Ana Sayfa » Hukukbook » Basın Özgürlüğü

Basın Özgürlüğü

Basın özgürlüğü, demokratik hukuk devletlerinde korunması gereken önemli değerlerdendir. Bu özgürlük çağdaş Dünya Anayasaları tarafından güvence altına alınmıştır.

Basın, toplumun bilgi edinmesi ve gelişmesi bakımından ve aynı zamanda kültür, sanat, edebiyat, siyaset ve akla gelebilecek her alanında topluma mal olmuş kişilerin halka tanıtımında ve bu kişilerin toplum adına denetimi bakımından görev yapmaktadır.

Basın özgürlüğü, demokratik hukuk devletlerinde korunması gereken en önemli ilkelerdendir.

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde açıklanan küresel basın özgürlüğü endeksine göre Türkiye, 2018 yılı itibariyle 180 ülke içerisinde 157’nci sırada iken 2020 yılı basın özgürlüğü endeksinde ise 180 ülke arasında 154’üncü sırada yer almıştır.

Basın Özgürlüğü demokrasinin ön koşullarından biridir.
Basın Özgürlüğünün Kapsamı ve Sınırı

Basın, görevini yerine getirirken sonsuz bir serbestliğe sahip değildir ve sınırlamalara tabidir. Kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması basın özgürlüğünün sınırlarını çizer. Anayasa ve Basın Kanununa göre basın özgürdür ve yasal güvence altındaki basının haber verme hakkı gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık unsurları ile sınırlıdır. Haber verme hakkı bu sınırlar içinde kaldığı sürece hukuka uygundur. Bu unsurlardan birini taşımayan haberin veya eleştirinin hukuka uygun olduğundan söz edilemez ve saldırıya uğrayan kişisel hak korunmaya değer bir üstünlük kazanır.

Basın Özgürlüğü, haber gerçeği yansıtsa dahi kullanılacak dil ve ifadenin, yapılacak niteleme ve yorumun haberin verilişinin gerektirdiği ve zorunlu kıldığı biçim ve ölçüde bulunmasını öngörmektedir. Öze ilişkin koşulların varlığı durumunda da biçimsel koşullara uyulması zorunluluğu vardır. Eleştirinin yapılmasında gereksiz, yararlı olmayan beyan, niteleme ve değerlendirmelere gidilerek içerik ile uygun düşmeyen tahrik edici, yalın bir okuyucuda husumet ve kuşku yaratıcı dil ve ifade kullanılır, seçilen sözcükler aşağılayıcı, küçük düşürücü, incitici nitelikte olursa konu ile ifade arasındaki denge bozulur, haber veya eleştiri hukuka aykırı duruma gelir.Basın özgürlüğü; bilgi edinme, düşünceyi yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını da içerir.

Düşünce Özgürlüğü ve Basın

İfade Düşünceyi açıklama ve basın özgürlüğü, gerçekleri öğrenmek özgürlüğüne sahip kişi ve kitleler açısından temel hak niteliğindedir. Çoğunlukçu, özgürlükçü, demokratik toplumlarda, düşünceyi açıklama özgürlüğü; sadece genel kabul gören ve zararsız veya önemsiz sayılan düşünceler yönünden değil, aynı zamanda halkın bir kısmı tarafından benimsenmeyen kural dışı, hatta rahatsız edici, endişe verici, sarsıcı düşünceler için de geçerlidir.

Toplumun ve insanlığın sorunları konusunda bireyi bilinçlendirmek, doğru ve gerçeğe uygun bilgiler ile donatmak, yaşanan sorun, olay ve oluşumlar hakkında kamuoyunu nesnel bir biçimde aydınlatmak, düşünmeye yönlendirici tartışmalar açmak, yöneticileri eleştirmek, uyarmak ve bu suretle denetlemek durumunda olan basının sahip olduğu hakkı hukuka uygun bir biçimde kullandığının kabulü için gereklidir.

Basın Özgürlüğü kapsamında yapılan açıklama, eleştiri ve değer yargısı biçimindeki bilginin gerçek ve güncel olması, açıklanmasında kamunun ilgi ve yararının bulunması, açıklanış şekli ile konusu arasında düşünsel bağ bulunması, açıklamada küçültücü sözlerin kullanılmaması gerekmektedir. Ancak, basın özgürlüğünün bir dereceye kadar abartma hatta kışkırtmaya başvurma hakkını da içerdiği unutulmamalıdır.

Haber Verme hakkı

Haber verme hakkının hukuka uygun bir biçimde kullanılabilmesi için gereken ölçütler dört başlık altında toplanmaktadır.
Bunlar;
1- Haber gerçek olmalı,
2- Haber güncel olmalı,
3- Haberin verilmesinde kamu yararı bulunmalı,
4- Haberin veriliş biçimi ile özü arasında düşünsel bir bağ bulunmalıdır.

Düzeltme ve Cevap HakkıTekzibe konu yazının nesnel bir olguya dayanması gerekmektedir.  5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca, düzeltme ve cevap hakkı, kişilik haklarına saldırı ve gerçeğe aykırı yayın yapılmasına karşı düzenlenmiş bir haktır. Tekzip hakkı, haber verme hakkının sınırlanmasına yol açacak yaygınlıkta kullanılamaz. Tekzip hakkını kullanan kişi somut olgu hakkında gerçeğe aykırılık iddiasını objektif ölçülere dayanarak iddia etmelidir. Düzeltme ve cevap hakkı kullanılırken suç unsuru içermeyen ve üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan ifadeler kullanılmalıdır.

 

Bunu okudunuz mu?

Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme

Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 13 Aralık 2006 tarihli ve A/RES/61/106 tarihli …