“Dante Alighieri – Yaşamı, Eserleri ve Siyaset Felsefesi”, isimli eser Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Anabilim Dalı başkanı Ömer Korkmaz tarafından kaleme alınmış ve Yetkin Yayınları tarafından 2015 yılında basılmıştır. Eser, Dante, fikirleri ve eserleri üzerine yapılmış özgün bir akademik çalışmadır.
Dante Alighieri – Yaşamı, Eserleri ve Siyaset Felsefesi / Kitabın Sunum Yazısı
“Dante Alighieri, Rönesans’la sonuçlanacak ihtiyaçların ve düşünsel akımların olgunlaşmaya başladığı Geç-Ortaçağın (XIII. ve XIV. yüzyılların) önemli bir düşünürüdür. Tüm yaşamını, düşünce ve inançlarını gerçekleştirmek için harcamış olan Dante, mücadeleler ve çileler içerisinde geçen 56 yıllık bir ömür sonucunda ölümlü dünyada ölümsüzlüğü yakalayabilmiş büyük bir eylem (hareket) adamıdır.
Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Otuz Beş Yaş” adlı şiirinden bu yana hemen herkesin en azından adına aşina olduğu Dante, özellikle edebi kişiliği ve eserleriyle dünya edebiyat tarihinin önemli halkalarından biridir. Dante’ye dünya çapındaki asıl ününü kazandıran, “İlahi Komedya” adlı edebi eseridir. Siyaset felsefesiyle ilgili görüşlerine yer verdiği “Monarşi Üzerine” adlı eseri, siyasal düşünce tarihi açısından önemli olmakla birlikte, “İlahi Komedya”nın gölgesi altında kalmıştır.
Zaten ülkesi ve dünyada da, Dante, bir edebiyat dehası olarak tanınmaktadır. Örneğin İtalya’daki tüm üniversitelerde Dante’ye ilişkin kürsüler bulunmaktadır ve buralarda özellikle Dante’nin yaşamı ve eserleri (özellikle “İlahi Komedya”) üzerine yoğun tartışma ve araştırmalar yapılmaktadır. Bu tartışma ve araştırmalar, çok ince ayrıntılara kadar uzanabilmektedir. Bu nedenle, Dante konusunda ortaya konan eserlerin büyük bir kısmında, edebi kişiliği ve eserleri temel inceleme konusunu oluşturmaktadır. Benzer şekilde, ülkemizde de, Dante’ye ilişkin çalışmaların çoğu bu bağlamda yer almaktadır.
Dante’nin siyaset felsefesine ilişkin düşüncelerine doğrudan yer veren ve bunları irdeleme konusu yapan çalışma sayısı oldukça azdır. Bu nedenle, Dante’nin siyasal kuram içerisindeki yerini kendisine konu edinen her çalışma, bu konudaki veri eksikliğini önceden kabullenmek durumunda kalacaktır.
Dante’nin siyaset felsefesini inceleyen ve “Dante Alighieri ve Siyaset Felsefesi” adını taşıyan çalışmamızda, bu durumun yarattığı belirlenmişliğin etkisini mümkün olduğunca en aza indirgemeye çalıştık. Bu bağlamda, Dante’nin siyaset felsefesini doğrudan irdeleyen çalışmalar yanında, Türkçe’de yazılan ve Dante’yi daha ziyade dolaylı olarak ele alan hemen bütün eserleri gözden geçirmeye gayret ettik. Çalışmanın konuyla ilgilenenlere yararlı olması dileğiyle.”
Dante Alighieri – Yaşamı, Eserleri ve Siyaset Felsefesi / Kitabın Önsözü

“Çalışmanın amacı, Dante’nin siyaset felsefesini gerek “Monarşi Üzerine” adlı temel eseri ve gerekse siyasal görüşlerine yer verdiği diğer eserlerindeki argümanlar doğrultusunda ortaya koymaktır. Bunu yaparken, çalışmanın bir hukuk tezi olması nedeniyle; Dante’nin edebi kişiliğini arka planda tuttuk; fakat bunu tamamen de göz ardı etmedik.
İlk bölüm, Dante’nin tanıtımına ayrılmıştır. Bu bölümün ilk başlığında, özgün koşullanmışlığı içinde Dante’nin yaşadığı İtalya ve Floransa’daki durumu ortaya koymaya çalıştık. Bu dönemde oldukça yoğun yaşanan partisel çekişmelere de değinmeden geçemedik. Bu bağlamda, İtalya’nın ve özellikle Floransa’nın içinde bulunduğu siyasal, sosyal ve ekonomik yapılanmayı incelemeye çalıştık. Dante’nin yaşamı üzerindeki etkilerini de göz önüne alarak, parti çekişmeleri üzerinde ayrıntılı olarak durduk. Burada ayrıca Dante’nin, eserlerini ortaya koyarken ve görüşlerini oluştururken etkilendiği bir takım unsurlara da göz attık. Dante’nin gerek doktriner düzeyde etkilendiği ve gerekse düşüncelerini doğrudan doğruya kullandığı filozofları incelemeye çalıştık.
Birinci bölümün ikinci başlığını, Dante’nin yaşamını anlatmaya ayırdık. Doğumunu, ilk yıllarını, öğrenimini, Beatrice’e olan aşkını, evliliğini, kişiliğini, ruh ve fizik yapısını ve nihayet siyasal yaşamını ve ölümünü bu başlık altında inceledik. Siyasal mücadeleler ve toplumsal karışıklıklar içinde geçen yaşamının ayrıntılı bir biyografisini sunmak istedik.
Birinci bölümün son başlığı, Dante’nin edebiyattaki yerine ve eserlerine ayrılmıştır. Burada edebi özellikleri, kurduğu edebi okul, şiirlerinin özellikleri ve Rönesans’a olan etkileri ortaya konulduktan sonra; eserlerinin incelenmesine geçilmiştir. İlk sırayı “İlahi Komedya” adlı esere vermekten biz de kendimizi alıkoyamadık. Daha sonra, “Monarşi Üzerine” adlı esere yer verdik ve diğer eserlerini de tek bir başlık altında sıralayarak tanıtmakla yetindik.
Çalışmanın ikinci bölümünü, Dante’nin siyaset felsefesinin odak noktasını oluşturduğuna inandığımız “evrensellik” düşüncesinin incelenmesine ayırdık. Evrensellik düşüncesinin Dante öncesi dönemdeki yerini ele aldığımız ilk başlık içerisinde, -Dante’nin evrensellik konusundaki düşüncelerini de temellendirmek amacıyla- ilkin Helenistik Felsefede, sonra Romalılarda ve nihayet (Dante öncesi) Ortaçağ’daki evrensellik düşüncesinin işlenişini incelemeye çalıştık. Bu dönemlerde ortaya konan görüşleri, gerek doktriner ölçekte okul olarak, gerekse filozofları tek tek ele alarak ortaya koymak istedik. Helenistik dönem içerisinde, öncelikle, Kynizm’de, sonrada Stoizm’de evrensellik düşüncesini inceledik. Romalılar dönemini, Orta Stoa ve Son Stoa kısımlarına ayırarak incelemeyi yeğledik. Ortaçağ’da evrensellik düşüncesini incelerken ise, Hristiyanlığın bu konuda Ortaçağ düşüncesi üzerindeki etkilerini ayrıntılı olarak irdelemeye çalıştık.
İkinci bölümün ikinci başlığında, Dante’nin Evrensel Krallık düşüncesini incelemeye geçmeden önce, Ortaçağın toplumsal gerçekliğini ortaya koyma gereği ile karşı karşıya kaldık. Bu bağlamda, öncelikle, Ortaçağın siyasal ve sosyal yapısını ortaya koymaya çalıştık. Daha sonra Ortaçağın düşünce yapısını ana hatlarıyla irdeledik. Dante’nin Evrensel Krallık düşüncesini genel anlamda açıklamaya çalıştıktan sonra, Dante’nin Evrensel Krallık düşüncesini nasıl ispatladığını, ondaki özgün konumlandırılışı göz önünde tutarak irdelemeyi amaçladık. Bunu yaparken, siyaset felsefesinin en çok tartışılan konularından olan “erek”, “barış”, “adalet”, “özgürlük”, “genel irade”, “siyasal birlik” ve “evrensel hakemlik” gibi sorunlar için Dante’nin ortaya koyduğu çözüm önerilerini incelemeye çalıştık. Böylece, Dante’nin Evrensel Krallığı neden zorunlu gördüğünü ortaya koymak istedik.
İkinci bölümün üçüncü başlığını, Dante sonrası dönemde evrensellik düşüncesinin nasıl geliştiğine ayırdık. Evrensellik düşüncesinin günümüze kadar gelişimini incelerken Milletler Cemiyeti ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı gibi evrensellik iddiasıyla ortaya çıkmış bir takım organların düşünsel boyutta ortaya çıkışlarına kısa da olsa yer vermeye çalıştık.
Nihayet çalışmanın üçüncü ve son bölümünde, Dante’nin siyaset felsefesinin -o ana kadar eksik bıraktığımız- iki yönüne el attık: Dante’nin tek siyasal erk olarak biçimlendirdiği Evrensel Krallığın nereden kaynaklandığı, başka bir deyişle siyasal erkin kaynağını nereden aldığı ve bu Evrensel Krallığın kimler tarafından “temsil” edileceği, yani siyasal erkin yönetiminin hangi ulusta olacağı gibi temel sorunlar konusundaki tartışmalara burada yer verdik. İlk başlık, bu sorunların genel anlamda ortaya konulup çözümlenmesine ayrılmıştır.”
Dante Alighieri – Yaşamı, Eserleri ve Siyaset Felsefesi / Kitabın Sonuç Bölümü

“Dante’nin siyaset felsefesindeki argümanların, gerek hizip çatışmaları sonucu olarak Floransa’dan sürülmesi olayından, gerekse hayatı boyunca İtalya’da sürüp giden Papalık ve İmparatorluk taraftarı partilerin çatışmasından etkilenmiş olduğu açıkça ortadadır. Bu durumda iken bile O, dünyanın, Evrensel Kralın sınırsız otoritesi altında bir birlik oluşturması dışında bir barış imkânını mümkün görmemiştir. Evrensel Krallık kuramı, doğrudan doğruya evrensel barışın idealleştirilmesine dayanıyordu. Papalara karşı düşmanlığı ise, onların sürekli savaşımlara yol açan politika ve ihtiraslarından kaynaklanıyordu. Dante’nin sistemi sonuçta, akılla imanı uzlaştıran ve bütün kuvvetleri birlikte düzenleyen bir dünya felsefesi olmuştur.
Dante’nin hareket noktası, Papaların dünyasal otorite sağlamak amacıyla bir savaşıma girişmiş olmalarıdır. Dante, işte bunun sonucu olarak, dinsel olmayan bir iktidarın evrensel biçimde örgütlenebilmesinin kanıtlarını oluşturmaya çalışmıştır. Mademki, Kilise evrensel otoriteye aday olabilmektedir, şu halde laik (dünyasal) iktidar da evrensel olmalıdır.
Dante’nin “Monarşi Üzerine” adlı eseri, ilk kez bir İmparatorluğun dünya egemenliğini tek başına ele geçirme amaçlarının sergilenmesi anlamına gelmektedir. Dante’nin bu eserinde İmparatorluk otoritesinin güçlendirilmesinin gerekçesi olarak gösterilen, bir dünya laik devleti teorisi, bu amaçların ilk kez yazılı biçimde ortaya konulmasıdır. Kiliseyi yönetenlerin bağnaz ve kendi sınırlarını aşan tavırlarına karşı, akıl ve mantığın sesini o zaman için geçerli yöntemlerle yükselterek; Hristiyanlığın temelinde zaten var olan laiklik anlayışını doktriner bir temele oturtmaya çalışmış ve böylece çağdaş laiklik kavramının İnsanlığa ve siyaset dünyasına armağan edilmesinde öncü sayılabilecek bir rol oynamıştır. Hem kendisinden önceki çağların ve hem de çağının bütün düşünce, duygu ve kültür mirasını toplamış; bunları kusursuz bir sentezle birleştirmiş ve sanki bütün boyutlarıyla ifadesini bulmuş bir uygarlığa son rötuşları atmıştır.
Dante felsefesinin özgün yanı, halkın anlayabileceği bir şekilde ortaya çıkmış olmasıdır. O, birtakım düşüncelerin anlaşılmaz terimlerle tartışılıp durulduğu çeşitli sorunları, anlayarak ve saf bir ruh ve temiz, anlaşılır bir dil kullanarak anlatmayı başarmıştır.
Nitekim Dante Kilise’nin manevi otoritesini koşulsuz kabul ediyor; fakat Evrensel Kralın Kilise’ye veya herhangi başka bir kişi veya kuruma bağlı olmadığını savunuyordu. Hem Kilise, hem de Evrensel Krallık doğrudan doğruya Tanrı’ya bağlıdırlar. Bu ikisi, ancak Tanrı’da birleşebilirler. Görüldüğü gibi Dante, Evrensel Krallık görüşünü bile, hukuktan çok, Tanrıbilimsel kanıtlarla ortaya koymaya çalışmaktadır. Bunun nedeni, kendisinin o dönemin düşünsel yapısından fazla uzaklaşamamış olmasıdır.
Dante, ilke olarak, Ortaçağ toplumsal olgusallığı karşısında, Platon’un Yunanistan’ın can çekişen Polis’ine karşı takındığı tutuma benzer bir tutum içerisindedir. Dante’yi belki biraz daha romantik diye nitelemek, onun, yaşamı boyunca emellerinin uğradığı başarısızlıktan ileri gelmektedir. Aslında, Dante, bu başarısızlığı da Yunan filozoflarıyla paylaşır. Dante’nin Evrensel Krallığı, tıpkı Platon’un akıl içinde eğitilmiş filozof krala bağladığı umuda rağmen dirilemeyen Yunan Polis’i gibi dirilememekle beraber, İnsanlığın burada anlayış bakımından bir kazanımı olmuştur: Yalnız geçmiş bir çağın tarihini anlamak değil, aynı zamanda -yeniden başlama olanağı bulunmamakla beraber- yaşamda olası ve olması gerekeni anlamak bakımından bir kazanımdır bu. Bu kazanım, yalnızca olası ve olması gerekeni anlamak bakımından değil, bunu gerçekleştirmek için gösterilen veya gösterilecek çabaya bir katkı bakımından anlamlıdır.
Ortaçağ’da, ne ruhsal erkin üstünlüğünü savunanlar, ne de dünyasal erkin üstünlüğünü savunanlar başarıya ulaşmışlardır. Bu iki alan birbirinden ayrılamamış; düalizm işlememiştir. Hiç bir zaman bu iki kurumun iktidar ve yetki alanları birbirine eşit ve denk tutulamamıştır. İki kılıç, bir birlik ve uyum içinde sallanamamıştır. Çoğu kez bu iki kurum birbiriyle savaşmıştır. Fakat XV. yüzyılın başlarında, Ortaçağ siyasal ve toplumsal yapılanmasının çıkmaza girmesiyle bu hikâye bitmemiş; yalnızca olay sona ermiştir. Zira yeni olaylar ve formüller getiren yeni bir çağ yaklaşmaya başlamıştır.
Dante’den önce, zamanının Kilise felsefesini tam anlamıyla bilerek yazan din-dışı bir kişiye rastlanmamaktadır. Dante, dinin devlette önde gelen bir yere sahip olmasını istiyordu. Bu istek, dinin doğru ve/veya üstün oluşundan değil; toplumu birbirine bağlama özelliğine sahip olmasından kaynaklanmaktaydı. Dante, Kiliseye ise görünüşte bağlı kalmış; fakat gerçek bir sofuluktan uzak, özgür düşünceli bir kişi olmuştur. Dante, eski tip insanın da sonuncusu olmuştur[15]. O, eski dünya ile modern dünyayı birleştirmek üzere çağların kasırgası üzerine atılmış bir köprü gibidir. Gevşeyip gitmiş Avrupa’nın ilk uyandırıcısı olmuş; uyumsuz bir barbarizm kaosundan, kendi şiiriyle bir dil oluşturmayı başarmıştır.
Dante bir ozan olarak, büyük bir yenilikçi olmasına karşılık, onun “Monarşi Üzerine” adlı eseri, aslında yüz yıl önce yazılmalıydı: Zira Papa ve Krala bağımsız ve Tanrı tarafından atanmış gibi bakar. Dante’nin düşüncesi yalnız kendi içinde değil; din-dışı bir kişinin kanısı olarak da ilginçtir. O’nun siyaset felsefesine asıl katkısı, devletin toplumsal arka planını ve devletin özünde din-dışı olan bağımsız kimliğini ortaya koymuş olmasıdır. Devletin asıl görevinin, dünya ölçeğinde özgürlük, adalet ve barış sağlamak olduğunu vurgulamış ve bunları ileri sürerken de insan türünün birliğine olan inancını dile getirmiştir. Böylece, düşüncelerine evrensel bir boyut kazandırmıştır.
Dante, birleşmiş bir dünya düşüncesine öylesine bağlanmıştır ki, bu düşüncenin temellerinin ne kadar zayıf olduğunu; sonsuz sandığı bu düzeni ortadan kaldıracak değişiklerin ne kadar yakında olduğunun farkına varamamıştır. XIV. yüzyıl İmparatorluğunun dünya politikası üzerinde önemlice bir etkide bulunmak iddiasının ne kadar boş olduğunu; doğuma dayanan ulusal farkların Evrensel Krallığın yönetmek durumunda olduğu toplumları nasıl kökten bir biçimde ayırdığını öngörememiştir. XIII. yüzyılda Kilise ve Krallık hukukları üzerine yapılan araştırmaların, bu iki güç arasında varsaydığı dengeyi nasıl etkileyeceğini kestirememiştir. Özellikle, sivil toplumun herhangi bir doğa-üstü varlık veya durumun onayını gerektirmeyen ve kendi kendine yeter yetkin bir varlık olduğu kuramının ortaya çıkarabileceği dünyasallık eğilimini tam olarak değerlendirememiştir. Gerçekten Dante’nin önerileri, ulusçuluğun billurlaşmaya başladığı ve bunların ulusal egemenlik talepleri biçiminde belirmeye başladığı bağımsızlık fikirlerini hesaba katmamaktadır.
Bununla birlikte, evrensel bir barış düşüncesinin, ulusal farklılıklara rağmen bugün bile varlığını koruduğu ortadadır. Yaşadığı dönemde insanlığın geleceğinden endişe duyan birçok filozof veya devlet adamı gibi Dante de, evrensel barışa büyük bir özlem duymuştur. Bütün siyaset ve hatta yaşam felsefesini bu özlem belirlemiştir. Dante, evrensel barışı gerçekleştirecek olan Evrensel Krallık düşüncesini, bu düşüncenin mantığa ve deneye uyup uymadığı göz önüne almadan ve hatta bunu hiç düşünmeden, bir takım varsayımlardan yararlanarak ileri sürmüştür. Bundan dolayı da savunduğu Evrensel Krallık, bir ideal olarak kalmaktan kurtulamamıştır.
Dante’nin siyaset felsefesinin hüsrana uğradığı bir başka konu, Roma İmparatorlarının bilinen dünya üzerinde egemenliklerini, bütün halkların refahı veya gerçek bir barışın sağlanması için yaymadıklarını ve aslında bu dünya çapındaki otoritenin gerçek amacının kendi iktidarına bir meşruluk zemini kazandırmak olduğunu görememesi noktasında ortaya çıkmaktadır. Ortaçağ İmparatorlarının bir dünya devleti kurma tutkularının güdüsü de, bundan farklı olmamıştır. Dante dönemindeki İmparatorların yönetimleri, Roma İmparatorluğu’nda olanın aksine, ne kutsaldı, ne de evrenseldi. Bağımsızlık istekleri, hem Papaya, hem de İmparatora karşı olmak üzere, hemen bütün Avrupa devletlerinde artık su yüzüne çıkıyordu.
Dante’nin eserleri, mutlakiyetçi ve aşırılaşmış iktidarlara ve ayrıca akli olmayan yönetim ilkelerine karşı doğrudan saldırıların hazırlanabilmesi için çok önemli olmuşlardır. Bu gibi güçlerin halkın gözünde değer kaybetmesi, siyasal düşüncenin gelişmesine de önemli katkılarda bulunmuştur. Nitekim Dante’nin siyasal düşünceleri, uzun bir ömre sahip olmuşlardır. Zamanın bütün aşındırıcı özelliğine rağmen, Dante’nin evrensel barış ve İnsanlığın tüm parçaları arasında işbirliğinin zorunluluğu konusundaki düşünceleri kaybolmadan zamanımıza kadar gelmişlerdir ve günümüzde de önemli oranda anlamlarını korumaktadırlar.”

Dante Alighieri – Yaşamı, Eserleri ve Siyaset Felsefesi – İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ 5
İÇİNDEKİLER 7
GİRİŞ 11
BİRİNCİ BÖLÜM
DANTE ALIGHERI’NİN TANITIMI VE GENEL BİR BAKIŞ
I- ÖZGÜN KOŞULLANMIŞLIĞI İÇİNDE YAŞADIĞI DÖNEM VE ETKİLENDİĞİ UNSURLAR
A- İTALYA VE FLORANSA’DAKİ DURUM, PARTİ ÇEKİŞMELERİ 15
1. İtalya ve Floransa’daki Durum 15
2. Parti Çekişmeleri 18
B. DANTE’NİN ETKİLENDİĞİ UNSURLAR
II. YAŞAMI
III. EDEBİYATTAKİ YERİ VE ESERLERİ
A. EDEBİYATTAKİ YERİ
1. Edebi Özellikleri 39
2. Rönesans’a Etkileri 42
B. ESERLERİ
1. İlahi Komedya (La Divine Commedia) 43
2. Monarşi Üzerine (De Monarchia) 47
3. Diğer Eserleri 50
a. Şölen (İl Convivio) 50
b. Yeni Hayat (La Vita Nuova) 52
c. Halk Dili Üstüne İnceleme (De Vulgari Eloquentia) 54
d. Mektuplar (Epistole) 55
e. Çoban Şiirleri (Eclogae) 57
f . Mısralar (Le Rime) 57
g. Toprak ve Su Üstüne İnceleme
(La Quaestio de Aqua et Terra) 58
h. Çiçek (İl Fiore) 58
ı. Lirik Şiirleri (Canzone) 58
İKİNCİ BÖLÜM
EVRENSELLİK DÜŞÜNCESİ VE EVRENSEL KRALLIK
I. GENEL OLARAK
II. DANTE ÖNCESİ DÜŞÜN VE ÖĞRETİLERDE EVRENSELLİK DÜŞÜNCESİ
A. HELENİSTİK FELSEFEDE EVRENSEL İNSANLIK DÜŞÜNCESİ
1. Kynizm’de Evrensellik 63
2. Stoizm’de Evrensellik 68
B. ROMALILARDA EVRENSELLİK DÜŞÜNCESİ
1. Orta Stoa’da Evrensellik 75
2. Son Stoa (Roma Stoası)’da Evrensellik 78
C. ORTAÇAĞ’DA EVRENSEL İNSANLIK DÜŞÜNCESİ
III. ORTAÇAĞ TOPLUMSAL GERÇEKLİĞİ VE DANTE’NİN EVRENSEL KRALLIK DÜŞÜNCESİ
A. ORTAÇAĞ TOPLUMSAL GERÇEKLİĞİ
1. Ortaçağın Siyasal ve Sosyal Yapısı 89
2. Ortaçağın Düşünce Yapısı 92
B. DANTE’NİN EVRENSEL KRALLIK DÜŞÜNCESİ
1. Genel Olarak 95
2. Dante’nin Evrensel Krallığı İspatlaması 98
a. Erek Sorunu: İnsanlığın Ortak-Son Amacı (Ereği) Evrensel Krallıkta Gerçekleşebilir 98
b. Barış Sorunu: Evrensel Barış Evrensel Krallıkta Sağlanabilir 100
c. Adalet Sorunu: Adaleti Ancak Evrensel Krallık Gerçekleştirebilir 101
d. Özgürlük Sorunu: Özgürlüğü Ancak Evrensel Krallık Sağlayabilir 103
e. Genel İrade Sorunu: Herkesin İradesi Evrensel Krallıkta Gerçekleşebilir 104
f. Siyasal Birlik Sorunu: İnsanların Birlik Oluşturmaları Gereği Evrensel Krallığı Zorunlu Kılar 105
g. Evrensel Hakemlik Sorunu: Ulusal Krallıklar Arasındaki Uyuşmazlıkları Ancak Evrensel Krallık Çözebilir 106
h. “Bir” ve “Çok” Sorunu: “Bir’in Yapabileceği İşin Çokluk Tarafından Yapılması Gereksizdir” Düşüncesi Evrensel Krallığı Zorunlu Kılar 106
ı. Bir’e Bir Örnek: Hz. İsa’nın Roma İmparatoru Augustus Devrinde Doğması Evrensel Krallığı İspatlar 107
IV. EVRENSELLİK DÜŞÜNCESİNİN DANTE SONRASI DÖNEMDEKİ YERİ
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
DANTE’DE SİYASAL ERKİN (EVRENSEL KRALLIĞIN) KAYNAĞI VE “TEMSİL”İ SORUNU
I. GENEL OLARAK 117
II. SİYASAL ERKİN KAYNAĞI SORUNU: DÜNYASAL VE RUHSAL ERKLERİN AYRIMI
A. RUHSAL ERKİN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ SAVUNANLAR
1. Salisbury’li John’un Düşünceleri 126
2. Aegidius Colonna Romanus’un Düşünceleri 127
3. Viterbo’lu Jacobus’un Düşünceleri 131
B. DÜNYASAL ERKİN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ SAVUNANLAR
1. Paris’li Jean’ın Düşünceleri 132
2. Ockam’lı William’ın Düşünceleri 136
3. Padova’lı Marsilius’un Düşünceleri 139
C. DANTE’NİN RUHSAL VE DÜNYASAL ERKLERİN AYRILIĞINA İLİŞKİN DÜŞÜNCELERİ
III. SİYASAL ERKİN “TEMSİL”İ SORUNU: EVRENSEL KRALLIĞI ROMALILAR YÖNETMELİDİR
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME 155
Dante Alighieri’nin Kısa Yaşam Öyküsü
Dante Alighieri,1265 yılında İtalya’nın Floransa kentinde doğmuş ve 14 Eylül 1321’de Ravenna’da ölmüş olan İtalyan düşünür ve siyasetçidir. Gerçek adı olan Durante’dir. En bilinen eseri, ölümden sonraki hayata yapılan bir yolculuğu anlattığı İlahi Komedya’dır. (La Divina Commedia). Dante, eserlerini Latince ve İtalyanca olarak yazmıştır. İtalya’daki metal paralarda Dante’nin resmi bulunmaktadır. Asilzadelerin kamu işlerine girebilmesi için bir meslek örgütüne girmesi gerektiği için Dante, Hekim ve Eczacılar loncasına yazılmış ve siyasete atılmış; dönemin siyasi atmosferi altında 1302 yılında para cezasına çarptırılmış ve Floransa’dan sürgün edilmiş, devlet işlerinden men edilmiştir. Daha sonra hakkında yeni bir karar daha verilmiş, ele geçirildiği takdirde idam edilmesine karar verilmiştir. Dante, hakkındaki sürgün ve idam kararları nedeniyle Floransa’ya da dönememiş, yaşadığı sıkıntılı günlerde İlahi Komedya’yı yazmaya başlamıştır. Dante, Lucca, Verona, Ravenna gibi şehirlerde yaşadıktan sonra 1321 yılında, 56 yaşındayken sıtmadan ötürü yaşamını yitirmiş, San Francesco Kilisesi’ne gömülmüştür. Dante’nin Latince dilince yazdığı; De vulgari eloquentia (Halkdilinde Belagat), Monarchia (Monarşi), Epistulae (Mektuplar), Eclogae (Eklogalar) ve Quaestio de aqua et terra (Su ve Toprak Sorunu) isimli eserleri bulunmaktadır. Ayrıca, İtalyanca olarak Vita nuova, Rime (Şiirler), Convivio (Şölen), II Fiore (Çiçek), La Divina Commedia (İlahi Komedya), Inferno (Cehennem), Purgatorio (Araf) ve Paradiso (Cennet) isimli eserleri bulunmaktadır. Eserlerinin çoğu Türkçe’ye tercüme edilmiştir. [/box]Dante Alighieri,1265 yılında İtalya’nın Floransa kentinde doğmuş, 14 Eylül 1321’de Ravenna’da ölmüş İtalyan düşünür ve siyasetçidir. Gerçek adı olan Durante’dir. En bilinen eseri, ölümden sonraki hayata yapılan bir yolculuğu anlattığı İlahi Komedya’dır. (La Divina Commedia). Dante, eserlerini Latince ve İtalyanca olarak yazmıştır. İtalya’daki metal paralarda Dante’nin resmi bulunmaktadır. Asilzadelerin kamu işlerine girebilmesi için bir meslek örgütüne girmesi gerektiği için Dante, Hekim ve Eczacılar loncasına yazılmış ve siyasete atılmış; dönemin siyasi atmosferi altında 1302 yılında para cezasına çarptırılmış ve Floransa’dan sürgün edilmiş, devlet işlerinden men edilmiştir. Daha sonra hakkında yeni bir karar daha verilmiş, ele geçirildiği takdirde idam edilmesine karar verilmiştir. Dante, hakkındaki sürgün ve idam kararları nedeniyle Floransa’ya da dönememiş, yaşadığı sıkıntılı günlerde İlahi Komedya’yı yazmaya başlamıştır. Dante, Lucca, Verona, Ravenna gibi şehirlerde yaşadıktan sonra 1321 yılında, 56 yaşındayken sıtmadan ötürü yaşamını yitirmiş, San Francesco Kilisesi’ne gömülmüştür. Dante’nin Latince dilince yazdığı; De vulgari eloquentia (Halkdilinde Belagat), Monarchia (Monarşi), Epistulae (Mektuplar), Eclogae (Eklogalar) ve Quaestio de aqua et terra (Su ve Toprak Sorunu) isimli eserleri bulunmaktadır. Ayrıca, İtalyanca olarak Vita nuova, Rime (Şiirler), Convivio (Şölen), II Fiore (Çiçek), La Divina Commedia (İlahi Komedya), Inferno (Cehennem), Purgatorio (Araf) ve Paradiso (Cennet) isimli eserleri bulunmaktadır. Eserlerinin çoğu Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Dante’nin Evrensel Krallık düşüncesini savunurken ortaya koyduğu Evrensel Barış ve İnsanlığın Mutluluğu gibi ilkeler günümüzde yaygın olarak kullanılan kavramlardır.