Ana Sayfa » Hukukbook » Demokratik Vatandaşlık Eğitimi ve İnsan Hakları Eğitimi Şartı

Demokratik Vatandaşlık Eğitimi ve İnsan Hakları Eğitimi Şartı

Demokratik Vatandaşlık Eğitimi ve İnsan Hakları Eğitimi Şartı, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından, (CM/Rec(2010)7 sayılı Tavsiye Kararı), 11 Mayıs 2010 tarihinde 120. oturumda kabul edilmiştir. (Recommendation CM/Rec(2010)7 of the Committee of Ministers to member states on the Council of Europe Charter on Education for Democratic Citizenship and Human Rights Education)

Avrupa Konseyi Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Şartı, (CM/Rec(2010)7 sayılı Tavsiye Kararı) Avrupa Konseyine üye 47 ülke tarafından kabul edilmiştir. Şart geniş kapsamlı istişareler ve birkaç yıl süren çalışma sonucunda hazırlanmıştır. Üye ülkeler bakımından bağlayıcı olmayan ve tavsiye niteliğinde olan Şart, vatandaşlık ve insan hakları konularına ilgi duyan herkes için temel başvuru belgesidir. İnsan hakları alanında devletlerin iyi uygulamalar geliştirmesi ve bu kültürü gerek Avrupa’da ve gerekse Avrupa ötesinde yaymanı ve standartları yükseltmenin yolu tavsiye kararı ve ekinde yayınlanan metin ile çizilmiştir.

Avrupa Konseyi’nin temel değerleri: demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüdür. İnsan hakları ihlallerinin önlenmesinde eğitimin büyük önemi bulunmaktadır. Eğitimin amacı; şiddete, ırkçılığa, aşırılığa, yabancı düşmanlığına, ayrımcılığa ve hoşgörüsüzlüğe karşı bir savunma sistemi oluşturmaktır.

CM/Rec(2010)
7 sayılı Tavsiye Kararı ve Açıklayıcı Not

Avrupa Konseyi Demokratik Vatandaşlık Eğitimi ve İnsan Hakları Eğitimi Şartı

Bakanlar Komitesinin, Avrupa Konseyi Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Şartı ile ilgili olarak üye ülkelere yönelik Tavsiye Kararı (Bakanlar Komitesinde, 11 Mayıs 2010 tarihinde 120. Oturumda kabul edilmiştir)

Bakanlar Komitesi, Avrupa Konseyi Kuruluş Yasasının 15.b Maddesi uyarınca; Avrupa Konseyinin temel görevinin insan haklarını, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü yaygınlaştırmak olduğunu;

Bu görevin yerine getirilmesinde eğitimin temel bir rol oynadığı; uluslararası hukukta, özellikle de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde (ETS No. 5), İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme ve Çocuk Hakları Uluslararası Sözleşmesinde verilen eğitim hakkını, 1993’te Viyana’da toplanan Dünya İnsan Hakları Konferansında ülkelere insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün, yaygın ve örgün eğitimde yer alan tüm öğrenim kurumlarında ders olarak okutulması çağrısında bulunulduğunu;

Loader Loading...
EAD Logo Taking too long?

Reload Reload document
| Open Open in new tab

Avrupa Konseyi Devlet ve Hükümet Başkanları 2. Zirvesinde (1997) alınan, demokratik bir toplumda vatandaşların hak ve sorumluluklarına ilişkin farkındalıklarının arttırılmasına yönelik demokratik vatandaşlık eğitimi girişimini başlatma kararını;

Bakanlar Komitesi demokratik vatandaşlık eğitimi konulu, Rec(2002)12 sayılı Tavsiye Kararını, Bakanlar Komitesinin gençlerin yaygın eğitim/öğreniminin yaygınlaştırılması ve tanınmasına ilişkin Rec(2003)8 sayılı Tavsiye Kararı ve üniversite eğitiminde ve mesleki eğitimde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ilişkin Rec(2004)4 sayılı Tavsiye Kararını, Parlamenter Meclisinin, demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğiti- mi için bir Avrupa çerçeve sözleşmesinin yazılmasını öngören 1682 (2004) sayılı Tavsiye Kararını,

göz önüne alarak ve;

2005 yılında Budapeşte’de yapılan Gençlikten sorumlu Avrupa Bakanları 7. Toplantısında demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimi için bir çerçeve prensip dokümanı oluşturulması çağrısına cevaben;

Avrupa Konseyinin Avrupa’da bölgesel ortağı olduğu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 2005 yılında kabul ettiği, İnsan Hakları Eğitimi için Dünya Programının amaçlarına ulaşılmasına katkıda bulunmak;

Ülkelerin ve sivil toplum kuruluşlarının demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimi alanında çeşitli iyi uygulamaları sundukları, Eğitim Yoluyla Vatandaşlık Avrupa Yılı 2005 deneyiminden yararlanarak, bu yönde ilerlemeyi ve bu tür iyi uygulamaları Avrupa’nın her yerinde güçlendirmek, belirli kurallara bağlamak ve yaymak,

İsteği ile;

Üye ülkelerin eğitim sistemlerinin düzenlenmesi ve içeriğinden sorumlu olduklarını dikkate alarak, Sivil toplum örgütlerinin ve gençlik kuruluşlarının eğitimin bu alanında oynadıkları önemli rolün farkında olarak ve bu kuruluşları bu alanda destekleyerek;

Üye ülkelerin:

– Bu tavsiye kararının ekinde belirtildiği gibi, Avrupa Konseyi Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Şartında yer alan hükümlere dayalı tedbirleri uygulamalarını;

– Söz konusu Şartın eğitim ve gençlikten sorumlu yetkililere geniş bir şekilde dağıtımını sağlamalarını;

tavsiye eder.

Genel Sekretere bu tavsiye kararını:

– Avrupa Konseyi üyesi olmayan, Avrupa Kültür Sözleşmesine taraf ülkelerin hükümetlerine (ETS No. 18);

ve

uluslar arası kuruluşlara iletmeleri talimatını verir.

CM/Rec(2010)7 sayılı Tavsiye Kararının Eki

Avrupa Konseyi Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Şartı Bakanlar Komitesinin CM/Rec(2010)7 sayılı Tavsiye Kararı çerçevesinde kabul edilmiştir

Bölüm I – Genel hükümler
1. Kapsam

Mevcut Şart, Madde 2’de tanımlanan demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimiyle ilgili olup; demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimiyle örtüştükleri ve etkileşim içinde oldukları durumlar haricinde, kültürlerarası eğitim, eşitlik eğitimi, sürdürülebilir kalkınma için eğitim ve barış eğitimi gibi ilgili alanlarla doğrudan ilgilenmez.

2. Tanımlar

Mevcut Şartın maksatları dahilinde:

a. “Demokratik vatandaşlık eğitimi”, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü yaygınlaştırmak ve korumak amacıyla; öğrencileri bilgi, beceri ve anlayışla donatmak ve tavır ve davranışlarını geliştirmek suretiyle, onları toplumda demokratik haklarını ve sorumluluklarını kullanıp savunacak şekilde yetkinleştirmeyi, öğrencilerin çeşitliliğe değer vermelerini ve demokratik yaşamda aktif bir rol oynamalarını sağlamayı amaçlayan, eğitim, öğretim, farkındalık arttırıcı girişimler, bilgiler, uygulamalar ve faaliyetlerdir.

b. “İnsan hakları eğitimi”, insan haklarının ve temel özgürlüklerin yaygınlaştırılması ve korunması amacıyla; öğrencileri bilgi, beceri, anlayışla donatmak ve tavır ve davranışlarını geliştirmek suretiyle, onları toplumda evrensel bir insan hakları kültürünün yaratılıp savunulmasına katkıda bulunacak şekilde yetkinleştirmeye yönelik,eğitim, öğretim, farkındalık arttırıcı girişimler, bilgiler, uygulamalar ve faaliyetlerdir.

c. “Örgün eğitim”, ilk öğretim öncesinden başlayarak, ilk ve orta öğretimde, ardından da üniversitede devam eden, belirli bir yapısal çerçevesi olan eğitim ve öğretim sistemidir. Bu eğitim kural olarak genel veya mesleki eğitim kurumlarında verilir ve eğitim sonunda bir diploma vb. alınır.

d. “Yaygın eğitim”, resmi eğitim sisteminin dışında yer alan ve bir dizi beceri ve yetkinliğin geliştirilmesine yönelik olarak hazırlanmış herhangi bir planlı eğitim programıdır.

e. “Enformel öğrenme” her bireyin kendi çevresindeki eğitim kaynaklarından ve günlük deneyimlerinden (aileden, benzer nitelikteki arkadaşlarından, komşularından, çeşitli insanlarla karşılaşmalarından, kütüphaneden, kitlesel haberleşme araçlarından, iş yerinden, oyun oynarken vb.) yaşam boyunca çeşitli tavırlar, değerler, beceriler ve bilgiler edinme sürecidir.

3. Demokratik vatandaşlık eğitimiyle insan hakları eğitimi arasındaki ilişki

Demokratik vatandaşlık eğitimi ve insan hakları eğitimi birbiriyle yakın- dan ilişkili olup, birbirini karşılıklı olarak destekler. Amaç ve uygulamalar- dan ziyade, odaklandıkları alan ve kapsamları açısından farklılık gösterirler. Demokratik vatandaşlık eğitimi esas olarak toplumun vatandaşlıkla, siyasi, sosyal, ekonomik, yasal ve kültürel alanlarıyla ilgili demokratik hak ve sorumlulukları ve aktif katılımı üzerinde odaklanırken, insan hakları eğitimi, insanların yaşamlarının tüm yanlarıyla ilgili daha geniş kapsamlı insan hakları ve temel özgürlüklerle ilgilenir.

4. Anayasal yapılar ve üye ülke öncelikleri

Aşağıda belirtilen hedef, ilke ve prensipler geçerli olacaktır:

a. Her bir üye ülkenin anayasal yapısına gerekli saygı gösterilecek ve bu yapılara uygun araçlar kullanılacaktır;

b. Her bir üye ülkenin öncelikleri ve ihtiyaçları göz önüne alınacaktır.

Bölüm II – Hedefler ve İlkeler
5. Hedefler ve İlkeler

Aşağıdaki hedefler ve ilkeler üye ülkelere kendi politikalarını, mevzuatlarını ve uygulamalarını düzenlerken aynı zamanda rehber olarak düşünülmelidir.

a. Ülke topraklarında yaşayan her bireye demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimi alma fırsatı sunma amacının benimsenmesi.

b. Demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimi yaşam boyu sürecek bir süreçtir. Bu alanda etkili bir öğrenim, politika oluşturanlar, eğitimciler, öğrenciler, ebeveynler, eğitim kurumları ve eğitim yetkilileri, kamu görevlileri, sivil toplum örgütleri, gençlik kuruluşları, medya ve halk dahil olmak üzere çok geniş bir paydaş yelpazesini içermektedir.

c. Bu eğitim sürecinde, ister örgün, ister yaygın, isterse yaygın ve algın öğrenme araçları olsun, tüm eğitim araçları, söz konusu eğitim sürecinin ilkelerinin yaygınlaştırılması ve hedeflerine ulaşması açılarından değer taşımaktadırlar.

d. Sivil toplum kuruluşlarının ve gençlik kuruluşlarının demokratik vatandaşlık eğitimine ve insan hakları eğitimine özellikle de yaygın ve algın eğitim vasıtalarıyla yapabilecekleri değerli katkılar vardır; bu nedenle de, bu katkıyı yapabilmeleri için söz konusu kuruluşlara fırsatlar verilmelidir.

e. Öğretim ve öğrenim uygulamalarıyla ve faaliyetleriyle, demokratik ve insan hakları değer ve ilkeleri izlenmeli ve yaygınlaştırılmaya çalışılmalı; özellikle de, okullar dahil olmak üzere, eğitim kurumlarının yönetişimi insan hakları değerlerini yansıtmalı ve yaygınlaştırılmaya çalışılmalı ve ebeveyn de dahil olmak üzere, öğrencilerin, eğitim personelinin ve paydaşların yetkinleştirilmesi ve aktif katılımı için olumlu ortam sağlanmalıdır.

f. Tüm demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitiminin en önemli unsurlarından biri de sosyal birlik ve beraberliğin ve kültürler arası diyalogun yaygınlaştırılması ve toplumsal cinsiyet eşitliği de dahil olmak üzere çeşitliliğe ve eşitliğe değer verilmesidir. Bu amaçla, çatışmayı azaltan, inanç grupları ve etnik gruplar arasındaki farklılıkların daha çok kabul edilmesini ve anlaşılmasını sağlayan, insan onuruna ve paylaşılan değerlere karşılıklı saygı gösterilmesini mümkün kılan, sorun ve anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulmasında diyalogu teşvik ederek şiddete karşı, kişisel ve sosyal becerilerin ve anlayışın oluşturulması şarttır.

g. Demokratik vatandaşlık eğitimi ve insan hakları eğitiminin en temel amaçlarından biri öğrencilere sadece bilgi, anlayış ve beceriler sağlamakla kalmayıp, onların, aynı zamanda toplumda insan haklarını,
demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü savunmak ve yaygınlaştırmak için harekete geçmeye hazır olacak şekilde yetkinleştirilmeleridir.

h. Eğitim uzmanlarının ve gençlik liderlerinin yanı sıra, eğiticilerin de demokratik vatandaşlık eğitimi ve insan hakları eğitimi ilkeleri ve uygulamalarında sürekli eğitim almaları, bu alanda etkin bir eğitimin verilmesinin ve sürdürülebilmesinin hayati bir parçası olup, yeterli bir şekilde planlanmalı ve bu eğitim için yeterli kaynak ayrılmalıdır.

i. Devlet düzeyinde, bölgesel ve yerel düzeylerde demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitiminde yer alan ve aralarında politika yapıcılar, eğitimciler, öğrenciler, ebeveynler, eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşları, gençlik kuruluşları, medya ve kamuoyu dahil olmak üzere çok çeşitli paydaşlar arasında (katkılarından azami olarak yararlanılabilmesi için), ortaklık ve işbirliği teşvik edilmelidir.

j. İnsan haklarıyla ilgili değerlerin ve yükümlülüklerin uluslararası niteliği ile demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün dayandığı ortak ilkeler göz önüne alındığında, üye ülkelerin bu Şartın kapsadığı faaliyetler ve iyi uygulamaların tespiti ve karşılıklı alışverişi konularında uluslararası ve bölgesel işbirliğini gerçekleştirmeye çalışması ve teşvik etmesi önemli bir husustur.

Bölüm III – Politikalar
6. Örgün Eğitim (Genel ve mesleki eğitim)

Üye ülkeler demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimini okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretimin yanı sıra, genel ve mesleki eğitim ve öğretim düzeyinde de öğretim programlarına dâhil etmelidirler. Üye
ülkeler aynı zamanda, bu öğretim programlarında yer alan demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimini, söz konusu eğitimin anlamlı olmasını ve bu alandaki faaliyetlerin sürdürülebilir olmasını sağlamak üzere desteklemeye, gözden geçirmeye ve güncelleştirmeye devam etmelidirler.

7. Yüksek öğrenim

Üye ülkeler, akademik özgürlük ilkesine saygılı olarak, özellikle de geleceğin eğitimcilerinin yararlanması amacıyla, demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitiminin yüksek öğrenim kurumları tarafından da verilmesini yaygınlaştırmalıdırlar.

8. Demokratik yönetişim

Üye ülkeler tüm akademik kurumlarda demokratik yönetişimi hem kendi içinde arzu edilen ve yararlı bir yönetişim yöntemi olarak, hem de demokrasiyi ve insan haklarına saygıyı öğrenme ve deneyimlemenin uygulamalı bir aracı olarak yaygınlaştırmalıdırlar. Üye ülkeler, uygun vasıtalarla, öğrencilerin, eğitim personelinin ve ebeveyn de dahil olmak üzere paydaşların eğitim kurumlarının yönetişimine aktif bir şekilde katılımını teşvik etmelidirler.

9. Eğitici çalışmalar

Üye ülkeler öğretmenlere, diğer eğitim personeline, gençlik liderlerine ve eğiticilere, demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimi için başlangıç düzeyinde ve sürekli eğitici çalışmalar ve geliştirme olanakları sağlamalıdırlar. Bu eğitici çalışmalar ve geliştirme olanakları, söz konusu personelin, ilgili bilim disiplininin hedef ve ilkelerinin yanı sıra, uygun öğretim ve öğrenim yöntemleriyle ilgili ayrıntılı bilgiye ve anlayışa ve bu alandaki diğer uygun temel becerilere sahip olmalarını temin etmelidir.

10. Sivil toplum kuruluşları, gençlik kuruluşları ve diğer paydaşların rolü

Üye ülkeler, özellikle de yaygın eğitim alanında, sivil toplum kuruluşlarının ve gençlik kuruluşlarının demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimi alanındaki rollerini desteklemeli ve kolaylaştırmalıdırlar.

Üye ülkeler bu kuruluşları ve faaliyetlerini eğitim sisteminin değerli bir parçası olarak kabul etmeli ve bu kuruluşlara mümkün olduğunda, gereken desteği vermeli ve her tür eğitime katkı sağlayabilecekleri uzmanlık ve bilgi birikimlerinden azami ölçüde yararlanmalıdırlar. Üye ülkeler aynı zamanda, özellikle de medyaya ve genel kamuoyu olmak üzere diğer paydaşlara, bu alanda yapabilecekleri katkıyı azami seviyeye çıkarmalarını sağlamak üzere, demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitiminin tanıtımını yapmalıdırlar.

11. Değerlendirme kıstasları

Üye ülkeler demokratik vatandaşlık ve insan hakları için eğitim programlarının etkililiğinin değerlendirilmesi için kıstaslar oluşturmalıdırlar. Öğrenici gruplarının bu konudaki geri bildirimleri bu tür değerlendirmelerin ayrılmaz bir parçasını oluşturmalıdır.

12. Araştırma

Üye ülkeler, bu alandaki mevcut durumu değerlendirebilmek için demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimi ile ilgili araştırmaları başlatmalı ve teşvik etmeli ve politika üretenler, eğitim kurumları, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler, sivil toplum kuruluşları ve gençlik kuruluşları da dahil olmak üzere paydaşlara, etkililiklerini verimliliklerini ölçmelerine ve arttırmalarına ve uygulamalarını iyileştirmelerine yardımcı olmak üzere, karşılaştırmalı bilgiler sağlamalıdırlar. Söz konusu araştırmalar diğerlerinin yanı sıra, öğretim programıyla ilgili araştırmalar, yenilikçi uygulamalar, öğretim sistemleri ve değerlendirme kıstasları ve göstergeleri de dahil olmak üzere, çeşitli değerlendirme sistemlerinin geliştirilmesini içermelidir. Üye ülkeler araştırmalarının sonuçlarını yerine
göre diğer üye ülkelerle ve paydaşlarla da paylaşmalıdırlar.

13. Sosyal birlik beraberliği geliştirmeye, çeşitliliğe değer vermeye, farklılıklarla ve çatışmalarla baş etmeye yönelik beceriler

Üye ülkeler eğitimin bütün alanlarında demokratik ve birçok kültürü barındıran toplumlarda birlikte yaşamayı öğrenmeyi ve öğrencilerin sosyal birlik beraberliği geliştirmelerini, çeşitliliğe ve eşitliğe değer vermelerini – özellikle de farklı inanç grupları ve etnik gruplar arasında olmak üzere – farklılıkları kabul etmelerini, anlaşmazlıkları ve çatışmaları şiddete başvurmadan çözüme kavuşturmalarını, her türlü ayrımcılık ve şiddetle, özellikle de şiddetle ve tacizle mücadele etmelerini sağlayacak bilgi ve becerileri elde etmelerini amaçlayan eğitim yaklaşımlarını ve öğretim yöntemlerini geliştirmelidirler.

Bölüm IV – Değerlendirme ve işbirliği
14. Değerlendirme ve inceleme

Üye ülkeler bu şartla ilgili olarak sürdürdükleri stratejileri ve politikaları düzenli olarak değerlendirmeli ve bunlara uygun uyarlamalar yapmalıdırlar. Bunu diğer üye ülkelerle, örneğin bölgesel düzeyde, işbirliği yaparak gerçekleştirebilirler. Herhangi bir üye ülke de bu konuda Avrupa Konseyinden yardım isteyebilir.

15. Müteakip izleme faaliyetlerinde işbirliği

Üye ülkeler mevcut Şartın amaç ve prensiplerini uygularken yerine göre diğer üye ülkelerle ve Avrupa Konseyi kanalıyla aşağıda belirtildiği gibi işbirliğinde bulunmalıdırlar:

a. belirlenen öncelikler ve ortak çıkarları gerçekleştirerek;

b. demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimiyle ilgili mevcut koordinatörler de dahil olmak üzere, çok taraflı ve sınır ötesi faaliyetleri destekleyerek;

c. iyi uygulama alışverişi yaparak, bunları belirli bir düzenleme yapılarak ve yaygınlaştırılmalarını temin ederek;

d. kamuoyu da dahil olmak üzere tüm paydaşları Şartın amaç ve uygulamalarından haberdar ederek;

e. Avrupa’daki sivil toplum kuruluşları, gençlik kuruluşları ve eğitimci ağlarını ve bunlar arasındaki işbirliğini destekleyerek.

16. Uluslararası işbirliği

Üye ülkeler Avrupa Konseyi kapsamındaki demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimi çalışmalarının sonuçlarını diğer uluslararası kuruluşlarla paylaşmalıdırlar.

Açıklayıcı not

I. Konunun arka planı, başlangıcı ve müzakere süreçleri

1. Bakanlar Komitesinin, CM/Rec(2010)7 sayılı Tavsiye Kararı kapsamında kabul edilen Avrupa Konseyi Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Şartı (Şart) Avrupa Konseyinin bu alandaki çalışmalarının önemli bir aşamasıdır.

Bu çalışmalar ilk kez 10-11 Ekim 1997 tarihlerinde Strasbourg’da yapılan Avrupa Konseyi Devlet ve Hükümet Başkanları 2. Zirvesinde ivme kazanmıştır. Bu zirvede üye ülke hükümet ve devlet başkanları:

“vatandaşların demokratik bir toplumdaki hak ve sorumluluklarla ilgili bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla demokratik vatandaşlık eğitimi girişimi başlatmaya” karar vermişlerdi. (Avrupa Konseyi Devlet ve Hükümet Başkanları 2. Zirvesi Nihai Deklarasyonu).

Karar, Avrupa Konseyinin temel değerleri olan demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün yaygınlaştırılmasında ve insan hakları ihlallerinin önlenmesinde eğitimin rolünün giderek daha çok anlaşılmasının bir yan- sımasıydı. Daha genel bir ifadeyle, eğitim giderek şiddetin, ırkçılığın, aşırı uçların, yabancı düşmanlığının, ayrımcılığın ve hoşgörüsüzlüğün artmasına karşı bir savunma mekanizması olarak görülmeye başlamıştı. Aynı zamanda eğitimin sosyal birlik beraberliğe ve sosyal adalete büyük bir katkı sağladığı da geniş bir biçimde kabul edilmişti. 2. Zirvede alınan karar Kuruluşa hem örgün, hem de yaygın eğitimde, vatandaşlık ve insan hakları eğitimi alanlarında geniş kapsamlı bir işbirliği oluşturma görevi verdi.

2. Bakanlar Komitesinin 7 Mayıs 1999’da Budapeşte’de kabul ettiği Demokratik Vatandaşlık için Eğitim Girişimi Programı ve Deklarasyonu hazırlanarak 2. Zirve kararı siyasi seviyede yürürlüğe sokuldu. Operas- yonel seviyede ise, projenin 1997-2000 yılları arasındaki ilk safhasında, Avrupa Konseyinin çeşitli bölümleri birlikte çalışarak, tanımlar, temel kavramlar, yöntemler, uygulamalar ve malzemeler üzerinde araştırmalar yaparak tabana yayılmış projeleri (“vatandaş siteleri”) desteklediler. 2000 Ekim’inde projenin ilk safhasının sonuçları Krakov’da toplanan eğitim bakanlarınca onaylandı. Bakanlar projenin devam etmesi gerektiğini teyit ederek Bakanlar Komitesinin bu yönde bir tavsiye kararı alması çağrısında bulundular.

3. Projenin 2001-2004 yılları arasındaki ikinci safhasında politikalar oluşturuldu, üye ülkelerden demokratik vatandaşlık eğitimi koordinatörleri ağı kuruldu ve 2005 yılında yapılacak Eğitim Yoluyla Avrupa Vatandaşlık Yılı hazırlıkları tamamlandı. İkinci safhanın önemli bir gelişmesi de eğitim bakanlarının yukarıda değinilen çağrısına cevaben, Bakanlar Komitesinin üye ülkeler için, demokratik vatandaşlık eğitimi konusunda Rec(2002)12 sayılı Tavsiye Kararını yayınlamasıydı.

4. Eğitim Yoluyla Avrupa Vatandaşlık Yılı girişimi 2005 yılında başarıyla gerçekleştirildi ve bunun sonucunda da üye ülkelerde demokratik vatandaşlık eğitiminin önemi konusundaki farkındalığın artmasının yanısıra, bu eğitimin öğretim programının ve hayat boyu öğrenme programlarının parçası haline geldiği ülkelerin sayısı arttı. Eğitim Yoluyla Avrupa Vatandaşlık Yılı girişimi ve bu girişimin sonlandırıldığı Romanya’nın Sinaia kentindeki değerlendirme konferansı, ülkelerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu alanda pek çok iyi uygulamayı paylaşmaları için bir fırsat oluşturdu.

5. Eğitim Yoluyla Avrupa Vatandaşlık Yılı girişimi esnasında üye ülkelerin politikaları ve uygulamaları her ne kadar Rec(2002)12 sayılı Tavsiye Kararına olumlu cevap verildiğini ortaya koyduysa da, başlangıç safha- sından itibaren, sonradan muhtemelen bağlayıcı bir şekle dönüşebilecek, daha kapsamlı bir çerçeve prensip dokümanı oluşturulması yönünde talepler vardı. 2004 Ekim ayında Parlamenter Meclisi, Bakanlar Komitesince demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimi için bir Avrupa çerçeve sözleşmesi oluşturulmasını önerdi (Parlamenter Meclisinin Avrupa için eğitim konulu, 1682 (2004) sayılı Tavsiye Kararı). 2004 Aralık ayında, Avrupa Kültür Sözleşmesine taraf devletlerin kültür, eğitim, gençlik ve spor bakanlarınca kabul edilen 50 Yıllık Kültürel İşbirliği Wroclaw Deklarasyonunda (ETS No.18), “Avrupa Konseyi, insanları demokratik toplumlarda yaşam boyu bilgi, beceri ve yaklaşımlarla donatacak politikalar için bir mükemmeliyet merkezi olma rolünü güçlendirmelidir… Bu amaçla, uygun geleneksel mekanizmalar kullanılarak Avrupa standartları oluşturulması düşünülmelidir…” ifadeleri yer aldı. 2005 Mayıs’ında Varşova’da yapılan Devlet ve Hükümet Başkanları 3. Zirvesinde, devlet ve hükümet başkanları “Avrupa Konseyinin eğitim alanında, Avrupa’nın her yerindeki, tüm gençlerin eğitime erişimini sağlama ve bu eğitimin kalitesini arttırırken, diğer konuların yanı sıra, kapsamlı bir insan hakları eğitiminin yaygınlaştırılması yönündeki çabalarını arttırmasını” istedi. Avrupa Eğitim Bakanları Daimi Konferansının 22. oturumunda (İstanbul, Mayıs 2007) Eğitim Bakanları Daimi Konferansı ve Almanya Federal Eyaletler Kültür İşleri Başkanı, üye ülkelerde eğitim durumunun çok radikal farklılıklar göstermesi nedeniyle demokratik vatandaşlık eğitimi/insan hakları eğitimi ile ilgili bir çerçeve prensip dokümanı oluşturma fikrine Almanya’nın ilgi duymadığını, ancak Almanya’nın, pek çok üye ülkenin Avrupa Konseyinin yol göstericiliğine ihtiyaç duyabileceğini gayet iyi anladığını ve herkesin kabul edebileceği bir uzlaşma yolunun bulunabileceğinden emin olduğunu belirtti.

6. Aynı zamanda, gençlik politikaları alanında da paralel gelişmeler vardı. İnsan Hakları Eğitimi Gençlik Programı 2000 yılında, “insan hakları eğitimini başlıca gençlik politikalarına ve gençlik uygulamalarına ana akım olarak dahil etme” iddiasıyla başlatıldı. Gençlikten Sorumlu Avrupa Bakanları 7. Konferansında bakanlar, Avrupa Konseyini, gençler için insan hakları eğitimi konusunda Bakanlar Komitesince bir tavsiye kararı oluşturulmasına ve bu karara, özellikle de şiddetin önlenmesi ve Avrupa Konseyinin İnsan Hakları Eğitimi Gençlik Programından elde edilen deneyimden yararlanılması konularında Avrupa’da işbirliğinin güçlendiril- mesine ilişkin maddelerin de dahil edilmesini teşvik ettiler. Avrupa Konseyinin gençlik politikalarında insan hakları eğitimine ilişkin (2008) 23 sayılı Tavsiye Kararında, Bakanlar Komitesi gençlik politikalarında insan hakları eğitiminin temel rolünü daha da güçlendirerek insan hakları ve demokrasiyi gençlik politikaları için bir öncelik olarak belirledi ve bu politikalara “gençlerin insan haklarından tam olarak yararlanmalarının sağlanmasını, insanlık onurunun korunmasını ve bu yöndeki kararlılığının teşvik edilmesini” de dahil etti.

7. Avrupa Konseyinde meydana gelen bir diğer önemli ve konuyla ilgili politik gelişme de kültürler arası diyaloga artan ilgidir. Bu husus üye ülkelerde giderek önem kazanmakta ve Avrupa Konseyinin alışılagelmiş öncelikli konularının yanı sıra gündeme gelmektedir. Özellikle de demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitiminin kültürler arası diyalogun desteklenmesi için önemi, 2008 yılında yayınlanan “Kültürler Arası Diyalog Beyaz Kitabı”nda teyit edilmiştir. (“Kültürler Arası Diyalog Beyaz Kitabı: Eşit insanlar olarak ve onurlu bir biçimde birlikte yaşama” 118. Bakanlar Seviyesindeki Oturumunda (Strasbourg, 6-7 Mayıs 2008) Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkenin Dışişleri bakanlarınca yayınlanmıştır.)

8. Aynı sırada, küresel çapta yaşanan gelişmeler de, özellikle de Birleşmiş Milletlerde (BM) aynı eğilimi izlemektedir. 10 Aralık 2004’te BM Genel Kurulu tarafından onaylanan Dünya İnsan Hakları Eğitimi Programı, ilk aşamada üye ülke seviyesinde ilk ve orta dereceli okullarda olmak üzere, insan hakları eğitiminin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi için iddialı hedefleri belirledi. Avrupa Konseyi, Dünya İnsan Hakları Eğitimi Programının Avrupa’da uygulanmasında Birleşmiş Milletlere resmi bir anlaşma çerçevesinde destek vermektedir.

9. Bu gelişmeler karşısında, Avrupa Konseyi Eğitim Yönlendirme Komitesi projenin üçüncü safhası (2006-2009) için Konseyin Demokratik Vatandaşlık / İnsan Hakları Eğitimi ile ilgili faaliyet programını kabul etmesinin ardından “demokratik vatandaşlık/insan hakları eğitimine ilişkin bir referans çerçevesi fizibilite etüdünün (uygun geleneksel mekanizmalar) hazırlanmasını sağladı. Bu çalışmanın görev kapsamına göre, bu konuda bir Avrupa çerçeve prensip dokümanına olan ihtiyacın incelenmesi; gerek Avrupa Konseyi dahilindeki gerekse diğer uluslararası kuruluşlardaki mevcut çerçeve dokümanlarının incelenmesi, eksikliklerin belirlenmesi; muhtemel bir yeni dokümanın getirebileceği katma değerle ilgili bilgilerin sağlanması ve böyle bir dokümanın şekli ve içeriğine ilişkin seçeneklerin ve kapsamının belirlenmesi gerekiyordu.

10. Çeşitli ülkelerden, içlerinde gerek eğitim uzmanları gerekse gençlik kuruluşlarının temsilcileri bulunan gayri resmi bir uzmanlar grubunun yardımıyla fizibilite çalışması hazırlamak üzere bir uzman görevlendirildi. Uzman çalışmasını 2007 Nisan’ında sundu.

11. Yapılan çalışmada, “çerçeve prensip dokümanı” deyimi, Demokratik Vatandaşlık / İnsan Hakları Eğitimi (DVE/İHE) alanında izlenecek, üzerinde mutabık kalınmış standartları ve politikaları içeren, devletlere hitaben oluşturulmuş (bağlayıcı veya bağlayıcı olmayan) bir uluslararası belge anlamında kullanıldı. Bu çalışmada, Avrupa Konseyinin demokratik vatandaşlık alanındaki, kökleri Konseyin insan haklarını, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü yayma temel misyonuna dayanan gayretlerinin başlangıcı incelendi. Çalışmada, tüm ortak ilgi alanlarında ve üye ülkelerin girişimlerinde (insan hakları, ulusal azınlıklar, sosyal politikalar, terörle mücadele vb.) Avrupa Konseyinin sürekli olarak, çeşitli biçimlerde çerçeve dokümanları hazırladığına ve bu dokümanların üye ülke seviyesinde bir odaklanma alanı ve yapılacak girişimler için bir itici güç oluşturduğuna, bu dokümanın, iyi uygulamaların yaygınlaştırılması ve Avrupa çapında standartların yükseltilmesi için bir vasıta oluşturduğuna dikkat çekildi. Çalışmada aynı zamanda, bu konuyla ilgili mevcut enstrümanlar da incelenerek, eksiklik ve yeni bir belgenin getirebileceği artı değerler de belirlendi. Çalışmada bağlayıcı olabilecek veya olmayacak yeni enstrümanın ne şekilde hazırlanabileceği ve bu enstrümanın kapsam ve içeriğinin neler olabileceği de incelendi.

12. Çalışmanın sonuç bölümünde, bu alanda yeni bir çerçeve prensip dokümanının biçim ve içeriğinin müzakerelerine geçmek üzere bir prensip kararının verilmesinin uygun olacağı tavsiyesinde bulunuldu.

13. 2007-2008 yılları arasında söz konusu çalışma, önce bu amaçla kurulan Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Geçici Danışma Grubuna (ED-EDCHR), daha sonra da, çalışmayla ilgili görüşlerini bildiren çeşitli Avrupa Konseyi kuruluşlarına: (İnsan Hakları Yönlendirme Kuruluna (CDDH), Gençlikle İlgili Ortak Konseye (JCY), Yüksek Öğrenim Yönlendirme Kuruluna (CDESR), Eğitim Yönlendirme Komitesi Bürosuna (CDED) ve son olarak da 2008 Mart ayında, Eğitim Yönlendirme Komitesi Bürosu Genel Kuruluna) sunuldu. Danışılan bütün kuruluşlar, eğitimle ilgili temel sorumluluğu olan CDED’ye yazılı görüşlerini sundular. Üye ülkelerin kendilerine danışılan DVE/ İHE koordinatörleri de görüşlerini CDED’de belirttiler.

14. Bu değerlendirme döneminde bazı görüş eğilimleri belirdi. Çalışmada yer alan, mevcut durumun siyasi ve yasal arka planına ilişkin değerlen- dirme ve mevcut çerçeve prensip dokümanlarının eksikliklerine ilişkin analizler genelde paylaşılan değerlendirmelerdi. Yeni bir dokümanın önemli katkılarının olacağı üzerinde de fikir birliğine varıldı. Böyle bir dokümanın içeriği konusundaysa, dokümanın kapsamı ve temel terimlerin net tanımlarının ve kesin içeriğinin bilahare kapsamlı olarak tartışılacağı hedef, ilke ve politikaların yer aldığı bölümlerin gerekliliği üzerinde büyük ölçüde görüş birliği mevcuttu. Ülkelerin yeni dokümanın uygulamasıyla ilgili olarak, bir Avrupa Konseyi uzmanlar komitesinde değerlendirilip üzerinde görüş bildirilecek üzere düzenli raporlar sunmasını gerektiren bir harici izleme mekanizması önerisi üzerinde ise aynı ölçüde mutabakat sağlanamadı. Bazıları bunun önemli yararlar sağlayacağını düşünürken, diğerleri, söz konusu mekanizmanın gereksiz bir yük getireceği görüşündeydi. Dokümanın şekline gelince, burada da bir görüş ayrılığı mevcuttu. Bazıları dokümanın bağlayıcı bir doküman olması gereğini savunurken, diğerleri bağlayıcı olmasının gerekmediği görüşündeydiler.

15. Çalışmanın yapılmasını talep eden CDED, 10 Mart 2008’de yaptığı genel kurulda, diğer tüm kuruluşların görüşlerini göz önüne aldıktan sonra çalışmayı memnuniyetle karşıladı ve “biri bağlayıcı, diğeri ise bağlayıcı olmayan iki ayrı versiyondan oluşan bir taslak doküman hazırlayarak ve Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Danışma Grubunun (ED-EDHCR) politika oluşturanlar için temel konular belgesi üzerindeki çalışmalarını da göz önüne alarak, çerçeve prensip dokümanı üzerinde müzakerelere devam etmeye” karar verdi. CDED aynı zamanda üyelerinden bir bölümünü taslak dokümanı hazırlama grubuna atadı ve genel sekreterlikten, eğitim ve gençlik konusunda uzmanlığı olan diğer üyeleri de gruba atamasını istedi. CDED aynı zamanda iki taslak versiyonun 2009 Mart ayında yapacağı toplantıda görüşülmesine yeterli zaman bırakacak şekilde sunulmasını da istedi.

16. Taslak doküman oluşturma grubu Haziran, Eylül ve Kasım 2009’da olmak üzere üç defa toplandı. İlk toplantıda iki taslak dokümanın yasal şekli ve genel form ve içeriği üzerinde görüş alış verişinde bulunuldu ve fizibilite çalışmasının yazarından iki metnin ilk taslaklarını yazmasının istenmesine karar verildi. İkinci toplantıda, söz konusu iki alternatif taslak metinle ilgili ilk değerlendirme yapıldı ve çeşitli mütalaalarda bulunuldu. Bu görüşler, üçüncü toplantıya sunulan yeni taslaklar da göz önüne alındı. Üçüncü toplantıda metinler yeniden gözden geçirildi ve üzerinde anlaşmazlık olan hemen tüm konularla ilgili uzlaşı çözümleri sağlandı. Sadece birkaç değişken, CDED Bürosunun Aralık toplantısında karara bağlanmak üzere bırakıldı. Büro tercihini yaptı ve CDED genel kuruluna sunulacak taslak metinleri onayladı.

17. 2009 Mart ayında yapılan CDED genel kurulunda iki taslak metin üyelere sunuldu. Özünde, karşılanacak ihtiyaçlar ve ulaşılacak amaçlar aynı olduğundan, her iki metin de hemen hemen birbirinin aynıydı. Aradaki fark, şekille ve metinlerin yasal etkisiyle ilgiliydi; metinlerden biri bağlayıcı bir çerçeve anlaşma olup, kullanılan dile yaptırımcı bir üslup hakimdi, diğeri ise bağlayıcı olmayıp, daha yumuşak bir dille yazılmıştı (“yapılacaktır” yerine “yapılmalıdır” gibi). İçerik açısından tek büyük fark ise, izleme bölümüyle ilgili olup, taslak anlaşmada, ülkelerin rapor verdiği ve her ne kadar hafif olsa da, harici bir denetimin yer aldığı bir mekanizma söz konusu iken, taslak Şart metninde, üye ülkelerin öz değerlendirme yapmaları esas alınmıştı.

18. Yapılan müzakereler sonucunda söz alan tüm ülke temsilcileri yeni bir dokümanın kabul edilmesi gereği üzerinde görüş birliğine vardı ve büyük çoğunluk bağlayıcı olmayan Şart tercih etti. Komite buna göre 20 Mart 2009’da resmen kayıtlara geçen aşağıdaki kararı aldı:

“Komite:

– çerçeve prensip dokümanını hazırlayan grubun yaptığı çalışmaların sonucunu memnuniyetle karşılamıştır;

– grup tarafından sunulan iki teklifi inceleyerek, DVE/İHE ile ilgili bir Şart yönünde görüş bildirmiştir;

– üye ülkelerde DVE/İHE prensip ve uygulamalarının sürdürülebilir bir şekilde geliştirilebilmesi için böyle bir Şartın yararlılığını vurgulamıştır;

– Şartın CDED’nin 2010 genel kurulundan önce nihai hale getirilmesi için bir yol haritası çizmiştir. …”

19. Yol haritasının ilk aşaması, tüm delegasyonların belirli bir miada kadar Şartın mevcut metni ile ilgili herhangi bir değişiklik teklifini sunmaya davet edilmeleri olmuştur. Bu değişiklik önerileri CDED’nin mevcut ve önceki başkanlarından oluşan küçük bir grup tarafından değerlendirilecek, kendilerine fizibilite çalışmasının yazarı yardımcı olacak, ve yapılan değerlendirme değişiklik önerilerini veren ve metin yazma sürecine katılmak isteyen delegelerin katılımına açık olacaktı. Söz konusu grup 2009 Haziran ayında toplandı ve yapılan önerileri inceleyerek, bir kısmını kabul ederken bir kısmını reddetti. Birkaç teklifle ilgili olarak da, önerilen değişikliği başlangıç noktası olarak alıp, metni daha kapsamlı olarak yeniden yazdı veya kendi inisiyatifiyle değişiklikler yaptı.

20. CDED Bürosu 9-10 Eylül 2009’da toplanarak metnin Haziran toplantısında değişiklik yapılan şeklini, Avrupa Konseyi Hukuk Danışmanlığının verdiği, 4 Eylül 2009 tarihli bilgilerin ışığında inceledi. Hukuk Danışmanlığının verdiği bilginin ana noktası, Şartın Avrupa Konseyi uygulamalarıyla uyumlu olabilmesi için, Bakanlar Komitesinin bir Tavsiye kararı kapsamında kabul edilmesinin gerekli olduğu idi. Büro, hem gözden geçirilmiş metni hem de Hukuk Danışmanlığının bilgi yazısını CDED’nin 10-11 Aralık 2009’da yapılan olağanüstü toplantısına gönderdi. Büro aynı zamanda, bu açıklayıcı notun ilk taslağını da dikkate alarak, bu metni genel kurula gönderdi. CDED üyelerinden her iki metin üzerindeki görüş ve önerileri istendi.

21. CDED Aralık ayındaki toplantısında Şart metninde yapılması önerilen değişiklikleri inceledi. Verilen hukuki bilgilerin ışığında yapılan gözden geçirilmiş metni kabul etti. Buna göre, Şart, Bakanlar Komitesinin Tavsiye Kararının Eki, Şartın giriş bölümü ise tavsiye kararının giriş bölümü olarak belirlendi. Bu formatın, tavsiye kararları bağlayıcı olmadığından, Şartın bağlayıcı olmama özelliğini kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde ortaya koyduğuna dikkat çekildi. Şart metninde yapılan birkaç değişiklik üzerinde daha mutabakata varıldı. CDED açıklayıcı notla ilgili değişiklik önerilerini ele aldı ve yeni bir taslağın hazırlanmasını istedi.

22. Komite, 24-26 Şubat 2010 tarihlerinde yaptığı toplantıda Bakanlar Komitesinin üye ülkelere Demokratik Vatandaşlık (DVE) ve İnsan Hakları Eğitimi (İHE) ile ilgili Avrupa Şartına ilişkin tavsiye kararının ve açıklayıcı notunun son şeklini değerlendirdi. Komite taslak tavsiye kararını onaylamaya ve kabul edilmek üzere Bakanlar Komitesine göndermeye karar verdi. Komite taslak tavsiye kararının açıklayıcı notunu dikkate alarak, bu notu bilgi için Bakanlar Komitesine göndermeye karar verdi.

II. Tavsiye kararının ve şartın hükümleriyle ilgili mütalaalar
Tavsiye kararı: giriş ve resmi maddeler

23. Tavsiye kararı resmi açılış maddeleriyle başlamakta ve Madde 1’de (Metinde giriş paragrafları numaralandırılmamıştır, ancak açıklayıcı notta referansın kolaylaştırılması için sıraya göre numaralandırılmıştır. (İlk giriş paragrafı için 1, ikinci giriş paragrafı için 2 ve bu şekilde devam) Şartın hangi yetkiye dayanılarak kabul edildiği açıklanmaktadır. Söz konu- su yetki, özellikle de sporla ilgili konularda, Şartların kabul edilmesinde daha önce de kullanılan bir yetkidir. Daha sonraki bölümde ise, adet olduğu üzere, üye ülkelerin hangi mülahazalarla Şartı kabul ettiğine ilişkin açıklamalar ve Şartın çıkış noktası ve amaçları yer almaktadır. Şartın formatı ‘Hatırda tutarak’, ‘göz önüne alarak’ şeklinde başlayan bir dizi maddeden oluşmaktadır ve bu format aynı zamanda antlaşma statüsündeki dokümanlarda da görülmesine rağmen, burada böyle bir statünün göstergesi değildir. Bu format hiçbir zaman bağlayıcı olmayan Bakanlar Komitesi tavsiye kararlarında da normal olarak kullanılan formattır.

24. 2. ve 3. giriş maddelerinde, Avrupa Konseyinin temel görevi olan insan haklarını, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü yaygınlaştırma görevi ve eğitimin bu amaca ulaşmada temel bir rol oynadığı inancına dikkat çekilmektedir. Bu inanç da, 1997’den itibaren tüm DVE/İHE projesinin ve üye ülkelerin bu projeye olan kararlılığının ve bu amaca ulaşmak için koydukları standartların bir ifadesi olan Şartın temelini oluşturmaktadır.

25. 4. ve 5. giriş maddelerinde, örneğin, gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde gerekse Birleşmiş Milletler dokümanlarında yer alan, eğitimin “insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmesini” ve “tüm bireylerin özgür bir topluma etkin bir şekilde katılmasının sağlanmasını” (Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi 1966, Madde 13(1)) gerekli kılan eğitim hakkının yasal temelleri ele alınmakta ve insan hakları konusunun eğitim programlarına dahil edilmesinin önemi vurgulanarak, ülkelerden bunu gerçekleştirmelerini isteyen 1993 Viyana Deklarasyonuna değinilmektedir.

26. 7-10. giriş maddelerinde Bakanların başlıca siyasi deklarasyonlarına ve Şartın kabulüne yol açan önemli aşamaları oluşturan Avrupa Konseyi kurumlarının tavsiye kararlarına değinilmektedir. Pek çok açıdan, Şartın en önemli ön göstergesi Bakanlar Komitesinin yukarıda değinilen ve benzer konuları ele alan ve benzer amaçları olan (2002)12 sayılı Tavsiye Kararıdır.

27. 11. giriş maddesinde Şart küresel bir çerçeveye oturtularak, Şartın , Avrupa Konseyinin, Dünya İnsan Hakları Eğitimi programının Avrupa’da bölgesel ortağı olduğu dikkate alındığında, çok benzer amaçları olan Dünya İnsan Hakları Eğitimi programının amaçlarına ulaşmasına katkıda bulunacağı ifade edilmektedir.

28. 12. giriş maddesinde, DVE/İHE projesinde bir kilometre taşı olan ve 2005 yılında yapılan, Eğitim Yoluyla Avrupa Vatandaşlık Yılı girişimine atıfta bulunulmaktadır. Maddede, Şartın temel amaçlarından biri olan ve pek çok üye ülkede yerleşik olan ve söz konusu girişimle de kanıtlanan, eğitim politikalarında iyi uygulamalardan yararlanarak, bu uygulamaların derlenerek Avrupa çapında yaygınlaştırılması hedefi vurgulanmaktadır.

29. 13. giriş maddesinde, eğitimin tüm Şart için geçerli olan bir özelliğine, 4. maddede spesifik olarak belirtilen, üye ülkelerin eğitim sistemlerinin birbirinden büyük farklılıklar gösterdiğine ve bu farklılıklara saygı gösterilmesinin gerekli olduğuna değinilmektedir. Söz konusu farklılıklar anayasadan kaynaklanabildiği gibi, eğitimin ilgili ülkede nasıl yapılandırıldığına da bağlıdır. Bu itibarla, Şartta yer alan tüm politika ve uygulamalar münferit ülkelerce söz konusu anayasal ve yapısal sistemlere saygı gösterilerek uygulanacaktır.

30. 14. giriş maddesinde eğitimin bu alanında sivil toplum kuruluşlarının ve gençlik kuruluşlarının oynadığı role işaret edilmektedir. Gerçekten de, yaygın eğitim giderek bu kuruluşlar tarafından sağlanmaktadır. Bunlar örgün eğitimde de önemli bir rol oynamakta olup, pek çok ülke, bu işlev için bu kuruluşlara bel bağlamaktadır. Girişin bu maddesinde de, 10.maddede de, bu kuruluşların katkıları ve duydukları destek ihtiyacı ortaya konmaktadır.

31. Bunları da tavsiye kararının resmi nihai maddeleri izlemektedir. Bu maddeler, giriş maddeleri mahiyetinde olmayıp, operasyonel maddelerdir. O nedenle, kullanılan dil nesnel ifadelerde gözlenen objektif bir dildir.

Komite, üye ülkelerin hükümetlerinin ekteki Şartı temel alan tedbirleri uygulamalarını ve bunların eğitim ve gençlikten sorumlu yetkililere geniş bir şekilde dağıtımının yapılmasını tavsiye etmektedir. Son olarak da Genel Sekretere, tavsiye kararını, aynı zamanda Avrupa Konseyi üyesi olmayan, Avrupa Kültür Sözleşmesine taraf olan ülkelerin hükümetlerine ve uluslararası kuruluşlara göndermesi talimatı verilmektedir. Bu da, demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitiminin, daha geniş kapsamlı uluslararası niteliğini ve yeni Şartın Avrupa sınırları içinde olduğu gibi Avrupa sınırları dışında da etkili olması arzusunu yansıtmaktadır.

Şart
Başlık

32. “Şart” terimi, uluslararası uygulamalarda hem bağlayıcı belgeler, ki bunların en ünlüsü Birleşmiş Milletler Bildirgesidir, hem de Avrupa Birliği Temel Hak ve Görevler Bildirgesi gibi (2000 yılında kabul edildiği şekliyle, 2005 Lizbon Anlaşmasına göre Avrupa Birliği (AB) üyelerinin çoğu bu şartın kendileri için bağlayıcı olması üzerinde mutabakata varmışken, bazı üye ülkeler için söz konusu belge bağlayıcı değildir), bağlayıcı olmayan belgeler için kullanılmaktadır. Avrupa Konseyi uygulamasında da, bu terimin anlamında müphemlik söz konusudur: Avrupa Sosyal Şartı (1961, 1996’da gözden geçirildi) bağlayıcıdır, ancak Gençlerin Yerel ve Bölgesel Yaşama Katılımına ilişkin Avrupa Şartı (2003) bağlayıcı değildir.

Şart adı ve şekli, Avrupa Konseyince bu alanda daha önce kabul edilmiş dokümanlara göre daha “ağırlığı olan” bir dokümana duyulan arzuyu, yani daha güçlü bir kararlılığı ifade etme maksadıyla seçilmiştir. Bununla birlikte, üye ülkelerin, Avrupa Konseyi Demokratik Vatandaşlık Eğitimi ve İnsan Hakları Eğitimi Şartının, uluslararası kamu hukukunda bağlayıcı olmaması yönündeki açık niyetleri nedeniyle, önce, konuda kuşkuya yer bırakmamak üzere Şarta, “Sözleşme statüsünde olmayan şart” alt başlığının dahil edilmesi üzerinde mutabık kalınmıştı. Ancak, Şartın tavsiye kararı niteliğinde kabul edilmesine karar verildikten sonra, söz konusu alt başlığa gerek kalmamıştır, çünkü tavsiye kararları ve bunların ekleri, tanımları gereği, zaten bağlayıcı değildirler. Buna göre, başlıktan sonra, “Bakanlar Komitesinin CM/Rec(2010)7 sayılı Tavsiye Kararı kapsamında kabul edilmiştir” ifadesinin yer alması üzerinde mutabakata varılmıştır. Eğer Şart, çoğunlukla, şartın kabul edilmesine ilişkin tavsiye kararı olmaksızın yayınlanırsa, ki bu muhtemelen böyle olacaktır, yukarıdaki ifade ile metnin bağlayıcı olmayan niteliği, tam ve açıklıkla belirtilmiş olacaktır.

Bölüm I − Genel hükümler
1. Kapsam

33. Bu maddede, Şartın maddi içeriği ele alınmaktadır. Şartın ortaya çıkması ile sonuçlanan süreçte ortaya atılan mülahazalar ve yapılan müzakerelerde, bu tür daha önceki belgelerde dikkat çeken bir noksanlık ortaya kondu. Bu noksanlık, bu belgelerde sadece demokratik vatandaşlık eğitimi veya sadece insan hakları eğitiminin ele alınmış olmasıydı. Bu Şartta, iki konuyu farklı, ancak birbiriyle yakından ilişkili konular olarak ele almak, bilinçli olarak yapılmış bir seçimdi. Bu tür bir kapsamlı yaklaşım, yeni belgenin getireceği artı değerlerden biri olarak görüldü. Bundan sonra ortaya çıkan bir başka sorun da, birbiriyle ilgili ancak farklı konuların nasıl ele alınacağıydı. Bu konulardan dördü metinde belirtilmektedir. “Kültürler arası eğitim”le, birden fazla kültürün yer aldığı toplumlarda, karşılıklı anlayış ve saygı için gerekli olan bilgi, yetkinlik, beceri ve tavırların geliştirilmesi yoluyla demokrasinin korunması ve insan haklarının geliştirilmesi amaçlanmaktadır. “Eşitlik eğitimi” ve “barış eğitimi” ise açıklama gerektirmeyen terimlerdir.

UNESCO Genel Müdürünün 2005 Ağustos’unda yayınladığı bir rapora göre “Sürdürülebilir kalkınma için eğitim”, “bireyleri, kuşaklar arası eşitlik ve adalete katkıda bulunma amacıyla çevreye önem veren; adil, eşitlikçi ve barışçıl bir dünya, sürdürülebilir bir dünya idealine bağlı, sorumlu vatandaşların hayata hazırlanmasının bir parçası”dır. BM Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitim On yılı (2005-2014) girişiminin amacı, böyle bir eğitimin ve bu eğitimin, örgün, yaygın ve algın eğitim ve öğretim programlarına dahil edilmesini teşvik etmektir. Sürdürülebilir kalkınma için eğitimin DVE/İHE ile çok açık benzerlikleri bulunmaktadır. Ancak bu girişimin kökleri BM içindeki çevreci harekete uzanmaktadır ve ana odak noktası çevreyle ilgilidir. Benzer bir şekilde, Şartta değinilen tüm konuların büyük ölçüde genel DVE/ İHE kavramının kapsadığı, ancak konunun özellikle bir bölümü üzerinde yoğunlaşan, spesifik bir odak noktası bulunmaktadır. Şartın bu ilgili konuları doğrudan ele almaması, ve ancak, söz konusu konuların DVE/İHE ile örtüştüğü veya etkileşim içinde olduğu durumlarda ele alınması üzerinde mutabakata varılmıştır.

2. Tanımlar

34. Her ne kadar projenin birinci safhasında büyük ölçüde tanımlar, kavramlar vb. üzerinde çalışılmışsa da, mevcut çerçeve prensip dokümanlarında halâ “demokratik vatandaşlık eğitimi” ve “insan hakları eğitimi” gibi terimlerle ilgili net tanımlar yoktu. Varsa bile, bunlar terimin anlamından çok, terimin neleri içerdiğini uzun ifadelerle anlatıyorlardı, yani, gerçek bir tanımdan ziyade, birer tarif niteliğindeydiler. Yeni bir dokümanın kaleme alınmasına ilişkin olarak yapılan müzakerelerde, tüm politika üretenlerin ve yeni dokümanı anlayıp uygulamaya çalışan diğerlerinin, temel terimlerin ne anlama geldiğini bilmeleri açısından, net, ve özlü tanımlara ihtiyaç olduğu konusunda kesinlikle hiçbir görüş ayrılığı yoktu.

35. a ve b fıkralarındaki iki ana tanım, mevcut tanımlardan yararlanılarak oluşturulmuştur: demokratik vatandaşlık eğitimi tanımı Eğitim Yoluyla Vatandaşlık Avrupa Yılı 2005’deki tanımdan, insan hakları eğitimi tanımı ise, BM İnsan Hakları Komiserinin bürosunca kullanılan tanımdan alınmıştır. Öyle ki, bu tanımlarda kullanılan, “yetkinleştirme amacıyla” terimine kadar tanım aynen alınmış olup, tanımların bundan sonraki bölümleri, üzerinde odaklanılan farklı alanlara göre, bir yanda demokratik toplumda yaşam boyu gereken becerileri, diğer yanda da tüm alanlarda insan haklarının yaygınlaştırılması ve savunulmasını içerecek şekilde farklılaşmaktadır. Her iki tanımda da, böyle bir eğitim sonucunda ortaya
çıkanların sadece bilgiden oluşmayıp, gerekli girişimlere dönüşecek bir yetkinleştirme olduğu vurgulanmıştır.

36. c, d, ve e fıkralarındaki tanımlar Avrupa Konseyi tarafından 2002 yılında yayınlanan PUSULA (COMPASS) adlı, gençlerle insan hakları konulu el kitabına dayalıdır. Dokümanın yazım safhasında bu tanımlar genişletilmiş ve daha ayrıntılı olarak sunulmuştur. Örneğin örgün eğitimin belirleyici özelliklerin-den birinin, bu eğitimin sonunda belgelendirildiği belirtilmiş ve bu anlama gelen ifadeler tanıma dahil edilmiştir. Örneğin, örgün eğitimin ayırt edici özelliğinin bu eğitimin bir diploma ile belgelendiği hakkındaki ortak görüş, tanımlarda sözcüklerle ifadesini bulmuştur. Yaygın eğitimle ilgili olarak ise, algın eğitimle karşılaştırıldığında yine bir belgelendirmeyle sonuçlanmakla birlikte, bu
karmaşık noktanın metinde doğrudan açıklanmaması kararlaştırılmıştır.

3. DVE ile İHE arasındaki ilişki

37. DVE ile İHE arasındaki önemli ilişki, bu Şart metnini yazanların bildiği kadarıyla şimdiye kadar ilk defa tanımlanmaktadır. 1997 yılında başlayan sürekli programla ilgili Avrupa Konseyi dokümanlarının çoğunda, her iki terim de kullanıldığında, normal olarak aralarına bir “/” işareti konarak bu iki terim birlikte yazılmış, ancak bu durum, bu iki kavram arasındaki ilişki- nin müphem kalmasına yol açmıştır. Bu durum, fizibilite çalışmasının görev kapsamı için de geçerli olup, söz konusu fizibilite çalışmasında bu konunun göz ardı edilmesinin artık mümkün olmadığına ve herhangi bir yeni dokümanda konunun ele alınmasının gerekli olduğuna değinilmiştir. İki terimin örtüştüğü alanlar vardır, çünkü vatandaşlık açısından önemli olan, örneğin, oy kullanma hakkı, ifade özgürlüğü ve toplantı özgürlüğü klasik insan hakları olup, DVE alanında yer aldığı kadar İHE alanında da yer almaktadırlar. Bununla birlikte, madde 3’ün metninde açıklık getiril- meye çalışılan bir fark vardır. Belirtildiği gibi, bu fark, amaç ve uygulamalardaki bir farktan ziyade, üzerinde odaklanılan alan ve kapsam farkıdır.

4. Anayasal yapılar ve üye ülke öncelikleri

38. Bu kapsamlı maddede, giriş bölümündeki 13. maddeyle ilgili olarak ele alınan görüşler üzerinde durulmaktadır. Dokümanın yazımı ve müzakereler boyunca, anayasal yapılarının ve eğitim sistemlerinin –eğitim alanında, diğer pek çok Avrupa işbirliği alanından çok daha fazla olmak üzere– büyük farklılıklar göstermesi nedeniyle, Şartın hükümlerini uygulamada kullanacakları vasıtalar bakımından, üye ülkelerin daha geniş bir takdir yetkisine sahip olmalarının gereği anlaşılmıştır. Örneğin bazı eğitim sistemleri çok merkezi olup, tüm öğretim programları ve yöntemleri üye ülke hükümeti seviyesinde belirlenmekteyken, diğerlerin- de bu çok daha yerinden yönetimle gerçekleştirilmekte, yerel yönetimler ve münferit okullar genel hedefler kapsamında önemli bir özerkliğe sahip olmaktadırlar. Federal yönetimlerde ise eğitimle ilgili sorumluluk federasyonu oluşturan çeşitli eyaletlerin hükümetlerince üstlenilmektedir. İşte bu nedenle de a fıkrasına ihtiyaç doğmuştur. b fıkrasında ise, program boyunca ve özellikle de Eğitim Yoluyla Vatandaşlık Avrupa Yılı uygulamasında ortaya çıktığı üzere, farklı üye ülkelerin DVE ve İHE mevzuatları ve uygulamaları açılarından birbirlerinden çok farklı noktalarda oldukları kabul edilmektedir. Bazı ülkelerde bu konular öğretim programında ve uygulamada yıllardır yer alırken, diğer ülkelerde yeni başlamaktadır. Bu nedenle de ilgili ülkelerin bu konulara ilişkin öncelikleri ve ihtiyaçları farklı olacak olup, bu ülkeler Şartın diğer bölümleri üzerinde duracak ve bu konuları farklı bir sıralamaya göre ele alacaklardır.

Bölüm II − Hedefler ve ilkeler
5. Hedefler ve ilkeler

39. Şartın bundan sonraki yapısına baktığımızda 5. Madde’de bir dizi hedef ve ilkenin genel olarak ifade edildiğini ve bunların pek çoğunun müteakip, kapsamlı 6-16. maddelerde ayrıntılı olarak ele alındığını görüyoruz. Ancak, 5. Madde’nin kalın hatları ve genel özelliği önemini koru- maktadır, her bir nokta daha ileride tek tek detaylı olarak ele alınmadığı için, bu maddede tüm üye ülkelerin DVE/İHE’ye ilişkin faaliyetleriyle ilgili bilgi verilmektedir.

40. Bu maddenin giriş cümlesindeki “rehberlik” sözcüğü ile biçimlendirilen ifade önemlidir: buradaki hedefler ve ilkeler yol göstericidir, yani ne uygulanacak politikalar, mevzuat ve uygulamalar için tarif edici bir reçetedir, ne de arka planda yer alacak bir takım fikirlerden söz edilmektedir. Metni kaleme alanlar hem daha kuvvetli (“mevzuatlarını vb. aşağıdaki hedef ve ilkeleri temel alarak belirlemelidirler”), hem de daha zayıf seçenekleri (….aşağıdaki hedef ve ilkeleri göz önüne almalıdırlar”) düşünmüşler, ancak mevcut ifadeyi özellikle tercih etmişlerdir.

a. Bu maddede yer alan hedefte, herkese DVE ve İHE sağlanmasına ilişkin Birleşmiş Milletler 1993 Viyana Deklarasyonu ve bu hakkı, sadece vatandaş olanlara değil, ülke topraklarında bulunan herkese yaygınlaştıran Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi (Madde 1) hatırlatılmaktadır.

b. Burada, eğitimin, özellikle de vatandaşlık ve insan hakları alanlarında yaşam boyu sürecek bir süreç ve Avrupa Konseyi programlarının kalıcı bir konusu olduğuna değiniliyor. Süreçte yer alan paydaşların listesi bilinçli olarak uzun ve açık uçlu (“dahil olmak üzere”) tutulmuş olup, her türlü kurum, sivil toplum kuruluşu (STK) vb. dahil edilmiştir.

c. Hükümetler, anlaşılır bir biçimde, en fazla etkileyebilecekleri ve para ayırabilecekleri eğitim türü olan örgün eğitime daha fazla kaynak ayıracakları halde, bu prensip, bu süreçte her türlü öğrenimin değerli
olduğunu hatırlatmaktadır.

d. STK’ların ve gençlik kuruluşlarının vazgeçilmez katkıları yukarıda, giriş bölümündeki 14. Madde kapsamında vurgulanmıştı. Burada “destek” konusuna yapılan göndermeden kasıt, genel bir destek olup,
söz konusu finansal veya diğer tür desteğe hak kazanma söz konusu değildir. Bununla birlikte bu ilkede, STK’ların ve gençlik kuruluşlarının gerek devletten gerekse diğer kaynaklardan sağlanmak üzere, bu desteğe ihtiyacı olduğu belirtilmektedir. Gençlik kuruluşlarına yapılan bu özel göndermede, öğrenci örgütleri de, insan hakları eğitiminin önemli ortakları olarak sürece dahil edilmektedirler.

e. Eğitim kurumlarının bir yandan demokratik ilkelere ve insanlara saygıyı öğretip, öte yandan hiç de demokratik olmayan bir şekilde yönetilmeleri anlamsız olur. Okullarda ve diğer eğitim kurumlarında demokratik yönetişim ihtiyacı Avrupa Konseyi programlarında sürekli olarak vurgulanmıştır. Bu ilke daha kapsamlı 8. Madde’de tekrar ele alınmıştır.

f. Çeşitliliğe saygı da Avrupa Konseyinin temel ilkelerinden biri olup, (örneğin Bak: gençlik kampanyaları, (“Herkes farklı, herkes eşit”) DVE/İHE’nin ana amaç ve yararlarından biri karşılıklı anlayışın artırılması ve çatışmaların önlenmesidir. Farklı inanç grupları ve etnik gruplar örneği karşılıklı anlayışın ve saygının oluşturulması bağlamında verilmiştir, ancak aynı ilke, aralarında yanlış anlama ve çatışma baş gösterebilecek diğer gruplar için de geçerlidir.

g. DYE ve İHE’nin tanımlarında da olduğu gibi, bu ilkede ağırlık, sadece bilgi ve becerilerin elde edilmesine değil, belirli bir eyleme dönüştürülme- sine verilmiştir.

h. Bu ilke, daha kapsamlı olan 9. Madde’de açıklık getirildiği gibi, eğitimin, hizmet öncesi ve hizmet sırasındaki safhaları dahil olmak üzere, tüm aşamaları için geçerlidir. Bu ilke, öğretim gönüllüleri ve kolaylaştırıcılarının eğitilmesine ilişkin olanakları çoğu kez çok kısıtlı, geçici ve yardım sağlayan kurumların desteğine bağlı olan sivil toplum kuruluşları ve gençlik sektörü için özellikle önemlidir.

i. Bu kadar geniş bir yelpazeye yayılmış paydaşlar arasında ortaklık ve işbirliğini sağlamak, bazı çıkarlarının kesinlikle çatışacağı ve sınırlı kaynaklar için rekabet edeceklerinden, kolay değildir. Bununla birlikte, paydaş işbirliğinin getirdiği yararlar öylesine büyüktür ki, ülkelerin bu alanda sarf edecekleri her türlü gayret karşılığını bulacaktır.

j. Şartın bizzat kendisi Avrupa Birliğinin 47 ülkesinin –ve eğitim alanında da Avrupa Kültür Sözleşmesine taraf olan tüm devletler arasında– uluslararası işbirliğinin bir sonucu olarak ortaya konmuştur. Şartın yasal ve siyasi dayanağı işbirliği olduğundan, böyle bir işbirliğinin gelecekte de sürdürülmesi amaç ve prensibinin vurgulanması beklenen bir durumdur. Kendi içinde değerli olmasının yanı sıra, bu tür bir işbirliği ve iyi uygulamaların paylaşılması, örneğin mükerrer çabaları azaltma, sinerjiyi kolaylaştırma ve maliyetleri düşürme gibi önemli pratik yararlar sağlayabilir.

Bölüm III − Politikalar

41. Şartın 6-16. maddelerinde operasyonel hükümler yer almaktadır. Bu maddelerde, 5. Madde’de sıralanan hedef ve ilkelerin uygulanmasını mümkün kılmak üzere, belirli alanlara ilişkin politikalar yer almaktadır.

Genel ifadelerle açıklanan politikalar üye ülkelere bunların nasıl uygulanacağı konusunda kayda değer bir takdir marjı bırakmaktadır. Tabiatıyla, 4. Madde de bu bağlamda geçerlidir (Bak: yukarıdaki 38.
Madde)

6. Örgün genel ve mesleki eğitim

42. Yukarıda da belirtildiği gibi, Avrupa Konseyinin bu alandaki gayretlerinin temel noktası, diğer eğitim biçimlerini dışlamaksızın, bu eğitim türüdür. Bunun nedeni bu eğitim türünün, ülkelerin fark yaratarak sonuç alabilmeleri daha olası bir alan olması nedeniyle, önemli yararlar sağlamasıdır. Bu madde yukarıdaki 4. Maddenin uygulanmasına iyi bir örnek oluşturmaktadır çünkü bazı ülkelerin anayasaları ve mevcut yapıları merkezi hükümetin öğretim programında doğrudan değişiklikler yapmalarını mümkün kılarken, diğer ülkelerde merkezi hükümet, bunu yapma yetkisi olan diğer yetkili kurumlardan ancak istekte bulunabilmekte ve bunları teşvik edebilmektedir. Federal sisteme dayalı devletlerdeyse federal hükümetin eğitim alanında bir yenilik yapma veya bir talepte bulunma sorumluluğu yok gibidir. Benzer bir biçimde, bazı ülkeler bunu çok uzun bir süre önce yapmış olduğundan başka öncelikleri olacak, diğer ülkeler içinse bu alan öncelikli bir alan olacaktır. Şart bu farklı yöntemlerin uygulanması ve farklı seçimler yapılması için serbesti sağlamaktadır. Arada farklılıklar olan bir başka alan da, genel ve mesleki örgün eğitimin yapılandırılmasındaki farklılıklardır. Metinde her ülkenin kendi sistemine uyarlamasını mümkün kılacak bir üslup kullanılmıştır.

43. Şart metnini kaleme alanlar uluslararası sivil toplum kuruluşlarından gelen ve DVE ve İHE’ye, bu eğitimlerin değişik seviyelerinde, belirlenen dersleri öğretim programına dahil etmek yerine, “yetkinlikler”i dahil etme önerisini dikkate almışlardır. “Yetkinlik” terimi akademik literatürde giderek daha fazla kullanılmakta olan bir terim olup, uygulamada, bir beceri, bilgi ve tutumlar demetini anlatmaktadır. Burada öğrenci hedefleri yerine, alınan eğitimin çıktıları, yani sonuçları üzerinde durulmakta ve bu çıktıların karmaşık çıktılar olabileceği de kabul edilmektedir. Yazım grubu bu modern terminolojinin çekiciliğini görmüş, ancak, bu terimin, evrensel kabul gören “öğretim programı” teriminin aksine, henüz yeterince iyi yerleşmediği ve anlaşılmadığı sonucuna varmıştır. Bununla birlikte, bu maddenin amacı, yukarıdaki 2. Madde ile birlikte okunduğunda, kuşkusuz, verilen eğitimin sadece bilgi aktarmaktan ibaret olmayıp, aynı zamanda becerilerin geliştirilip, belirli konulardaki tavırlar etkilenerek, toplumda aktif katılımın özendirilmesi ve insan haklarının savunulmasıdır.

44. İkinci cümlede, DVE ve İHE’nin öğretim programına dahil edilmesinin bir defaya mahsus bir girişim olmayıp, öğretim programının anlamlı kılınması ve öğretim yöntemlerinin etkililiğinin sağlanması için, öğretim programının sürekli incelemeden geçirilmesi ihtiyacı vurgulanmaktadır.

7. Yüksek öğrenim

45. Yüksek öğrenim kurumları, daha alt seviyedeki eğitim kurumlarıyla karşılaştırıldığında ortaya çıkan durum, bu maddede kullanılan eylemlerin ifade edilmesinde yansıma bulmaktadır: örneğin, “dâhil etmelidir”, yerine “dahil edilmesine destek olmalıdır” gibi ifadelerin kullanılması gibi. Bu, bütün ülkelerde olmasa da, çoğu ülkede, yüksek öğrenim kurumlarının genelde kendi öğretim programları üzerinde özerkliğe sahip olduğu gerçeğini yansıtmaktadır. Aynı hususa, akademik özgürlük bağlamında da değinilmektedir. Nitekim bu konu, 2007 yılında yeni bir çerçeve prensip dokümanı teklifini incelerken Yüksek Öğrenim Yönlendirme Komitesinin de ana endişe konularından birini oluşturmuştu. “Yüksek öğrenim kurumları” kuşkusuz üniversiteleri kapsamakla birlikte, bunlarla sınırlı değildir

8. Demokratik yönetişim

46. Maddenin ilk cümlesinde eğitim kurumlarında demokratik yönetişimin iki yönlü yararına değinilmektedir: kendi içinde etkili bir yönetişim yöntemi olarak değerli ve yararlı olmanın yanı sıra, özellikle de öğrencilere demokrasiyi ve insan haklarına saygıyı uygulamalı olarak deneyimleme fırsatı sunmaktadır. İkinci cümle, belirtilen paydaşların, kılavuz bilgiler içeren dokümanlar ve eğitici çalışmalar gibi unsurları da içerebilecek “uygun vasıtalarla” böyle bir yönetişime aktif katılımlarının teşvik edilmesiyle ilgilidir. Demokratik yönetişim aynı zamanda, en etkili demokratik vatandaşlık alıştırması yöntemi olduğu geniş kabul gören, eğitimin her seviyesinde anlamlı ve sürdürülebilir öğrenci katılımını
mümkün kılacak yapıları da içerebilir.

47. İngilizce “governance” sözcüğüyle ifade edilen “yönetişim” kavramı (Şartla ilgili müzakereler de İngilizce olarak yapılmıştır) karmaşık bir kavram olup, diğer dillere tek bir sözcükle tercümesi zordur. “Yönetişim”, sadece yönetme ve karar verme süreci olarak bilinen sürecin ötesine geçerek, bu süreçlerin ve kararların, üzerinde mutabık kalınmış değerler ve tercihlerle olan ilişkilerini içerir. Yönetişimin tanımlarından biri: “Ortaya konmuş değerlerin ve tercihlerin, süreçler ve kurumlar vasıtasıyla, bir grubun ve grubun münferit üyelerinin güvenliğini, refahını ve moral gelişimini arttıran kolektif eylemlere dönüştürülmesidir.” şeklindedir. Daha fazla bilgi edinmek isteyenler için, 2005 yılında yapılan Yüksek Öğrenimde Yönetişim adlı konferansla ve bu terimle, anlamıyla, tercümesiyle ve pratikteki uygulamasıyla ilgili kayda değer tartışmaların yer aldığı Avrupa Konseyi raporu çok aydınlatıcı bir dokümandır. Konferansta her ne kadar esas itibarıyla yüksek öğrenim ele alınmışsa ve diğer kurumların yönetişimi bazı farklılıklar gösterse de, burada belirtilen ilkelerin çoğu pek çok alan için geçerlidir.

9. Eğitici çalışmalar

48. Öğretmenlerin ve gerek eğitim sisteminin içinde gerekse dışında yer alan, örneğin gençlik liderleri gibi, diğerlerinin DVE/İHE konularında eğitim almaması halinde, DVE/İHE konusunda verilecek eğitim etkisiz ve tamamen yararsız olacaktır. Bu konu geleneksel konulardan çok farklı bir konudur. Bunun dersini vereceklerin, önce kendilerinin konunun eğitimini almaları gereklidir. Bunu en iyi şekilde öğretme yöntemleri de farklıdır ve öğrenilmeleri gerekir. Bu maddede, sadece öğretmenlerin değil, öğretmenlere konuyu öğretecek olanların eğitilmesinin de önemi vurgulanmaktadır.

10. Sivil toplum kuruluşları, gençlik kuruluşları ve diğer paydaşların rolü

49. STK’ların ve gençlik kuruluşlarının DVE/İHE eğitimindeki rolünün önemi 14. giriş maddesinde ve 5.d maddesinde vurgulanmıştı. Burada konu bu kuruluşların sadece eğitim işinin fiilen büyük bir bölümünü gerçekleştirmeleri değil, aynı zamanda konuyla ilgili araştırmaların yapılması, hükümet nezdinde lobi faaliyetlerinde bulunulması ve kamuoyunun farkındalığının arttırılmasında da aktif olmalarıdır. Bu kuruluşlar ayrıca, öğrencilerin, çocukların ve gençlerin insan hakları ve demokrasi konularında alıştırma ve uygulama çalışmaları yapabilecekleri yegane yerlerdir. Bu kuruluşların çalışma ve değerlerinin anlaşılması ve görülmesi gerekmektedir ve bu maddenin temel amacı da bunu sağlamaktır. İlk iki cümlede, devletin bu kuruluşların rolüne destek olma ve yaptıkları işi desteklemedeki kararlılığı üzerinde durulmaktadır. 5.d maddesinde olduğu gibi, herhangi bir destek türü konusunda bir
taahhütte bulunulması söz konusu olmayıp, sağlanan destek, ülkelerin kaynaklarına ve önceliklerine göre farklılıklar gösterecektir. Son cümlede daha geniş bir kitleye değinilmekte olup, DVE ve İHE eğitiminin yaygınlaştırılması ve duyurulması için, özellikle medya ve genel kamuoyu olmak üzere, diğer oyuncuların da sürece dahil edilmesi amaçlanmaktadır. Burada kullanılan dil özellikle genel mahiyette olup, ülkelerin bu maddeyi kendi durumlarına uygun bir biçimde uygulamalarına imkan tanınması amaçlanmıştır. Burada, örneğin, gazete ilanları, televizyon reklam kampanyaları, internet siteleri, aile birliği, sendikalar, inanç grupları vb. gibi örgütlerle çalışmalar sayılabilir.

11. Değerlendirme kıstasları

50. Diğer herhangi bir eğitim türünde olduğu gibi, bu eğitimin etkililiğinin de değerlendirildiği kıstaslar olmalıdır. Bu tür kıstasların oluşturulması kolay değildir, ancak bu konuda kıstaslar ve göstergeler oluşturulması için uluslararası girişimler mevcuttur. Nihayette, her ülke kendi kıstaslarını oluşturacaktır. Ancak, özellikle de Avrupa Konseyi dahilinde, Avrupa devletlerinden oluşan bölgesel gruplar içinde veya koordinatör ağları içinde (Bak: aşağıdaki 12.14.15.ve 16. maddeler) deneyimleri paylaşmak ve ortak kıstaslar oluşturmak üzere uluslararası işbirliğinden kayda değer yardım sağlanabilir. İkinci cümlede, kıstasların oluşturulmasında öğrencilerden alınacak geri bildirimin önemi vurgulanmaktadır.

12. Araştırma

51. Araştırma, değerlendirmeyle yakından ilgilidir. İlk cümlede açıkça anlatıldığı gibi, araştırmanın hükümetlerce yapılmasına gerek yoktur. Nitekim, eğitim alanındaki tecrübelere bakıldığında, araştırmaların büyük bölümünün STK’larca uluslararası düzeyde, üye ülke düzeyinde ve belirli projeler için devlet fonları alsalar bile, hükümetten bağımsız diğer kurumlarca yapıldığı görülmektedir. Araştırmanın pek çok amacı ve araştırmadan yararlanan pek çok grup vardır. Ana amacı mevcut durumun bir değerlendirmesini yaparak, DVE/İHE eğitimiyle uğraşanların performanslarını ölçmelerine ve etkililik ve verimliliklerini arttırarak, verimsiz çabalarını azaltıp maliyetleri düşürmelerine yardımcı olmaktır. İkinci cümlede uzun ancak açık uçlu (diğerlerinin yanı sıra) bir muhtemel araştırma konuları örnek listesi verilmektedir. Araştırmaların diğer üye ülkelerle paylaşılmasına ilişkin son cümle, işbirliğiyle ilgili 15. ve 16. maddelerle bağlantılıdır.

13. Sosyal birlik beraberliği geliştirmeye, çeşitliliğe değer vermeye, farklılıklarla ve çatışmalarla baş etmeye yönelik beceriler

52. Bu maddede, 5.f maddesindeki prensip ayrıntılı olarak ele alınmakta olup, o maddeyle ilgili görüşler burası için de geçerlidir. Burada, DVE/İHE’nin bir ders olarak öğretilmesi gibi dar bir anlayışın ötesine geçilerek, DVE/İHE ilkelerinin eğitimin her alanında uygulanması teşvik edilmektedir. Bu anlayışın özü, çeşitlilikler içeren bir toplumda, farklılıklara saygı göstererek, çatışmaları şiddete başvurmadan çözüme kavuşturarak, birlikte yaşamayı öğrenmektir. DVE/İHE’nin tanımlarında da açıklık getirildiği üzere, DVE/İHE sadece ve hatta ilke olarak bilgi ile ilgili değil, beceriler edinip mevcut davranış ve tavırların değiştirilmesiyle ilgilidir. Burada, özellikle de gerek fiziksel, gerek psikolojik olarak uygulanan veya giderek artan bir şekilde internet ortamında (siber- kabadayılık) görülen, okullara musallat olabilen, kabadayılık ve taciz olarak adlandırılan türlerde ayrımcılık ve şiddet gibi, tüm ayrımcılık ve şiddet türleriyle mücadeleye özel olarak değinilmektedir.

Bölüm IV − Değerlendirme ve işbirliği
14. Değerlendirme ve inceleme

53. Şart metnini kaleme alan grup, üye ülkelerinin çoğunun, ortaya çıkara- cağı maliyetler de dahil olmak üzere, çeşitli nedenlerle harici denetleme sistemlerine taraftar olmadığını hatırda tutarak, her bir üye ülkenin kendi kendini değerlendireceği bir sistemi tercih etmişlerdir. Böyle bir değerlendir- menin hem düzenli aralıklarla yapılması hem de yapılan değerlendirmenin takibi ve izlenmesi gerekmektedir. Bu madde, değerlendirme kıstaslarına ilişkin 11. maddeyle, araştırma ile ilgili 12. maddeyle ve işbirliğiyle ilgili 15. maddeyle ilgilidir. İkinci cümlede spesifik olarak üye ülkelerin değerlendirme sürecinde diğerleriyle işbirliği yapma seçeneğine değinilmekte, üçüncü cümlede ise ülkelerin bu konuda Avrupa Konseyinden yardım isteyebileceği belirtilmektedir. Her iki yaklaşım da çok yararlı olabilir, ancak, tamamen isteğe bağlı seçeneklerdir.

15. Müteakip faaliyetlerde işbirliği

54. Bu maddede, Avrupa Konseyi üye ülkeleri arasında bu konuda 1997’den beri süregelen mükemmel işbirliğini devam ettirerek bu işbirliğinin, Şartın uygulanmasından sonraki müteakip faaliyetler üzerinde
odaklandırılması arzu edilmektedir. Fıkralardan üçü; a,c ve d, esas itibariyle hükümetlerin kendileri içindir. Diğer b ve e fıkraları ise, hükümetlerin kendi ülkelerinde yaşayan insanların ve kuruluşların işbirliğini geliştirmeleri ve desteklemeleriyle ilgilidir. Avrupa çapında üye ülke DVE/İHE koordinatörleri ve STK ve gençlik kuruluşu ağları yıllar içinde bu konuda çok şey başarmışlardır. Amaç bu bağlantıları ve bunların yarattığı sinerjiyi teşvik etmektir. Benzer bir şekilde, hükümetler birlikte hareket ederek israfa yol açacak mükerrer eylemlerden kaçınacak ve kıt kaynakları daha verimli kullanacaklardır.

55. c fıkrasında geçen “derleme” teriminden kasıt, iyi uygulamaların daha geniş çaplı uygulanacak bir tür norma dönüştürülmesidir. Bu düzenleyici nitelikte olabilir ancak daha çok bir kılavuz veya tavsiyeler dizisi şeklinde olacaktır. Mahiyeti itibariyle böyle bir kodifikasyon, her bir üye ülkenin kendi yetki alanında uygulanmak üzere benimsemesi içindir, ancak birkaç ülkenin birden uygulayacağı, üzerinde mutabık kalınmış bir rehber veya kurallar dizisi de mümkündür. Nitekim, Şartın bizatihi kendisi iyi uygulamaların derlenmesine bir örnek oluşturmaktadır.

16. Uluslararası işbirliği

56. Bu maddeyle, işbirliği kapsamı, Avrupa Konseyi ile DVE/İHE konusunda ortaklık yapan uluslararası kuruluşları, esas olarak Birleşmiş Milletleri, Avrupa Birliğini ve Avrupa’da Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatını kapsayacak şekilde genişletilmektedir. Bu dört kuruluşun genel sekreterlik seviyesinde yakın irtibatı vardır ve konuyla ilgili önemli ortak toplantılar düzenlemişlerdir. Ancak bu maddede üye ülkeler arasında ve hatta üye ülke dahilinde bu konuda daha yakın ilişkiler teşvik edilmektedir. Çünkü çoğu kez, bir uluslararası kuruluşta çalışan bir devlet memurunun başka bir uluslararası kuruluşta aynı konuda yürütülmekte olan çalışmadan haberdar olmadığı görülmektedir. Bu maddenin amacı Şartın, ve Şart doğrultusunda benimsenen politika ve uygulamaların yararlarını gerek Avrupa’da gerekse Avrupa’nın ötesinde geniş bir şekilde yaygınlaştırmaktır. Kuşkusuz bu madde aynı zamanda diğer uluslararası kuruluşların da üyesi olan üye ülkelerin, deneyimlerini ve iyi uygulamalarını bu kuruluşlarla doğrudan doğruya paylaşmalarını hiçbir şekilde engellememektedir.

Bunu okudunuz mu?

Sosyalist Türkiye Partisi Kapatma Kararı

Sosyalist Türkiye Partisi, 25 Şubat 1993 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından partinin kapatılması yönünde dava …