Av. Prof. Dr. Yücel Sayman, 15 Aralık 2021 günü yaşama veda etmişti.
1996 -2002 yılları arasında 3 dönem İstanbul Barosu Başkanlığı yapan Sayman için, 17 Aralık 2021 Cuma günü saat 12:00’de Baro önünde bir tören yapıldı. Törene, hukuk dünyasının yanı sıra Sayman’ın eşi Hacer Sayman, oğulları Yusuf Sayman, Can Sayman ile kızı Yaprak Sayman da katıldı. Törenin ardından Sayman, Şakirin Caiiminde düzenlenen törenin ardından Karacaahmet Mazarlığında toprağa verildi.
Sayman’ın öğrencileri ve üniversitedeki çalışma arkadaşları törene bir mesaj gönderdi: “Hocamız en önce çok iyi bir insan, kibar bir insandı. Hocamız, insan ötekileştirmeyen hiçbir zaman kişileri ırkı, dili, mezhebi ile ayırmayan bir insandı. Türkiye’nin tam da ihtiyaç duyduğu ortak paydaşları zenginleştiren bir insandı. Benim hocam doğa, insan, felsefe, edebiyat severdi. Benim hocamın gönlü zengindi. Tam bir bilim insanıydı. Yenilik peşinde koşardı. Gerçek bir insan hakları ve demokrasi savunucusuydu. Benim hocam kadın hakları savunucusuydu. O her zaman aramızda olacak. Hiç kimseyi incitmediniz. Toprak da sizi incitmesin.”
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, yaptığı açıklamada “Hep insan hakları adına bıraktığı mücadeleyi simgeledi. ‘Hukuk sanattır’ demişti. Hem gerçek bir hukukçuydu hem gerçek bir avukattı hem de gerçek bir sanatçıydı. Yücel Sayman’ı geriye dönük baktığımızda bıraktığı çok şey vardır. Hukuka, sanat yönüyle bakan, olduğu gibi görünen bir insandı. Sanata olan ilgisinden avukatlığından bütün yaklaşımları içinde barındırdığı bir temele dayandırırdı. Çok büyük bir değeri yitirdik. Allahtan rahmet diliyorum.”
Avukat Ercan Kanar yaptığı konuşmada: “Baro başkanı olduğu dönem İstanbul Barosu tarihinin en özgürlükçü dönemini yaşadı. Aynı zamanda İnsan Hakları Derneği’nin kurucu üyelerindendir. Cesur bir hukukçuydu. Asla şoven olmadı. Burjuva milliyetçisi olmadı. Her zaman halkların kardeşliğini savundu. Onu her zaman insan hakları mücadelemizde anacağız, hatırlayacağız.” dedi.
Evrensel Gazetesi yazarı olan Sayman’ın gazetedeki köşesinde, eşi Hacer Sayman bir veda mesajı yayınladı: “Sevgilim, yoldaşım, can dostum ile bir süreliğine ayrılıyoruz… Hacer”
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu: “Arkasından konuşmak zor… Kaç başkanın kapısı hiç kapanmaz, kaç başkan yanında güvenlikle gezmez? Onun zamanında insan hakları merkezi, CMK servisi, kadın hakları merkezi daha aktif çalışırdı. Adli yardımı çalışır hale getirdi. Hayatımızın en özgürlükçü dönemini onunla yaşadık. Her zaman cezaevindeki mahpuslar için çaba gösterdi. Hiç çekinmeden kim ne der demeden barış için akil insanların içinde yer aldı. İlk başörtülü avukatın ruhsatı onun döneminde oldu. Ayrımcılık hiç tabiatında olmadı. Yargılanırken hakimlerin, savcıların ezberini bozardı.” dedi.
Yücel Sayman’ın baro başkanlığı yaptığı 1996- 2002 yıllarında yönetim kurulunda birlikte görev yapan Avukat Osman Ergin şöyle konuştu: “Onunla tanışmak hepimiz için bir imtiyazdır. Yücel Sayman’dan çok şey öğrendim. Sadece avukatlığı değil, hukukun güzel bir sanat olduğunu değil, baroların sadece bir meslek örgütü olduğunu değil. Yücel Sayman’ dan eleştirel düşüncenin kıymetini, akıl gözüyle görmeyi, makamların arkasına saklanmamayı, demokratik ve eşit bir ilişkiyi öğrendim. Yücel Sayman tam anlamıyla bağımsız bir akademisyen ve aydın kişiydi. Sadece akademinin değil hiçbir kurum ve çevrenin sınırına sığacak birisi de değildi. Kamusal alanda kendine en az benzeyen kimi zaman kıyasıya eleştirdiği kişilerin hakkını, hukukunu savunurken gördük. Demokratik duruşu ve anlayışından taviz vermedi. Türkiye’de demokrasi, hukuk, özgürlükler ve savunma söz konusu olduğunda onun izlerini her yerde görebilirsiniz. O İstanbul Barosu’nun son başkanıydı.”
Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Sayman için şunları söyledi: “Kimsenin bize selam vermediği zamanlarda gövdesini ortaya koyarak yanımızda durdurdu” dedi ve şöyle devam etti: “Bize avukatlığın bulaşıcı olduğunu öğretti. Dayanışmadan hiçbir zaman geri durmayan bir büyüğümüzdü. Bir kez daha anısı önünde saygıyla eğiliyorum.” Tanrıkulu ayrıca Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren’in mesajını paylaştı: “Yücel Sayman Diyarbakır Barosu ve avukatları nezdinde hukukçu kimliği ve kişiliği ile şüphesiz büyük bir saygınlığa sahiptir. Diyarbakır barosu akademik birikimiyle sürekli kendisinden destek gördü. Diyarbakır Barosu’nun insan hakları alanında vermiş oluduğu mücadele nedeniyle her türlü baskı ve soruşturmada yanımızda durdu ve desteğini bizlerden esirgemedi. Türkiye’de Kürt avukat olmanın zorluklarını çok iyi bilen bir baro başkanı avukat ve hukukçuydu.’
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bahadır Erdem ise duygularını şu şekilde paylaştı: “Sadece akademinin değil hiçbir kurum ve çevrenin sınırına sığacak birisi değildi. Yücel Sayman’ın ve onun gibi tek tük 3-4 insanın ısrarlı varoluşları sayesinde özgür bir insan olabilme fırsatını yakalayabilirsiniz. Tüm bu sebeplerle onu kamusal alanda kendine en az benzeyen, kimi zaman kıyasıya eleştirdiği kesimlerin hakkını, hukukunu korurken gördük. Demokratik duruşu ve anlayışından taviz vermedi. Türkiye’de demokrasi, hukuk, özgürlükler, savunma söz konu olduğunda; onun izlerini hem fikri hem de pratik düzlemde her yerde görebilirsiniz. Yücel Sayman’ın hayatımıza bıraktığı mütevazi ama zengin mirası hep hatırlayacağız.”
Avukat İlke Çandırbay ise; “Yücel Sayman hocamızdı, öğretmekten ve öğrenmekten vazgeçmeyen hocamızdı. O aşkla avukatlığı aynı cümle içinde kullanabilecek kadar tutkulu meslektaşımızdı. Ama Yücel Sayman aynı zamanda genç avukatların arkadaşıydı” dedi.
Türkiye Barolar Birliği’nden yapılan başsağlığı açıklaması şöyle;
DUAYEN AV. YÜCEL SAYMAN’I KAYBETTİK
“İstanbul Barosu eski başkanlarından, duayen avukat, yetkin akademisyen ve yazar Av. Prof. Dr. Yücel Sayman’ı kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz. Meslek ustamıza rahmet; ailesine, öğrencilerine, hukuk ve akademi camiasına başsağlığı dileriz.”
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından yapılan açıklamada, “Fakültemiz Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalında görev yapmış emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Yücel SAYMAN’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz” denildi.
Yücel Sayman Kimdir
Prof. Dr. Yücel Sayman, 1 Mayıs 1939 tarihinde Konya’da doğdu. 1957’de Saint Joseph Fransız Lisesi’nden, 1962’de ise İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi‘nden mezun oldu. 1963’te aynı fakültede asistan olarak akademik hayata atıldı. Yüksek lisansını, Strazborug’da “Le Droit des Etrangers d‟acquérir la Propriété Immobiliére en Turquie; Strasbourg” adlı tezi ile 1968’de tamamladı.
“Un Essai de Théorie sur Les Sociétes En Droit International Privé” başlığı altındaki teziyle, 1969 yılında, Strasbourg Hukuk ve Siyasal Bilimler Fakültesi‘nde doktorasını tamamladı.
1978’de hukuk doçenti oldu ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ‘Devletler Özel Hukuku’ Anabilim dalında öğretim üyesi olarak göreve başladı.
1991’den itibaren Uluslararası Avukatlar Birliği((Union INTERNATİONALE Des Avocats)Başkan Danışmanı sıfatıyla birliğin yönetim kurulu üyeliğini üstlendi ve 1991-1998;2004-2005 dönemlerinde aktif görev aldı. Uluslararası Avukatlar Birliği “Kadın ve Hukuk Komisyonu” kurucu üyesi ve Başkan Yardımcısı olarak çalıştı.
1993-1994 yıllarında İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi olarak idari görev üstlendi ve akademik faaliyetlere katkıda bulundu.
1996 yılın ekim ayında başkan seçildiği İstanbul Barosu’ndaki görevine aralıksız olarak üç dönem devam etti ve 2002 yılına kadar başkanlığını sürdürdü.
2002 yılında, Sosyal Demokrasi Vakfı tarafından kendisine “İnsan Hakları Demokrasi Barış ve Dayanışma Ödülü” tevcih edildi.
2010 yılından itibaren, İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yönetim Kurulu Üyeliğini üstlendi.
İstanbul Medipol Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. Milletlerarası Özel Hukuk, İnsan Hakları ve Avukatlık Hukuku ve Milletlerarası Ticaret Hukuku dersleri verdi.
25.04.2011 tarihinde hukuk profesörü unvanını kazandı.
Eserleri
Evrensel Gazetesi’nde köşe yazarlığı yaptı. Bu gazetede yazdığı yazılarını 2008 yılında “Özgürlük Zamanı” adıyla kitap olarak yayınladı. Günışığı Dergisinde makaleleri yayınlandı.
Türk Devletler Özel Hukukunda Evlenmenin Kuruluşu
1982 yılında “Türk Devletler Özel Hukukunda Evlenmenin Kuruluşu” ve 2006 yılında da “Avukatlık Zamanı” isimli eserleri kaleme aldı. 2018 yılında “Gerçekliğimin Suretinde Düşler, Düşünceler” isimli eseri basıldı.
Çok sayda makale yazdı, bilimsel toplantılarda tebliğler sundu, yüzlerce panel, konferans ve sempozyumda konuşmacı ve yönetici olarak yer aldı.
İstanbul Barosu eski başkanlarından Av. Prof. Dr. Yücel Sayman, 2020 yılında eşi Hacer Sayman ile birlikte yakalandığı Covi19 hastalığını yenmişti.
Akciğer kanseri nedeniyle, İstanbul’da, tedavi edildiği hastanede, 82 yaşında iken hayata veda etti. Fransızca ve İngilizce biliyordu.
Makaleleri
Fransız Uygulamasından Dört Mahkeme Kararı ve Tarışma Konusu Bir Sorun: Yargıç Yabancı Ülkenin Devletler Hususi Hukuku Sistemini İzleyebilir mi?; Le DéEDOUBLEEMENT Fonctionnel et Son Utilisation En Droit International Privé; Yabancı Şirketlerin Tanınması; İsviçre Devletler Özel Hukuku Uygulamasında Boşanmış Eşin Yeniden Evlenmesi; Türkiye’de Yapılan Evliliklerin Şekline Uygulanacak Hukuk Üzerine Düşünceler; Fransa‟da Devletin Tahkime Gitme Olanağı; Çocukların Velayetine İlişkin Kararların Tanınması ve Tenfizi ile Çocukların Velayetinin Yeniden Tesisine İlişkin Avrupa Sözleşmesi Hakkında Rapor; Hak Arama Özgürlüğü ve Avukatlık Mesleği; Demokratikleşme, İnsan Hakları ve Hukuk Devleti Bağlamında Avukatlık Mesleği; Siyasi Açıdan İnsan Hakları; Avukat, Nereden? Avukat, Neden? Türkiye Barolar Birliği Üzerine; Avukatın ücret talep hakkı; Vesayet: Gerçek mi? Söylenti mi?; Yargı ve Baro; Rekabet Kurulu Avukatlıktan anlıyor mu? ve Baro Nedir, Ne Değildir? benzeri makaleleri bulunmaktadır.
Deniz Feneri Kütüphanesi, Çözüm Süreci ve Hayata Dönüş Operasyonu
Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi’ne bağlı Bektaş Köyü, Sivrice Burnu’ndaki 150 yıllık deniz fenerini 10 yıllığına kiralayarak 5 bin kitaplık kütüphaneye dönüştürdü.
19 Aralık 2000 tarihinde düzenlenen ve 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan Hayata Dönüş Operasyonu öncesinde, Bayrampaşa Cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerle arabuluculuk görüşmelerinde bulunan heyette yer aldı. 39 askerin yargılandığı Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada verdiği ifadesinde, “Görüşmeler devam etseydi çözüme ulaşırdık ve ölüm oruçları sona ererdi” dedi.
2013 yılında “çözüm ve müzakere” sürecinin alt yapısını oluşturmak üzere kurulan 63 kişilik Akil İnsanlar heyetine Marmara Bölgesi’nden katıldı. “Akil insan sözü beni rahatsız ediyor, akil falan değilim” dedi.
Sayman, eşi Hacer Sayman ile birlikte 2020 yılında yakalandıkları Covit19 hastalığından ötürü eve kapandıkları günlerde “Günaydın Yaşam: Koronavirüs ve Kanserohücre’li Günlerde Kendine Yabancılaşmamak…” adıyla bir kahvaltı kareografisi kitabına imza atmıştı.
“Doğum gününde ilan-ı aşk ve evde KoronaVirüs/KanseroHücre direnişi kahvaltılarının koreografisi günlük yaşamımızı diğer sabah kahvaltılarından farklı ama ‘Aynı Servis Tabaklarında İki Kez Kahvaltı Edilmez’ düşüncesine uygun bir solukla renklendirdi.” Dışarıda bulaştıkça çoğalan bir virüs ile içeride çoğaldıkça özerkleşen hücreler; KoronaVirüs ve KanserE Hücre gerçekleriyle hayatın eve sığdığı zamanlara ait bir baş etme güncesi. Her yeni günün sabahında yeniden tasarlanan kahvaltı sofralarının fotoğrafları bir anlamda yaşamsal olanı yaşatma örneği sergiliyor ve yaşama “Günaydın!” diyor. Aşk ve direniş, yaşamla barışma kararlılığıyla, tutkuyla hazırlanan kahvaltılarda Hasta Hane’den Ege kıyılarına uzanan benzersiz bir performans sanatına dönüşüyor. Kâh fotoğraflarda, kâh kitap sayfalarında, kâh gezi broşürlerinde ve başkaca nesnelerde saklı anılar Yücel Sayman’ın renk renk örtülere özenle yerleştirdiği salatalıklar, domatesler, zeytinler, yeşillikler, ceviz taneleri, kızarmış ekmek dilimlerinde öyküleniyor ve Hacer Sayman’ın çektiği fotoğraflarla izleyenleri şiirsel bir yolculuğa çıkarıyor.