Dünya Mantık Günü(World Logic Day), Rio de Janeiro Üniversitesi öğretim üyesi Jean-Yves Béziau’nun önerisi ve girişimi ile 32 ülkenin katılımı sonucunda 14 Ocak 2019 tarihinden itibaren kutlanmaya başlanmıştır. Dünya Mantık Gününün belirlenmesinde, Alfred Tarski’nin doğum günü ve Kurt Gödel’in ölüm günü olması etkili olmuştur.
Etkinlik UNESCO himayesindedir. 2020 Dünya Mantık Günü, 35 ülkede yaklaşık altmış etkinlikle kutlanmıştır. Dünya Mantık Günü’nün üçüncüsü, Türkiye’de 14 Ocak 2021 tarihinde, 21. yüzyılda mantığın Türkiye’de kurumsallaşmasının öncülerinden biri olan Prof. Dr. Şafak Ural‘ın Dünya Mantık Günü Bildirisi ile kutlanmış, bildiri üzerinden, mantığın günümüz koşullarındaki yeri ve imkânı tartışılmıştır.
Uluslararası Felsefe ve Hümanist Araştırmalar Konseyi(International Council for Philosophy and Humanistic Studies-CIPSH) tarafından UNESCO’ya önerilmiş, UNESCO Yürütme Kurulu tarafından 2019 yılı Ekim ayındaki 207. oturumda tartışılarak kabul edilmiş, UNESCO’nun 40. Genel Konferansı tarafından ilan edilmiştir. UNESCO’nun ilk Dünya Mantık Günü’nü ilan etmesinin ardından UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay , mantığın önemini vurgulayan bir bildiri yayınlamıştır. Girişim, Bilim ve Teknoloji Felsefesi Birliği’nin (IUHPST-International Union of History and Philosophy of Science) tarafından da desteklenmektedir.
Günün amacı, mantığı olması gereken yere ve birinci sıraya taşımaktır. Bütün mantıkçılar, mantık yapmaya ve mantığı konuşmaya davet edilmekte; bilime yönelik ve bilim dışı tehditlerle mücadele etmek, toplumun tüm kesimlerinde ve politika yapıcılar arasında bilime güven oluşturmak için dünya çağında kampanya fırsatı sağlamaktadır. Bilginin, bilimlerin ve teknolojinin gelişimine rağmen, önemi kavranmayan mantık bilimi konusunda kamuoyundaki duyarlılığın yükseltilmesi hedeflenmektedir. Dünya Mantık Günü kutlaması, uluslararası işbirliğini teşvik etmeyi, araştırma ve öğretimde mantığın gelişimini teşvik etmeyi, derneklerin, üniversitelerin ve mantıkla ilgili diğer kurumların faaliyetlerini desteklemeyi ve halkın mantık anlayışını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bilim, teknoloji ve yenilikler çağında, eğitim ve bilimin ilerlemesine dayalı bir barış, diyalog ve karşılıklı anlayış kültürünün geliştirilmesine katkı sağlamak diğer amaçlardandır.
Mantık, dünyayı ve insanı anlamaya dönük rasyonel yaklaşım modelidir. Mantık çağdaş bir evrenseldir. Geleneksel olarak felsefe ve matematiğin bir bileşenidir. Doğa ve sosyal bilimler içinde merkezi bir roldedir. Doğru ve yanlışı akıl yürütme ve bilimsel bakımdan inceleyen temel disiplindir. Mantığın esas amacı doğru düşünceyi bulmaktır. Kendine özgü bilimsel formülleri ve önermeleri bulunmaktadır. Bilimsel araştırmada mantığın yerleşik kuralları bulunmaktadır.
Türkiye’de Mantık Etkinlikleri
Türkiye’de, 2012’den itibaren Mantık Çalıştayı düzenlenmeye başlandı. 2014’te İstanbul Üniversitesi Mantık Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Mantık Derneği’nin kuruluşu gerçekleşti. Eylül 2014’te Mantık Yaz Okulu düzenlenmeye başlandı. 2015’te Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde Berimsel Ontoloji Laboratuvarı kuruldu. Haziran 2015’te UNILOG 2015: 5. Evrensel Mantık Dünya Kongresi ve Okulu İstanbul’da yapıldı. Dünyanın dört bir tarafından 400’e yakın mantıkçı, bu kongre ile İstanbul’da bir araya geldi. 2016’da Mantık Derneği Yayınları kuruldu ve aynı yıl ilk iki kitabını yayımladı.
Dünya Mantık Günü Mesajı (Basın Bülteni)
“Mantık Derneği olarak V. Dünya Mantık gününü kutlamaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.
Mantığın bir disiplin olarak kurulması Aristoteles’in çalışmalarına yani yaklaşık 2500 yıl geriye gitmektedir. Bu süreç içinde mantık, XIX.yüzyıla kadar, temel ilkelerini hep korumuştur. Fakat VI. yüzyılda İslam Dünyasında yapılan çalışmalar yeni bir evrenin de başlangıcını oluşturur. Bu dönemde gramerciler (nahivciler) ile mantıkçılar arasında ortaya çıkan tartışmaların konusu ve amacı, kutsal kitabı doğru anlayabilmektir. Böylece mantık bu dönemde anlamaya yönelik bir işlev kazanmış, yani yeni bir uygulama alanı bulmuştur: İslam Dünyasında mantık, bir organon (aklın bir aleti) olarak sadece kutsal kitabı anlamak için değil, teolojinin inşasında da Farabi, ibn Sina, ibn Rüşt gibi düşünürler tarafından kullanılmıştır.
Aristoteles dışında yeni bir mantık kurulması ve bir ‘organon’ olarak kullanılması arzusu, özellikle R. Bacon ve G. W. Leibniz örneğinde görüldüğü gibi, birçok düşünürün rüyasını süslemiştir. Horatius’un (Epistulae, 1.2.40-41): “dimidium facti qui coepit habet; sapere aude; incipe/başlanmış iş bitmiş iştir; bilge olmaya cesaretin olsun; başla!” sözü, Kant’ın elinde Aydınlanma Çağı’nı ifade eden “bilmeye (aklını kullanmaya) cesaret et!” özdeyişi halini almıştır. G. Frege ile özdeşleşen yeni mantık çalışmaları, Viyana Çevresi düşünürleri aracılığıyla felsefi bir boyut kazanmış, giderek evrilmiş ve günümüzde “bilgisayar çağı” adı altında yepyeni bir döneme adını vermiştir.
Düşünce tarihi içinde uygulamaya yönelik başarıların, hatta bugünün teknoloji medeniyetinin arkasında, doğrudan veya dolaylı olarak, matematik, geometri ve mantık gibi soyut düşünebilme becerisinin katkısını görmek mümkündür. Şüphesiz özellikle mantık, sadece doğru düşüncenin kurallarını veren bir disiplin değildir; bu özelliği sayesinde o aynı zamanda soyut düşünebilme becerisi de kazandırır. Soyut düşünebilmek ise farklı bakabilmenin ve eleştirel olabilmenin temel koşuludur.
Farklı düşünebilmenin ve eleştirel bakabilmenin çok iyi bilinen diğer bir özelliği, kişileri ve toplumları öfkelerden, kızgınlıklardan uzaklaştırabilmesi ve sorunun çözümüne odaklanmayı sağlayan bir alet olmasıdır. Hiç şüphe yok ki günümüzde bu alete -mantığa- her zamankinden çok ihtiyaç duyuyoruz.
14 Ocak’ın 2019’da UNESCO tarafından Dünya Mantık Günü olarak kabul edilmesini sağlayan Jean-Yves Beziau‘ya sonsuz teşekkürler. Prof. Dr. Şafak URAL / Mantık Derneği Başkanı”