İbrahim Recep Ayışık hakkında Af Kanunu, 14 Ekim 1971 tarihinde kabul edilmiş, Resmi Gazetenin 21 Ekim 1971 tarihli sayısına yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun tam adı “Tedbirsizlik, dikkatsizlik neticesi ölüme sebebiyet vermekten hükümlü 1933 doğumlu Mehmet Sait oğlu Zehra’dan doğma İbrahim Recep Ayışık hakkında Af Kanunu”dur. Tedbirsizlik, dikkatsizlik neticesi ölüme sebebiyet vermekten hükümlü 1933 doğumlu Mehmet Sait oğlu Zehra’dan doğma İbrahim Recep Ayışık hakkında Af Kanunu Madde 1 İzmir 2 nci Ağır Ceza Mahkemesinin 2/12/1968 ‘tarih ve 1967/170 esas, 1968/245 karar sayılı kesinleşen hükmü Ue T. C. Kanununun 455/2 maddesi ve 501 sayılı Kanun hükümleri gereğince iki yıl altı ay ağır …
Devamını oku »Mevzuat
Orman Suçlarının Affı -1958
Orman Suçlarının Affı, 23 Haziran 1958 tarihinde meclis tarafından kabul edilen “Bazı orman suçlarının affına ve bunlardan mütevellit idare şahsi haklarının sukutuna dair Kanun” ile kararlaştırılmıştır. Kanun, 7132 Sayılı kanun olarak meclisten geçmiş, 02 Temmuz 1958 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun, orman suçlarına kısmi af getirmiştir. 1961 Anayasası ile kurulan Anayasa Mahkemesinde kanunun kısmen iptali için dava açılmıştır. Ilgaz Sulh Ceza Mahkemesi tarafından kanunun birinci maddesinin «Bu madde hükmünün tatbiki , suça 15/8/1956 ilâ 1/5/1958 tarihleri arasında el konulmuş olması şartına bağlıdır.» hükmünü kapsayan beşinci fıkrasının Anayasa’nın özüne ve 12., 33/1. ve 33/4. maddelerine aykırı olduğu iddiası ile …
Devamını oku »Vücut Dışında Kullanılan Tıbbi Tanı Cihazları Yönetmeliği
Vücut Dışında Kullanılan Tıbbi Tanı Cihazları Yönetmeliği; 09.01.2007 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik, 14 Ekim 2003 tarihli Vücut Dışında Kullanılan Tıbbi Tanı Cihazları Yönetmeliğini yürürlükten kaldırmıştır. Vücut Dışında Kullanılan Tıbbi Tanı Cihazları Yönetmeliği; biyoloji ve tıp alanlarında kullanılan ve laboratuvar ya da yapay koşullarda (in vitro) kullanılan tıbbi tanı cihazları ve aksesuarlarının temel gerekleri belirlemek ve cihazlar ile aksesuarlarının kullanımı sırasında; hastalar, uygulayıcılar, kullanıcılar ve üçüncü şahısların sağlık ve güvenliği açısından ortaya çıkabilecek tehlike ve sorunlara karşı korunmaları sağlamak amacıyla tasarımı, sınıflandırılması, üretimi, piyasaya arzı, hizmete sunulması ve denetlenmesine ilişkin usul ve esasları yönetmelikte belirtilmektedir. Bu Vücut Dışında Kullanılan Tıbbi Tanı Cihazları Yönetmeliği, Avrupa …
Devamını oku »Türkiye’nin Onayladığı ILO Sözleşmeleri
Türkiye’nin Onayladığı ILO Sözleşmeleri Türkiye’nin Onayladığı ILO Sözleşmeleri, ILO tarafından kabul edilmiş olan ve Türkiye tarafından uygulanan 59 adet sözleşmeden oluşmaktadır. Sekiz adet temel sözleşmenin tamamı, yönetişim sözleşmelerinden öncelikli olan dört sözleşmeden üçünü, 177 teknik sözleşmeden 48’i onaylanmıştır. Türkiye tarafından onaylanan 59 Sözleşmeden 55’i yürürlüktedir, 4 Sözleşmeye karşı çıkılmıştır. 2 No’lu İşsizlik Sözleşmesi ILO-2 No’lu İşsizlik Sözleşmesi, 29 Ekim 1919 tarihinde Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO) tarafından kabul edilmiş, Türkiye sözleşmeyi 916.02.1950 tarihinde 5543 sayılı yasa ile onaylamıştır. Sözleşmenin onaylandığına dair yasa Resmi Gazetenin 18.02.1950 tarihli sayısında yayınlanarak sözleşme yürürlüğe girmiştir. Sözleşme, merkezi bir makamın kontrölüne tabi resmi parasız iş bulma büro sistemi kurulmasını öngörmüştür. …
Devamını oku »Arabuluculuğun Belirli Yönlerine İlişkin Avrupa Birliği Yönergesi
Arabuluculuğun Belirli Yönlerine İlişkin Avrupa Birliği Yönergesi, “Hukuki ve Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuğun Belirli Yönlerine İlişkin 21 Mayıs 2008 Tarihli Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi Yönergesi” adıyla 24 Mayıs 2008 tarihli Avrupa Birliği Resmi Gazetesinde yayımlanarak 13 Haziran 2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Arabuluculuk Yönergesinde Üye Devletlerin, 2008/52 sayılı bu yönergeyi 21 Mayıs 2011 tarihine kadar iç hukuklarına aktarmalarını öngörmektedir. Arabuluculuğun Belirli Yönlerine İlişkin Avrupa Birliği Yönergesi AVRUPA PARLAMENTOSU VE AVRUPA BİRLİĞİ KONSEYİ, Avrupa Topluluğunu kuran Anlaşmayı ve özellikle bu Anlaşmanın 61(c) maddesini ve 67(5) maddesinin ikinci paragrafını dikkate alarak, Komisyonun teklifini göz önünde tutarak, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesinin görüşünü dikkate alarak, Anlaşmanın …
Devamını oku »Köy Eğitmenleri Kanunu
Köy Eğitmenleri Kanunu 11 Haziran 1937 tarihinde kabul edilmiş ve 24 Haziran 1937’de resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun, köylünün kalkınmasını esas almış, aydınlanma devriminde köyleri ve köylüleri ihmal etmemek üzere düzenlenmiştir. Köylü’nün kalkındırılması ve eğitilmesi yönünde 1940 yılında kabul edilen Köy Enstitüleri Kanunu öncesinde yapılan kanuni düzenlemelerdendir. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki yoksunluk döneminde dahi köylere sağlanan eğitim olanaklarının, aradan yüz yıl geçtikten sonra artan tüm maddi imkanlara rağmen ortadan kaldırıldığı ve köy okullarının kapatıldığı görülmekte, aydınlanma devriminin önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Köy Eğitmenleri Kanunu Kanun No: 3238 Kabul tarihi: 11/6/1937 Madde 1 Nüfusları öğretmen gönderilmesine elverişli olmayan …
Devamını oku »Tütün İnhisarı Kanunu
Tütün İnhisarı Kanunu, 9 Haziran 1930 tarihinde mecliste kabul edilmiş ve 28 Haziran’da resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tütün mamullerine ilişkin olarak çıkarılmış ilk kapsamlı yasal düzenlemedir. Kanun ile tütün ürünlerinin imalatı ve ticareti devletin tekeline alınırken diğer yandan toplum sağlığı ile ilgili önlemler alınmıştır. Düzenleme öncesinde, istiklal savaşı tedbirleri kapsamında 1920 yılında Men-i Müskirat Kanunu kabul edilmiş ve alkollü içki kullanımı kısıtlanmış, 1921 yılında ise yabancı şirket ve Duyun-ı Umumiye’nin yetki ve gelirleri sınırlandırılmıştır. 1923 yılında Reji Şirketinin bütün malvarlığı, hak ve vecibeleri devlete intikal ettirilmiştir. 1925 yılında tütün ve tütünle ilgili hizmetlerin devlet tarafından yürütülmesi kararı alınmış, 1926 …
Devamını oku »İstanbul’un işgalinden sonra İstanbul Hükümetince yapılan anlaşmaların hükümsüz sayılacağı hakkında kanun
İstanbul’un işgalinden sonra İstanbul Hükümetince yapılan anlaşmaların hükümsüz sayılacağı hakkında kanun, 7 Haziran 1920 tarihinde kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu itibariyle uluslararası hukuk bağlamında önemli hukuki metinlerdendir. Haklar ve sorumluluklar bakımından Osmanlı Devletinden intikal eden hukuki bakiyeyi ve tüm müktesebatı üstlenen Türkiye Cumhuriyeti, İstanbul’un işgalinden sonraki hukuki metinleri tanımayacağını peşinen ilan etmiştir. Tam adı “16 Mart 1920 Tarihinden itibaren İstanbul Hükümeti’nce aktedilen Bilcümle Mukavelat, Uhudat vesairenin Keenlemyekun Addi Hakkında Kanun” olan kanun ile; İstanbul Hükümeti’nin İstanbul’un işgali gününden sonra yaptığı ve yapacağı tüm anlaşmalar hükümsüz sayılmıştır. 16 MART 1336 TARİHİNDEN İTİBAREN İSTANBUL HÜKÜMETİNCE AKDEDİLEN BİLCÜMLE MUKAVELAT, UHUDAT VE SAİRENİN KEENLEMYEKÜN …
Devamını oku »Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının Kapatılması
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Takrir-i Sükun Kanunu, parti yöneticileri hakkında devam eden davalar ve irticai faaliyetler gerekçe gösterilerek Bakanlar Kurulu Kararı ile 3 Haziran 1925 tarihinde kapatılmıştır. Türkiye Halk İştirakiyyun Fırkası’nın 2 Ekim 1922 tarihinde İcra Vekilleri Heyeti(Bakanlar Kurulu) ile kapatılmasından sonra ikinci parti kapatma kararı TPCF hakkında alınmıştır. Kapatılan Siyasi Partiler Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 17 Kasım 1924 tarihinde Atatürk’ün eski silah arkadaşlarından Kâzım Karabekir, Rauf (Orbay) Bey, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Refet (Bele) Paşa ve Adnan (Adıvar) Bey’in öncülüğünde kurulmuştur. Fırka’nın başkanı General Kazım Karabekir, İkinci Başkanı H.Rauf Orbay (eski başbakan) ve genel sekreteri de Ali Fuat Cebesoy’dur. Yeniliklere ve cumhuriyet rejimine karşı olanların hızla …
Devamını oku »İtalya Cumhuriyeti Anayasası
İtalya Cumhuriyeti Anayasası İtalya Cumhuriyeti Anayasası, İtalya Resmi Gazetesinin 27 Aralık 1947 tarihli sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kurucu Meclis, 22 Aralık 1947 tarihli oturumunda İtalyan Cumhuriyeti Anayasasını onaylamış, Geçici Devlet Başkanı İtalya Cumhuriyeti Anayasasını ilan etmiştir. İtalya Cumhuriyeti Anayasası, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kabul edilen anayasalardandır. Kazuistik yapıya sahip olmayan Anayasa 139 maddeden ve 18 geçici hükümden oluşmaktadır. İtalya, üniter sisteme sahip parlamenter cumhuriyettir. İtalya Cumhuriyeti Anayasası Geçici Devlet Başkanı 22 Aralık 1947 tarihli oturumda İtalyan Cumhuriyeti Anayasasını onaylamış olan Kurucu Meclisin kararına; Anayasanın XVIII inci maddesi hükmüne dayanarak; İtalya Cumhuriyeti Anayasasını aşağıdaki metin halinde ilan eder: Temel ilkeleri Madde 1. İtalya çalışma …
Devamını oku »Budapeşte İlkeleri-Savcılar İçin Etik ve Davranış Biçimlerine İlişkin Avrupa İlkeleri
Budapeşte İlkeleri-Savcılar İçin Etik ve Davranış Biçimlerine İlişkin Avrupa İlkeleri (European Guidelines on Ethics and Conduct for Public Prosecutors – The Budapest Guidelines) 31 Mayıs 2005’de Avrupa Savcıları Konferansında kabul edilmiştir. Giriş 1. Savcılar, ceza adalet sisteminde kilit rol oynarlar ve ayrıca bazı yargı sistemlerinde meşruiyetin genel koruyucuları olarak ticaret hukuku, medeni hukuk ve idare hukuku gibi alanlardaki diğer vazifelerle de görevlidirler. 2. Bu husus çerçevesinde Avrupa Savcıları Konferansı, savcılar için ortak ilkelerin belirlenmesinin teşvik edilmesi gerektiği kanaatine ulaşmış ve Konferansın Mayıs 2005’te Budapeşte’de düzenlenen genel oturumunda savcılara yönelik Etik ve Davranış Biçimlerine ilişkin aşağıdaki Avrupa İlkeleri onaylanmıştır. 3. Avrupa Konseyi …
Devamını oku »100 Sayılı Eşit Değerde Eşit İş İçin Erkek ve Kadın İşçiler Arasında Ücret Eşitliği Hakkında ILO Sözleşmesi
100 Sayılı Eşit Değerde Eşit İş İçin Erkek ve Kadın İşçiler Arasında Ücret Eşitliği Hakkında ILO Sözleşmesi, 6 Haziran 1951 tarihinde imzalanmıştır. Eşit İşe Eşit Ücret İlkesi, ilk kez 18 Mayıs 1871 tarihinde Paris Komünü tarafından kabul edilmiştir. 100 Sayılı Eşit Değerde Eşit İş İçin Erkek ve Kadın İşçiler Arasında Ücret Eşitliği Hakkında ILO Sözleşmesi Milletlerarası Çalışma Bürosu Yönetim Kurulu tarafından Cenevre’de toplantıya davet edilerek orada 6 Haziran 1951 tarihinde otuz dördüncü toplantısını yapan Milletlerarası Çalışma Teşkilatı Genel Konferansı; Toplantı gündeminin yedinci maddesini teşkil eden, eşit değerde iş için erkek ve kadın işçiler arasında ücret eşitliği prensibi ile ilgili çeşitli …
Devamını oku »Cumhuriyetin İlanının 50. Yılı Nedeniyle Çıkarılan Genel Af
Cumhuriyetin ilanının 50. yılı nedeniyle çıkarılan genel af 15 Mayıs 1974 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmiştir. Cumhuriyetin İlanının 50. Yılı Nedeniyle Çıkarılan Genel Af MADDE 1 7 . 2 . 1974 tarihine kadar işlenmiş suçlardan: A) Kanunların suçu tespit eden asıl maddesinde, üst sınırı (12) yılı geçmeyen hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile yahut yalnız veya birlikte olarak para cezasıyle cezalandırdığı veya müsadereyi yahut bir meslek veya sanatın yapılmamasını veyahut bu cezalardan birini veya birkaçını gerektiren fiiller hakkında takibat yapılmaz. B) (12) yıl veya daha az hürriyeti bağlayıcı bir cezaya yahut bu miktarı aşmayan hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile birlikte …
Devamını oku »Milli Eğitim Temel Kanunu
Milli Eğitim Temel Kanunu, 1739 kanun numarası ile 14 Haziran 1973 tarihinde kabul edilerek 24 Haziran 1973 tarihinde resmi gazetede yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Milli Eğitim Temel Kanunu I – Kanunun kapsamı: Madde 1 – Bu Kanun, Türk milli eğitiminin düzenlenmesinde esas olan amaç ve ilkeler, eğitim sisteminin genel yapısı, öğretmenlik mesleği, okul bina ve tesisleri, eğitim araç ve gereçleri ve Devletin eğitim ve öğretim alanındaki görev ve sorumluluğu ile ilgili temel hükümleri bir sistem bütünlüğü içinde kapsar. BİRİNCİ KISIM Türk Milli Eğitim Sistemini Düzenleyen Genel Esaslar BİRİNCİ BÖLÜM Türk Milli Eğitiminin Amaçları I – Genel amaçlar: Madde 2 – …
Devamını oku »Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu
Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu, 21 Haziran 1927’de çıkarılmıştır. 3 Mart 1986 tarihinde Basına Sansür Yasası olarak bilinen ve basın özgürlüğünü engellemekle itham edilen esaslı değişikliklere tabi tutulmuştur. KÜÇÜKLERİ MUZIR NEŞRİYATTAN KORUMA KANUNU Kanun numarası : 1117 Kabul Tarihi : 21/6/1927 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 7/7/1927 Sayı : 627 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 8 Sayfa : 899 Madde 1 – (Değişik: 6/3/1986 – 3266/1 md.) 18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacağı anlaşılan mevkute ve mevkute tanımına girmeyen diğer basılmış eserler aşağıdaki maddelerde gösterilen sınırlamalara tabi tutulur. (Bu hükmün uygulanmasında ek 2 nci maddeye …
Devamını oku »Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun
Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun, 14 Nisan 1928 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun, Türkiye’de Hasta Hakları ile ilgili olarak yapılan yasal düzenlemelerin başlangıcını oluşturmaktadır. Bu kanundan sonra 1960 yılında Türk Tabipler Birliği tarafından Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi hazırlanmış ve Türkiye’de hasta-hekim ilişkileri düzenleyen ilk yazılı metin oluşturulmuştur. Bu nizamname “Hekimlik ve Meslek Etiği Kuralları” adı altında yeniden düzenlenerek Türk Tabipler Birliği’nin Ekim 1998’de Ankara’da yaptığı 47. Büyük Kongresi’nde kabul edilmiştir. 1987 yılında Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve 1993 yılında İlaç Araştırmaları Hakkında Yönetmelik çıkarılmış, 1998 yılında Hasta Hakları Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. TABABET VE ŞUABATI SAN’ATLARININ TARZI İCRASINA …
Devamını oku »Terörle Mücadele Kanunu
Terörle Mücadele Kanunu ilk kez 12 Nisan 1991 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde 3713 kanun numarası ile kabul edilmiş, 2001, 2002, 2003, 2004, 2006, 2007, 2008, 2009, 2012, 2013 ve 2016 yıllarında çeşitli değişikliklere uğramış, Anayasa Mahkemesi tarafından bazı hükümleri iptal edilmiştir. TBMM tarafından 2 Nolu yasa olarak kabul edilen Hıyanet-i Vataniye Kanunu 12 Nisan 1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu düzenlemesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Mevcut Türk ceza hukukunda vatana ihanet suçu tanımlanmamıştır. Kanun, mecliste kabul edildiği tarihte Resmi Gazete‘de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yasanın başında terörün, terör suçlarının ve terör suçlusunun tanımı yapılmıştır. Yasa, terörün finansmanı, nitelikli hal, terör …
Devamını oku »1280 Doğumlu İsmail Oğlu Ahmedin Hastalığı Nedeniyle Kalan Cezasının Affı Hakkında Kararname
KARARNAME Kararname No: 7470 Adliye Vekilliğinden yazılan 24/9/1937 tarih ve 363/257 sayılı tezkerede; şapka giymemek suretile evamiri hükümete muhalefet suçundan bir gün hafif hapis cezasına mahkûm edilen 1280 doğumlu ismail Oğlu Ahmedin hastalığı, Adlî Tıb İşleri Meclisinin raporuna ve vilâyet idare heyetinin mazbatasına göre affini icab ettirecek derecede olduğundan affi teklif edilmiştir. Bu iş İcra Vekilleri Heyetince 5/10/1937 tarihinde görüşülerek ismail Oğlu Ahmedin hastalığına binaen ve Teşkilâtı Esasiye Kanununun 42 nci maddesine tevfikan bir günlük hapis cezasının affi onanmıştır. 5/10/1937 Başvekil V. ve İktisad Vekili C.BAYAR Hariciye Vekili Dr. T. R. ARAS REİSİCÜMHUR K.ATATÜRK Adliye Vekili S. SARAÇOĞLU Maliye Vekili …
Devamını oku »Tedbirler Kanunu: Anayasa Nizamını, millî güvenlik ve huzuru bozan bazı fiiller hakkında Kanun
Tedbirler Kanunu, 5 Mart 1962 tarihinde kabul edilerek 7 Mart 1962 tarihli resmi gazetede yayınlanmıştır. Yasa, 27 Mayıs ruhunu korumak için alınacak tedbirler kapsamında çıkarılmıştır. Kanunun gerekçesinde; demokratik düzenin temelinin 27 Mayıs 1960 hareketi olduğu, bu devrimin meşruiyetini gölgeleme gayretlerinin bizzat Anayasayı ve onun kurduğu demokratik nizamı tehlikeye düşüreceği, bu gibi fiil ve hareketlerin yalnız hürriyet nizamını değil, aynı zamanda vatanın bekasını ve milletin bütünlüğünü dahi tehdit edecek bir istikamet aldığı ifade edilmiştir. Anayasal düzeni ve onun kurduğu yeni demokratik rejimi ve millî güvenlik ve huzuru çeşitli tehlikelere karşı korumak azmi ile hareket eden hükümet ve siyasi partilerin müşterek bir …
Devamını oku »Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun – 1983
Devlet Güvenlik Mahkemeleri, 16 Haziran 1983 tarihinde kabul edilen Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile kurulmuştur. Kanun, Resmî Gazetenin 18 Haziran 1983 tarihli sayısında yayınlanmıştır. Devlet Güvenlik Mahkemeleri, 1973 yılında ilk kez 1773 Sayılı Kanun ile kurulmuş ancak Anayasa Mahkemesi tarafından 11 Ekim 1976’da kaldırılmış; 1983 yılında 2845 Sayılı Kanun ile yeniden kurulmuştur. Kurulan bu mahkemeler 1 Nisan 1984 tarihinde göreve başlamış ve 2004 yılına kadar görevine devam etmiştir. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun – 1983 BİRİNCİ BÖLÜM Kuruluş ve Yetki Kuruluş MADDE 1 Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, hür demokratik …
Devamını oku »Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun – 1973
Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, 26 Haziran 1973 yılında 1773 nolu kanun ile mecliste düzelenmiş, Resmi Gazetenin 11 Temmuz 1973 tarihli sayısında yayınlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Bu kanun ile Devlet Güvenlik Mahkemeleri ilk kez kurulmuştur. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, Anayasa Mahkemesi tarafından 11 Ekim 1976’da iptal edilmiş, kurulan mahkemeler de kaldırılmak zorunda kalınmıştır. 12 Eylül Darbesinin ardından 1982 Anayasasının 143. maddesine uygun olarak, 16 Haziran 1983 tarihli ve 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun çıkarılmış ve yeniden kurulan Devlet Güvenlik Mahkemeleri, 1 Nisan 1984 tarihinde …
Devamını oku »Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi
Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi, 22 Şubat 2010 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. “Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi (2010-2014)”ün kabulü; Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığının 27/1/2010 tarihli ve 65 sayılı yazısı üzerine, Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Bakanlar Kurulu’nca 1 Şubat 2010 tarihinde kararlaştırılmış, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanmıştır. Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi (2010-2014) 1. GİRİŞ Kamu gücü ve kaynakları ile özel kuruluşlardaki görev, yetki ve kaynakların, toplumun zararına olarak özel çıkarlar için kullanılması şeklinde tanımlanabilen yolsuzluk; rekabeti engelleyerek ekonomik büyümeyi yavaşlatmakta, doğrudan yabancı sermaye girişini ve vergi gelirlerini azaltmakta, gelir dağılımını bozarak yoksulluğu …
Devamını oku »İran İslam Cumhuriyeti Anayasası
İran İslam Cumhuriyeti Anayasası, 3 Aralık 1979 tarihinde yapılan referandumla kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Anayasanın kabul ile 1906 tarihli İran Anayasası yürürlükten kalkmış, İslam cumhuriyeti kurulmuş, şeriat anayasası ilan edilmiştir. Yeni anayasa 28 Temmuz 1989 tarihinde bazı değişiklikler yapılmıştır. İran İslam Cumhuriyeti Anayasası, dünyanın diğer anayasalarının aksine teokratik temel üzerine kurulu bir devlet inşasını amaçlamıştır. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile birlikte parlamento seçimlerinin yapılması demokratik bir anayasa iddiasını ortaya koymakla birlikte, dini liderin en üst otorite olması anayasanın demokratik devlet anayasası olma vasfını ortadan kaldırmaktadır. İran Anayasası, genel anlamda kazuistik bir anayasadır. Anayasanın başlangıç bölümü İslam devletinin mantığını ve kuruluş temelini dinsel …
Devamını oku »Boğaziçi Üniversitesi Tarafından İlan Edilmiş Etik İlkeler
Boğaziçi Üniversitesi Tarafından İlan Edilmiş Etik İlkeler, Üniversite tarafından oluşturulan Akademik Dış İlişkiler Etik Kurulu, Boğaziçi Üniversitesi Kurumsal Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu, Çevre Etik Kurulu, Etik Üst Kurulu, İnsan Araştırmaları Kurumsal Değerlendirme Kurulu, Öğrenci Etik Kurulu ve Üniversite Yaşamı Etik Kurulu tarafından oluşturulmaktadır. Kurullar tarafından oluşturulan etik ilkeler üniversitenin resmi internet sitesinden yayınlanmaktadır. Boğaziçi Üniversitesi Tarafından İlan Edilmiş Etik İlkeler Üniversitemizi oluşturan öğretim elemanları, öğrenciler, idari görevi olan öğretim üyeleri ve idari personele ilişkin, yasalar ve yönetmeliklerin genellikle kapsamadığı ya da belirlemediği alanlarda uyulacak ilkelere tarafların bağlılığının sağlanması amacıyla; kurumumuzda varolan aşağıdaki ilkelerin korunması, pekiştirilmesi ve benimsenmesi üniversitemizin işleyişi ve saygınlığı açısından yararlı …
Devamını oku »Küba Cumhuriyeti Anayasası
Küba Cumhuriyeti Anayasası, 1976 yılında halk oylaması ile kabul edilmiş, halkın %97.7 ‘sinin anayasa lehine oy kullanması sonucunda uygulamaya geçmiştir. Küba Cumhuriyeti Anayasası, dünya anayasaları içinde sosyalist bir Anayasadır. Küba Cumhuriyeti Anayasası, Küba Devriminden sonra 1959 yılının Şubat ayında “Temel Kanun” adıyla bir anayasa kabul edilmiş ve bu anayasada 1940 Anayasasının temel özellikleri muhafaza edilmiştir. 1975 yılında yeni bir cumhuriyet anayasası hazırlanmış 15 Şubat 1976’da anayasa oylaması için referanduma gidilmiştir. 24 Şubat 1976’da, batı yarımkürenin sosyalist karakterli ilk anayasası olan yeni anayasa ilan edilmiştir. Küba, sosyalist işçi devletidir, siyasi özgürlük, sosyal adalet, bireysel ve kolektif refah ve insani dayanışma adına herkesin katılımı ile …
Devamını oku »Kanunu Esasi
Kanunu Esasi, İkinci Abdülhamit tarafından 23 Aralık 1876 günü bir ferman ile ilan edilmiş ve meşrutiyetin temeli atılmıştır. Kanunu Esasi, Türk Anayasa tarihinin başlangıcını ve mutlak monarşiden anayasal monarşiye geçişin yasal hükümlerini oluşturmaktadır. I. Meşrutiyet, II. Abdülhamit’in tahta çıkışıyla birlikte ilan edilmiş ancak ilk parlamento dönemi 13 Şubat 1878’de sona ermiştir. Kanunu Esasi, gerçek bir meşrutiyet olmamasına karşın Türk tarihinde Anayasal hareketlerin ilk yazılı belgesi olması, ilk defa yasama meclisinin oluşturulması, ilk defa bir anasayal metin ile bazı temel hak ve özgürlüklerin sağlanması ve yargı bağımsızlığına dönük bazı prensipler getirmesi bakımından önem taşımaktadır. Kanunu Esasi, 119 maddeden oluşmaktadır. Yürürlüğe girdiği …
Devamını oku »Kırgız Cumhuriyeti Anayasası
Kırgız Cumhuriyeti Anayasası, 5 Mayıs 1993 tarihinde ilk kez kabul edilmiş ve 10 Şubat 1996, 17 ekim 1998 tarihlerinde ilave ve değişiklikler yapılmış ve son olarak 27 Haziran 2010 tarihinde kabul edilen referandum ile tamamen yenilenerek yeni bir Anayasa olarak ilan edilmiştir. Dünya Anayasaları arasında genç anayasalarındandır. Kırgızistan, SSCB’nin dağılmasının ardından 31 Ağustos 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan etmiştir. Kırgız Cumhuriyeti Anayasası Biz Kırgızistan halkı, Halkın özgürlüğü için hayatını feda etmiş kahramanları anarak; İnsan haklarına saygı ve korunması doğrultusunda özgür ve demokratik devlet kurma amacına bağlılığını onaylayarak; Kırgız devlet geleneğinin geliştirilmesi ve pekiştirilmesine, devlet egemenliği ve halkın bütünlüğünü korumaya olan sarsılmaz …
Devamını oku »Avukatlık Hukuku Mevzuatı ve Uluslararası Metinler
Avukatlık Hukuku Mevzuatı ve Uluslararası Metinler, kanun, yönetmelik, etik ilkeler, uluslararası sözleşmeler, Uluslararası Barolar Birliği kararları, Avrupa Barolar Birliği Kararları, Türkiye Barolar Birliği meslek kuralları ve tavsiye kararlarından oluşmaktadır. Muhamat Kanunu ile, Avukatların meslek örgütü niteliğindeki Baro ilk kez 1924 yılında kurulmuştur. Ancak anılan kanunun kabulü ve baroların kurulmasından önce de avukatlar “Dava Vekilleri Cemiyeti” adı altında örgütlenmişlerdir. Muhamat Kanunu Avukatlık Kanunu, 1136 Kanun numarası ile ve 1969 yılında yürürlüğe girmiştir. Kanun daha sonra birçok değişikliğe uğramıştır. Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder. Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini …
Devamını oku »Avukatlık Mesleği Üzerine Avrupa Konseyi Sözleşmesi Hazırlanması İçin Tavsiye Kararı
Avukatlık Mesleği Üzerine Avrupa Konseyi Sözleşmesi Hazırlanması İçin Tavsiye Kararı 24 Ocak 2018 Tarihinde Kabul Edilen 2121 (2018) Numaralı Tavsiye Kararı 1- Parlamenterler Meclisi, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin, avukatların özel rolünün adaletin yerine getirilmesinde onları birer önder ve mahkeme ile halk arasında birer aracı olarak merkezi bir yere koyduğu görüşüyle hemfikirdir. Avukatlar, hukukun üstünlüğüne dayanan bir Devlette vazifesi asli olan mahkemelere halkın güven duymasını temin etmek bakımından önemli bir rol oynarlar. Halkın mensuplarının adaletin yerine getirileceğine güven duymaları için, avukatlık mesleğinin etkili temsili gerçekleştirme yeterliliğine inanmaları gerekmektedir. 2-Meclis, Bakanlar Komitesinin avukatlık mesleğinin özgürce icrasına ilişkin olarak; üye Devletlere yönelik R (2000) …
Devamını oku »Umumi Hıfzıssıhha Kanunu
Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, 24.04.1930 tarihinde 1593 kanun numarası ile mecliste kabul edilmiş, 6 Mayıs 1930 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun aradan geçen zamanda kısmi değişikliklere uğramıştır. Umumi Hıfzıssıhha Kanununun Gerekçesi, Başbakanlık tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine “Umumî Ilıfzıssıhha kanunu esbabı mucibe lâyihası” adıyla 17.04.1929 tarihinde sunulmuştur. Kanunun adındaki “hıfzıssıhha” kavramı, sağlıklı yaşamak için gereken tüm önlemler bütününü ifade etmektedir. Arapça kökenli olan “hıfz” kelimesi muhafaza etmek, korumak anlamına gelmekte, sıhha ise sağlık sözcüğü le eş anlam ifade etmektedir. Kanun ile sağlık hizmetlerinin tamamı devlet tarafından sahiplenilmiştir. Umumi Hıfzıssıhha Kanununun Önemi Umumi Hıfzıssıhha Kanununun düzenlendiği dönemin toplumsal koşulları çok ağırdır. …
Devamını oku »743 Sayılı Türk Kanun-u Medenisi Gerekçesi
743 Sayılı Türk Kanun-u Medenisi Gerekçesi Hali hazırda Türkiye Cumhuriyetinin müdevven bir Kanuni Medenîsi yoktur. Yalnız, akitlerin küçük bir kısmına temas edebilen Mecelle vardır. 1851 maddedir. 8 Muharrem 1286 tarihinde yazılmağa başlanmış ve 26 Şaban 1293 tarihinde ikmal edilerek mevkii mer’iyete vazolunmuştur. Denilebilir ki: bu kanunun ihtiyacı hâzıraya tevafuk eden ancak 300 maddesidir. Mütebakisi memleketimizin ihtiyacatını ifade edemeyecek kadar iptidaî bir takım kaidelerden ibaret olduğundan tatbik edilmemektedir. Mecelle’nin kaidesi ve ana hatları, dindir. Halbuki, hayatı beşer, her gün hatta her an esaslı tahavvüllere maruzdur. Bunun tahavvüllerini, yürüyüşünü hiçbir zaman bir nokta etrafında tespit etmek ve durdurmak mümkün değildir. Kanunları dine …
Devamını oku »Kat Mülkiyeti Kanunu
Kat Mülkiyet Kanunu, 634 kanun numarası ile 23.06.1965 tarihinde kabul edilmiş, Resmî Gazetenin 02.07.1965 tarihli sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kat Mülkiyeti Kanunu BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler A) Kat mülkiyeti ve kat irtifakı: I – Genel kural: Madde 1 – Tamamlanmış bir yapının kat, daire, iş bürosu, dükkan, mağaza, mahzen, depo gibi bölümlerinden ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olanları üzerinde, o gayrimenkulün maliki veya ortak malikleri tarafından, bu Kanun hükümlerine göre, bağımsız mülkiyet hakları kurulabilir. Yapılmakta veya ileride yapılacak olan bir yapının, birinci fıkrada yazılı nitelikteki bölümleri üzerinde, yapı tamamlandıktan sonra geçilecek kat mülkiyetine esas olmak üzere, arsa maliki …
Devamını oku »Genel Af
Genel Af, kaynağını Anayasa‘da bulan, teknik yönleri bakımından ceza kanunlarında düzenlenen; bazen kamu davasını düşüren veya kesinleşmiş bir ceza mahkumiyetini bütün kanuni sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldıran, bazen de kesinleşmiş bir cezanın sadece kısmen ya da tamamen infazını önleyen veya başka bir cezaya dönüştüren, TBMM ya da Cumhurbaşkanı tasarrufudur. Genel Af Yasaları genellikle, geçmişe dair siyasi hesapların kapatılması, yeni bir başlangıç yapılması ve toplumsal huzur ve benzeri gerekçelerle yada darbe sonrası siyasi ve sosyal ortamın konsolide edilmesi amacıyla çıkarılmıştır. Ayrıca, cezaevi hükümlü ve tutuklu mevcudunu azaltmak ve devam eden dava ve soruşturmaları azaltmak yada bitirmek amacıyla iktidarlar tarafından af yasaları çıkarılmıştır. 23 …
Devamını oku »Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun
Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’a göre, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun 25.07.1951 tarihinde Adnan Menderes tarafından Demokrat Parti döneminde çıkarılmıştır. Kanuna göre Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya sövenlerin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür. Suçun topluca işlenmesi, kamuya açık alanlarda ya da medya vasıtası ile alenen işlenmesi halinde cezalar yarı oranında artırılmaktadır. Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseler ise …
Devamını oku »Tekâlif-i Milliye Emirleri
Tekalif-i Milliye Emirleri, 7 Ağustos 1921 tarihinde yayımlanan ve on emirden oluşan ulusal yükümlülüklerdir. Tekalif; mükellef olma, külfet yüklenme, mükellefiyet veya sorumluluk anlamına gelmektedir. Tekâlif-i Milliye, Millî Yükümlülükler veya Ulusal Vergileri ifade etmektedir ve Kurtuluş Savaşı döneminde silahlı kuvvetlerin zaruri ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Mustafa Kemal Atatürk‘ün kanunla kendisine verilen yetkilerini kullanarak yayınladığı on maddelik vergisel mükellefiyetlerdir. Aynî mükellefiyet yanında ayrıca şahsen hizmet yükümlülüğü de getirilmiştir. Türk ve Yunan Orduları arasında 22 güne süren ve Türk askerinin zaferiyle sonuçlanan Sakarya Meydan Muharebesi’nden önce, Türk Ordusu Sakarya nehrinin doğusuna çekilmek zorunda kalmış, Tekalifi Milliye Emirleri öncesine tekabül eden günlerde Mustafa Kemal Paşa …
Devamını oku »Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği
Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, sağlık hizmetlerinin Türkiye genelinde etkin ve verimli olarak yürütülebilmesi için; görev yapan sağlık hizmetleri personellerinin atama ve yer değiştirmelerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek için hazırlanarak Resmi Gazetenin 26.03.2013 tarihli sayısında yayınlanmıştır. Yönetmelik; taşra teşkilatlarında görev yapan sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfı personelini kapsamakta olup; bakanlığa bağlı kuruluşlarının teşkilatlarında yapılacak atamalar ve görevlendirmeler ile eğitim ve araştırma hastanelerinde görevli eğitim görevlisi, başasistan, asistanları kapsamamaktadır. Yönetmelik; 14 Temmuz 1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 7 Mayıs 1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve 19 Nisan 1983 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe …
Devamını oku »7 Ocak 1922 Genel Af Kanunu
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından çıkarılan Genel Af Kanunu, 7 Ocak 1922 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Toplam dört maddeden oluşan yasa ile özellikle dava dosyaları Yunan işgal bölgelerinde kalan ve cezalarının üçte ikisini tamamlayan mahkumların kalan cezaları affedilmiştir. İşgale uğrayan bölgelerdeki kişiler hakkında açılan davalar ise ertelenmiştir. Irz düşmanları af kapsamı dışında tutulmuştur. 07 Ocak 1922 Genel Af Kanunu, af içerikli maddesine ilaveten erteleme ve ceza indirimini de ihtiva etmektedir. Üçte İki Ceza Müddetini Tamamlayanların Affı Hakkında Kanun Dava Dosyaları İşgal Sahasında Kalan Mahkum ve Şüpheliler Hakkında Kanun Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi‘ne, hükumet tarafından, 1921 yılında çıkarılan kısmi afların yetersiz …
Devamını oku »Takrir-i Sükun Kanunu
Takrir-i Sükûn Kanunu, 4 Mart 1925 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiş ve 4 Mart 1929’da kaldırılmıştır. Huzurun Sağlanması Yasası anlamına gelen yasa; sulhu, güvenliği, kamu düzenini bozacak her türlü cemiyet, teşebbüs, kışkırtma ve yayını yasaklamak amacıyla çıkarılmıştır. Şeyh Sait Ayaklanmasının çıkması üzerine 25 Şubat 1925 Çarşamba günü öğleden sonra Meclis Genel kurulu isyan bölgesinde sıkıyönetim ilan edilmesi ve Hıyaneti Vataniye Kanununa ek madde konması tekliflerini görüşmek üzere toplanmış, İstiklal Mahkemeleri kurulmuş, hükümete, ayaklanmanın bastırılması için gerekli tüm önlemleri alma yetkisi verilmiştir. Mecliste yapılan görüşmeler kapsamında Hiyanet-i Vataniye Kanununun birinci maddesi “Dini veya mukaddesatı diniyeyi siyasi gayelere esas …
Devamını oku »Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği
Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği; Yönetmelik; 1979 tarihli ve 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanuna dayanılarak hazırlanmıştır. 01.02.2012 tarihli yeni yönetmelik 1/6/2000 tarihli ve 24066 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. Yönetmelikte, doku veya organ nakli ile mümkün olan hastaların hayatını sürdürmesine yönelik hizmetleri olan; organ ve doku nakli merkezleri, organ ve doku kaynağı merkezleri ve doku tipleme laboratuvarlarının açılması, çalışması ve denetimleri ile ilgili organ ve doku nakli hizmetlerinin yürütülmesinde uyulması gereken usul ve esasları belirtilmektedir. Yönetmelikte; kamuda yer alan sağlık kurum ve kuruluşları ile gerçek veya tüzel kişiler tarafından açılan organ, doku nakli, doku kaynağı …
Devamını oku »Türk Vatandaşlığı Kanunu
Türk Vatandaşlığı Kanunu 5901 kanun numarası ile 29.05.2009 tarihinde kabul edilmiş, Resmi Gazetenin 12.06.2009 tarihli sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun, kendisinden önceki 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununu yürürlükten kaldırmıştır. Türk Vatandaşlığı Kanununu TBMM’ye Sunulan Gerekçesi Devletin unsurlarından birisi olan insan topluluğu, vatandaşlık hukukunun temel konusunu oluşturmaktadır. Bir insan topluluğunun devletin kurucu unsuru olabilmesi için, sınırları belirli bir ülke üzerinde yaşaması ve kendisini uluslararası alanda temsil edecek bir siyasi otoriteye sahip olması ve devletle arasında sürekli bir hukuki bağın bulunması gerekir. Bu bağ vatandaşlık bağıdır. Vatandaşlık bağı kişinin devletine karşı bağlılığını ifade ederken, aynı zamanda devletin birey üzerinde birtakım yetkilere sahip olmasının temelini …
Devamını oku »Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu
Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu, 6706 kanun numarası ile 23.4.2016 tarihinde kabul edilmiş, Resmî Gazetenin 05.05.2016 tarihli sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşma hükümlerinin iç hukukta uygulamasını kolaylaştırmak ve dağınık mevzuat hükümlerini bir araya toplama amacında olmuştur. Uygulayıcıların mevzuata kolay erişimi ve Uluslararası Adli İş Birliği alanındaki usul ve esasların tek bir kanun çatısı altında bulunması hedeflenmiştir. Adalet Bakanlığının görev ve yetkileri, yabancı devletlerin adli işbirliği taleplerinin reddedilebileceği durumlar, adli işbirliği kapsamında gelen bilgi ve belgelerin kullanım esasları, görüntülü ve sesli iletişim tekniği ile adli yardımlaşmaya ilişkin kurallar bu kanun ile belirlenmiştir. Suçluların …
Devamını oku »Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun
Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun 01.11.1984 tarih ve 3071 kanun numarası ile düzenlenmiş, Resmi Gazetenin 10.11.1984 tarihli sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Dilekçe hakkı, bireylerin, kişisel veya kamusal konularla ilgili dilek ve şikayetlerini, tek başına veya başkaları ile birlikte tüm kurum, yetkili makam, kuruluş ver her türlü devlet organı ile teşkilat şemasında bulunan tüm resmi kuruluşlara sunabilme hakkıdır. Anayasanın 74. maddesine göre dilekçe hakkı şöyle tanımlanır: “Vatandaşların ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancıların kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında yetkili makamlara ve TBMM’ye yazı ile başvurma hakkıdır.” Dilek şeklinde yapılan başvurularda resmi bir makamdan ya doğrudan …
Devamını oku »Araştırmalarda Dürüstlük Konusunda Avrupa Davranış Kodu
Araştırmalarda Dürüstlük Konusunda Avrupa Davranış Kodu (The European Code of Conduct for Research Integrity), 2011 yılında düzenlenmiş, ALLEA Bilim ve Etik Sürekli Çalışma Grubu (PWGSE) tarafından 2017 yılında güncellenerek yeniden yayınlanmıştır. Davranış kodlarının revizyon süreci geniş kapsamlı uzmanlar ve kurumlar ağının harekete geçirilmesi yoluyla gerçekleştirilmiştir. Çalışma Grubunun güncelleyerek Berlin’de açıkladığı metin, üç ile beş yıllık sürelerde incelenip, değişen öncelikler gözetilerek gözden geçirilmekte ve bilimsel araştırmalarda iyi uygulamalar için bir çerçeve sunmaktadır. Araştırmalarda Dürüstlük Konusunda Avrupa Davranış Kodunu düzenleyen PWGSE(Bilim ve Etik Sürekli Çalışma Grubu), Avrupa Akademileri Federasyonu (ALLEA-The European Federation of Academies of Sciences and Humanities) çalışma gruplarındandır. Avrupa Akademileri Federasyonu, üyesi olan …
Devamını oku »Kabahatler Kanunu
Kabahatler Kanunu, 5326 Kanun Numarası ile 30.03.2005 tarihinde kabul edilmiş, Resmi Gazetenin 31.03.2005 tarihli sayısında yayınlanarak 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sonraki yıllarda kanun hükümlerinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Kanunun amacı; toplum düzenini, genel ahlakı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak olarak belirlenmiş, Türk Ceza Kanununda suç olarak tanımlanmayan fiiller bu kanun ile düzenlenmiş ve idari yaptırıma bağlanmıştır. Kabahatler Kanunu, hapis cezası öngörmemekte, kabahat olarak nitelenen eylem ve işlemleri genel olarak idari para cezası cezalandırmakta, bazı durumlarda da idari tedbirler uygulanmaktadır. İdarî para cezası, maktu veya nispi olabilmekte; idari tedbirler ise, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan …
Devamını oku »Yargıtay Yargı Etiği İlkeleri
Yargıtay Yargı Etiği İlkeleri, Yargıtay Büyük Genel Kurulu tarafından 8.12.2017 tarihinde oy birliği ile kabul edilmiştir. Yargıtaya özgü etik ilkelerin belirlenmesi kapsamında Yargıtay Cumhuriyet Savcıları etik davranış ilkeleri belirlenmiş, bu ilkeler Yargıtay Cumhuriyet Savcıları tarafından 19.10.2017 tarihinde kabul edilmiştir. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından etik ilkelerin yaygınlaştırılması amacıyla Yargıtay Etik İlkeleri Programı ve dersleri verilmektedir. Yargıtay Başkanlığı, yüksek mahkemelerin işleyişine dair bilgi ve deneyim paylaşım platformlarının sürekliliği aracılığıyla hem dünyada, hem Türkiye’de yargı reformu süreçlerine katkıda bulunmak, şeffaflık ve etik ilkeler yoluyla halkın yargı işlemlerine duyduğu güveni artırmak, etik ilkelerinin mahkeme üyeleri, tetkik hakimleri, Yargıtay cumhuriyet savcıları ile personel arasında …
Devamını oku »Belediye Kanunu
Belediye Kanunu, 5393 Kanun Numarasıyla 03.07.2005 tarihinde kabul edilmiş ve Resmi Gazetenin 13.07.2005 tarihli sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, 7.12.2004 tarihli ve 5272 sayılı belediye kanununu yürürlükten kaldırmıştır. Kanun, yürürlüğe girdikten sonra çeşitli kanun ve kanun hükmünde kararnamelerle değişiklikler yapılmış, bazı hükümleri ise Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. 5393 Sayılı Belediye Kanunu BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar Amaç Madde 1- Bu Kanunun amacı, belediyenin kuruluşunu, organlarını, yönetimini, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usûl ve esaslarını düzenlemektir. Kapsam Madde 2- Bu Kanun belediyeleri kapsar. Tanımlar Madde 3- Bu Kanunun uygulanmasında; a) Belediye: Belde sakinlerinin …
Devamını oku »Belediye Meclisi
Belediye Meclisi, belediyelerin halk oylaması sonucunda seçilerek göreve gelen üyelerde oluşan genel karar organıdır. Belediye meclisinin üye sayısı belediyenin nüfusuna göre değişmekte ve en az dokuz üyede oluşmaktadır. Belediye başkanının başkanlık yaptığı Meclis, her ay toplanmaktadır. Belediye meclisi üyeleri, bir belde, ilçe ya da il meclisine seçilen üyeleri ifade etmektedir. Belediye Meclisinin Görevleri a) Stratejik plân ile yatırım ve çalışma programlarını, belediye faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini görüşmek ve kabul etmek b) Bütçe ve kesin hesabı kabul etmek, bütçede kurumsal kodlama yapılan birimler ile fonksiyonel sınıflandırmanın birinci düzeyleri arasında aktarma yapmak. c) Belediyenin imar plânlarını görüşmek ve onaylamak, büyükşehir ve il …
Devamını oku »Kabotaj Kanunu
Kabotaj Kanunu, 1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 1 Temmuz günü 1935 yılından itibaren Kabotaj Bayramı olarak kutlanmaktadır. 2007 tarihinde kabotaj kelimesine denizcilik kelimesi de eklenerek bayramın adı Denizcilik ve Kabotaj Bayramı olmuştur. Kabotaj, bir devletin kendi limanlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı yasal ayrıcalık olup bu ayrıcalıktan sadece kendi yurttaşlarının yararlanmasını ve milli ekonomiye katkı sağlamasını amaçlamaktadır. Osmanlı Devletinin kapitülasyonlar çerçevesinde yabancı ülke gemilerine tanıdığı kabotaj ayrıcalığı Lozan Barış Antlaşması‘yla 1923 yılında kaldırılmıştır. TÜRKİYE SAHİLLERİNDE NAKLİYATI BAHRİYE (KABOTAJ) ve LİMANLARLA KARA SULARI DAHİLİNDE İCRAYI SAN’AT VE TİCARET HAKKINDA KANUN Kanun No: 815 Kabul Tarihi: 20 Nisan 1926 Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 28 …
Devamını oku »Kent Konseyi Yönetmeliği
Kent Konseyi Yönetmeliği, Bu Kanunun amacı, belediyenin kuruluşunu, organlarını, yönetimini, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usûl ve esaslarını düzenleyen 2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 76. maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Kanuna ve Yönetmeliğe göre kurulan Kent Konseyleri ayrıca kendi yönergelerini oluşturmakta; çalışma usul ve esaslarını düzenleyebilmekte, alt çalışma gruplarını kurabilmektedir. Belediye Kanununun ilgili maddesi Kent konseyinin kuruluşunu ve görevlerini kısaca tanımlamış, konseyin faaliyetleri ve çalışma biçiminin Kent Konseyi Yönetmeliği ile düzenlenmesine karar verilmiştir. Belediye Kanununa göre Kent konseyi, kent yaşamında; kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, …
Devamını oku »Avrupa Konseyi Şartlı Tahliye Kuralları
Avrupa Konseyi Şartlı Tahliye Kuralları, “Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Üye Devletlere Şartlı Tahliye Hakkında Bakanlar Komitesi’nin Üye Devletlere (2003) 22 Sayılı Tavsiye Kararı” adıyla Bakan Delegelerinin 853 üncü Toplantısında ve 24.10.2003 tarihinde kabul edilmiştir. Avrupa Konseyi Şartlı Tahliye Kuralları Avrupa Konseyi Statüsü’nün 15.b Maddesi uyarınca. Bakanlar Komitesi, Bu alandaki uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi için hapis cezalarının infazına ilişkin ortak ilkeler saptamanın Avrupa Konseyi üyesi devletlerin çıkarına olduğunu dikkate alarak Şartlı tahliyenin, mahkumun toplumla planlı, yardımlı ve gözetimli bütünleşmesini sağlayarak, yeniden suç işlemeyi önlemede ve topluma yeniden katılmayı desteklemede en etkili ve yapıcı araçlardan birisi olduğunu kabul ederek; Şartlı tahliyenin, kişisel şartlarla …
Devamını oku »