Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı- AGİT
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı-AGİT
Kasım 28, 2018
Hukukbook, Kurumlar
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Katılımcısı Devletler
ABD |
• İngiltere |
• Monako |
Almanya |
• İrlanda |
• Norveç |
Andorra |
• İspanya |
• Özbekistan |
Arnavutluk |
• İsveç |
• Polonya |
Avusturya |
• İsviçre |
• Portekiz |
Azerbaycan |
• İtalya |
• Romanya |
Belarus |
• İzlanda |
• Rusya |
Belçika |
• Kanada |
• San Marino |
Bosna-Hersek |
• Karadağ |
• Sırbistan |
Bulgaristan |
• Kazakistan |
• Slovakya |
Çek Cumhuriyeti |
• Kırgızistan |
• Slovenya |
Danimarka |
• Letonya |
• Tacikistan |
Ermenistan |
• Lihtenştayn |
• Türkiye |
Estonya |
• Litvanya |
• Türkmenistan |
Finlandiya |
• Lüksemburg |
• Ukrayna |
Fransa |
• Macaristan |
• Vatikan |
GKRY |
• Makedonya |
• Yunanistan |
Gürcistan |
• Malta |
|
Hırvatistan |
• Moğolistan |
|
Hollanda |
• Moldova |
|
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının Tarihçesi
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), dünyada iki kutuplu düzenin bulunduğu soğuk savaş döneminde diyalog kanalların açık tutmak, gerginlikler ve anlaşmazlıkları azaltarak Avrupa’da güvenliğin artırılmasını sağlamak amacıyla, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK) adı altında konferanslar diplomasisi olarak 1970’li yıllarda ortaya çıkmıştır.
Helsinki’de 1973 yılında başlayan görüşmeler sonucunda Helsinki Nihai Senedi’nin 33 Avrupa ülkesi ile ABD ve Kanada tarafından 1975 yılında imzalanmasıyla AGİK süreci başlamıştır.
Helsinki Nihai Senedi’nde güvenliğin birbiriyle irtibatlı üç farklı boyutu olduğu, siyasi-askeri, insani ve ekonomi-çevre boyutları dikkate alınmadan tam bir güvenliğin sağlanamayacağı belirtilmiştir. O dönemdeki adıyla AGİK, soğuk savaşın sona ermesine kadar geçen dönemde ağırlıklı olarak siyasi-askeri boyutta kalmıştır.
Sovyetler Birliği(SSCB)’nin 1990’ların başında dağılması ve iki kutupluluğun son bulmasıyla AGİK’in işlevi azalmış ancak bu dönemde yeni bir yapılanma gerçekleştirilmiştir. Yeni dönemde AGİK, demokratikleşme ve insan haklarının izlenmesi, erken uyarı, çatışmaların önlenmesi, kriz yönetimi ve çatışma sonrası rehabilitasyon alanlarına yoğunlaşmıştır.
1990 Sonrası Dönem: AGİK’ten AGİT’e Geçiş
Soğuk Savaş sonrası dönemin siyasi başlangıcını oluşturan ve Helsinki sürecinde önemli bir dönüm noktasını simgeleyen 1990 Paris Şartı’yla, AGİK’in siyasi danışma mekanizmaları ve bir dizi daimi organ aracılığıyla kurumsallaşması ihtiyacının ortaya çıktığına karar verilmiş, 1992 Helsinki Zirvesi’nde, bugün halen işlevsel olan kurum ve kuruluşlarının temeli atılmıştır. 1994 Budapeşte Zirvesi’nde ise AGİK bir uluslararası teşkilata dönüşerek, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı-AGİT adını almıştır.
AGİT, diğer uluslararası örgütlerden farklı olarak antlaşma veya sözleşme gibi hukuki bağlayıcılığı bulunan bir belgeye dayanmamaktadır. Kabul ettiği ilke ve normlar kadar, kendi idari ve örgütsel yapısı da siyasi düzeyde Bakanlar veya Devlet ve Hükümet Başkanları tarafından alman kararlara göre şekillenmektedir. Kararlar oydaşmayla alınmaktadır.
Örgüt, özellikle Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından kapsamlı bir insan hakları müktesebatı geliştirmiş, insani boyuttaki yükümlülüklerin hayata geçirilmesinde katılımcı devletlere destek sunmak üzere AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi, Milli Azınlıklar Yüksek Komiseri ve Medya Özgürlüğü Temsilcisi kurumlarını oluşturmuştur.
Diğer yandan, AGİT ülkeleri arasındaki siyasi diyalogu parlamenterler düzeyine taşımayı amaçlayan AGİT Parlamenter Asamblesi (AGİT-PA) 1991 yılında kurulmuş olup, Türkiye, TBMM’nde oluşturulan AGİT PA Türk Grubu tarafından AGİTPA çalışmalarına katılım sağlamaktadır.
AGİT’i diğer uluslararası örgütlerden ayıran karşılaştırmalı üstünlüklerden birini de alan misyonları oluşturmaktadır. Halen Güneydoğu Avrupa’da Arnavutluk, Bosna-Hersek, Sırbistan, Karadağ, Kosova ve Makedonya’da; Doğu Avrupa’da Moldova ve Ukrayna’da; Kafkaslarda Azerbaycan ve Ermenistan’da; Orta Asya’da Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’da faaliyet gösteren AGİT ofis ve misyonları, çatışmaların önlenmesi ve çözümü için siyasi süreçlerin kolaylaştırılması, sivil toplumun ve hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi, demokrasinin geliştirilmesi, insan ve azınlık haklarının korunması işlevlerini yerine getirmektedirler.
21. yüzyılda karşılaşılan tehditlerin çok boyutlu ve karmaşık nitelik arzetmesi, AGİT’in bu tehditlerle mücadele imkan ve yeteneklerinin geliştirilmesine yönelik çabaların 2000’li yıllarda da sürdürülmesini gerektirmiştir. Bu itibarla, 2003 Maastricht Bakanlar Konseyinde “21. Yüzyılda Güvenlik ve İstikrara Yönelik Tehditlere Yönelik AGİT Stratejisi”ni kabul edilmiş, 2010 Astana Zirvesi’nde kabul edilen “Güvenlik Topluluğuna Doğru” başlıklı deklarasyonla ise, AGİT coğrafyasında güvenlik topluluğu inşa edilmesi hedefi dile getirilerek, kapsamlı ve işbirliğine dayalı güvenlik ile güvenliğin bölünmezliği ilkelerine dayalı bir vizyon öngörülmüştür. Astana Zirvesi’nden sonra, kadın, cinsiyet ve siber güvenlik gibi boyutlararası konular da önem kazanmış ve Örgütün gündeminde daha fazla yer teşkil etmeye başlamıştır.
Güvenlik topluluğunun inşasına yönelik “yapı taşlarının” oluşturulması için Helsinki Nihai Senedi’nin imzalanmasının 40. yıldönümüne rastlayan 2015 yılı hedef olarak saptanmış ve Helsinki+40 süreciyle, katılımcı devletler arasında ileriye dönük, yapıcı, sonuç odaklı ve gayrıresmi diyalog başlatılmıştır.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ve Türkiye
AGİT’in kurucu üyeleri arasında yer alan Türkiye, Örgütün tüm boyutlarındaki (siyasi-askeri, ekonomi-çevre, insani boyut) çalışmalarda yer almaktadır. Türkiye, terörizm, polis faaliyetleri, sınır güvenliği ve yönetimi, ekonomi ve çevre konuları, hoşgörüsüzlük ve ayrımcılıkla mücadele, göç ve entegrasyon, insan ticaretiyle mücadele gibi alanlar başta olmak üzere AGİT çalışmalarına katılmaktadır.
Türkiye, AGİT’in kapsamlı güvenlik anlayışı çerçevesinde, ekonomi-çevre ve insani boyut konularında da Örgütün çalışmalarına aktif katkı sağlamaktadır. İnsani boyutta, Avrupa başta olmak üzere AGİT bölgesinde yaşayan vatandaş ve soydaşlarımızın maruz kaldıkları hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık, ırkçılık ve nefret saikli olayların seslendirilmesi temin ve teşvik edilmektedir.
Türkiye, 1999 yılında AGİT Zirvesi’ne evsahipliği yapmış, 18-19 Kasım 1999’da İstanbul’da yapılan Zirve’de kabul edilen belgeler örgüt müktesebatına katılmıştır. Zirve’de imzalanan Avrupa Güvenlik Şartı (İstanbul Şartı), 21. yüzyılda AGİT bölgesinin güvenlik, barış ve istikrarının güvence altına alınabilmesi için gerekli ilke ve yöntemleri belirlemiştir. İstanbul Şartı’nda, AGİT’in erken uyarı, çatışma önleme, kriz yönetimi ve çatışma sonrası rehabilitasyon alanlarındaki faaliyetlerini daha etkin hale getirmek için AGİT coğrafyasında faaliyet gösteren uluslararası ve bölgesel kuruluşlar arasında İşbirliğine Dayalı Güvenlik Platformu (Platform for Cooperative Security), Süratli Uzman Yardım ve İşbirliği Ekipleri (Rapid Expert Assistance Cooperation Teams/REACT) gibi mekanizmalar geliştirilmiştir.
Türkiye, AGİT hinterlandındaki Yukarı Karabağ, Abhazya, Güney Osetya ve Transdinyester ülkelerinin toprak bütünlüğü ve egemenlikleri çerçevesinde çözüm önermektedir. Türkiye, Yukarı Karabağ ihtilafının çözümüne yönelik Minsk Grubu’nun da bir üyesi olarak; Örgütün anılan ihtilafların çözüm süreçlerinde daha etkin ve sonuç alıcı bir rol üstlenmesini teşvik etmektedir.
Diğer Ülkelerle İlgili Sorunlar
Kırım’ın Rusya tarafından ilhakı ve Ukrayna’nın doğusundaki çatışma ortamı sonucunda çıkan kriz sonrası AGİT’in kısa sürede Ukrayna Özel Gözlem Misyonu’nu (ÖGM) oluşturması, AGİT’i Ukrayna krizine çözüm bulunması çabalarında öncü konuma almıştır. Kuruluş amacı, görev yönergesinde, Ukrayna genelinde gerilimin azaltılması; bölgede huzur, barış, güvenlik ve istikrarın teşvik edilmesi ve AGİT ilke ve yükümlülüklerinin uygulanmasının desteklenmesi ve denetlenmesi olarak tarif edilen ÖGM’nun başkanlığını 2 Nisan 2014 tarihi itibarıyla bu göreve atanan Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşarı emekli Büyükelçi Ertuğrul Apakan üstlenmektedir. ÖGM, Minsk mutabakatları uyarınca ateşkesin gözlemlenmesi, ağır silahların geri çekilmesinin gözlemlenmesi ve doğrulanması ile Ukrayna-RF sınır güvenliğinin denetlenmesi görevlerini de yerine getirmektedir. Tüm tarafların güvenini kazanmış bir şekilde sahadaki faaliyetlerini sürdüren ÖGM’na, Türkiye tarafından personel ve bütçe desteği sağlanmaktadır.
Avrupa-Atlantik ve Avrasya güvenlik mimarisinde özgün bir yere sahip olan AGİT’in güvenlik kavramına kapsamlı yaklaşımı, katılımcı devletler arasında açıklık, şeffaflık ve işbirliğini teşvik ederek, güvenliğin arttırılmasını hedefleyen siyasi ve askeri konularla ilgili taahhüt ve mekanizmaları da içermektedir. Bu çerçevede, askeri faaliyetlerin takibine imkân tanıyan, erken uyarı ve kriz önleme hükümleri içeren Viyana Belgesi, AGİT bölgesinde istikrara ve güvenliğe katkıda bulunan önemli bir GGAÖ aracını oluşturmaktadır. 57 AGİT katılımcısının taraf olduğu, çeşitli güven ve güvenlik artırıcı tedbirleri içeren ve siyasi bağlayıcılığı olan Viyana Belgesi’nin bugüne kadar başarıyla uygulanabilmesinde en önemli etken, uluslararası gelişmelere göre uyarlanabilmesi ve yeni ihtiyaçları karşılayabilmesi olmuştur. Ahiren dört kez gözden geçirilmiş olan Viyana Belgesi’nin, 2016 yılında güncellenmesi öngörülmektedir.
1992 yılında yürürlüğe giren Avrupa’da Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması (AKKA), Avrupa konvansiyonel güvenlik mimarisinin üzerinde inşa edildiği temel uluslararası düzenlemedir. Avrupa sathında ve bölgesel düzeyde kuvvet düzeyleri, askeri dengeler, ülke içi ve dışı askeri konuşlandırma koşulları AKKA tarafından belirlenir. Rusya Federasyonu (RF), NATO genişlemesinden kaynaklanan güvenlik endişelerini gerekçe göstererek; AKKA yükümlülüklerini, tek taraflı bir kararla, 12 Aralık 2007 tarihi itibariyle askıya almıştır. Bu tarihten itibaren, Antlaşma, RF dışındaki diğer 29 Taraf Devlet tarafından uygulanmaktadır.
Açık Semalar Antlaşması(ASA) ise hukuki bağlayıcılığa sahip, taraf ülkelerin topraklarının, silahtan arındırılmış ve özel algılayıcılarla donatılmış uçaklarla havadan gözlenmedi bu suretle açıklığa ve şeffaflığa katkı sağlanmasını öngören bir askeri düzenlemedir. 34 ülkenin taraf olduğu Antlaşma, Avrupa’da silahsızlanma ve silahların kontrolü alanındaki çeşitli düzenlemeler bakımından tamamlayıcı bir denetim aracı olarak da kullanılmaktadır.
Bunu okudunuz mu?
3 Kasım – Hukuk Takvimi – Hukuk Tarihinde Bugün 1793 Fransız oyun yazarı, gazeteci ve …