Ana Sayfa » Evrensel Metinler » Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Polis Bildirisi
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Polis Bildirisi

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Polis Bildirisi

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Polis Bildirisi, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin Polis Hakkındaki Bildiriye İlişkin Kararı olarak 8 Mayıs 1979 tarihinde kabul edilmiştir.(Declaration on the Police)

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi “Polis Etiği Avrupa Yasası Hakkında Bakanlar Komitesinin üye Devletlere yönelik olarak aldığı Tavsiye Kararı (2001)10” adıyla yayınlanan belgeyi 19 Eylül 2001 tarihinde kabul etmiştir.

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Polis Bildirisi (Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin Polis Hakkındaki Bildiriye İlişkin 690 (1979) Sayılı Kararı)

 1. Avrupa insan hakları sözleşmesi ve diğer ulusal ve uluslar arası belgelerle güvenceye alınmış olan insan hakları ve temel özgürlüklerin tam anlamıyla kullanılabilmesinin, kamu düzeni ve kamu güvenliğinden yararlanan huzur içinde bir toplumun varlığını zorunlu kıldığını dikkate alarak;

2. Bu bakımdan, bütün üye devletlerde polisin temel bir rol oynadığını, son derece tehlikeli koşullar içinde müdahale etmek için onların sık sık çağrıldıklarını, uygulayacakları davranış kurallarının yeterli açıklıkla belirtilmemiş olmasının, görevlerini daha da karmaşık bir hale getirdiğini dikkate alarak;

3. Görevleri sırasında insan haklarını çiğneme suçu işlemiş polisler ile kullandıkları insanlık dışı yöntemler yüzünden birlikleri lağvedilmiş polislerin, polis olarak kullanılmamalarını temenni ederek;

4. Polise, insan hakları ve temel özgürlüklere ilişkin görevlerini nasıl yapması gerektiği konusundaki kurallar anlatılırsa, insan hakları ve temel özgürlüklerin korunması ile ilgili Avrupa sisteminin güçleneceğini düşünerek;

5. Polislerin, içinde görev yaptıkları toplumun maddi ve manevi aktif desteğinden yararlanmalarını temenni ederek;

6. Polislerin, devletin diğer görevlilerinkine benzer, statü ve haklardan yararlanmaları gereğine inanarak;

7. Savaş halinde ve diğer olağanüstü durumlarda ve yabancı bir gücün işgali ihtimalinde, polislerin davranışlarını yönlendirecek direktifler belirlemenin arzu edileceğini dikkate alarak;

8. Aşağıdaki Polis Hakkındaki Bildiri’yi, bu kararın tamamlayıcı bölümü olarak kabul eder.

9. Ulusal parlamentolardan ve halkla ilişkilerle görevli komisyondan, hukuki sorunlar komisyonundan ve Avrupa Konseyi Genel Sekreterinden, bu bildiriyi azami ölçüde duyurmalarını beklediğini beyan eder.

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Polis Bildirisi
Bölüm A
Görevle İlgili Mesleki Kurallar (Deontoloji)

1. Her polis, kanunla kendisine verilmiş görevleri, vatandaşlarını ve toplumu, şiddet, mülke zarar verme ve kanunla tanımlanmış diğer haksızlıklara karşı koruyarak yerine getirmekle yükümlüdür.

2. Her polis, birlik içinde, tarafsız ve onurlu bir şekilde davranmak zorundadır. Özellikle her türlü rüşvet olayından kaçınmak ve tam bir kararlılık içinde ona karşı çıkmak zorundadır.

3. Yargılamadan adam öldürmek, işkence ve diğer insanlık dışı veya alçaltıcı ceza veya muameleye tabi tutmak, durum ve şartlar ne olursa olsun yasaktır. Her polis, bu eylemleri içeren emir veya direktifleri uygulamamakla yükümlüdür.

4. Bir polis, hiyerarşik üstü tarafından nizami olarak verilmiş meşru emirleri yerine getirmekle yükümlüdür; bununla birlikte yasaya aykırı olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği herhangi bir emri yerine getirmekten kaçınacaktır.

5. Kanunların çiğnenmesine karşı koyma, her polisin görevidir. Eğer bu eylemler, hemen ağır veya tamiri mümkün olmayacak zararlara yol açma niteliğinde ise, bu taktirde polis, vakit geçirmeden kendi imkanları ölçüsünde bunları önlemeye çalışacaktır.

6. Eğer, hemen ağır veya tamiri mümkün olmayacak bir zarar tehlikesi söz konusu değilse, polis, üstlerine haber vererek bu şiddet hareketlerini veya bunların tekrarını önlemeye çalışacaktır.

7. Yasa dışı bir emri yerine getirmeyi reddeden bir polise hiçbir ceza veya disiplin cezası verilemez.

8. Yasa dışı bir eylemde bulunduğu şüphesi olmadan, sırf ırki veya dini veya siyasi inançları nedeniyle aranan, tutuklu olan veya yargılanan kişilerin, aranmasına, yakalanmasına, gözaltında tutulmasına veya nakline katılmayı reddetmek, polisin görevlerindendir.

9. Her polis, kendi eylemlerinden ve yasa dışı olarak verdiği eylem ve ihmal emirlerinden, kişisel olarak sorumludur.

10. Hiyerarşik düzen, açıkça belirtilmelidir. Bir polisin eylem ve ihmalinden sorumlu olan üste ulaşmak, her zaman mümkün olmalıdır.

11. Polisin faaliyetleri sonucu ortaya çıkan zararlara karşı başvuru yolları, mevzuatla güvence altına alınmalıdır.

12. Polis, görevlerini yaptığı sırada, kararlılıkla ve kanunla zorunlu kılınmış veya müsaade edilmiş bir görevi yerine getirmek için makul olandan fazla bir kuvvet kullanmadan hareket etmek zorundadır.

13. Polislere, silahlarını kullanacakları durumlar ve tarzlar hakkında, açık ve kesin talimat vermek gerekir.

14. Durumu tıbbi bakımı gerektiren bir kimsenin muhafazası görevinde bulunan bir polis, durumu sağlık görevlilerine bildirir ve gerektiğinde, bu kişinin hayatını ve sağlığını koruyucu önlemler alır. Kendisi, doktorların ve yetkili diğer sağlık personelinin, söz konusu kişinin tıbbi gözetim altında tutulması gereğini bildirmeleri halinde, buna uymak zorundadır.

15. Görevlerinin gereği veya kanun hükümleri, başka türlü hareket edilebileceğini emretmemişse, bir polis, görevi dolayısıyla sahip olduğu gizli nitelikteki bilgilerin gizliliğini korumak zorundadır.

16. Bu Bildiri hükümlerine uyan her polis, içinde görev yaptığı toplumun maddi ve manevi aktif desteğine hak kazanır.

Bölüm B
Statü

1. Polis kuvvetleri, kanunla kurulmuş ve kanunların uygulanması ve düzenin korunması ile görevli bir kamu hizmeti teşkilatını oluşturur.

2. Aranan koşulları taşıyan her vatandaş polis olabilir.

3. Polis memurları, hizmete başlamadan ve hizmet sırasında, derinliğine, genel ve mesleki nitelikte bir eğitime tabi tutulmak, ayrıca da sosyal sorunlar, kamu özgürlükleri, insan hakları ve özellikle de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi konularında uygun bir öğretimden geçmek zorundadırlar.

4. Polisin içinde görev yaptığı çevre, mesleki psikolojik ve maddi koşulları, birliği, tarafsızlığı ve onuru koruyacak nitelikte olmalıdır.

5. Polisler, adil bir ücret hakkına sahiptirler. Bu ücretin tespitinde, tehlike ve sorumlulukların önemi, çalışma saatlerinin düzensizliği gibi özel faktörler dikkate alınmalıdır.

6. Polis memurları, mesleki örgütler kurabilmeli, onlarla birleşebilmeli ve aktif bir şekilde katılabilmelidir. Polis memurları, diğer örgütlerde de aktif bir rol oynayabilmelidir.

7. Temsile yetkili olmak koşulu ile mesleki bir polis örgütü:

a. Polis memurlarının mesleki statüsü ile ilgili görüşmelere katılabilmeli,
b. Polis teşkilatının yönetimi konusunda görüş verebilmeli,
c. Bir polis veya bir grup polis lehine herhangi yargısal bir girişimde bulunabilmelidir.

8. Bir polisin mesleki bir kuruluşa girmesi veya onun faaliyetlerine katılması olayı, kendisine zarar verici olarak değerlendirilmemelidir.

9. Kendisine karşı ceza veya disiplin kovuşturması başlatılan bir polis memurunun, dinlenmeğe ve bir avukat tarafından savunulmaya hakkı vardır. Karar, makul bir sürede alınmalıdır. Ayrıca üyesi olduğu mesleki örgütün yardımını isteyebilmelidir.

10. Hakkında bir disiplin tedbiri veya cezai müeyyide uygulanan bir polis memurunun, bağımsız ve tarafsız bir kuruluşa veya bir mahkemeye başvurma hakkı vardır.

11. Mahkemeler önünde, bir polis memuru, diğer vatandaşların haiz oldukları aynı haklardan yararlanır.

Bölüm C
Savaş Hali ve Diğer Olağanüstü Durumlar, Yabancı Bir Gücün İşgali

1. Savaş veya düşmanın işgali durumunda; polis, sivil halkın çıkarları doğrultusunda, can ve mal güvenliğini koruma görevini yapmaya devam edecektir. Bu bakımdan “muharipler” statüsüne tabi değildir. Bu itibarla da kendilerine savaş  esirlerine uygulanacak muamele ile ilgili 12 Ağustos 1949 tarihli Üçüncü Cenevre Sözleşmesi hükümleri uygulanmaz.

2. Savaş sırasında sivil kişilerin korunmasına ilişkin 12 Ağustos 1949 tarihli Dördüncü Cenevre Sözleşmesi hükümleri, sivil polislere de uygulanır.

3. İşgalci güç, polislere bu bölümün 1 nci maddesinde belirlenenlerden başka görevler yapmaları için emir veremez.

4. İşgal durumunda polisler:

Direniş hareketleri üyelerine karşı yapılan eylemlere,

Halkı askeri amaçlarla ve askeri tesislerde nöbetlerde kullanmak üzere alınan önlemlerin uygulanmasına katılamaz ve yardımcı olamaz.

5. Eğer bir polis memuru, düşman işgali sırasında, işgalci güç tarafından yukarıda sayılanlar gibi meşru olmayan ve sivil halkın çıkarlarına ters düşen emirleri yerine getirmek için zorlandığı ve başka çıkar yol bulamadığı gerekçesiyle istifa etmiş ise; kendisi teşkilatta kalsa idi yararlanacağı bütün hak ve avantajlarından hiçbir şey kaybetmeden, işgal biter bitmez, teşkilata yeniden alınır.

6. İşgal sırasında veya işgalin sonunda, yetkili olduğu kabul edilen bir makamdan aldığı ve uygulanması polisin normal görevleri arasında olan bir emri iyiniyetle yerine getiren bir polis hakkında, hiçbir halde cezai veya idari bir takibat yapılamaz.

7. İşgal kuvveti işgalden önce yetkili makamlar tarafından verilmiş emirleri yerine getiren polisler hakkında idari veya yargısal yaptırımlar uygulayamaz.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin, Polis Hakkındaki Bildiriye İlişkin 690 Sayılı Karar Üzerindeki Gözlemleri

1. Bakanlar Komitesi, Meclisin, Polis Hakkındaki Bildiriye ilişkin 853 sayılı önerilerini, yetkili muhtelif müdürler komitesinden aldığı görüşlerin ışığında incelemiştir.

2. Bakanlar Komitesi, Meclisin, insanın temel haklarının korunması ve kollanması endişesini duyan demokratik bir toplumda, polisin en üst düzeyde mesleki normlar uygulaması gerektiği hakkındaki, görüşünü paylaşır.

Meclisin, 690 sayılı Karara ek “Polis Hakkındaki Bildiri” metnini hazırlamak için harcadığı çabayı takdirle karşılamakla birlikte, Bakanlar Komitesi, bu metinle ilgili aşağıdaki gözlemleri saptamıştır.

Bölüm A
Görevle İlgili Mesleki Kurallar (Deontoloji)

3. 1 numaralı dipnotta, bu Bildirinin, savaş ve diğer olağanüstü durumlarla ilgili C bölümü hariç, diğerleriyle beraber askeri polise de uygulanacağı belirtilmiştir. Bu durum, örneğin askeri polisin, silahlı kuvvetlerde disiplini sağlamak ve Sıkıyönetim Kanununu uygulamak için göreve çağrıldığı zaman bir takım sorunların ortaya çıkmasına neden olacaktır. Ayrıca, emirlere itaat ilkesinin silahlı kuvvetlerde, polisten daha katı olmasından kaynaklanacak anlaşmazlıklar da ortaya çıkabilecektir.

4. “Polis memuru” deyimi, Bildirinin, sadece memur statüsünde olan polislere uygulanacağı izlenimini vermektedir. Oysa bu durum 1 numaralı dipnotla çelişir gibi görünmektedir.

5. A.4 paragrafında görülen “gayri meşru-yasaya aykırı (illegal)” sözcüğü çok geniş kapsamlıdır ve polisteki hiyerarşi ve disiplin ilkeleriyle çatışma tehlikesini taşımaktadır. Ayrıca da A.10 paragrafı dikkate alınınca, gereksizliği ortaya çıkmaktadır.

6. “Üst makamlar” (paragraf A.6), “sorumlu” (paragraf A.9), “yasal güvence” (paragraf A.11), “bir kimsenin muhafaza görevlisi” (paragraf A.14) gibi Bildiride kullanılan bir kısım terimlerin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

Bölüm B
Statü

7. Polis, sadece, “düzenin korunmasından ve yasaların uygulanmasından” sorumlu değildir. Buna polisin önleyici görevleri ile ihtiyacı olan kişilere yardım görevlerini de eklemek gerekir.

8. Hizmete almada her türlü ayrıcalığı ortadan kaldırmak endişesi ile B.2 paragrafına mesleğin zorunlu kıldığı koşulları ve yasanın öngördüğü nitelikleri (örneğin, fizik ve moral) taşıyan her vatandaş polis olabilir, şeklinde bir açıklık getirmek gerekir.

9. B.6 ve B.8 paragraflarıyla ilgili olarak, Avrupa Sosyal Şartının 5 ve 6 ncı maddelerine; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11 inci maddesine ve sendika hakkının korunması ve özgürlüğü ile ilgili 87 numaralı Uluslararası Çalışma Sözleşmesi hükümlerine yollamalar yapmak uygun olacaktır.

10. Özellikle B.6 paragrafına bir açıklık getirmek gerekir. Zira bilindiği gibi, üye devletlerin bir kısmında, polislerin, görevleriyle ve tarafsız olma yükümlülüğü ile bağdaşmadığı gerekçesiyle sendika kurma veya bir sendikaya katılma hakları yoktur. (Bakınız A.2.) Bu durumda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11 inci maddesinin 2 nci fıkrasına göre, polislerin dernek kurma haklarına getirilebilecek kısıtlamaları belirtmek gerekecektir. Bu açıklama “diğer örgütler” sözcüğünün siyasi partileri de kapsaması halinde, çok daha zorunlu olmaktadır. Gerçekten de, üye devletlerden pek çoğu, polislerin siyasi partilere aktif olarak katılmalarını, sendikalar için ileri sürülen nedenlerle, hoş karşılamamaktadır.

11. B.7 paragrafındaki mesleki polis örgütlerine danışılma zorunluluğu açıklığa kavuşturulmalıdır. Örneğin, polis birimlerinin (karakollar gibi) günlük yönetiminde danışma söz konusu olacak mıdır?

12. Ceza muhakemeleri usulü söz konusu olduğunda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinin 1 inci fıkrası, mesleki bir kuruluşun yardımına başvurma hakkı hariç, B.9 ve B.10 paragraflarındakine benzeyen güvenceler öngörmüştür. Sözleşme organlarının devamlı bir içtihadına göre, disiplin kovuşturmaları, 6 ncı maddenin 1 inci fıkrasının uygulama alanına girmemektedir.

Bununla birlikte, bir devletin bir usulün disiplinle ilgili olduğunu açıklaması, Sözleşme organlarının, söz konusu usulün ceza usulü ile ilgili olup olmadığını incelemesini engellemez. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bir devletin bir suçlamayı disiplin niteliğinde değerlendirmesi halinde, bunun ceza hukuku ile ilgili olup olmadığını ortaya çıkaracak ölçüleri saymış bulunmaktadır.

Mahkemenin bu konuda dikkate aldığı unsurlar:

a. Savunmada bulunan devletin hukuk tekniğine göre, aykırılık konusunu tanımlayan metinlerin, ceza hukuku, disiplin hukuku veya her ikisi ile ilgili olup olmadığının araştırılması,

b. Aykırılığın niteliği,

c. İlgiliye uygulanabilecek yaptırımın ağırlık derecesidir.

Avrupa İnsan Hakları Komisyonu, birçok olayda aynı metodu uygulamıştır. Ayrıca, B.9 ve B.10 uncu paragraflarda öngörülen güvenceler, bir kısım ülkelerde esasen vardır ve bunlar, sadece ceza kovuşturmaları için değil, fakat aynı zamanda disiplin kovuşturmaları için de geçerlidir. Bununla birlikte, disiplin usullerinin belli bir şekle bağlı olmaması ve kısa olması gibi nitelikleri dikkate alınınca, özellikle de ufak çaptaki disiplin suçlarının söz konusu olduğu durumlarda, polis memurunun mutlaka bir avukat tarafından savunulmasında ısrar etmek temenni edilmeyeceği gibi, aynı zamanda gereksizdir.

Gerçekten de her yerde hakkı, bir temsilci aracılığı ile aramak, durumu, ne sanık memura ne de genel olarak polis teşkilatına bir yarar sağlayacak bir bürokrasiye götürmekten başka bir işe yaramaz. Bunun gibi, anlamsız, önemsiz pek çok işlerle ilgili disiplin hükümleri arasına, mahkemeye itirazda bulunma hakkını öngören bir madde koymanın yararı olmayacağı izlenimi edinilmiştir.

13. B.11 paragrafına gelince, polisin adli veya idari bir mahkemede taraf olması veya tanıklık yapmak üzere, bir mahkeme önüne çağırılması durumlarında, ilgilinin polis teşkilatı içindeki hiyerarşik durumu veya resmi görevleri bazı kısıtlamalara neden olabilir.

Bölüm C
Savaş Hali ve Diğer Olağanüstü Haller, Yabancı Bir Devletin İşgali

14. Cenevre Sözleşmesi’ne sık sık yapılan yollamaların da gösterdiği gibi, bu bölümde ele alınan sorunlar, evrensel nitelikteki hukuk mekanizmaları ile ilgilidir. Bu itibarla Avrupa Konseyi bu konuların tartışılması bakımından, uygun bir forum olarak görünmemektedir. Öte yandan bir “Bildiri,” Cenevre Sözleşmesi hükümlerini yorumlayacak uygun bir araca benzememektedir.

15. Ayrıca, önerilen kurallar, “savaş” ile “işgal durumu” arasındaki farkı açıkça belirtmemektedir. İç savaştan kaynaklanan sorunlara değinilmemektedir. Öte yandan, kurallar, bir taraftan askeri polisi uygulama alanı dışında bırakırken, bazı üye devletlerdeki polisin askeri bir statüye tabi olduğunu ve savaş zamanında, kendilerine, onları savaşa sürükleyebilecek özel görevler verilebileceğini dikkate almamaktadır.

16. C.3, C.6 ve C.7 paragrafları, polislerden ziyade işgal kuvvetini ilgilendirmektedir. C.4 paragrafına gelince bu bir takım sorunların somut uygulamaları ile ilgilidir.

17. Sonuç olarak; Bakanlar Komitesi, Avrupa Konseyinde, insan hakları ve suçlarla ilgili alanlarda yapılmış ve yapılmakta olan çalışmalarda, polisin faaliyetlerinin önemli bazı yönlerinin incelenmiş olduğunu ve incelenmeye devam edildiğini hatırlatır. Bakanlar Komitesi, bu çalışmaların, olanak ölçüsünde, Meclisin bu cevaba konu olan metinde açıkladığı endişelere cevap verecek doğrultuda devam edip gelişmesini, dikkatle izleyecektir. Bununla birlikte, bu metinler bazı tereddütler ve karşı fikirler uyandırdığı için, Bakanlar Komitesi bunları, istisnasız olarak destekleyememiştir. Buna karşılık, Bakanlar Komitesi, kendi otoritesi altında devam eden çalışmaların sonuçları hakkında, örneğin, gelecek yıl yayımlaması öngörülen, polislerin mesleki eğitimi el kitabı gibi, Meclise bilgi vermekten kaçınmayacaktır.

Bunu okudunuz mu?

Türkiye-İran Dostluk ve Güvenlik Antlaşması – 1926

Türkiye-İran Dostluk ve Güvenlik Antlaşması, 22 Nisan 1926 tarihinde İran’ın başkenti Tahran’da imzalanmıştır. Antlaşma 11 …