Askerî Yargıtay’ın Kuruluş Kanunu (237 Sayılı Divan-ı Temyiz-i Askeri Teşkiline Dair Kanun), 6 Nisan 1914 tarihinde, Osmanlı döneminde kurulan Askerî Yargıtay‘ın yeniden şekillendirilmesini sağlayan kanundur. Ankara Hükümeti döneminde çıkarılan kanun ile Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri yargı alanındaki temyiz mahkemesi 20 Mayıs 1922 tarihinde kurulmuştur.
Askerî Yargıtay, 16 Nisan 2017 tarihli Anayasa değişikliği sonucunda Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) ile birlikte kapatılmış, görevleri Yargıtay‘a devredilmiştir Askeri Yargıtay, Türk Yargı Sistemi içinde askerî ceza yargısı yapan bir kurum olarak yer aldığı dönemde, askeri mahkemeler tarafından verilen karar ve hükümlerin temyiz incelemesini yapmakla görevli mahkeme olmuştur. Ayrıca, askerlerin yasayla belirlenmiş bazı davalarına ilk ve son derece mahkemesi olarak bakmıştır.
Askerî Yargıtay’ın Kuruluş Kanunu – Divan-ı Temyiz-i Askeri Teşkiline Dair Kanun
Madde 1
Bir reis ile dört azadan mürekkep bir Divan-ı Temyiz-i Askerî teşkil olunmuştur.
Madde 2
Divanın reis ve azası Müdafaa-i Milliye Vekâletinden inha ve İcra Vekilleri Heyetince tayin olunur. Reis ile iki aza erkân ve ümera-yı askeriyeden ve diğer ikisi müntesibin-i adliyeden olacaktır. Bundan başka biri ümera-yı askeriyeden ve diğeri müntesibin-i adliyeden iki aza mülâzımı bulunur. İşbu aza mülâzımları sınıflarına göre aza noksanını ikmal ederler. Asker olan azadan birinin veya aza mülâzımının ümera-yı bahriyeden olması şarttır.
Madde 3
Divan-ı Temyizin müntesibin-i hukuktan bir müdde-i umumisi ve bir de muavini bulunur.
Madde 4
Reis ve müddeiumumî Usul-i Muhakemat-ı Cezaiye Kanununun rüesa ve müddeiumumilere bahşeylediği hukuk ve vezaifi ifa ederler.
Madde 5
Temyizen icra edilecek tetkikat usul-i muhakemenin ve yahut kavanin-i cezaiye ahkâmının ihlâl edilip edilmediğine münhasır olduğu takdirde askerî azadan birinin yerine müntesibin-i hukuktan olan aza mülâzımı bulunur.
Madde 6
Divan-ı Temyiz-i Askerî riyasetine ordu ve kolordu ve askerî azalığına kolordu veya fırka ve askerî aza mülâzımlığına alay kumandanlığını bilfiil ifa etmiş ve sicillâtı her türlü şaibeden müberra ve evsaf-ı lâzımeyi haiz bulunan zevatın tâyini şarttır.
Madde 7
Divan-ı Temyiz-i Askerinin reisi ile askerî azası ve aza mülâzımının müddet-i hizmetleri üç senedir. İşbu müddet ordudaki hizmetlerinden addolunur.
Madde 8
Divan-ı Temyize aza ve müddeiumumî olabilmek için kanun-ı mahsusuna tevfikan Mahkeme-i Temyize aza olabilmek evsafını haiz bulunmak lâzımdır. Müşavir-i adlilerden bu evsafı haiz olanlar tercihan intihap olunur.
Madde 9
Heyet-i Umumiye ile Divan-ı Temyiz kanun-ı muvakkatinin işbu kanunla kabiliyet-i tatbikiyesi kalmayan ahkâmı mülgadır.
Madde 10
İşbu kanun tarih-i neşrinden itibaren merʻiyyü’l-icradır.
Madde 11
İşbu kanunun icra-yı ahkâmına Müdafaa-i Milliye ve Adliye Vekilleri memurdur.
KANUNUN MÜZAKERESİNE İLİŞKİN TBMM ZABIT CERİDESİ KAYITLARI
B. M. M. Riyaset-i Celilesine
Hâlen merʻi ve ahkâmı cari 6 Teşrinievvel 1332 tarihli Divan-ı Temyiz-i Askerî Kanununun kırkıncı maddesindeki sarahate nazaran kumandanlar tarafından beray-ı tashih iade kılınan evrak-ı hükmiye üzerine divan-ı harblerin hükm-i sabıkta ısraren ita-yı karar eylemek salâhiyetini haiz bulunmalarına mebni işbu ısrar kararlarının temyizen tetkikine mecburiyet-i kanuniye tahaddüs etmekte ve Divan-ı Temyizin halen müteşekkil olmamasından dolayı maznunin-i askeriyeye ait birçok evrak teraküm ve divan-ı harbler tarafından mücazat-ı terhibiyeyi müstelzim efal ile mahkûm edilen mensubin-i askeriyeye mütedair evrak-ı hükmiye hakkında dahi tetkikat-ı temyiziye icra edilememesi hasebiyle mevkufiyetleri temadi eylemekte olduğundan bahis ile müracaat ve şikayât-ı mütevaliye vâki olmakta bulunduğu, muamelât-ı cariyeden müsteban olmakta bulunduğu 25 Kânunusani 1338 tarihinde savb-ı sami-i riyaset-penahilerine arz edilmiş ve divan-ı temyiz-i askerînin teşkiline mütedair kanun Büyük Millet Meclisince müstaceliyet kararıyla ruzname-i müzakerata ithal kılınmış idi. Filhakika; divan-ı harblerce mahkûm edilen zâbitan ve efradın ve salâhiyettar makamatın tarik-i temyize müracaat ederek ihkak-ı hak ve madelet eylemeleri ahkâm-ı mevcude-i kanuniyenin bahşeylediği hukuk-ı muktesebe cümlesinden iken bu hakk-ı kanuninin esbab-ı marazadan dolayı halen istimaline imkân verilmemesi tevzi-i adalet kaziye-i mutenasını sektedar eylediği gibi bazen de zamanında tatbik ve icrası lâzım gelen hükümlerin temyizen tetkikat icrasına intizaren mahfuz tutulması neticesinde hükûmete ait bâzı nevi mesail-i hariciye dahi tahaddüs eylemekte olduğundan Divan-ı Temyiz-i Askerînin teşkiline olan ihtiyacı seri zat-ı sami-i riyaset-penahilerince de takdir ve teslim buyurulacağı derkâr bulunduğundan mukaddema ruzname-i müzakerata ithaliyle müstaceliyeti daha o zaman tasdik kılınan lâyiha-i kanuniyenin sürat-i müzakeresiyle mevki-i meriyete vaz’ı esbabının istikmaline müsaade buyurulması be-tekrar arz ve istirham olunur efendim.
Ali Rıza Bey (İstanbul) — Arkadaşlar! Divan-ı Temyiz-i Askerî Kanununun süratle müzakeresi herhalde elzemdir. Çünkü birçok zâbitan vardır ki bunlar hakkında hüküm verilmiştir. Fakat Divan-ı Temyiz-i Askerînin mevcut olmamasından dolayı bu hükümler kesb-i katiyet edememiştir. İki yüzü mütecaviz zabit tabiatıyla hizmete sevk edilemiyor ve devlet bunların hizmetinden istifade edemiyor ve bunların içerisinde tardı icap edenler var. Bunlar tard edilemiyor ve beyhude yere maaş veriliyor. Ve bu hale suret-i katiyede nihayet vermek zarureti vardır. Bundan dolayı bu kanunun tercihan müzakeresini teklif ediyorum.
Hamid Bey (Biga) — Malûm-ı ihsanınız Heyet-i Celilenizden tanzim buyurulan bir madde-i kanuniye ile İstanbul’un tarih-i işgalinden evvel merʻi olan kavanin ve nizamatın meriyeti kabul buyurulmuştu. Divan-ı Temyiz-i Askeriyi teşkil eden kanun da bu zümredendir. Fakat Heyet-i Celileniz İstanbul teşkilâtından daima tebaut ve bu teşkilâta şebih teşkilâttan cidden mütevakki olduğu için Müdafaa-i Milliye Vekâleti bunu takdir ederek Heyet-i Celilenin bu arzusuna tebaan Heyet-i Celilenizden bir müsaade almaksızın Divan-ı Temyizi teşkile cesaret edememiş. Onun için eski kanunu muaddil bir şekilde bir lâyiha-i kanuniye tertip ediyorlar. Bu hakikaten eski kanunu muaddil bir şekildedir. Malûm-ı âliniz eski kanun Divan-ı Temyiz-i Askerîyi iki daireye ayırmıştı. Biz bunu bir daireye kalbettik ve yine aynı zamanda Divan-ı Temyiz-i Askerî Riyasetinde bulunan zat yalnız Harbiye Nazırının vekili sıfatıyla ifa-yı vazife edermiş, hâlbuki biz buna bir sıfat-ı kazaiye vermek şartıyla, daha adlî, daha kanuni bir şekil vermiş oluruz. Müdafaa-i Milliye Vekâletinin, bu mahkemenin sürat-i teşkili hakkında esbab-ı mucibe olarak gösterdiği esbap cidden nazar-ı dikkate alınmaya sezadır ve cidden adlî ve hayati mesailden bahistir. Teşkilâtın teehhürü iki mahzuru tevlit ediyor. Bir kere hakkında sudur eden hüküm iktisab-ı katiyet etmediği için açıkta bulunan zâbitana Hazine-i Maliye bilâ-vazife maaş veriyor. Sonra orduyla alâkası kesilmemiş olan bir adam üzerinde vazife-i askeriye ve sıfat-ı resmiyesi bulundukça bir hizmete sevk olunamıyor. Binaenaleyh şu ifratla tefriti halledebilmek için şu kanunun neticelendirilmesi lâzımdır.