Drakon Kanunları, Atina’nın ilk kanun koyucusu olarak kabul edilen ve Atina’da M.Ö. VII. yüzyılda altı yargıçtan (arhon) biri olarak kabul edilen Drakon (Δράκων) tarafından yazılmıştır.
Batı dillerinde aşırı katı bir kural veya tedbiri nitelemek için kullanılan “draconian/draconien” sıfatı aracılığıyla ününü korumuştur. Daha önce, Atina’da yazılı kanunlar bulunmadığından soylular, eski töre ve gelenekleri kendi çıkarlarına göre uygulamakta ve keyfi davranmaktaydı. Bu nedenle Drakon, toplumsal düzeni sağlayacak sistemli kurallar ve kanunlar oluşturmakla görevlendirilmiştir. Drakon, kan davalarını sona erdirmek için önlemler almış, çok sert ve şiddetli cezalar içeren bir ceza kanunu oluşturmuştur. Ancak toprakların ve idarenin çoğunu elinde tutan soyluların haklarını gözeten ve diğer sınıflara eşit şekilde uygulanması mümkün olmayan, küçük suç işleyenlere dahi ölüm cezası öngören bu kanunlar halkın diğer kesimlerini hoşnut etmemiş ve eleştirilmiştir. Drakon Kanunları, alt tabakaya çok ağır cezalar getirmesi ve soyluları koruması ile belleklere kazınmıştır.
Drakon kanunları esas itibariyle ceza alanını ilgilendirmektedir. Sadece kasten cinayet için değil, düşük önemdeki hırsızlık suçları için dahi idam cezası öngörülmektedir. Plutarkhos (Πλούταρχος) Yunanlıların Drakon’un kanunlarını mürekkeple değil kanla yazdığını söylediklerini nakletmektedir. Bununla birlikte bu kanunlar -bilhassa taammüden cinayet, kasten öldürme ve taksirle öldürme arasında ayrıma gitmeleri sebebiyle- ailevî intikama dayalı önceki hukuka nazaran bir iyileştirme getirmekteydiler. Dahası alenen ilân edilen bir yazılı hukuk olması sayesinde tüm Atinalılar kanunu bilebilecek duruma gelmekteydiler. Soylu bir aileden gelen Atinalı yasa koyucu Drakon atalardan kalma töresel yasaları kaldırarak işlenen suç karşılığında para ödeyerek kurtulma yöntemini uygulamadan kaldırmış, irade dışında adam öldürme ile bile bile adam öldürme ayrımını getirerek, kişisel sorumluluk kavramını yürürlüğe sokmuş, modern yasalarda da yer alan kasıt ve kusur kavramlarına tarihsel bir kapı aralamıştır. Drakon kanunları cezaî hükümlerin yanı sıra özel hukuk kuralları da içermekle beraber bunların somut içeriği belirsiz ve tartışmalıdır.
Drakon kanunlarının yerini M.Ö. VI. yüzyıl başlarında Solon Kanunları almıştır. Solon’un hazırladığı kanunlar Drakon kanunlarından daha esnek ve yumuşak olmakla bilinmektedir. Solon, köylülerin bütün borçlarını silmiş, borçlarını ödeyemedikleri için köle durumuna düşmüş kişileri bu durumdan kurtararak bu yöntemle kölelik uygulaması yapılmasını kaldırmış, doğuştan gelen soyluluğa son vermiş ancak sınıf ayrımını ortadan kaldırmayarak gelir durumuna göre halk sınıflandırması yapmış, halkı gelir düzeyine göre ”Dörtyüzler Meclisi” veya “Halk Meclisleri”’nde yönetime katılmaya hak sahibi kılmıştır.