Çocuklara Karşı Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanınması ve Tenfizine İlişkin Sözleşme, 15 Nisan 1958 tarihinde La Haye’de düzenlenerek kabul edilmiştir. Sözleşme 2 Ekim 1973 tarihinde La Haye’de yeniden düzenlenmiştir.
Türkiye, Çocuklara Karşı Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanınması ve Tenfizine İlişkin Sözleşmeyi onaylamış ve Resmi Gazetenin 27.09.1972 tarihli ve 14319. sayısında yayınlamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin anılan La Haye Sözleşmesinin 34 üncü maddesine uygun olarak, 26 ncı maddenin 2nci ve 3 üncü fıkralarında öngörülen civar ve sıhri hısımlar arasındaki nafaka yükümlülüğüne ilişkin kararlar ve sulhler ile nafakanın belirli aralıklarla ödenmesini hükme bağlamayan kararlar ve sulhleri tanımamak hakkı saklı tutulmak kaydıyla” onaylanmıştır.
Çocuklara Karşı Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanınması ve Tenfizine İlişkin Sözleşme
Bu Sözleşmeyi imzalayan Devletler,
Büyüklere karşı nafaka yükümlülüğü konusundaki kararların karşılıklı olarak tanınması ve tenfizini düzenlemek için müşterek hükümler tesis etmeyi arzu ederek,
Bu hükümler ile Çocuklara Karşı Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanınması ve Tenfizine İlişkin 15 Nisan 1958 tarihli Sözleşmenin hükümleri arasında ahenk sağlamak arzusunu taşıyarak,
Bu amaçla bir Sözleşme akdetmeyi kararlaştırmışlar ve aşağıdaki hükümlerde mutabık kalmışlardır:
BÖLÜM I
Sözleşmenin Uygulama Alanı
Madde 1
Bu Sözleşme, nesebi sahih olmayan bir çocuğu karşı nafaka yükümlülüğü de dahil, aile, hısımlık, evlilik veya sıhriyet ilişkilerinden doğan nafaka yükümlülüğü konusunda, bir Akid Devletin adli ve idari mercileri tarafından verilmiş olan:
- Bir nafaka alacaklısı ile nafaka borçlusu veya,
- Bir nafaka borçlusu ile bir nafaka alacaklısına yaptığı ödemelerin iadesini talep eden bir kamu kurumu,
Arasındaki kararlar hakkında uygulanır.
Sözleşme, bu merciler önünde ve bu kişiler arasında anılan yükümlülüklere ilişkin olarak yapılan sulhlere de uygulanır.
Madde 2
Sözleşme, niteliklerine bakılmaksızın, kararlara ve sulhlere uygulanır.
Sözleşme, Akid olmayan bir Devlette verilmiş veya yapılmış dahi olsa, önceki bir kararı veya sulhu değiştiren kararlara veya sulhlere de uygulanır.
Sözleşme, nafaka talebinin milletlerarası veya milli niteliği dikkate alınmaksızın ve tarafların uyrukluk ve mutad meskenlerine bakılmaksızın uygulanır.
Madde 3
Karar ve sulhün münhasıran nafaka yükümlülüğüne ilişkin olması halinde, Sözleşmenin etkisi sadece nafaka yükümlülüğü ile sınırlıdır.
BÖLÜM II
Kararların Tanınması ve Tenfizi Şartları
Madde 4
Akid Devletlerden birinde verilmiş olan karar:
- Yedinci veya 8. maddelere göre yetkili sayılan bir merci tarafından verilmişse ve.
- Karar hakkında verildiği Devlette mutad kanun yollarına başvurulması mümkün değilse,
Diğer bir Akid Devlette tanınacak veya hakkında tenfiz kararı verilecektir.
Mutad kanun yollarının açık bulunmasına rağmen, geçici olarak icra edilebilen ara kararları ve geçici tedbirler, talep edilen Devlette benzer kararların verilebilmesi, icra edilebilmesi halinde, bu Devlet tarafından tanınacak veya haklarında tenfiz kararı verilecektir.
Madde 5
Bununla beraber, kararın tanınması veya tenfizi aşağıdaki hallerde reddedilebilir:
- Kararın tanınması veya tenfizinin talep edilen Devletin kamu düzeniyle açıkça bağdaşmaması veya,
- Kararın usul işlemlerinde yapılan bir hilenin sonucu olması veya,
- Tarafları ve konusu aynı olan bir davanın daha önce talep edilen Devletin bir merciinde açılmış ve görülmekte olması veya,
- Kararın talep edilen Devlette veya talep edilen Devlette tanıma ve tenfiz için gerekli şartları haiz olsa dahi başka bir Devlette aynı konuda ve aynı taraflar arasında verilmiş bir kararla bağdaşmaması.
Madde 6
Bir gıyap kararı, ancak talebin başlıca unsurlarını kapsayan dava dilekçesi gaip tarafa kararın verildiği Devletin hukuku uyarınca tebliğ edildiği ve hal ve şartlara göre gaip tarafa savunması için yeterli bir süre verildiği takdirde tanınabilir veya hakkında tenfiz kararı verilebilir. Beşinci madde hükümleri saklıdır.
Madde 7
Sözleşmenin uygulanması bakımından kararın verildiği Devletin mercii aşağıdaki hallerde yetkili sayılır:
- Nafaka borçlusu veya alacaklısının mutad meskeninin davanın açıldığı sırada kararın verildiği Devlette bulunması veya,
- Nafaka Borçlusu veya alacaklısının davanın açıldığı sırada, kararın verildiği Devlet vatandaşlığını haiz olması veya,
- Davalının açıkça veya yetki konusunda hiçbir itirazda bulunmaksızın davanın esasına girmek suretiyle bu merciin yetkisini kabul etmesi.
Madde 8
Nafaka alacağı hakkında karar vermiş olan Akid Devletin mercileri, bu nafakanın sözkonusu Akid Devletin talep edilen Devletin hukukuna göre, yetkili kabul olunan mercii önünde vuku bulmuş olması halinde, sözleşmenin uygulanması bakımından yetkili sayılırlar. Yedinci madde hükümleri saklıdır.
Madde 9
Talep edilen Devletin mercii, kararın verildiği Devletin merciinin kendi yetkisini tespit için dayandığı vakalarla bağlıdır.
Madde 10
Kararın nafaka konusunda birden fazla talebe ilişkin olması ve tanıma ve tenfizin bu taleplerin tümü için kabul edilememesi hallerinde, talep edilen devletin mercii Sözleşmeyi kararın tanınabilecek veya tenfiz edilebilecek kısmına uygular.
Madde 11
Nafakanın kararda belirli aralıklarla ödenmesinin öngörülmesi halinde, tenfiz kararı birikmiş nafaka borçlarını olduğu gibi, işleyecek nafaka borçlarını da kapsar.
Madde 12
Sözleşmede aksine bir hüküm bulunmaması halinde, talep edilen Devletin mercii kararın esasına ilişkin hiçbir inceleme yapamaz.
BÖLÜM III
Kararların Tanınması ve Tenfizi Usulü
Madde 13
Sözleşmede aksine bir hüküm bulunmaması halinde. kararın tanınması veya tenfizi usulü talep edilen Devletin hukukuna tabidir.
Madde 14
Bir kararın kısmen tanınması veya tenfizi her zaman talep edilebilir
Madde 15
Kararın verildiği Devlette adli müzaheretten veya masraf muafiyetinden kısmen veya tamamen yararlanmış olan nafaka alacaklısı, tanımaya veya tenfize dair bütün usul işlemlerinde de, talep edilen Devletin hukukunun öngördüğü en ziyade müzaheretten veya en geniş muafiyetten yararlanır.
Madde 16
Sözleşmede öngörülen usul işlemlerindeki masrafların ödenmesini teminat altına almak üzere, her ne ad altında olursa olsun hiçbir kefalet veya teminat istenemez.
Madde 17
Bir kararın tanınmasını veya tenfizini talep eden taraf talebine aşağıdaki belgeleri eklemelidir:
- Kararın tam ve aslına uygun bir örneği:
- Verildiği Devlette karar hakkının mutad kanun yollarına başvurulamayacağını ve gerekiyorsa, kararın bu Devlette İcra edilebilir olduğunu kanıtlayacak bir belge;
- Kararın gıyahta verilmesi halinde, talebin başlıca unsurlarını kapsayan dava dilekçesinin, gaif tarafa kararın verildiği Devletin hukukuna uygun şekilde tebliğ edildiğini veya bildirildiğini kanıtlayacak bir belgenin aslı veya aslına uygunluğu onaylanmış bir örneği.
- Gerektiğinde, kararın verildiği Devlette adli müzaheretten veya masraf muafiyetinden yararlandığını kanıtlayacak bir belge;
- Talep edilen Devletçe istenmemesi hali dışında, yukarıda belirtilen belgelerin aslına uygunluğu onaylanmış tercümeleri.
Yukarıda belirtilen belgelerin ibraz edilmemesi veya talep edilen Devlet Mercii tarafından karar muhtevasından Sözleşmenin şartlarının yerine getirildiğinin belirlenememesi halinde, bu merci gerekli bütün belgelerin ibrazı için belirli bir süre tayin eder.
Sözkonusu belgelerin ayrıca onaylanması veya benzer bir işleme tabi tutulması istenmez.
BÖLÜM IV
Kamu Kuruluşlarına İlişkin Tamamlayıcı Hükümler
Madde 18
Bir nafaka alacaklısına ödediği nafakaların borçludan iadesini takip eden bir kamu kuruluşunun talebi üzerine, bu nafaka borçlusu aleyhinde verilmiş olan karar, aşağıdaki hallerde Sözleşmeye uygun olarak tanınacak ve hakkında tenfis kararı verilecektir:
- Yapılan ödemenin tabi olduğu kanuna göre, bu kuruluş tarafından tahsil edilebilmesi ve,
- Talep edilen Devletin Devletler Özel Hukuku tarafından tayin edilen iç hukukuna göre asıl alacaklı ile borçlu arasında bir nafaka yükümlülüğünün bulunmaması.
Madde 19
Bir kamu kuruluşunun tabi olduğu kanun bir kararın tanınmasını veya tenfizini alacaklı yerine tam yetki ile talep etme hakkını kendisine veriyorsa, bu kamu kuruluşu nafaka alacaklısı ile borçlusu arasında verilmiş olan kararın tanınmasını veya tenfizini alacaklıya yaptığı ödemeler nisbetinde talep edebilir.
Madde 20
Tanıma veya tenfizi talep eden kamu kuruluşu 18. maddenin birinci fıkrasında veya 19. maddede öngörülen şartları haiz olduğunu belirten ve ödemelerin nafaka alacaklısına yapıldığını kanıtlayaan her türlü belgeyi ibraz etmelidir. Onyedinci madde hükümleri saklıdır.
BÖLÜM V
Sulhler
Madde 21
Yapıldığı Devlette icra edilebilen sulhler, kararlarına tabi olduğu aynı şartlar altında ve bu şartların sulhlere de uygulandığı ölçüde tanınacak veya haklarında tenfiz kararı verilecektir.
BÖLÜM VI
Çeşitli Hükümler
Madde 22
Mevzuatı para transferlerine kısıtlamalar koyan Akid Devletler, nafaka olarak ödenmek veya Sözleşme çerçevesindeki nafaka talepleri için yapılan masrafları karşılamak üzere tahsis edilen paraların transferlerine birinci derecede öncelik tanıyacaklardır.
Madde 23
Bu Sözleşme, bir kararın veya bir sulhün tanınmasını veya tenfizini sağlamak için, kararın verildiği veya sulhün yapıldığı Devlet ile talep edilen Devleti bağlayan uluslararası başka bir belgeye veya talep edilen Devletin iç hukukuna başvurulmasına engel değildir.
Madde 24
Sözleşme, karar tarihine bakılmaksızın uygulanır.
Kararın, verildiği Devlet ile talep edilen Devlet arasında Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden önce verilmiş olması halinde, talep edilen Devlette, bu karar hakkında sadece yürürlüğe giriş tarihinden sonra muaccel olacak borçlar için tenfiz kararı verilecektir.
Madde 25
Her Akid Devlet aynı beyanı yapmış olan devletlerle ilişkilerinde, Sözleşme hükümlerinin resmi bir merci veya memur önünde düzenlenmiş ve düzenlendiği Devlette geçerli ve icrası mümkün resmi senetlere, Sözleşme hükümlerinin bunlara uygulanabildiği ölçüde teşmil edileceğini her zaman beyan edebilir.
Madde 26
Her Akid Devlet, 34. maddeye uygun olarak aşağıdaki hallerde tanıma veya tenfiz talebini reddetme hakkını saklı tutabilir:
- Alacaklının evliliğinden veya yirmibir yaşını bitirdikten sonraki döneme ait olup, alacaklının eşi veya eski eşi dışındaki bir borçlu tarafından verilmesi gerekli nafakaya ilişkin kararlar ve sulhler;
- a) Civar hsımları ve
- b) Sıhri hısımlar,
arasındaki nafaka yükümlülüğüne ilişkin karar ve sulhler,
- Belirli aralıklarla nafaka ödenmesini hükme bağlamayan kararlar ve sulhler.
Bir ihtirazi kayıtta bulunmuş olan Akid Devlet, sözleşmenin kendi ihtirazi kaydına konu olan kararlara ve sulhlere uygulanmasını talep edemez.
Madde 28
Bir Akid Devletin nafaka yükümlülüğü konusundaki kararların tanınması ve tenfizine farklı hukuk sistemlerinin uygulandığı iki veya daha çok bölgeye sahip bulunması halinde:
- Kararın verildiği Devletin kanununa, usul hükümlerine veya merciine yapılan her atıftan, kararın verildiği bölgenin kanunu, usul hükümleri veya mercii anlaşılır.
- Talep edilen Devletin kanununa, usul hükümlerine veya merciine yapılan her atıftan, kararın tanınması veya tenfizi talep edilen bölgenin kanunu, usul hükümleri veya mercii anlaşılır.
- Birincisi ve 2. fıkraların uygulanmasında, gerek kararın verildiği Devletin kanununa veya usul hükümlerine gerekse talep edilen Devletin kanununa veya usul hükümlerine yapılan her atıftan, Akid Devleti teşkil eden o bölgede geçerli ve konuyla ilgili bütün hukuk kuralları ve ilkeleri anlaşılır.
- Kararın verildiği Devlette nafaka alacaklısının veya borçlusunun mutad meskenine yapılan her atıftan, o kişinin kararın verildiği bölgedeki mutad meskeni anlaşılır.
Her Akid Devlet bu kurallarının bir veya birkaçını, Sözleşmenin bir veya birçok hükümlerine uygulamayacağını her zaman beyan edebilir.
Madde 29: Bu sözleşme, taraf olan Devletler arasındaki ilişkilerde 15 Nisan 1958 tarihinde Lahey’de akdedilmiş “Çocuklara Karşı Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanınması ve Tenfizine İlişkin Sözleşme’nin”nin yerini alır.
BÖLÜM VII
Son Hükümler
Madde 30
Bu Sözleşme, Devletler Özel Hukuku Lahey Konferansı’nın Onikinci dönem toplantısı sırasında, üyesi bulunan Devletlerin imzasına açıktır.
Sözleşme onaylanacak, kabul veya tasvip edilecek ve onay, kabul veya tasvip belgeleri Hollanda Dışişleri Bakanlığına tevdi edilecektir.
Bölüm 31
Onikinci dönem toplantısından sonra Konferansa üye olan veya Birleşmiş Milletler Teşilatına veya onun bir ihtisas kuruluşun mensup veya Uluslararası Adalet Divanının Statüsüne taraf bulunan her Devlet bu Sözleşmeye 35. maddenin 1. fıkrası uyarınca yürürlüğe girmesinden sonra da katılabilir.
Katılma belgesi Hollanda Dışişleri Bakanlığına tevdi edilecektir.
Katılma yalnızca katılan Devletle 37. maddenin 3. fıkrasında öngörülen tebliğin alınmasından sonraki oniki ay içinde bu katılmaya karşı bir itirazdermeyan etmemiş olan akid Devletler arasındaki ilişkilerde hüküm ifade eder.
Böyle bir itiraz, Sözleşmenin, katılmadan sonra vuku bulacak onaylanması, kabulu veya tasvibi sırasında da her üye devlet tarafından dermeyan edilebilir. Bu itirazlar Hollanda Dışişleri Bakanlığına tebliğ edilecektir.
Madde 32
Her Devlet, imza, onay, tasvip kabul veya katılma sırasında Sözleşmenin uluslararası alanda temsil ettiği toprakların tümüne veya bunlardan birine veya birkaçına teşmil olunacağını beyan edebilir. Bu beyan, Sözleşmenin sözkonusu Devlet için yürürlüğe girdiği tarihte hüküm ifade edecektir.
Bundan sonra yapılacak bu nitelikteki her teşmil Hollanda Dışişlei Bakanlığına tebliğ edilecektir.
Teşmil 37. maddenin 4. fıkrasında öngörülen tebliğin alınmasını izleyen oniki ay içinde, teşmile karşı itiraz dermeyan etmemiş olan Akid Devletlerle, uluslararası ilişkileri bir Akid Devlet tarafından sağlanan ve sözkonusu tebliğe konu olmuş bulunan ülke veya ülkeler arasındaki ilişkilerde hüküm ifade eder.
Böyle bir itiraz, Sözleşmenin, teşmilden sonra vuku bulacak onaylanması, kabulu veya tasvibi sırasında da her üye Devlet tarafından dermeyan edilebilir.
Bu itirazlar, Hollanda Dışişleri Bakanlığına tebliğ edilecektir.
Madde 33
Nafaka yükümlülüğü konusundaki kararların tanınmasına veya tenfizine uygulanan çeşitli hukuk sistemlerinin bulunduğu iki veya daha çok bölgeye sahip olan her Akid Devlet, imza, onay, kabul, tasvip veya katılma sırasında, bu Sözleşmenin, bu bölgelerin tümüne veya bunlardan birine veya birkaçına teşmil olunacağını beyan edebilir ve yeni bir beyan yapmak suretiyle bu beyanı her zaman değiştirilebilir.
Sözleşmenin hangi bölgeye uygulanacağını açıkça belirtecek olan bu beyanlar Hollanda Dışişleri Bakanlığına tebliğ edilecektir.
Nafaka yükümlülüğü konusundaki bir kararın tanınmasını talep edildiği tarihte, kararın verdiği toprak biriminde Sözleşme uygulanmıyorsa, diğer Akid Devletler bu kararın tanınmasını reddedebilirler.
Madde 34
Her Devlet, en geç, onay, kabul, tasvip veya katılma sırasında 26. maddede öngörülen ihtirazi kayıtlardan birini veya birkaçını dermeyan edebilir. Başka hiçbir ihtirazi kayıt kabul edilmeyecektir.
Aynı şekilde her Devlet, 32. maddeye uygun olarak Sözleşmenin teşmilini tebliğ ederken, teşmile konu olan bölgelerin tümü veya bunların bazılarıyla sınırlı hüküm ifade etmek üzere, sözkonusu ihtirazi kayıtlardan birini veya birkaçını dermeyan edebilir.
Her Akid Devlet, dermeyan etmiş olduğu ihtirazi kaydı her zaman geri alabilir. Bu geri alma Hollanda Dışişleri Bakanlığına tebliğ edilecektir.
İhtirazi kaydın hükmü yukarıdaki fıkrada öngörülen tebliği izleyen üçüncü takvim ayının birinci günü sona erecektir.
Madde 35
Sözleşme, 30. maddede öngörülen onay, kabul veya tasvip belgelerinden üçüncüsünün tevdiini izleyen üçüncü takvim ayının birinci günü yürürlüğe girecektir.
Bilaher Sözleşme:
– Sonradan onaylayan, kabul eden veya tasvip eden her imzalayan Devlet için onay, kabul veya tasvip belgesinin tevdiini izleyen üçüncü takvim ayının birinci günü;
– Katılan her Devlet için, 31. maddede öngörülen sürenin hitamını izleyen üçüncü takvim ayının birinci günü;
– Otuzikinci madde uyarınca, Sözleşmenin teşmil olunduğu bölgeler için, söz konusu madde öngörülen sürenin hitamını izleyen üçüncü takvim ayının birinci günü yürürlüğe girecektir.
Madde 36: Sözleşme, sonradan onaylayan, kabul veya tasvip eden veya katılan Devletler için dahil 35. maddenin 1. fıkrasına uygun olarak yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl sürelidir.
Sözleşme fesholunmadıkça, beşer yıllık sürelerle zımmen yenilenecektir.
Fesih, beş yıllık sürenin hitamından en az altı ay önce Hollanda Dışişleri Bakanlığına tebliğ edilecektir. Fesih,
Sözleşmenin uygulandığı bölgelerin bazıları ile sınırlandırılabilir.
Fesih sadece, bunu bildiren Devlet için hüküm ifade eder. Sözleşme diğer Akid Devletler için yürürlükte kalacaktır.
Madde 37
Hollanda Dışişleri Bakanlığı Konferansın üyesi olan Devletlerle, 31. maddenin hükümlerine uygun olarak, Sözleşmeye katılacak devletlere aşağıdaki hususları tebliğ edecektir.
- 30. maddede öngörülen imzalama, onay, kabul ve tasvipleri;
- Sözleşmenin 35. maddesinin hükümlerine uygun olarak, yürürlüğe gireceği tarih;
- 31. maddede öngörülen katılmaları ve bunların hüküm ifade edeceği tarihleri;
- 32. maddede öngörülen teşmilleri ve bunların hüküm ifade edeceği tarihleri;
- 31. ve 32. maddelerde öngörülen katılmalara ve teşmillere karşı yapılan itirazları;
- 25. ve 32. maddelerde sözü edilen beyanları;
- 36. maddede öngörülen fesihleri;
- 26. ve 34. maddelerde öngörülen ihtirazi kayıtları ve 34. maddede öngörülen ihtirazi kayıtların geri alınmasını.
Bunu teyyiden, usulüne uygun şekilde yetkili kılınmış aşağıdaki imza sahipleri bu Sözleşmeyi imzalamışlardır.
Fransızca ve İngilizce dillerindeki her iki metin de aynı şekilde geçerli olmak ve Hollanda Dışişleri Bakanlığı arşivlerine tevdi etmek ve aslına uygunluğu onaylı bir örneği, diplomasi yolu ile, Onikinci dönem Konferansı Üyesi bulunan Devletlere verilmek üzere, bir tek nüsha halinde, 2 Ekim 1973 günü Lahey’de düzenlenmiştir.
Sözleşmenin düzenlendiği tarih ve yer: 15 Nisan 1958, La haye. Yeniden düzenlenme tarihi ve yeri: 2 Ekim 1973 Lahey.
Sözleşme, Türkiye’de Çocuklara Karşı Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanınması ve Tenfizine İlişkin Sözleşme’nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun ile onaylamıştır. Kanun No: 1620; Resmi Gazete, 27.09.1972; Sayı: 14319. 16 Şubat 1983 tarih ve 17961 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 8/5725 Sayılı Bakanlar Kurulu kararına göre, “Türkiye Cumhuriyeti’nin anılan Sözleşmenin 34 üncü maddesine uygun olarak, 26 ncı maddenin 2nci ve 3 üncü fıkralarında öngörülen civar ve sıhri hısımlar arasındaki nafaka yükümlülüğüne ilişkin kararlar ve sulhler ile nafakanın belirli aralıklarla ödenmesini hükme bağlamayan kararlar ve sulhleri tanımamak hakkı saklı tutulmak kaydıyla” onaylanmıştır.