Yeni
Ana Sayfa » Hukuk Felsefesi » Ceza Hukuku

Ceza Hukuku

Suç olarak tanımlanan davranışları ve bu davranışlara karşı uygulanacak yaptırımları belirleyen hukuk kurallarının tümüne ceza hukuku denilir. Ceza hukukunun günümüzdeki amacı toplum yaşamı bakımından önemli değerleri korumaktır. Suç işlenmesini önlemek birincil hedeftir. Genel önleme, suç işleyen kimsenin cezalandırılmasıyla diğer insanlar üzerinde oluşturulan caydırıcı etkidir. Özel önleme, suç işleyen kimsenin ceza evinde tutularak tekrar suç işlemesinin önlenmesi ve suçluyu ıslah ederek yeniden topluma kazandırma ve suç işlemesinin önüne geçmektir. Masumiyet karinesi gereğince, suçluluğu bir mahkeme kararıyla sabit oluncaya kadar hiç kimse suçlu sayılamaz.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kanun ile ağır hapis-hapis-hafif hapis ayırımı kaldırılarak, tek tip süreli hapis cezasına yer verilmiş, ağır para cezası-hafif para cezası ayırımı kaldırılmış ve sadece adli para cezasına yer verilmiştir. Haksız tahrikte, ağır tahrik-basit tahrik ayırımı kaldırılmış, teşebbüste, eksik teşebbüs-tam teşebbüs ayırımı kaldırılmıştır. Cürüm-kabahat ayırımı kaldırılmış, kabahatler idari suç haline getirilmiş ve Kabahatler Kanununda düzenlenmiştir.

Cumhurbaşkanı Sorumsuzluğu: Cumhurbaşkanı görevi ile ilgili olan suçlardan dolayı sorumlu değildir. Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanet halinde sorumlu tutulabilir ve yargılanabilir. Bu şekilde suçlanan Cumhurbaşkanı Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanır.

Yasama dokunulmazlığı: Yasama dokunulmazlığından milletvekilleri ve milletvekili olmayan bakanlar yararlanır. TBMM üyeleri, meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine başka bir karar alınmadıkça bunları meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar .Sorumsuzluk her türlü suçu kapsamaz, milletvekillerinin sadece oy, söz ve düşünceleri ile işledikleri suçlar yönünden geçerlidir. Sorumsuzluk mutlaktır, feragat edilemez, meclis kararı ile kaldırılamaz ve üyelik sıfatı sona erdikten sonra da devam eder. Yasama sorumsuzluğu bir hukuka uygunluk nedeni değildir. Yasama sorumsuzluğu şahsi cezasızlık nedenidir.

Diplomasi dokunulmazlığı: Bazı diplomasi memurları görevli bulundukları ülkede işledikleri suçlardan dolayı dokunulmazlık hakkına sahiptirler. Bu dokunulmazlık suçu ortadan kaldırmaz. Diplomatik dokunulmazlıktan yararlanan kişi vatandaşı olduğu devlette yargılanır.

Nedensellik (illiyet) bağı: Bir suçtan failin sorumlu tutulabilmesi ve cezalandırılabilmesi için gerçekleşen suç fiili kişinin davranışından kaynaklanmış olmalıdır. Nedensellik bağı suç ve cez arasındaki en önemli bağdır. İhmali hareketle işlenen suçlarda da nedensellik bağı aranır. Fail kendisinden beklenen hareketi yapsa bile yine de netice meydana gelecekse nedensellik bağı yoktur. İhmali davranışla işlenen suçlarda failin neticeyi önleme imkanının da olması yani neticenin önlenebilir olması gerekir.

Meşru savunma:  Failin kendisine veya başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.

Temel İlkeler;

Suçta ve cezada kanunilik ilkesi,

Masumiyet Karinesi,

Kanuna aykırı deliler kullanılamaz,

Ceza sorumluluğu şahsidir,

Sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün yerine getirilmemesi sebebiyle kişi özgürlüğü kısıtlanamaz,

Ölüm Cezası ve müsadere cezası verilemez,

İdari kuruluşlar kişi hürriyetini kısıtlayıcı yaptırımlarda bulunamaz.

 Aleyhe kanunun geçmişe uygulanması yasağı

Lehe kanunun geçmişe uygulanması ilkesi

Zamanaşımına ilişkin kuralların zaman bakımından uygulanması

 Geçici ve süreli kanunların zaman bakımından uygulanması

 İnfaz rejimine ilişkin kuralların zaman uygulanması

Ceza muhakemesi kurallarının zaman bakımından uygulanması

Ülkesellik (mülkilik) ilkesi

Faile göre şahsilik ilkesi

Evrensellik ilkesi

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası: Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlünün hayatı boyunca devam eder, kanun ve tüzükte belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre çektirilir.

Müebbet hapis cezası: Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam eder.

Süreli hapis cezası: Süreli hapis cezası, bir süre infaz kurumunda çektirilen cezalardır. Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde 1 aydan az, 20 yıldan fazla olamaz. Hükmedilen 1 yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezası sayılır.

Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar: Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;

Hapis cezasının ertelenmesi: İşlediği suçtan dolayı 3 yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilen kişinin cezası ertelenebilir. Cezanın ertelenmesi suç ile oluşan zararın giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir.Para cezaları ertelenemez. Güvenlik tedbirleri de ertelenemez.

Hapis cezasının bir kısmı ertelenemez, tamamının ertelenmesi gerekir.

Koşullu salıverilme: Hapis cezasına mahkum edilmiş mahkumun cezasının tamamını çekmeden koşullu olarak serbest kalmasıdır. Uygulanması için hükümlünün talep veya rızasına gerek yoktur. Şartları:

Adli para cezası: Adli para cezası 5 günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde 730 günden fazla olmamak üzere gün olarak verilir. Daha sonra kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri dikkate alınarak 20-100 TL arasında bir miktarla bu gün sayısı çarpılarak ceza miktarı belirlenir.

Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir.

Mahsup: Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller (tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme, gözlem altına alınma gibi) nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir. Adli para cezasına hükmedilmesi durumunda, bir gün 100 Türk Lirası sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır (TCK m.63/1).

Genel Af: Genel af halinde, dava açılmaz, açılmışsa kamu davası düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar. Genel affa uğramış mahkumiyet ertelemeye engel olmayıp, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına engeldir. Genel af disiplin cezalarını etkilemez. Genel af, müsadere olunan şeylerin veya ödenen adli para cezasının geri alınmasını gerektirmez; tazminat davasının açılmasını engellemez (TCK m.74). Ancak genel af halinde yargılama giderleri sanık veya hükümlüden istenemez. Genel af kişinin kabulüne bağlı değildir, resen uygulanır.

Özel af :Özel af ile hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek süresi kısaltılabilir ya da adli para cezasına çevrilebilir. Özel af durumunda kamu davasının düşürülmesine karar verilmez. Özel af sadece cezayı etkiler ve mahkumiyeti ortadan kaldırmaz. Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunlukları, özel affa rağmen etkisini devam ettirir. Özel af toplu veya bireysel olabilir. Ormanları suçları hakkında özel ve genel af çıkartılamaz (Any m.169/3).

Şikayet (Şikayetten vazgeçme)

Ceza hukukunda kural suçların re’sen takibidir. Ancak istisnai olarak kanun bazı suçların takibi şikayete bağlıdır. Şikayete bağlı suçlarda şikayet hakkı 6 ay içinde kullanılmalıdır. Bu süre hak düşürücü süredir. Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar. Şikayet hakkı olan birkaç kişiden birisi 6 aylık süreyi geçirirse bundan dolayı diğerlerinin hakları düşmez. Fail değil fiil şikayet edilir. Bu yüzden şikayette failin gösterilmesi şart değildir, fiilin belirtilmesi yeterlidir. Şikayet hakkı kural olarak mirasçılara geçmez. Bu kuralın istisnası hakaret suçudur. Şikayete bağlı suçlarda şikayet hakkı olan kişinin şikayetten vazgeçmesi kamu davasını düşürür. Şikayetten vazgeçme hükmün kesinleşmesinden önce yapılmalıdır. Hükmün kesinleşmesinden sonraki şikayetten vazgeçme cezanın infazına engel olmaz. Şikayetten vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez. Yani şikayetten vazgeçme iki taraflı bir işlemdir. Şikayetten vazgeçme ve şikayetten feragat farklı kurumlardır. Şikayetten vazgeçme, yapılmış olan şikayetin geri alınması iken; şikayetten feragat, şikayet hakkı olan kişinin bu hakkı kullanmadan önce şikayetçi olmadığını beyan etmesidir. Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.

 Uzlaşma : CMK’da düzenlenmiştir (m.253, 254, 255). Uzlaşma, mağdur veya suçtan zarar gören kişi ile şüpheli veya sanığın anlaşmak suretiyle kamu davasının açılmasını önleyen ya da açılmış olan kamu davasını düşüren kurumdur. Soruşturma evresinde savcılık tarafından veya kamu davası açıldıktan sonra ise mahkeme tarafından uzlaşma yoluna gidilebilir. Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar uzlaşmaya tabidir. Basit ve hafif kasten yaralama (m.86/1-2), Taksirle yaralama (m.89), Konut dokunulmazlığının ihlali (m.116), Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (m.234), Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (m.239) ve benzeri suçlar uzlaşmaya tabidir. Uzlaşma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, bir rapor hazırlayarak kendisine verilen belge örnekleriyle birlikte Cumhuriyet savcısına verir. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır. Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler. Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.

Bunu okudunuz mu?

15 Ekim – Hukuk Takvimi

15 Ekim – Hukuk Takvimi 1810 ABD Yüksek Mahkeme Yargıcı Alfred Moore yaşamını yitirdi. (Doğumu: …