Fatma Beyhan Nil Tipi, 11 Ekim 1903 yılında, Ömer Hüsamettin Paşa ile Behiye Hanım’ın kızı olarak Midilli’de dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden(Mekteb-i Hukuk) mezun oldu.
1926–1927 yıllarında, yeni hazırlanacak kanunların çağdaş esaslara göre hazırlanmasını ve mevcut mevzuatın devrim ruhuna uymayan hükümlerden arındırılmasını sağlamak üzere kurulan Tadili Kavanin Komisyonlarında (Kanunları Değiştirme Komisyonu) çalıştı.
1927–1928 yıllarında, İstanbul Asliye Mahkemesi 1. Hukuk Kâtipliği görevinde bulunduktan sonra istifa etti ve 1928 yılında İstanbul Barosu’na kaydını yaptırarak bu baronun ilk kadın avukatı oldu.
Daha sonra Baro levhasından kaydını sildirdi ve hakimlik görevine başladı. Kürsüye ilk çıktığı zamanlarda halk, onu görmek için adliyeye giderek onu izledi ve bu olay yabancı basında da yer buldu. Birçok gazete 29-30 Nisan 1930 tarihli nüshalarında Fatma Beyhan Hanım’la ilgili haberleri okuyucularına duyurdu.
Cumhuriyet gazetesi, 4 Mayıs 1930
Sırasıyla, 1930-1939 arasında İstanbul Aza Mülazımlığı yaptı. Bu dönemde, 1935 yılında İstanbul 2.Ticaret Mahkemesi üyesi yardımcılığını yürüttü. 1939–1941 yıllarında İstanbul Ticaret Mahkemesi üyesi olarak görev yaptı. Hakimlik mesleğini on bir buçuk yıl ifa etti. Yabancı ülkelerden tebrik ve başarı mektupları aldı.
29 Temmuz1941’de hakimlikten istifa eden Beyhan Nil, 28 Mayıs 1942 tarihinde Ankara Barosu’na kayıt yaptırarak tekrar serbest avukatlık yapmaya başladı ve 22 Şubat 1944’de avukatlığa ilk başladığı İstanbul Barosu’na yeniden nakil yaptırdı. İki yıl sigorta şirketlerinin hukuk müşavirliğini yaptı ve ardından kendi yazıhanesini açtı. Sigorta ve deniz hukuku alanında uzmanlaştı.
Türkiye’de kadın hakları ve yargı tarihi konusunda iz bırakan şahsiyetlerden biri oldu.
Beyhan Nil, Ayşe Şenel Girgin’e verdiği röportajda hâkim olmasıyla ilgili olarak “1926’da İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra İstanbul Ticaret Mahkemesi’ne zabit kâtibi olarak girdim. O zamanlar kadınlar henüz hâkimlik yapamıyorlardı. Mahmut Esat Bey adliye vekili idi. Bir gün İstanbul Adliyesi’nde yapılan hâkimler toplantısına başkanlık etmek üzere geldi. Toplantıya beni çağırdılar. Mahmut Esat Bey şöyle dedi: ‘Kızım Atatürk’ün emri ile hâkimlik yapacak kadın arıyoruz. Hâkim olmak ister misin?’ Benim için olağanüstü bir teklifti. Öyle şaşırdım ki. Sevinç ile ‘evet’ dedim. Mahmut Esat Bey ‘O halde bana talepname yaz ve getir’ dedi. On dakika sonra yazdığım talepnameyi cebine koydu ve adliyeden çıkıp gitti. İki gün sonra zabit kâtibi olarak çalıştığım ticaret mahkemesine hâkim olarak tayin edilmişim. Göreve başladım.” şeklinde açıklama yaptı.
24 Mayıs 1988’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. Eczacı Melih Tipi ile evli idi. İngilizce, Fransızca ve Almanca biliyordu.