Ana Sayfa » Makale

Makale

Kasım, 2025

  • 1 Kasım

    John Grisham’ın Küçük Avukat’ı Üzerine

    John Grisham’ ın Küçük Avukat’ı Üzerine

    John Grisham’ ın Küçük Avukat’ı Üzerine / Hilmi Şeker Yazar Amerika Hukuk Sisteminin sosyoloji, ahlak, etik, politik, sosyal sorunlarla münasebetini, Küçük Avukat Theo ve yardımcı diğer karakterlere yüklediği ağır rol aracılığıyla paylaşmak ister. Her bir karakteri Theo ile tanıştırarak, başını avukat meraklısı dehanın çektiği örgü içinde, kadrajı toplum ve insanlığın dram ve trajedisiyle buluşturur. Toplumla evlatları arasındaki ilişkiyi, devletin uzantısı yargının aklıyla çözmeye, analiz etmeye çalışırken, yargının iç çekiş ve çelişkilerini iyi donattığı ve sufleleriyle gelecek vaad eden yargıç Gantry aracılığıyla dile getirir. Yasa-hukuk-adalet arasındaki kavgaya etik ve ahlakı da dahil ederek, devletin ideolojik aygıtı  Gantry’ i deontolojik yalazların ortasında …

Ekim, 2025

  • 5 Ekim

    Şiddet Üzerine

    Avukat Vedat Ahsen Coşar

    Şiddet Üzerine / Avukat Vedat Ahsen Coşar  “Doğumunun otuz birinci yıldönümü arifesinde, akşam saat dokuza doğru, tam da sokakların sessizleştiği bir saatte, silindir şapkalı, frak giymiş iki adam Joseph K’nın evine gelirler ve Joseph K’yı da alıp dışarıya çıkarlar. Daha evin kapısından dışarı çıkar çıkmaz, aralarına aldıkları Joseph K’nın omuzlarına yapışırlar, kollarından kavrayıp ellerini yakalarlar. Böylece kentin dışına çıkarak terk edilmiş boş bir taş ocağına gelirler. Dört bir taraf, başka hiçbir ışığa vergi olmayan bir doğallık ve sessizlik içerisindeki ay ışığı ile örtülüdür. Adamlardan birinin eli, Joseph K’nın gırtlağına sarılırken, diğeri elindeki bıçağı sonuna kadar Joseph K’nın kalbine saplar ve …

Eylül, 2025

  • 26 Eylül

    Kuyu Tipi Hapishaneler Derhal Kapatılmalıdır

    Kuyu Tipi Hapishaneler Derhal Kapatılmalıdır!

    “Kuyu Tipi Hapishaneler Derhal Kapatılmalıdır” başlıklı bildiri vebasın açıklaması 26 Eylül 2025 günü İnsan Hakları Derneği başta olmak üzere çeşitli hak savunucusu kurumlar tarafından ilan edilmiştir. Açıklamaya, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı İstanbul Temsilciliği, İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi  ve Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı(TOHAV) imza koymuştur. Bildiri ile, bu hapishanelerde bulunan mahpusların, insan onuruna uygun koşullara sahip başka cezaevlerine sevk edilmesi talep edilmiştir.  Kuyu Tipi Hapishaneler Derhal Kapatılmalıdır – 26 Eylül 2025 Hapsetme, zaman ve coğrafya değişse bile tarihsel olarak iktidarların toplumu sindirme, baskı …

  • 25 Eylül

    Hukuk ve Adalet Üzerine Özlü Sözler

    Hukuk ve Adalet Üzerine Deyişler - Atasözleri

    Hukuk ve Adalet Üzerine Deyişler 

  • 25 Eylül

    Dante’nin Evrensel Krallığı Evrensel Hukuka Dönüşür mü?

    Dante’nin Evrensel Krallığı Evrensel Hukuka Dönüşür mü? isimli makale ilk olarak Toplumcu Düşünce Dergisi internet sitesinde 1 Aralık 2020 tarihinde yayınlanmıştır.  İbrahim Aycan – Dante’nin Evrensel Krallığı Evrensel Hukuka Dönüşür mü? Bundan 700 yıl önce Orta Çağın karanlığında yaşayan Dante Alighieri, 13. ve 14. Yüzyılların mücadeleleri ve çileleri içinde bir hayale kapılmıştı. Bu büyük hayali kısa ömrüne sığdırmış ve insanlığa hem bir müjde vermiş hem de bir hedef koymuştu: Evrenselleşmiş Krallık!  Laik düşünceye de kapı aralayan bu hayalin gerçeğe dönüşmesine bir adım kalmışken bu hayali söndürecek gelişmeler de aynı dönem içinde yaşanmaktaydı. Yaşadığı zamanın aydınlığını temsil eden Dante için bugün üniversitelerde …

  • 23 Eylül

    Adalet Kavramı

    adnan güriz

    Adalet Kavramı / Prof. Dr. Adnan Güriz Hukuk düşüncesinde en çok tartışılan ve değişik görüşlere ve yaklaşımlara en fazla konu olan kavramın adalet olduğu şüphenin dışındadır. Yunan düşüncesi başlangıçta adaleti adaletsizlik olgusuna dayanarak belirlemek yolunu izlemiştir. İlk önceleri, toplum felsefesinin henüz gelişmediği dönemde «adaletsizlik olmasaydı insanların adaletin ne olduğunu bilemiyecekleri» ileri sürülmüştür. Böylece reddetme yoluyla belirleme yönteminin benimsendiği dikkati çekmektedir. Ancak bu yaklaşım özellikle o dönemde adalet konusundaki belirsizliği bertaraf edecek bir özelliğe sahip bulunmuyordu. Yunan düşüncesinde adalet, ahlak ve hukuk kavramları arasında bir ayrım yapılmamış ve adalet iyilik sevgisi olarak anlaşılmıştır. Aristoteles, daha sonra adaletin toplum ve devlet hayatı …

  • 22 Eylül

    Salieri Kompleksi

    Avukat Vedat Ahsen Coşar

    SALİERİ KOMPLEKSİ – Av. Vedat Ahsen Coşar  ‘Salieri Kompleksi’ bir hastalıktır. Vahim bir hastalıktır, tehlikeli bir hastalıktır. ‘Kıskançlık Hastalığı.’ Tıp tarihine geçen bu hastalığa adını veren kişi İtalyan besteci Antonio Salieri’dir. Avusturya İmparatoru İkinci Joseph zamanında Viyana Sarayı’nda kapellmeister, yani orkestra şefi olan Salieri, iyi bir besteci ve müzisyen olmasına rağmen, önemli bir dertten mustariptir. Kıskançlık. Kıskandığı kişi, sarayda kendisiyle birlikte çalışan Mozart’tır, yani meslektaşıdır. Salieri’nin Mozart’a karşı duyduğu kıskançlık, o kadar hastalıklı bir kıskançlıktır ki, bazı tarihsel kayıtlara göre Mozart’ı zehirleyerek öldüren Salieri’dir. Fransız toplumbilimci Alain de Botton, Türkçeye ‘Statü Endişesi’ adıyla çevrilip yayımlanan kitabında, ‘… Sahip olamadığımız mal, mülk, …

  • 13 Eylül

    MEŞRUİYET SORUNLARI VE KRİZ EĞİLİMLERİ ÜZERİNE

    Avukat Vedat Ahsen Coşar

    MEŞRUİYET SORUNLARI VE KRİZ EĞİLİMLERİ ÜZERİNE / Av. Vedat Ahsen Coşar  Hepimizin bildiği üzere, meşruiyet, yönetenlerin eylem ve işlemlerinin, yani yürüttükleri siyasanın, yönetilenler tarafından onaylanması ve desteklenmesi demektir. Bu tanıma göre meşruiyet yasaya ve hukuka uygun olmayı kapsayan ve fakat bunları da aşan, devletin ve siyasal rejimin varlığının ve egemenliğinin, bu egemenliği kullanan siyasi iktidarın otoritesinin, yönetilenler tarafından tanınması ve buna itaat edilmesidir. Yönetimle ilgili bir kavram olan ve aynı zamanda siyasal alanı da kapsayan meşruiyet krizi, yönetim zaaflarını ve zayıflıklarını bilememekten, dışarıdan gelen tehdit ve tehlikeleri öngörememekten ve dolayısıyla zamanında ve etkili şekilde önlem almamaktan veya alamamaktan kaynaklanan olağanüstü …

  • 2 Eylül

    Hukuki Argümantasyon

    Hukuki Argümantasyon / Av. Vedat Ahsen Coşar  Düşünce sistemine dayalı bir açıklama şekli olan argümantasyon, belirli bir düşünceyi kanıtlayıcı şekilde sunmayı amaçlayan ve bu amaçla düşünceye dayanak bulmaya ve göstermeye çalışan bir sistemdir. Buna göre argümantasyon, bir akıl yürütme, bir muhakeme yapma şeklidir. Aynı zamanda bilimsel bir tartışma ve çalışma şekli olan argümantasyon, belli bir iddiayı kanıtlamak ya da çürütmek için, bir fikri, bir hipotezi veya bir düşünceyi delil ve ispat araçları kullanmak yoluyla savunmak, açıklamak ve dayanaklandırmak, bu amaçla doğru ve düzgün düşünebilme becerisini geliştirerek muhakeme yapma/akıl yürütme yeteneğini arttırmaktır. Diğer taraftan hukuki argümantasyon işleminin temelleri ve çalışma şekli, …

  • 1 Eylül

    Sivas Katliamı Davası: 30 Yılın Kısa Öyküsü

     Sivas Katliamı Davası (30 Yılın Kısa Öyküsü)  / Şenal Sarıhan  “Hukukun üstünlüğü demek,  Bireylerin, insanlık onurundan yararlanmasını  sağlamak için gerekli oldukları tartışılmayan prensipler, müesseseler ve usuller demektir.”            (Milletlerarası Hukukçular Komisyonu, 1953-Yeni Delhi toplantısı)   Neden Sivas? 12 Eylül 1980 darbesi, demokratik hak ve özgürlükleri neredeyse biçip geçmişti. Olağanüstü dönem  resmi düzeyde  sonlanmıştı. Ancak dönem,  kamusal ve özel alanda ciddi bir tahribat yaratmıştı. Bu sürecin kısa sürede atlatılamayacağı açıktı.12 Eylül, pek çok alanda olduğu gibi laiklik alanında ülkeyi içinde bulunduğu noktadan çok gerilere taşımıştı. Bu durum, dine dayalı bir toplum özleminde olan bir parti TBMM’nde yer almasına da yol açmıştı. …

Ağustos, 2025

  • 25 Ağustos

    Zeytin Hukuku

    Zeytin Hukuku - Atina Akropolü

    Zeytin Hukuku – Aziz Orhan ÇİMEN Zeytin Hukuku Barışı, bereketi, sağlığı ve ölümsüzlüğü temsil eden zeytin etimolojik olarak dünya dillerinde Zeta, Zai, Zertum, Zeirtum, Zait, Zaitun, Zeytun, Elaiwa, Elaia, Olea, Oliva, Olive, Oleum, Oli, Huile, Oil, Aceite kelimeleriyle ifade edilir. Tüm kutsal kitaplarda zeytin ağacı kutsallığın, bolluğun, adaletin, sağlığın, gururun, zaferin, refahın, bilgeliğin, aklın, arınmanın ve yeniden doğuşun, kısaca insanlık için en önemli erdem ve değerlerin sembolüdür. Batı medeniyetlerinden bahsedilip zeytinin geçmişini batıya dayandıran birçok inanış olmasına rağmen ne yazık ki Anadolu’dan söz edilmemektedir. Ancak mitolojinin ve kutsal kitapların kaynağı olan coğrafi alan, zeytinin mitoloji ve kutsal kitaplardaki yeri düşünüldüğünde, …

  • 24 Ağustos

    Belçika Federalizmi

    Belçika Federalizmi / Dr. Fehmi Kerem Bilgin Belçika’nın önemli frankofon aydınlarından Jules Destrée, 24 Ağustos 1912 tarihinde yayınladığı “Valonya ve Flaman Bölgesinin Ayrılmasına Dair Krala Mektup” başlıklı bildirisinde Belçika Kralı I. Albert’e şöyle seslenmişti: “İki halka hükmetmektesiniz. Belçika’da Valonlar ve Flamanlar mevcuttur. Belçikalılar yoktur.” Destrée bu çarpıcı ifadelerin ardından, Valon ve Flaman Bölgelerinin özerkleşmesini savunduğu bildirisinde, “bağımsız ve özgür iki halkın birliğinden oluşan bir Belçika”nın kurulmasını tavsiye etmekteydi.[1] Destrée’nin hazırladığı bu tarihi metin, tek resmi dilli üniter bir devlet olarak kurulan genç Belçika Krallığı’nın çeşitli aşamalardan geçerek federal bir devlete dönüşmesine yol açan etnik, dilsel ve bölgesel gerilimler hakkında önemli …

  • 23 Ağustos

    Yargılama Etiği ve Yargıçlık İlkeleri

    Yargılama Etiği ve Yargıçlık İlkeleri / Prof. Dr. Sami Selçuk BM İnsan Hakları Bildirgesinin ve Siyasal ve Medeni Haklar Sözleşmesinin suç yükletilen birinin bağımsız ve yansız bir mahkemece eşitlikle, âdil, gecikmeksizin herkese açık biçimde yargılanma hakkına sahip; yargının meşruluk ve hukuk devleti ilkelerine uymasının, yargıda iç tutarlılık, manevi güç, yargıya kamusal güvenin önemli; yargıçlara yol gösterici, yasama ve yürütme mensupları ile avukatlara yardımcı olduğu temelinden yola çıkan ‘BM Bangalor Yargı Etiği İlkeleri’; Yargısal Tutarlılığın Güçlendirilmesi Hakkında Yargı Grubunca Şubat 2001’de Bangalor’da benimsenmiş; Kasım 2002’de Lahey‘de gözden geçirilmiş, BM İnsan Hakları Komisyonunca 23 Nisan 2003’te benimsenmiş (2003/43); Avrupa Konseyinin Avrupa Yargıçları …

  • 23 Ağustos

    İnsan Trajedisine Kulak Tıkayan Pratik: Sisyphus’le Özdeşleşen Çağcıl Adalet

    İnsan Trajedisine Kulak Tıkayan Pratik: Sisyphus’le Özdeşleşen Çağcıl Adalet Hilmi Şeker/Yargıç/İstanbul Bilim, insan trajedi ve dramının yarattığı etki ve sonuçlarla mücadelenin adı iken; hukuk, bu buluşun, öfkeyle mücadele eden türevinden başkası değildir. Yargılama, hukuku somutlaştıran, onun adalet, erdem, etik, bilgi ve gerçek ihtiyacını karşılayan diyalektik bir süreçtir. Bu sürecin en az hedefi, gerçeği birlikte aramak, yargılamayı etik değerler hanesine evirmek, kuşkular kolonisine hükmetmek, gerçekle özdeşleşen bir hükme erişmek ve adaletin hukuka nüfuz etmesini temin etmektir. Aktüel yargılama anlayışının amacı, hükmün adil görünmesini sağlamak, bireysel kavgalar, uyuşmazlıklar ve huzursuzluklarla örselenen, yıkıma uğrayan toplumsal barışı inşa etmek ve onu daim kılmaktır. Yargı …

  • 22 Ağustos

    Hukuk Ansiklopedisi Atıf Listesi

    Hukuk Ansiklopedisi Atıf Listesi

    Hukuk Ansiklopedisi Atıf Listesi ATIF  KONU BAŞLIĞI YAZAR YIL MAKALE GEÇMİŞİNİ BİLMEYEN… – BÜTÜN DÜNYA DERGİSİ BURCU TAYANÇ 2018 MAKALE ÇOĞALAN HUKUK FAKÜLTELERİ NURETTİN BİLİCİ 2018 YÜKSEK LİSANS TEZİ R-39 NUMARALI RUSÇUK ŞER’İYYE SİCİLİ’NİN ÇEVİRİ YAZISI VE TAHLİLİ MUHAMMET FATİH BOZAN 2018 KİTAP DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI ZİYNET BAHADIR 2018 KİTAP TÜRK‹YE’DE HASTA MAHPUS OLMAK BERİVAN KORKUT (TCPS) 2018 DOKTORA TEZİ KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ CEZA USUL HUKUKUNDA TUTUKLAMA SANİYE ALBAŞ 2019 YÜKSEK LİSANS TEZİ YENİ MEDYA VE DEMOKRASİ İLİŞKİSİ: YENİ MEDYANIN DEMOKRASİYİ İŞLEVSELLEŞTİRME POTANSİYELİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA Birsen KESKİNBIÇKI 2019 TEBLİĞ FUAT SEZGIN’IN ÜNIVERSITEDEN UZAKLAŞTIRILMA SÜRECI VE ALMANYA’YA YERLEŞMESI …

  • 21 Ağustos

    Avukatların Reklam Yasağı ve Kendilerini Tanıtmaları Konusunda Karşılaştırmalı Bir İnceleme

    Avukatların Reklam Yasağı ve Kendilerini Tanıtmaları Konusunda Karşılaştırmalı Bir İnceleme – Av. Vedat Ahsen Coşar  Hepimizin bildiği üzere reklam, herhangi bir malın, ürünün veya hizmetin hedef kitleye yönelik olarak tanıtılması, beğendirilmesi ve böylece o malın, ürünün ve hizmetin talep edilmesinin, alınmasının, satılmasının sağlanması için söz, yazı ve benzeri diğer görsel ve işitsel araçlarla yapılan planlama ve eylemler bütünüdür. Reklamla olan yakın ilgisi ve ilişkisi nedeniyle çoğu zaman reklamla karıştırılan tanıtım ise, aslında reklam olmayan, sadece bir bilgilendirme olan ve herhangi bir malın, ürünün veya hizmetin özelliklerinin, kurumsal kimliğinin, üretim biçiminin, teknolojisinin söz, yazı ve benzeri diğer görsel ve işitsel araçlar …

  • 20 Ağustos

    Avukatın Felsefe ile Zorunlu Bağı

    Kuramla Savunmak: Hukuk Felsefesi ve HFSK’nın Baro Kurumsallığı İçindeki Yeri ve Misyonu- Avukatın Felsefe ile Zorunlu Bağı / İbrahim Aycan Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına henüz girmişken, derin bir adaletsizliğin içinde hep birlikte çırpınıyoruz. Toplumun bütün katmanlarına yansıyan bu adaletsizliği yargı sisteminin içinde yer alan hukukçular olarak daha yakından gözlemliyoruz. Bu bunalım yalnızca hukuk sisteminin ve mevzuatın yetersizliğiyle açıklanamaz. Birbirini tetikleyen iki unsur var: Toplumsal çürüme ve büyük bir siyasi buhran ile karşı karşıyayız. Toplumumuz bir çıkış kapısı arıyor ancak uzun zamandır bu kapıyı bulamıyor. Zira adaletin yalnızca kanunlarla değil, etikle, vicdanla, toplumsal barışla, felsefi ve tarihsel derinlikle inşa edilebileceğinin bilincinde olmayan …

  • 20 Ağustos

    Avukatlık ve Felsefe

    Başar Yaltı - Avukatlık ve Felsefe

    Avukatlık ve Felsefe / Av. Başar Yaltı  GİRİŞ Avukat sözcüğü, en genel şekliyle, avukatlık yapan kişi anlamındadır. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 1nci maddesinde Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslek olarak tanımlanmıştır. Aynı yasa maddesinde, Avukatın, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil ettiği belirtildikten sonra, 2 nci maddede avukatlığın amacı; “hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamak,” olarak belirtilmiştir. Yasada ayrıca, “Avukat bu amaçla hukukî bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine …

  • 20 Ağustos

    Ağaoğlu Ahmet Bey – Ali Asker

    Ahmet Bey Ağaoğlu, Türk Hukuk Tarihinde büyük izler bırakan hukuk profesörüdür. Geniş biyografi şeklindeki makale Karabük Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Asker tarafından kaleme alınmıştır. Ahmet Bey Ağaoğlu Giriş  Azerbaycan tarihinin 19. yüzyılın sonundan 20. yüzyılın başlarına kadar geçen dönemi; önemli gelişmelerin baş gösterdiği, ulus inşası süreci açısından çok büyük olayların yaşandığı ve kıymetli şahsiyetlerin yetiştiği “altın çağ” olarak değerlendirilebilir. Bu dönemde Azerbaycan Türklerinin edebiyat, sanat, musiki, matbuat ve düşünce hayatında büyük uyanış yaşanmıştır. Hasan Bey Zerdabi, Ali Bey Hüseyinzade, Ahmet Bey Ağaoğlu, Üzeyir Bey Hacıbeyli, Celil Memmetkuluzade, Mirza Elekber Sabir, Hüseyin Ereblinski, ayrıca …

  • 18 Ağustos

    Ankara Barosu’nda hem bir ilk hem de bir son: Felsefe Kulübü

    Avukat Vedat Ahsen Coşar

    Felsefenin başlangıcı da, sonu da özgürlüktür. İnsanoğlu duraksamamak ve hareket etmek için doğar’  Schelling. ANILARIMDAN BİR SAYFA – ANKARA BAROSU’NDA HEM BİR İLK, HEM DE BİR SON : FELSEFE KULÜBÜ / Av. Vedat Ahsen Coşar  Yargının asli ve kurucu unsurlarından olan, bağımsız savunmayı temsil eden, yargılama faaliyetini demokratikleştiren avukatlar, sadece hukuki sorun ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını sağlamakla görevli ve yükümlü değillerdir. Aynı şekilde barolar da, sadece, avukatlık mesleğini geliştirmekle, meslek mensuplarının yararlarını korumak ve gereksinimlerini karşılamakla, meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmakla ve korumakla görevli olmayıp; toplumsal …

  • 15 Ağustos

    Hukuk Fakültesi Eğitim Kültürü Üzerine Bir Deneme

    Prof. Dr. Mustafa Tören YÜCEL- Otobiyografisi

    Hukuk Fakültesi Eğitim Kültürü Üzerine Bir Deneme / Prof. Dr. Mustafa Tören Yücel

  • 15 Ağustos

    Sır, Yargı, Devlet, Demokrasi

    Sır, Yargı, Devlet, Demokrasi  – Hilmi Şeker  Hrant Dink davasında, kozmik oda, mit ile yargı arasında sır/giz üzerinden meydana gelen gerilim, krizin siyaset ve toplum nezdinde yarattığı huzursuzluk, akla  Dreyfus Davası’nı getirdi. Davada, sır olduğundan bahisle savunmadan saklanan dosyalarla Dreyfus’ un özgürlüğünden edilmesiyle; iktidar, etnisite, din ve ideolojiyle düet yapan sırrın, yargıyı hükümden düşürme potansiyeline tanıklık edildi. E’mile Zola’ nın ” Suçluyorum” başlıklı meşhur mektubu olmasaydı, sırlarla inşa edilen  mahkûmiyet, Dreyfus’u özgürlüğünden etmekten başka, Şeytan Adası’ nı da devasa bir mezara dönüştürecekti. Alfred Dreyfus davasından 113 yıl sonra bir başka kisveyle sahne alan sır; gerçeği perdeleyerek yargılama, hüküm ve halkın cinayetin işlendiği …

  • 15 Ağustos

    Yargıcın Davranış İlkeleri

    Yargıcın Davranış İlkeleri / Dr.Enver Kumbasar, Yargıç      Kavram ve Tanım Kökenini eski Yunanca “ethos” sözcüğünde bulan “etik”, dilimize Fransızcadan (ethique) geçmiş olup, Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan Türkçe Sözlükte “ahlaki”, “ahlakla ilgili” olarak tanımlanmıştır. Aynı sözlükte “ahlak”, “Bir toplum içinde kişilerin benimsedikleri, uymak zorunda bulundukları davranış biçimleri ve kuralları” olarak açıklanmıştır. Etik, ahlakın tam özdeşi değildir. Etik, daha çok davranışla, kişilerin davranışsal görüntüsüyle ilgilidir. Davranışlar, uyulması gereken üstün değere dönüştüklerinde “ilke” olarak adlandırılır. İlkeler sosyal ya da mesleki bir gruba ait ise, o grubun etik ilkeleri olarak kabul edilir. Enver Kumbasar Yargı, dar anlamda “hüküm”, “karar” demektir. Geniş anlamda ise …

  • 14 Ağustos

    Kirletilen Hukuk

    Kirletilen Hukuk

    Profesör Doktor Aydın Aybay tarafından kaleme alınan makale 28 Ağustos 2008’de Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanmıştır.  Hukuk mesleği ve hukukçuluk hınçlarla, hırçınlıklarla ve cehaletle kirletilmemesi gereken bir temiz alan olmalıdır. Bu nedenle, birkaç kendini ve haddini bilmez, şan-şöhret uğruna siyasetçilerin maşası olmayı kabul eden ruh hastası kişilerin hukuku kirletmelerini en kısa sürede mutlaka önlemek gerekir. Çeşitli derece öğretim kurumlarında görev yapan “hoca”ların, sınıflarında ders gören öğrencileri hakkında türlü yönlerden değerlendirmeler yapmaları doğal bir olgudur. Hoca, her şeyden önce o kurumda uygulanmakta olan sınav sistemine göre, öğrencilerin bilgi düzeyini sınayarak, onlar hakkında bir “kanaat notu” vermek zorundadır. Bu, kuşkusuz öğrencinin “bilgi edinme” ve “bilgiyi kullanma” yeteneğinin ölçülmesinin ürünü bir “nottur”. Ama, uzun meslek yaşamında işini seven …

  • 12 Ağustos

    Karanlık Zamanlarda Yargı

    Yargıç Beyhan Güler

    Karanlık Zamanlarda Yargı / Yargıç Beyhan Güler Hannah Arendt’in Karanlık Zamanlarda İnsanlar isimli kitabına yazdığı önsözde, Nilgün Toker, ”Arendt’e göre ortak dünya, kendimizi diğerleri ile ilişkiye sokmamız aracılığıyla, deneyim içinde kurulur; hazır bir çerçeve değil, sürekli yeniden kurulması gereken dinamik ama bu nedenle de kırılgan, dolayısıyla var oluşu için sorumluluk taşınması gereken bir dünyadır. Ne yapacağımızı bildiren, -dikte eden- bir çerçeve içinde eylemek, kendi sorumluluk taşıma kapasitemizin ödevle yer değiştirmesidir. Oysa özgür eylem, kendi yargı yetimizle aldığımız kararı hayata geçirme, açığa vurma ve bunu diğerleriyle birlikte yapma etkinliğinin kendisidir… Arendt, olanı biteni görmek ve konuşmanın bizi diğerlerine bağladığı ve dünyaya …

  • 8 Ağustos

    Sürü Ahlakı

    Avukat Vedat Ahsen Coşar

    Sürü Ahlakı / Av. Vedat Ahsen Coşar  Yaşadığı çağdan kendisini soyutlamayan, aksine sorumlu tutan Nietzsche ‘Ben bu çağın çocuğuyum‘ der ve yaşadığı çağın dekadansına, yani çöküşüne ve gerilemesine karşı kendisine ve diğer bilgelere, ‘çağını aşmayı ve çağından bağımsız olmayı‘ öğütler. Çünkü Nietzsche’ye göre kendi yaşadığı çağdaki çöküşün, gerilemenin, yozlaşmanın, çürümenin nedeni ahlaktır. Sürü ahlakıdır. Toplum hayatındaki çözülmeyi, yozlaşmayı, çöküşü insanın sürü ahlakı yaratmıştır. İnsanın zayıf ve güçsüz yapısının bir ürünü olan sürü ahlakına bağlı olarak insanın doğası, beraberinde insanın hayatı kendi tarzında ve anlayışında anlamlandırmasını getirmiştir. Bu tarz bir anlamlandırma, insanın doğru ya da yanlış bulduğu, iyi veya kötü olarak …

  • 2 Ağustos

    Hukuk Felsefesi: Hukuk ve Ahlak İlişkisi

    Prof.-Dr.-Mustafa-Toren-YUCEL

    Hukuk Felsefesi: Hukuk ve Ahlak İlişkisi (Jurisprudence: Relationship between Law and Morality) – Prof. Dr. Mustafa Tören Yücel Giriş Ahlak nedir? / Ahlaki olan nedir? Ahlakın tek dayanağı din midir? Dinden bağımsız bir ahlak anlayışı var mıdır? Nieztsche’ye atfen sorarsak, ahlakın soy kütüğü nedir? Ahlak kurallarında doğru-yanlış olabilir mi? Toplumun kendi (ahlaki) varlığını koruma ve/ya bunu sürdürme hakkı var mıdır? Ahlaki pozisyon ne demektir? Keyfi/duygusal olan bir tutum ahlaki olabilir mi? İlkeye dayanan ahlaki pozisyon/eleştirel ahlak nedir? Toplumun her tepkisi, ahlaki bir pozisyonu mu yansıtır? Değilse, duygusal/keyfi olan tutum ve davranışlar ahlaki pozisyon sayılabilir mi?  Örneğin “iğrenme” ilkeye dayalı bir …

  • 1 Ağustos

    İstanbul Sözleşmesine Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği

    İstanbul Sözleşmesine Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği, isimli makale ilk olarak Toplumcu Düşünce Dergisi internet sitesinde yayınlanmıştır.  İbrahim Aycan – İstanbul Sözleşmesine Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği İstanbul Sözleşmesinin imzalandığı döneme göre antidemokratik uygulamaların ağırlaşması ve yaygınlaşması, kanunun kabul edilmesine gerekçe yapılan“ uluslararası saygınlığın” dip yapması ve kadına yönelik şiddet eylemlerinin artık üçüncü sayfalarına sığmayacak duruma gelmesinden sonra yeni bir akım ve moda gelişti: İstanbul Sözleşmesine saldırmak! Üstelik sözleşmenin hazırlanmasını ve imzalanmasını sağlayan siyasal cenahın kemik kadrosu ve ana paydaşları tarafından. Gazete demeye bin şahit lazım olan mevkuteler üzerinden yürütülen kirli bir yalan kampanyası da devam ediyor.  Çocuğun, kadının ve şiddete maruz kalan masumların canını …

Temmuz, 2025

  • 19 Temmuz

    Roma Hukukunun Günümüz Hukukuna Tuttuğu Işık

    Prof. Dr. Ahmet Rona Serozan

    Roma Hukukunun Günümüz Hukukuna Tuttuğu Işık / Prof. Dr. Ahmet Rona Serozan Özel hukukumuzun anası Medeni Hukuk ise, Medeni Hukukun atası da iki bin yıl öncesinin Roma Hukukudur. Medeni Kanun’umuzun sistematiği (plam) ve soyut kavramları hep Roma hukukundan kaynaklanmıştır. Romalı hukukçuların ürettikleri hukuk metinleri günümüzde yürürlükte olan ulusal hukukların oluşumunda temel harcı oluşturmuştur. Bugün Avrupa hukuklarının temelinde yatan, Romalı hukukçuların yarattığı o eşsiz hukuktur. Unutulmasın ki hemen hemen bütün özel hukuk kavramlarını ve ilkelerini Romalı hukukçulara borçluyuz. Sözleşme, haksız fiil, haksız zenginleşme, temerrüt, sorumluluk, dürüstlük kuralı, hakkın kötüye kullanılması bu kavramlardan salt birkaçıdır. Eşya üstünde mutlak ayni hak (ius in rem) …

  • 19 Temmuz

    Hukuk Eğitimi Eksikliğinin Adalete Yansımaları

    HUKUK EĞİTİMİ EKSİKLİĞİNİN ADALETE YANSIMALARI[I] / Av. Dr. Ersoy Zırhlıoğlu  A. SONUÇ Uluslararası ve ulusal akademik çalışmalara, karşılaştırmalı hukuka, hukuk felsefesine, özce; bilime dayanmadan yapılan uygulamalar neticesinde doğan sonuç irdeleneceği ve toplumca bu sonucun içinde yaşandığı için, bu makalede giriş usule uygun, esasa aykırı olurdu. Elbette “usûl esasa mukaddemdir” düsturundan yola çıkılacak olur ise, bir giriş ile başlamak en makul yol olmalıdır diye düşünenler olacaktır. Sorun yaratan usûller işlevsel şekilde ele alınamadıkça, liyakatsiz ellerde esasın üstüne gölge düşüreceklerdir. Hukukun temel normlarına aykırı olan, uluslarüstü ya da uluslararası hukuka ve bunlar ile belirlenmiş prensiplere aykırı olan, dahası Anayasa’ya da aykırı olup, …

  • 16 Temmuz

    Canlı Yayında Duran Zaman!

    Canlı Yayında Duran Zaman / Avukat Erdal Doğan Bunaltıcı nemli bir İstanbul yazı öğleden sonrasıydı. Romantik ideallerle girdiğim İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin birinci sınıf öğrencisi olarak yıl sonu finallerine hazırlanıyordum. Üsküdar’daki öğrenci evinin küçük odasında, önümde duran Anayasa Hukuku ders kitabı ve notları arasında sokakta oyun oynayan çocuk sesleri ile tüp kamyonların megafonlu çığırtkanlıklarının birbirine karışan sesleri arasında çalışmaya zorlarken kendimi bu durumdan bir an bunalmış ve küçük ekran siyah beyaz televizyonuma sarılmıştım. Bazen bir his olur ya insan daraldıkça daralır da bu içini daraltan sebeplerin yalnızca o anla ilişkili olmadığını bilir ama ne olduğuna bir türlü anlam veremez ya, …

  • 1 Temmuz

    Sivas’taki Madımak

    Sivas’taki Madımak / İbrahim Fikri Talman Şu Sivas’ın elinde sazım çalınmaz, Güllerim yandı, yüreğim dayanmaz. Madımak, doğal ortamlarda kendi kendine yetişen otsu bir bitkidir. Kaynaklara göre, antioksidan özelliği olup kan şekerini dengeleyici bir etkisi de varmış. Çayı yapılıp içildiğinde, mide ve bağırsakları rahatlatıcı özelliği olduğu gibi, uyku yapıcı bir yönü de bulunuyormuş. Bitkisi her yıl Nisan-Haziran ayları arasında olgunlaşır ve toplanırmış. Madımağın yemeği yapıldığı gibi, yumurtalı, pastırmalı ve yoğurtlu çeşitleri lezzetli olurmuş. Ayrıca gözleme ve böreklerde de kullanması önerilirmiş. Kısacası, doğanın insana bir lütfu olan bu madımak oldukça yararlı ve lezzetli bir bitki imiş. Sivas’taki Madımak ise, bir otel olup …

  • 1 Temmuz

    Devletin Acz Haline Düştüğü Kapkara Bir Gün

    Devletin Acz Haline Düştüğü Kapkara Bir Gün / Ayşe Sarısu Pehlivan 2 Temmuz 1993 33 canın katledildiği, devletin acz haline düştüğü kapkara bir gün. Karanlık beyinlerin aydın, sanatçı insanları yakarak zifir karanlığa olan özlemlerini gösterdiği gündür aynı zamanda bu gün. Bu katliama ama-sız, fakat-sız yaklaşamayanlar, Gar Katliamı’na da Suruç Katliamı’na da mutlaka bir mazeret uydurma peşinde koşmuşlardır. Bir daha yaşanmamasını dilemekle beraber, gelecekte başka katliamlar olursa onlara da aynı şekilde bir kılıf uydurarak kendilerine, katliamlara kılıf bulacaklarına şüphe yoktur. Yolu sevgiden geçen, insanca yaşama isteğini, hak ve özgürlükleri sadece kendisi için dilemeyen güzel insanları katleden canilere karşı hukuk devletinin affedici …

  • 1 Temmuz

    Madımak Olayı ve Kavramlar Üstüne

    Madımak Olayı ve Kavramlar Üstüne / Avukat Ü. Elif Topçu Takvimler 2 Temmuz 1993 tarihini gösterdiğinde bütün Türkiye’yi etkileyecek, çeşitli tartışmalara yol açacak ve tüm dünyayı dehşete uğratacak o olay, çocuklardan, sanatçılardan, akademisyenlerden ve öğrencilerden oluşan 35 kişinin diri diri yakılarak katledildiği, otel dışında da saldırıyı düzenleyen ya da destekleyenlerden 2 kişinin hayatını kaybettiği, başta yaşam hakkı olmak üzere birçok temel hakkın ayaklar altına alındığı Madımak Olayı meydana gelmiştir. Elbette ki hukuk penceresi ve hukuk mücadelesi bakımından çeşitli değerlendirmeler yapılması gerekmektedir, nice hukukçular tarafından da bu değerlendirmeler ‘93 yılında yaşanan bu vahim olaydan beri ve güncel gelişmeler ışığında yapılmaktadır. Ancak …

  • 1 Temmuz

    Madımak Davası Garabetleri

    Madımak Davası Garabetleri / Avukat Aslı Ağar   Bundan tam 30 yıl önce, 2 Temmuz 1993 günü, Sivas’ta 33 insan yakılarak katledildi. Pir Sultan Abdal Şenlikleri düzenlenmişti. Şenlikler nedeniyle çoğunluğu Alevi ve sol görüşlü olan 51 kişilik grup Sivas’ta bulunuyordu. Şenlikler Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşiyordu. Dört gün sürecek şenliklerin ikinci günkü kısmı maalesef gerçekleştirilemedi çünkü Türkiye’nin kara lekesi olan Sivas (Madımak) Katliamı işte bu ikinci günde, cuma namazı çıkışında başladı. Yazar, şair, düşünür ve sanatçılardan oluşan 51 kişilik grubun 33’ü kaldıkları Madımak Oteli’nde yakılarak katledildiler. Olaylar sırasında 2 otel görevlisi ve 2 gösterici de öldü ve toplamda 37 kişi yaşamını yitirdi. …

  • 1 Temmuz

    Sivas Kıyımı İnsanlık Suçu Kapsamına Alınmalı

    Sivas Kıyımı İnsanlık Suçu Kapsamına Alınmalı / Faik Akçay Sivas (Madımak) Kıyımı’nın gerçek suçlularına hiç dokunulamadı. Olayın yaşanmasında araç olarak kullanılan maşaların bazıları yargılandılar, değişik cezalar aldılar, özgürlüklerinden yoksun bırakıldılar. Bu uygulamalar, gerçek suçluların gizlenmesinden başka bir iş değildi. Olayı kurgulayan gerçek ele hiç uzanılamadı, dokunulamadı. Sivas ya da başka kıyımlarda, gerçek suçlulara ulaşılamadığı sürece, bu tür kıyımların hiç bitmeyeceği açık. Eylemin boyutu 15 bin dolayında saldırgandan yalnızca 190’ı için gözaltı işlemi yapıldı. Yalnızca 124 kişiye dava açıldı. 3 kişinin bir araya gelmesinin yasak olduğu, 10 kişinin bir araya gelmesinin kolay olmadığı bir ülkede, 15 bin kişinin bir araya gelerek …

  • 1 Temmuz

    Ne Olacak Bu Toprakların Hali

    Ne olacak bu toprakların hali!  / Avukat Ergin Cinmen  Özgür Vikipedia Ansiklopedisi, ‘Türkiye’de yaşanan katliamlar’ listesini yayınlanmış. Liste M.Ö. 494’te Yunanlıların elindeki Milet’in Persliler tarafından düşmesi ile başlayıp 1 Ocak 2017’de Reina baskını ile son buluyor. Bu toprakların sosyolojisini anlamak isteyenler mutlaka incelemeli. Vikipedia’da bir de çizelge yapılmış. Çizelgede katliamların sorumluları, mağdurları ve olayların çok özet  anlatımları var. Çizelgeyi inceleyenler bu güzel toprakların aynı zamanda bir katliam merkezi  olduğunu anlıyor. Sanki MÖ 494 senesinden bu güne kadar birileri bu topraklara devamlı operasyon düzenliyor (!) Ergin Cinmen Dünyanın diğer bölgelerinde de mutlaka tarih boyunca hiç istenmeyen olaylar cereyan etmiştir. Örneğin uygarlığın …

  • 1 Temmuz

    Madımak Katliamının Üzerindeki Zamanaşımı Zırhı

    Madımak Katliamının Üzerindeki Zamanaşımı Zırhı / Av. Çağla ÜREDEN 1919 yılında Atatürk’ün yaptığı Sivas Kongresiyle bir milletin kurtuluşunu hazırlayan kararların verildiği ve Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Sivas’ta, 30 yıl önce Pir Sultan Abdal Şenliklerine davetli yazar, şair, düşünür ve sanatçılardan oluşan 33 aydınımız ve 2 otel görevlisi Madımak Otelinde diri diri yakılarak öldürüldü. Olay alevlerin küle çevirdiği otelin adıyla, yani Madımak Katliamı olarak anılmaktadır. Madımak Katliamı davasının kimi sanıklar bakımından zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi hususu günümüzde oldukça tartışmalıdır. İnsanlığa karşı işlenen suçlar zamanaşımına tabi değildir, bu nedenle üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin zamanaşımı nedeniyle dava düşürülemez. İnsanlığa karşı suçlar, siyasal, felsefi, …

  • 1 Temmuz

    Katliamların Olmaması İçin Neler Yapmalıyız

    Katliamların Olmaması İçin Neler Yapmalıyız / Avukat İhsan Berkhan Dünyada tarih boyunca o kadar çok katliam yaşanmış ki, burada sadece Anadolu coğrafyasında yaşananlara , tarihten günümüze çeşitli dönemlere ilişkin örneklerden bazılarını paylaşmakla yetineceğim. Bu verileri paylaşırken  amacım, böyle gelmiş böyle gider kaderciliğine hak vermek ya da intikam ateşine odun atmak, salt unutmak ya da  unutmamak değil;  hep beraber çözüm önerileri üzerinde düşünmenin önemini  vurgulamaktır. Heredot, M.Ö. 494’de (Şimdiki Didim sınırları içinde yer alan) Milet’te Perslerin Yunanlı erkeklerin çoğunu öldürdüğünü kadın ve çocukları ise esir aldığını yazıyor. Buna bir savaş diyebilirsiniz, ama bu yaşananın  bir katliam olduğu gerçeğini değiştirir mi? (Bknz: …

  • 1 Temmuz

    Sanatçı Gülhan Yazdı: Öldürmek İnsanın İşlediği En Büyük Suç / Madımak Katliamı

    Öldürmek insanın işlediği en büyük suç / GÜLHAN Tarihe dönüp baktığımda insanın insanı öldürdüğünü, çizgisel zamanın akan kana bulandığını gördüm. Medeniyetlerin yükseldiğini, akabinde barbarların, avcıların gelip yok edişini de… Öldürmek insanın işlediği en büyük suç. Sadece Türkiye’de yılda ortalama iki bin kişi öldürülüyor. Öldürme eyleminin ilkelliği, öldürme güdüsünün evrimleşebilmesi ve yok olması; toplu cinayetlerin, savaşların durmasıyla bitecekmiş gibi geliyor bana. Peki, İlk cinayet neden işlenmiş? Açlıktan diyesi geliyor insanın. Yok, yok, değil. İlk cinayet kıskançlıktan. Habil’in Kabil’i öldürmesiyle başlamış ‘öldürme’ hikayemiz. Cinayetleri, intiharları, tüm aile topluca yok edişleri de sıkça görürüz üçüncü sayfa haberlerimizde. Peki biz bu üçüncü sayfa haberlerine …

Haziran, 2025

  • 17 Haziran

    Dil ve Hukuk

    Avukat Vedat Ahsen Coşar

    DİL VE HUKUK / Vedat Ahsen Coşar Hepimizin bildiği üzere dil bir iletişim aracıdır, bu bağlamda dil, sosyal işlevi itibariyle insanlar arasında haberleşmeyi ve yanı sıra duygu, düşünce ve istekleri aktarmayı sağlar. Zira insanlar haberleşmelerini, duygu, düşünce ve isteklerini aktarmayı sadece konuşarak veya yazarak yaparlar. Toplumun ortak ürünü olan bilgi birikimi, edebiyat ve kültür, dil sayesinde oluştuğu gibi milli kimlikte sadece dil sayesinde oluşur. Diğer taraftan toplumun inşasında, yaşamasında, korunmasında ve değişmesinde araçsal önemi ve değeri olan, insanın toplum içindeki davranış kalıplarını belirleyen hukukun en önde gelen özelliği ise normatif olması, yani normlardan oluşmasıdır. Buna göre hukuk düzeninin temelini oluşturan …

  • 4 Haziran

    Çeyrek yüzyıl içinde neler oldu?

    Prof.. Dr. Sami Selçuk

    Çeyrek yüzyıl içinde neler oldu? / Sami Selçuk  Yargıtay Başkanlığında üç yıl kalacak, dolayısıyla üç “yargılama yılı” konuşması yapacaktım. Bundan yararlanarak, demokrasi ve hukuk konularındaki düşüncelerimi kamuoyuna yansıtmalıydım. Bu yaklaşımın sonucu olarak genelden özele yürüyen ve bir bütün olması gereken bu konuşmanın birincisi, devlet düzeni üzerinde, yani bir bakıma Cumhuriyetin kurucu felsefesine, Batıda gelişen “gün ışığında demokrasi” (openair democracy, démocratie à ciel ouvert, democrazia all’aria aperta) anlayışına ağırlık veren bir konuşma olmalıydı. Nitekim öyle de olmuş ve 1999-2000 yargılama yılını konuşmamı bundan tam çeyrek yüzyıl önce aşağıdaki dileklerle bitirmiştim. “İşte, önümüzde dokunduğu her şeyi bilim testinden geçirerek akılcılığa dönüştürebilen ve …

  • 4 Haziran

    Ön İnceleme: Beklentiler, Güçlükler, Öneriler

    Yargıç, yazar ve düşünür Hilmi Şeker, 1988 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Kısa bir süre avukatlık yaptı. Hukuk pratiğinde ilk deneyimlerini avukatlıkta kazandıktan sonra yargıçlık kariyerine başladı. İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliği ve İcra Hukuk Mahkemesi hakimliğinin ardından İstanbul Bölge Adliye (İstinaf) Mahkemesi Başkanlığına atandı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi başkanı iken 2018 yılında Bakırköy İcra Mahkemesi Hakimliğinde ve ardından da Asliye Hukuk Mahkemesi hakimliğinde görevlendirildi. İcra Hukuku ve Usul Hukuku alnında uzmanlaştı. Hukuk felsefesi, hukuk tarihi, hukuk mantığı, hukuk sosyolojisi, usul hukuku, yargılama tarihi ve hukukta gerekçe üzerine çok sayıda makale yazdı.  Makaleleri, Güncel Hukuk, Birikim, Yeni Yaklaşımlar, Hukuk Ansiklopedisi, HukukiHaber, HukukiNet, TürkHukukiSitesi, İstanbul Barosu Dergisi, Ankara Barosu Dergisi, İstanbul Barosu Bülteni, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, HukukPolitik, AdaletBiz, Legal Hukuk Dergsi gibi dergi ve internet arşivlerinde yayımlandı. Başta, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Arkivi kolokyumlarında olmak üzere barolarda, adliyelerde ve üniversitelerde çok sayıda konferans, panel ve sempozyumda bilimsel tebliğler sundu. Çeşitli gazete ve dergilerde çok sayıda röportajı çıktı. En kapsamlı röportaj 2019 yılında "Hilmi Şeker ile Hukukta Gerekçe ve Süreç Adaleti Röportajı" adıyla Aristo Yayınları tarafından basıldı. İstanbul Barosu tarafından 2022 yılında düzenlenen Yargı Sisteminin Sorunları ve Çözüm Yolları çalışmasında jüri üyeliği yaptı. Basılı Eserleri: 2010 yılında yazdığı 1594 sayfalık ‘Esbab-ı Mucibe’den Retoriğe Hukukta Gerekçe’ isimli kitabı hukuk camiasında büyük ses getirdi. Kitap, hukukta gerekçe oluşturma süreçlerini ayrıntılı bir şekilde ele aldı ve bu konuda ardıllarına ilham kaynağı oldu. Şeker'in bu ilk basılı eserine 2011 yılında Türk Ceza Hukuku Derneği tarafından Sulhi Dönmezer Ödülü verildi, ayrıca ABD Kongre Kütüphanesi ve Oxford Üniversitesi Kütüphanesinde seçkin eserler arasına girdi. İkinci kitabı olan "İlkeler Işığında Ön İnceleme Kurumu" Mart 2012'de İstanbul Barosu tarafından yayımlandı. "Medeni Hak ve Yükümlülüklere İlişkin DavalardaSüreç Adaleti(Usul Hukuku ve İstinaf Yorumu) Mart 2018'de Beta'dan yayımlandı. 2018'de "Roboski Davası(Mehmet Encü ve Diğerleri Başvurusu) başlıklı eseri 2018'de Tahir Elçi Vakfı Yayınları tarafından okuyucu ile buluşturuldu. "Esbab–ı Mucibe'den Retoriğe Hukukta Gerekçe" Yeditepe Üniversitesi Yayınları tarafından 2020 yılında yeniden basıldı.

    Ön İnceleme: Beklentiler, Güçlükler, Öneriler / Hilmi Şeker – Yargıç  Bir süre önce kan tazeleyen yöntem yasası, yargılama rotasında önemli değişiklikler yarattı. Görülebilirlik, davalaşma, uyuşmazlığın kontrolü ve kalıcı toplumsal barış konularına odaklanan ön inceleme, değişimin konuşlandığı önemli bir üsse dönüştü. Bu kesitin, umulanı karşılaması engellerinden kurtulmasına, önünü görebilmesine ya da külfete dönüşmemesine bağlıdır. Ön inceleme kurumunun, yaptırımlarla ayakta kalma çaba ve arayışı, iyi bir seçim olmamıştır. Yapısal sorunlarla boğuşan yargıya mücadele edeceği ilave sorumluluk sahasının açılması, kötü niyetli tutumları yedekte tutan bir yaklaşımdır. Her fırsatta baskıyı dillendiren bir revizyon veya reformun başarılı olması güçtür. Davalaşma eşiğini belirlemek, adli tercihlerin ürünüdür. …

Mayıs, 2025

  • 29 Mayıs

    İstanbul Barosu Yönetim Organları Hakkında Açılan Dava

    Avukat Haluk İnanıcı

    İSTANBUL BAROSU YÖNETİM ORGANLARI HAKKINDA AÇILAN DAVA / Haluk İnanıcı  İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 2025/2516 Esas ve 2025/1 Davaname numarası ile 14/01/2025 tarihinde İstanbul Asliye Hukuk Hakimliğinde 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Baronun kurulması, organlarının görevden uzaklaştırılması ve görevlerine son verilmesi” başlıklı 77. maddesinin 5.fıkrası gereğince İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi ve yerlerine yenilerinin seçilmesi talebinde bulunmuştur. Dava halen derdesttir. Savcılığın gerek başlattığı ceza soruşturmasının[i] gerekse belirtilen Davanameyle baro organlarının görevden alınması ve yerlerine yeniden seçim yapılması talebinin konusu aşağıda sunulan; İstanbul Barosu’nun X isimli sosyal medya hesabından yapılan 21 Aralık 2024 tarihli açıklamadır[ii]. BAROLARIN TARİHİ VARLIĞITarihi Gelişimi …

  • 4 Mayıs

    Hukuk Felsefesinin Değeri

    Prof. Dr. Mustafa Tören YÜCEL- Otobiyografisi

    Hukuk Felsefesinin Değeri / Prof. Dr. Mustafa Tören Yücel “Felsefenin değerini tamamen ruhun zenginlikleri arasında aramak gerekir ve yalnızca bu zenginliklere karşı kayıtsız olmayan insanlar, felsefeyle uğraşmanın boşuna vakit harcamak olmadığına inandırılabilirler.” Hukuk Felsefesinin Değeri  Genelde felsefenin ve özelde hukuk felsefesinin (legal philosophy veya jurisprudence) ne değeri olduğunu ve bunlarla niçin uğraşmak gerektiğini düşünmek iyi olacaktır.(1) Çoğu insan/hukuk pratisyenleri, bilimin/pratik aklın etkisi altında, felsefeyi zararsız, ama aslında bilmemize gerek olmayan (hukukun kaynağı, adalet, evrensel adalet gibi) şeyleri kılı kırk yararak inceleyen ve bunlar üzerinde çekişen (antinomi) faydasız bir oyun gibi görmek eğilimde olduklarından bu soruyu ele almak gerekmektedir. Felsefe hakkındaki …

  • 1 Mayıs

    Demokrasi, insan hakları, hukuk, ahlak ve etik üzerine!

    Avukat Vedat Ahsen Coşar

    DEMOKRASİ, İNSAN HAKLARI, HUKUK, AHLAK VE ETİK ÜZERİNE! / Avukat Vedat Ahsen Coşar  Thebai’de krallığı paylaşamayan Antigone’nun kardeşleri Eteokles ile Polyneikes birbirleriyle girdikleri savaş sonunda ölürler. Bu aşamada tahta çıkan Kreon, Eteokles’in yurdunu savunurken öldüğünü, o nedenle kahraman olduğunu ilan ederek onun için görkemli bir cenaze töreni hazırlar. Polyneikes’in ise yabancılarla işbirliği yaparak yurduna saldırdığını, o nedenle hain olduğunu, gömülmeyeceğini, mezarsız kalacağını, bu suretle kurda kuşa yem olacağını, onu kim gömmeye kalkışacak olur ise ölümle cezalandırılacağını buyurur. Antigone Kreon’un bu emrine karşı çıkar ve kardeşi Polyneikes’i gömer. Bu eylemi sonrasında Antigone suçlu sıfatıyla kral Kreon’un huzuruna getirilir ve aşağıdaki sorgulama …

  • 1 Mayıs

    Avukatlık Kimliği ve Avukatın Yargı Sistemi İçindeki Yeri

    .Fahrettin Kayhan (Avukatlık Kimliği ve Avukatın Yargı Sistemi İçindeki Yeri

    Avukatlık Kimliği ve Avukatın Yargı Sistemi İçindeki Yeri / Av. .Fahrettin Kayhan  “Kutsalınıza mı dokundum. Bir mesleği kutsallaştırmak çabası nedendir acep?”(1) Haluk Bilginer / Sanatçı Türkiye Barolar Birliği’nin web sayfasında yayınlanan duyuruya göre, avukatlık kimlikleri değişecek. Yeni avukatlık kimlikleri; temaslı smart çip, temassız smart çip ve hi-co manyetik şerit barındıran üzerinde TBB tarafından onaylanmış hologram ve diğer görsel güvenlik araçları bulunan dual interfaces barındıran bir kimlik verilecek biz avukatlara… Peki bu ileri teknoloji ürünü yeni kimlikler, avukatların kimlik sorununu çözecek mi? Buradaki “kimlik” kavramını, avukatın avukat olduğunu kanıtlamaya yarayan belgenin kurumlarca tanınması anlamında kullandığımız kadar, avukatın sistem içindeki hukuksal statü …

  • 1 Mayıs

    Demokrasi  Yüzleşmenin Adıdır: Anlaşılır Dille Suçlama

    Yargıç, yazar ve düşünür Hilmi Şeker, 1988 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Kısa bir süre avukatlık yaptı. Hukuk pratiğinde ilk deneyimlerini avukatlıkta kazandıktan sonra yargıçlık kariyerine başladı. İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliği ve İcra Hukuk Mahkemesi hakimliğinin ardından İstanbul Bölge Adliye (İstinaf) Mahkemesi Başkanlığına atandı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi başkanı iken 2018 yılında Bakırköy İcra Mahkemesi Hakimliğinde ve ardından da Asliye Hukuk Mahkemesi hakimliğinde görevlendirildi. İcra Hukuku ve Usul Hukuku alnında uzmanlaştı. Hukuk felsefesi, hukuk tarihi, hukuk mantığı, hukuk sosyolojisi, usul hukuku, yargılama tarihi ve hukukta gerekçe üzerine çok sayıda makale yazdı.  Makaleleri, Güncel Hukuk, Birikim, Yeni Yaklaşımlar, Hukuk Ansiklopedisi, HukukiHaber, HukukiNet, TürkHukukiSitesi, İstanbul Barosu Dergisi, Ankara Barosu Dergisi, İstanbul Barosu Bülteni, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, HukukPolitik, AdaletBiz, Legal Hukuk Dergsi gibi dergi ve internet arşivlerinde yayımlandı. Başta, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Arkivi kolokyumlarında olmak üzere barolarda, adliyelerde ve üniversitelerde çok sayıda konferans, panel ve sempozyumda bilimsel tebliğler sundu. Çeşitli gazete ve dergilerde çok sayıda röportajı çıktı. En kapsamlı röportaj 2019 yılında "Hilmi Şeker ile Hukukta Gerekçe ve Süreç Adaleti Röportajı" adıyla Aristo Yayınları tarafından basıldı. İstanbul Barosu tarafından 2022 yılında düzenlenen Yargı Sisteminin Sorunları ve Çözüm Yolları çalışmasında jüri üyeliği yaptı. Basılı Eserleri: 2010 yılında yazdığı 1594 sayfalık ‘Esbab-ı Mucibe’den Retoriğe Hukukta Gerekçe’ isimli kitabı hukuk camiasında büyük ses getirdi. Kitap, hukukta gerekçe oluşturma süreçlerini ayrıntılı bir şekilde ele aldı ve bu konuda ardıllarına ilham kaynağı oldu. Şeker'in bu ilk basılı eserine 2011 yılında Türk Ceza Hukuku Derneği tarafından Sulhi Dönmezer Ödülü verildi, ayrıca ABD Kongre Kütüphanesi ve Oxford Üniversitesi Kütüphanesinde seçkin eserler arasına girdi. İkinci kitabı olan "İlkeler Işığında Ön İnceleme Kurumu" Mart 2012'de İstanbul Barosu tarafından yayımlandı. "Medeni Hak ve Yükümlülüklere İlişkin DavalardaSüreç Adaleti(Usul Hukuku ve İstinaf Yorumu) Mart 2018'de Beta'dan yayımlandı. 2018'de "Roboski Davası(Mehmet Encü ve Diğerleri Başvurusu) başlıklı eseri 2018'de Tahir Elçi Vakfı Yayınları tarafından okuyucu ile buluşturuldu. "Esbab–ı Mucibe'den Retoriğe Hukukta Gerekçe" Yeditepe Üniversitesi Yayınları tarafından 2020 yılında yeniden basıldı.

    Demokrasi  Yüzleşmenin Adıdır: Anlaşılır Dille Suçlama – Hilmi Şeker / Yargıç Anlaşılır bir dille suçlanma, görünen adaletin idealidir. Anlaşılmayan dil aracılığıyla savunma ve kanun yolunu kullanmaya zorlanma, görünen adaletin umarlarını dışlamak, adil yargılanma hakkını çiğnemektir. Yargı dilini bilmek, bilinen dilde savunma yapmayı yoksamak tek başına savunma dilinin kötüye kullanılması anlamına gelmez. Kötüye kullanım, gerçekleri yadsımak veya gerçeğin tahrifiyle sınırlı olmayı yeğler. Hukuk niyetlerle ilgilenmez, onu okumaktan hoşlanmaz. Hukukun kapıya koyduğu bir nesnenin, iyi veya kötü arasında hakemlik yapması doğru olmaz. Varlığını gerçeğe borçlu olan veya zulasında sakladıklarıyla gerçeği vaat eden dilin, yöntem yasalarıyla bloke edilmesi, yargı aritmetiğinin etik talepleriyle bağdaşmaz. …

  • 1 Mayıs

    Suçlar ve Cezalar Hakkında

    Prof.. Dr. Sami Selçuk

    Suçlar ve Cezalar Hakkında / Prof. Dr. Sami Selçuk Beccaria, Suçlar ve Cezalar Hakkında (Dei delitti e delle pene) adlı ünlü yapıtını bundan 240 yıl önce yayımladı. O günden bu yana yapıt hakkında birçok inceleme yapıldı; ulusal ya da uluslararası toplantılar düzenlendi. Bunların her birinde kitaptaki görüşler gözetilerek uygulamada neler yapıldığı irdelendi ve tartışıldı; bir bakıma büyük düşünüre sık sık hesap verildi. Yasakçı hukuk yerine barışçı hukuku savunan insancı (hümanist) dünya sevdalıları, yapıtlarına; ceza hukukuyla ilgili bütün kitaplar da, çağcıl ceza hukukuna onun adıyla giriş yaptılar. Ne var ki, ülkemizde, bu tür etkinlikler pek yaşanmadı. Peki, kimdir Beccaria ve neden bu denli …

  • 1 Mayıs

    Türkiye Adalet Akademisi’nde Staj Gören Yargıç ve Savcı Adaylarına Yaptığım Yargılama Etiği Üzerine Konuşma

    Türkiye Adalet Akademisi‘nde Staj Gören Yargıç ve Savcı Adaylarına Yaptığım Yargılama Etiği Üzerine Konuşma / Av. Vedat Ahsen COŞAR Aldığım davet üzerine yargıç ve savcı stajyerlerine “Yargılama Etiği” konusunda sunum yapmak ve sohbet etmek üzere bugün, yani 11 Temmuz 2024 günü Türkiye Adalet Akademisi’ne gittim. Malumları olduğu üzere, insan hayatında en önemli yol göstericilerden birisi, yaşadıklarımız ile yaşadıklarımızın bizlerde bıraktığı izlerden oluşan deneyimlerdir. Peyami Safa’nın özlü sözü ile deneyim, “yaşlanarak değil yaşayarak elde edilir, çünkü zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.” O nedenle, deneyimden daha güçlü ve yol gösterici olan bir öğretmen yoktur; ama heyecan ve öğrenme isteği olmadığı takdirde, deneyimden de …