daimi Hukuk Konseyi’nin 30/01-02/02/94 tarihleri arasındaki toplantılarında aldığı tavsiye kararlarını, ve
- Hukuksal İşler Konseyi’nin tavsiye kararlarını inceledikten sonra
1. Aşağıda 1,2,3,4,5,6,7,8 biçiminde yer alan, Arap ülkelerinde mültecilerin durumunu düzenleyen Arap Sözleşmesi’ni onaylamaya;
2. Arap Ülkeleri Birliği Genel Sekreterini, Arap devletlerini Sözleşmeyi imzalamaya çağırma konusunda yetkilendirmeye karar vermiştir.
Bağlılık
1.Birlesik Arap Emirlikleri taslak sözleşmeye daha önceki bağlılığını teyit eder.
2.Bahreyn Devleti taslak sözleşmeye daha önceki bağlılığını teyit eder.
3.Suudi Arabistan Krallığı bu karara bağlıdır.
4.Irak Cumhuriyeti taslak sözleşmenin sekizinci maddesinin ilk paragrafının içeriğine daha önceki bağlılığını teyit eder.
5.Umman Devleti taslak sözleşmenin sekizinci ve onuncu maddelerine bağlıdır.
6.Katar Devleti taslak antlaşmaya bağlıdır.
7.Kuveyt Devleti, 1951 tarihli Mültecilerin Durumuna İlişkin Özel Sözleşme ve Mültecilerin Durumuna İlişkin Özel Protokol Arap devletlerinin çoğunun dahil olmaması nedeniyle, taslak sözleşmeyle ilgili tartışmanın ertelenmesine ilişkin daha önceki talebini teyit eder.
İkincil bağlılık
8.Fas Delegasyonu aşağıdakileri teyit eder…
a. Taslak sözleşmenin birinci maddesinin hükümlerine göre mülteci tanımı; Cenevre sözleşmesindeki tanımdan daha geniştir ve doğal afet nedeniyle sığınma arayanları da kapsar. Belki de mülteci kavramının genişletilmesi kitlesel nüfus akınlarını artıracak ve istemeden de olsa de jure /hukuki sığınma yerine de facto /fiili sığınmaya yol açacaktır.
b. Taslak sözleşmenin sekizinci maddesi, mültecinin ihraç kararına itirazlarını yaptıkları bölgesel yetkililerden bahsetmektedir ve bu, konseyini ihraç konusunda bağlayıcı karar alma yetkisine sahip olan dışişleri ve adalet bakanları ile bir BMMYK temsilcisinden oluşturulmak üzere yetkilendiren Fas beyanatı da dahil olmak üzere Dünya devletlerinin çoğunun çalışmalarını içeren beyanata uygun değildir.
Bu nedenle, sözleşmenin sekizinci maddesini; üslup olarak Cenevre Sözleşmesi’nin ilgili taraflara itirazda bulunmanın önünü açan 32. Maddesiyle uyumlu olacak biçimde değiştirmek daha uygundur.
Arap Ülkeleri Birliği
Genel Sekreterlik Ofisi
Hukuksal İşler Genel Yönetimi
Arap Ülkelerindeki Mültecilerin Durumunu Düzenleyen Arap Birliği Sözleşmesi
Arap Ülkeleri Birliği’ne üye devletlerin hükümetleri:
– dini inançlarından, Arap ve İslam tarihinin köklerine dek uzanan ve insana yüce değerler ve yüksek hedefler ile hak ve özgürlükler atfeden ahlaki kurallardan esinlenerek;
- Bunların insanlık tarihinin farklı aşamalarında var olan uygarlık değerlerini temsil ettikleri ve daima olayların yönlendirilmesinde hem etkileyen hem de etkilenen olarak ayır edici bir role sahip oldukları gerçeğinden yola çıkarak;
- İnsan haklarını yönlendiren genel Dünya kamuoyunun yargıları ile kişisel ve siyasal haklara ilişkin uluslararası antlaşmaları, ve ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin uluslararası antlaşmaları ve 1951 tarihli Mültecilerin Durumunu Düzenleyen Özel Sözleşmeyi ve 1967 tarihli Mültecilerin Genel Durumunu Düzenleyen Özel Protokol’ü, ve 1992 tarihli Arap Dünyasında Mültecilerin ve Göçmenlerin Korunmasına İlişkin Kahire Bildirgesi’ni teyit ederek;
- ve antlaşmaya imza atan devletlerin karşılıklı kardeşlik bağı içinde olmalarını dileyerek;
aşağıdakiler üzerinde anlaşmaya varmışlardır:
GENEL ILKELER
1. Madde
Bu antlaşmanın kapsamı içindeki bir mülteci:
1. Vatandaşı olduğu ülke veya bir vatandaşlığa sahip değilse sürekli ikamet ettiği ülkenin dışında bulunan, ırkı, dini, etnik kökeni, milliyeti ya da belirli bir toplumsal gruba aidiyeti, ya da siyasi fikirleri nedeniyle zulüm görmekten haklı nedenlere dayalı bir korku duyan, ve ülkesinde korunma arayamayan ya da ülkesine geri dönemeyen, ya da korkusu nedeniyle koruma aramak veya dönmek istemeyen herhangi bir kimse.
2. Ülkesine yönelik savaş, işgal ya da yabancı denetimi, ya da ülkenin bütününde ya da bir bölümünde kamu düzeninin ciddi biçimde bozulmasıyla sonuçlanan doğal afet ya da yıkıcı olayların meydana gelmesi nedenleriyle, mense ülke, yer veya daimi ikameti dışında bir ülkede sığınma aramak zorunda kalan herhangi bir kimse.
2. Madde
Bu sözleşmenin hükümleri,
1. uluslararası sözleşmelerde ve antlaşmalarda belirtilen tarzda bir savaş suçu, ya da insanlığa karsı bir suç, ya da bir terör suçu islemiş,
2. mülteci statüsü kazanmadan önce korunduğu ülke dışında siyasi olmayan ciddi bir suç islemiş, ve hakkında bağlayıcı ve nihai bir karar olan beraat kararı alınmadan gelmiş herhangi bir kimse için uygulanamaz.
3. Madde
Taraf devletler, ulusal yasaları çerçevesinde mültecileri 1. Madde ‘de tanımlandığı biçimde kabul etmek için; mümkün olan her türlü çabayı sarf edeceklerini bu Sözleşmede taahhüt ederler.
4. Madde
Bu sözleşmesinin hükümleri:
1. vatandaşı olduğu ülkede kendi tercihiyle korunma aramak üzere başvuruda bulunan;
2. koruması altında bulunduğu devletten yeni vatandaşlık elde eden;
3. zulüm görme korkusuyla terk ettiği ülkeye kendi isteğiyle ikamet etmek üzere geri dönen
4. vatandaşlığını kaybettikten sonra kendi isteğiyle yeniden elde eden;
5. mülteci sayılmasına neden olan koşullar ortadan kalktığı için, vatandaşı olduğu ülke devletinin korumasını sürekli olarak reddederek mülteci olma hakkını yitiren;
6. mülteci olarak tanınmasına neden olan koşullar ortadan kalktığında vatandaşlığını yitiren, ve böylece normal olarak ikamet ettiği ülkeye dönebilen herhangi bir mülteciye uygulanamaz.
5. Madde
Sözleşmeye taraf devletler, mülteci muamelelerini ve kendi bölgelerinde yasayan yabancılara yönelik muamelelerden ileri olmayan muameleleri güvence altına almak için güçleri dahilindeki her şeyi yapmayı taahhüt ederler.
6. Madde
Sığınma hakkı verilmesi barışçıl ve insani bir eylemdir, ve hiçbir devlet bu eylemi kendisine karsı yapılmış düşmanca bir eylem olarak görmemelidir.
7. Madde
Bu Sözleşmeye taraf devletler, mültecilere ırk, din, etnik köken, mense ülke ya da siyasi ya da sosyal bağlantılar nedeniyle ayrımcı davranmamayı taahhüt ederler.
8. Madde
(a)- Sözleşmeye taraf bir devletin ülkesinde yasal statü ile ikamet eden mülteci, ülkenin güvenliğini ya da kamu düzenini bozma dışında nedenlerle sınır dışı edilemez.
Sınır dışı etme konusunda kararı verme yetkisi olan bölgesel yetkililere karsı itirazda bulunan mülteciyle ilgili olarak, söz konusu devlet, mülteciye bir başka ülkeye yasal olarak girmesine olanak tanıyacak makul bir mühlet vermekle yükümlüdür. Bu mühlet boyunca, söz konusu devlet gerekli bulduğu iç önlemleri uygulamaya yetkilidir.
(b)- Mültecinin sınır dışı edilmesi ya da reddedilmesi yaşamını ya da özgürlüğünü tehlikeye sokacaksa, söz konusu devlet mülteciyi kabul etmekle yükümlüdür.
9. Madde
Bu Sözleşme’nin dördüncü maddesi kapsamında, mense ülkeye geri dönme isteği her koşulda ilke olarak desteklenmelidir, ve mülteci kendi isteğine aykırı olarak mense ülkesine geri gönderilemez.
Sığınma ülkesi, mense ülke ile işbirliği içinde; anavatanlarına dönmeyi kendileri isteyen mültecileri ülkelerine geri göndermek için uygun düzenlemeleri yapmalıdır.
10. Madde
Taraf devletler, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne ve mültecilere ilişkin özel önlemlerine uygun olarak, ülke güvenliğini ya da kamu düzenini bozan zorlayıcı nedenler bunu olanaksızlaştırmadıkça, ülkelerinde yasayan mültecilere, ülke dışına seyahat etmeleri ve geri dönmeleri için gerekli yasal kimlik belgelerini ve seyahat belgelerini sağlayacaktır.
11. Madde
Mülteci, ev sahibi ülkenin yasalarına ve sistemlerine, ve geleneklerine ve düzenlemelerine saygı göstermek zorundadır.
12. Madde
Mültecinin, mense ülke de dahil olmak üzere; herhangi bir devlete karsı herhangi bir terörist ya da yıkıcı eylemde bulunması yasaktır.
13. Madde
Mülteci, düşünce ve ifade özgürlüğünü gerçekleştirirken, mense ülkesi dahil olmak üzere, herhangi bir ülke devletine saldırmaktan, ya da ev sahibi devlet ile herhangi başka bir devlet arasında gerilime yol açabilecek fikir ya da yayınları herhangi bir biçimde açıklamaktan kaçınmalıdır.
14. Madde
Eğer taraf devletlerden herhangi biri, ülkeye ani ya da kitlesel girişler ya da herhangi başka zorlayıcı nedenlerle, sığınma hakkını bu Sözleşmeye uygun olarak vermekte ya da vermeyi sürdürmekte güçlüklerle karşılaşırsa, diğer taraf-devletler, söz konusu devletin talebi üzerine, sığınma hakkı veren taraf-devletin üzerindeki yükü hafifletmek için tekil ya da grup olarak uygun önlemler alırlar.
15. Madde
Arap Ülkeleri Birliği genel sekreteri bu Sözleşme’min uygulanmasını izleyecektir, ve bu görevi yerine getirirken, taraf-devletlerin hükümetlerinden mültecilere ilişkin olarak çıkardıkları yasa, tüzük ve kararnamelerin kopyalarını isteyecektir. Ayrıca bu hükümetlerden mültecilerin yasam standartları ve ikametlerine ilişkin her türlü özel bilgi ve raporlar isteyecektir.
Bu raporlar Birlik Konseyi’ne sevk edilecektir.
16. Madde
Bu Sözleşme’nin tarafları arasında yorumlama ya da uygulamaya ilişkin bütün sorunlar pazarlık ya da hakem tavsiyesi yoluyla çözülecektir. Eğer bu kanallar yoluyla çözüm süreci üzerinde anlaşılamazsa; o zaman Arap Ülkeleri Birliği Konseyi, anlaşmazlığı Birlik Antlaşması hükümlerine göre çözmelidir.
17. Madde
İmzacı devletler, antlaşmaya bağlılıklarını, anayasal düzenlemeleriyle uyumlu bir biçimde gerçekleştireceklerdir, ve Arap Devletleri Birliği’nin genel güvenliğine bağlılıklarının güvencelerini saklı tutacaklardır, ve Sözleşmeye imzacı olmayan devletler; taraf-devletler tarafından belirlenerek atanan Birlik Genel Sekreteri’ne gönderecekleri bağlılık bildirimiyle Sözleşmeye dahil olabilirler.
Bu Sözleşme onay belgelerinin ya da ek katılımların, Arap Ülkeleri Birliği Genel Sekreteri huzurunda Arap Ülkeleri Birliği’ne üye üçüncü taraf-devletler tarafından imzalanmasından itibaren otuz gün geçtikten sonra geçerli hale gelecektir.