Ana Sayfa » Evrensel Metinler (sayfa 10)

Evrensel Metinler

Belçika Anayasası

   Başlık I. Federal Belçika, Bileşenleri ve Bölgesi Hakkında Madde 1. Belçika; Topluluklardan ve Bölgelerden oluşan bir Federal Devlettir. Madde 2. Belçika üç Topluluktan oluşur: Flaman Topluluğu, Fransız Topluluğu ve Almanca Konuşanlar Topluluğu. Madde 3. Belçika üç Bölgeden oluşur: Flaman Bölgesi, Valon Bölgesi ve Brüksel Bölgesi. Madde 4. Belçika dört dilsel bölgeden oluşur: Felemenkçe konuşulan bölge, Fransızca konuşulan bölge, çift dil konuşulan Brüksel-Başkent bölgesi ve Almanca konuşulan bölge. Krallığın her yerel idaresi bu dil bölgelerinden birine bağlıdır. Bu dört dilsel bölgenin sınırları ancak, Parlamentonun her bir kanadındaki dilsel bölge grubunun oy çoğunluğuyla kabul edecekleri bir kanunla değiştirilebilir, ya da düzeltilebilir. …

Devamını oku »

Avusturya Federal Anayasası

 Kısım I. Genel Hükümler; Avrupa Birliği Genel Hükümler  Madde 1. Avusturya demokratik bir Cumhuriyettir. Kanunlar yetkisini halktan alırlar. Madde 2. (1) Avusturya federal bir devlettir. (2) Federal Devlet; Özerk eyaletlerden oluşur. Bunlar: Burgenland, Carinthia, Aşağı Avusturya, Yukarı Avusturya, Salzburg, Styria, Tirol, Vorarlberg ve Vienna dır. Madde 3. (1) Federal bölge, federal eyaletlerin bölgelerinden oluşur. (2) Federal bölge içerisinde kalan kara sahasının sınırlarının değişmesinde olduğu gibi, aynı zamanda kara sahasının da değişmiş olması anlamına gelen federal bölge sınırlarının değiştirilebilmesi ancak, barış antlaşmaları müstesna, federasyonun kurucu yasalarında ve kara sahası değiştirilecek bölge sınırlarında mukabil değişiklikler yapılarak gerçekleştirilebilir. Madde 4. (1) Federal bölgenin …

Devamını oku »

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 4 Kasım 1950’de Roma’da imzalanan ve 3 Eylül 1953’te yürürlüğe giren İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi‘dir. 5 Mayıs 1949 tarihinde 10 Avrupa ülkesinin bir araya gelmesiyle oluşturulan Avrupa Konseyi, insan hakları ve özgürlüklerinin devletlerce korunmasına ve geliştirilmesine vurgu yaparak insan haklarına saygı yükümlülüğünü üyelik koşulu olarak belirtmiştir. Sözleşme bu kapsamda imzalanmıştır. Sözleşme insan haklarının korunmasını ve geliştirilmesini amaç edinir. AİHS hazırlık aşamasında Avrupa’daki demokratik rejimlerin devam ettirilmesi açısından gerekli olan asgari hak ve özgürlükleri güvenceye alarak işe başlamış, zamanla insan hakları listesini genişletmiştir. AİHS ekonomik, sosyal ve kültürel haklardan çok sivil ve …

Devamını oku »

İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi Metni

İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi Metni 26 Ağustos 1789 şöyle başlar: Ulusal Meclis halinde toplanan Fransız halkı temsilcileri, toplumların uğradıkları felaketlerin ve yönetimlerin bozulmasının yegane nedeninin; insan haklarının bilinmemesi, unutulmuş olması ya da hor görülüp kâle alınmamasına bağlı olduğu görüşünden hareketle; insanın doğal, devredilemez ve kutsal haklarının resmi bir bildiri içinde açıklamaya karar vermişlerdir. Öyle ki, bu bildiri tüm toplum üyelerinin hiçbir zaman akıllarından çıkmasın, sürekli olarak onlara haklarını ve ödevlerini hatırlatsın. Öyle ki, yasama ve yürütme iktidarlarının faaliyetleri siyasal toplumların amacına uygun olup olmadığı her an denetlenebilsin ve bu iktidarlara daha çok saygı gösterilsin. Öyle ki, bundan böyle yurttaşların …

Devamını oku »

HUKUKİ ARABULUCULUK

Arabuluculuk, günümüzde dostane yollarla uyuşmazlık çözüm yöntemleri içinde en yaygın olarak bilinen ve uygulanan uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Arabulucu, sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getirerek onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini ve aralarında iletişim sürecinin kurulmasını sağlamaya çağlayan tarafsız üçüncü kişidir. Arabulucu, bu süreçte karar veren kişi değildir. Hatta taraflara herhangi bir çözüm de önermez. Taraflar uyuşmazlığı kendileri uzlaşarak çözerler. Arabulucu, tarafların aralarındaki asıl uyuşmazlığı ve menfaatlerini tespit ederek bu konularda tartışmalarını ve çözüm bulmalarını sağlamaya çalışır. Burada taraflar kendi çözümlerini kendileri üretirler ve bunu yaparken birbirlerini anlamaya çalışırlar. Karşı tarafla aranızda …

Devamını oku »

Savunma Hakkı

Her birey adil yargılanma ve her türlü iddiaya karşı gerektiğinde vekil ile temsil edilmek suretiyle savunma hakkına sahiptir. Evrensel bir hak olan savunma hakkı adil yargılanma hakkından ayrı düşünülemez. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Mahkemesinin yargılama yetkisi ile korunma şemsiyesi altına alınmış olan savunma hakkı temel bir insan hakkı olması yanında yaşayan bir sorundur. Hak arama özgürlüğünün bireyler tarafından sıkı sıkıya takip edilmesi bu hakkın ihlalindeki sorunları da azaltacaktır. Hak arama yolları konusunda yurttaşlara zamanında yapılmış başvurulardan sonra ek külfet getirmek anayasada güvence altına alınan hak arama özgürlüğüne aykırıdır.

Devamını oku »

Bilgi Edinme Hakkı

Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ile getirilmiş modern haklardandır. Kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin usul ve esasları düzenleyen yasal düzenleme ülkemizde henüz yenidir. Resmi devlet kurumları başta olmak üzere belli kurumsal standartları yerine getiren özel sektör firmalarının bile meslek sırrı ve kişisel bilgi harici genel konularda açıklama yapılmasını istedikleri her türlü ürün ve hizmet esaslı konuyla ilgili olarak kişilerin, kurumların tüzel kişilikleriyle muhatap olabilmelerini sağlayan, ilgili kanun kapsamında ücretsiz verilen hizmettir. Kamu kurumlarının yasa kapsamında vereceği bilgiler zorunlu olup istenen bilgilerin verilmemesi cezai sorumluluk gerektirmektedir.

Devamını oku »

Aydınlanma

1. Aydınlanmak işi veya durumu: “Bakmakla yetinmenin gerçek ilerlemeye yani içteki aydınlanmaya engel teşkil ettiğini bir kavrayabilsek!” –İ. Özel. 2. mec. Bir sorun üzerine gereği kadar bilgi edinme, tenevvür. 3. fiz. Bir yüzeyin, karşısına konulan eşit ışık kaynaklarının sayısı ile orantılı olarak aydınlık görünmesi. 4. İnsanın geleneksel görüşler, yetkeler, bağlılıklar, tasarım ve ön yargılardan kendini aklıyla kurtarıp yalnızca usuna dayanarak yaşamı kavramaya ve düzenlemeye çalışmasıdır. Aydınlanma inanmak değil bilmek ister; sorup soruşturmadan, körü körüne bir şeyi doğru saymaz. Kant aydınlanmayı “İnsanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmayış durumundan çıkması” diye tanımlar. 5. XVII. yüzyıldan beri Batı düşüncesinde ağır basan, kilisenin doğaüstü gerçeklik anlayışı ile …

Devamını oku »

Sokrates’in Biyografisi (M.Ö. 470 – 399)

Sokrates’in Biyografisi (M.Ö. 470 – 399) 470: Bir Attike mıntıkası (demos) olan Alopeke’de heykeltıraş (belki de taş yontucusu veya mermer ustası) Sofroniskos ile ebe Fenarete’nin oğlu olarak dünyaya geldi. Sokrates başlangıçta babasının mesleğini icra etmiş görünmektedir. 441: Sokrates Perikles’in yakın çevresine dahil olur. Alkibiades, Kritias, Harmides gibi genç aristokratlarla yakınlık kurar. 432: Trakya’da Potidea kuşatmasına katılır. Platon‘un Simposion (Şölen) adlı eserinde Alkibiades kuşatmayı anlatırken Sokrates’in olağanüstü fiziki dayanaklılığını nakleder. 424: Delion’da Thebai’liler tarafından bozguna uğratılan Atina ordularında yer alır. Geri çekilme sırasında büyük bir cesaret gösterir ve Alkibiades’i yaralı şekilde terk etmeyerek hayatını kurtarır. 422: Trakya’da Amfipolis seferine katılır. Şayet …

Devamını oku »

MAGNA CARTA TÜKÇE METNİ

Magna Carta Sözleşmesinin Maddeleri 1. Her şeyden önce, Tanrı’nın önünde diz çöktük ve bizim ve varislerimiz için İngiliz Kilisesinin sonsuza dek özgür olduğunu, haklarına eksiksiz bir şekilde, özgürlüklerine de kısıtlanmadan sahip olması gerektiğini bu sözleşme ile teyit ettik. İngiliz Kilisesi için çok önemli ve gerekli görülen seçim özgürlüğünü, baronlarla aramızda çıkan ihtilaftan önce, tamamen kendi irademize dayanarak kabul etmemizden ve efendimiz Papa III. Innocent tarafından da tasdiklerini aradığımız bu sözleşmeyi onaylamamızdan doğacak her şeyin, aynen korunmasını diliyoruz. Bu sözleşmeye biz uyacağız; varislerimizin de sonsuza kadar samimiyetle bu sözleşmeye uyacaklardır. Aşağıda sıralanan tüm özgürlüklere bizim ve varislerimizin sahip olmasını ve olmaya devam …

Devamını oku »

Aquilia Kanunu (M.O. 286)

XII Levha Kanunu’nun kabulünün ardından Roma halkı birkaç tamamlayıcı kanun daha oylamıştır. Bu kanunlardan biri de Lex Aquilia’dır. Kanunun kabul tarihi oldukça tartışmalıdır; öyle ki bazı tarihçiler bunu M.Ö. IV. yüzyıla yerleştirmektedirler.Kanunun kapsamı başlangıçta belirli koşullar dâhilinde bir yurttaşın malvarlığına “haksız surette verilen zararların” (damnum injuria datum) onarımından ibaretti. Ancak içtihat ve praetorun faaliyetiyle onarım rejimi oldukça genişlemiştir. Bununla birlikte Roma Hukuku bütüncül bir haksız fiil sorumluluğu teorisi geliştirememiştir.Lex Aquilia’nın hatırası günümüze kadar korunmuştur. Batı dillerinde “acquilian responsibility” / “responsabilité aquilienne” ifadesi haksız fiil sorumluluğuyla eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Fransa’da eski hâkimler hafif bir kusurun dahi onarım yükümlülüğü doğurabileceğini hatırlatmak …

Devamını oku »

Musa’nın Yasası

Diğer doğu halkları gibi, İbraniler de hukuklarını ilahî kaynaklı addetmişlerdir. Yahudiliğin kutsal kitabı Tanah (תנ”ך) üç kısma ayrılmıştır: I) Tora (תורה, “öğreti”) (Tevrat), II) Nevi’im (נביאים, “peygamberler”) ve III) Ketuvim (כתובים, “yazılar”). Bu kısımların her biri çeşitli kitaplardan meydana gelmektedir. Bu bağlamda Tevrat beş adet, Nevi’im sekiz adet, Ketuvim ise on bir adet kitap içermektedir. Böylelikle Tanah toplam yirmi dört kitaptan oluşmaktadır. Kutsal kitap araştırmacıları Tanah’ı “İbranî Kutsal Kitabı” (Hebrew Bible / Bible hébraïque) olarak da adlandırmaktadırlar. Hristiyanlığın kutsal kitabı Kitab-ı Mukaddes (Bible) ise iki kısımdan oluşmaktadır: I) Eski Ahit / Ahd-i Atik (Old Testament / Ancien Testament) ve II) …

Devamını oku »

Ur-Nammu Kanunu (M.Ö. 2100-2050)

Ur-Nammu Kanunu (M.Ö. 2100-2050) bir bütün olarak günümüze ulaşan en eski yasal metindir. Mezopotamya havzasında bu kanundan daha önce başka kanunların var olduğu bilinmektedir. Milattan önce 2100-2050 yıllarına ait olup Sümerce yazılmıştır. Kanunun dibacesi bunu Ur şehri kralı Ur-Nammu’ya atfetmektedir. Ancak metnin gövde kısmının Ur-Nammu’nun oğlu tarafından hazırlatılmış olması muhtemeldir. Bu kanunun içerdiği elli yedi kuralın kırkı derlenebilmiştir. Bu hükümlerin büyük kısmı ceza hukuku ve aile hukukunu ilgilendirmektedir. Kanunda öldürme ve hırsızlık gibi bazı suçlar için idam cezası öngörülmekle beraber, diğer suçlar için muhtelif para cezaları getirilmekteydi. Ur-Nammu Kanunu’nun bilinen ilk versiyonu İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Kil tabletlerde bulunan kanunlar İstanbul arkeoloji müzesi bünyesinde, Dünyaca ünlü Sümerolog İlmiye …

Devamını oku »