Ana Sayfa » Arşiv » Ferman Sizinse Kürsüler Bizimdir

Ferman Sizinse Kürsüler Bizimdir

FERMAN SİZİN İSE KÜRSÜLER BİZİMDİR.

HAKİMLER DE YARGILANIR

BİR HAKİMİN SÜRGÜN HİKAYESİ

2017 Yılında Balıkesir’de görevliyken, teamüle aykırı olarak Zonguldak adliyesine tayinim çıktı. Bu tayinimin çıktığı tarihte neden böyle bir tasarruf yapıldığını bilmiyordum. Sonraki süreçte, bu tayinimin, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan verdiğim beraat kararı nedeniyle hakkımda açılan soruşturmanın işaret fişeği olduğunu öğrendim. Tabii ilk başta bunu bilmediğim için ve bu tayine anlam veremediğimden, adalet.org sitesinde, Dadaloğlu’ndan esinlenerek kurula hitaben bir şiir ve aşağıda linkini verdiğim ekinde bir yazı yazdım.

***

Kalktı göç eyledi Balıkesir elleri

Ağır ağır giden eller bizimdir

Arap atlar yakın eyler Zonguldağı

yüce dağdan aşan yollar bizimdir

Elimizde kanun, yüreğimizde vicdan

Taşı deler hükmümüzün-sözümüzün özü

Hakkımızda kurul etmiş fermanı

Ferman kurulun, kürsü ve cübbeler bizimdir

***

Yargıç Aydın Başar’ın sürgün hikayesi gazetelere manşet oldu.

Bu şiir ve ekli yazı nedeniyle hakkımda ikinci kez soruşturma açıldı. Bu sırada, vermiş olduğum beraat kararı nedeniyle, hakkımda yer değiştirme cezası verilmişti. İkinci kez yer değiştirme cezası almam halinde meslekten atılacaktım.

HSK müfettişi yazdığım bu şiir ve ekindeki yazı nedeniyle benden savunma istedi. Artık savunma yazmaktan bıktığım için aşağıdaki şiiri savunma olarak gönderdim.

***

Savunma istemişsiniz benden

Düne dair hüzün

ve

Yürekten

Dökülen sözden

Ne söz söyleyeyim

Ne eyleyeyim Müfettiş Bey

Savunma suçludan istenir

Ne suçum var

Siz söyleyin Müfettiş Bey

Vicdan deyip sürülen ben

Adalet deyip sürülen ben

Emek deyip sürülen ben

Demokrasi, barış, kardeşlik deyip sürülen ben

Sizi vekil tayin ettim

Ne suçum var

Siz söyleyin Müfettiş Bey

Demişim, 2010 yılında

Hani

Suç örgütü üyesi olup

Üyeleri içeri atılan

İleri demokrasi ürünü kurula

Sizden büyük Allah var

Adaletsizlik yapmayın

Adam kayırmayın

İsterseniz

Sözümden dolayı

Hakkımda soruşturma açın diye

Onlar açmaya yetiştiremediler de

İş size mi kaldı

Siz söyleyin Müfettiş Bey

Demeyin, böyle savunma mı olur

Biraz ciddiyet

Derim ben de

Böyle suçlama mı olur

Biraz vicdan, adalet

Allah münezzehtir-bağışıktır eleştiriden

Ancak insanoğlu, Allahlın kulu

Dertleri hüzünleri kalkınca şaha

Bir sitem gönderir kendini yaratana, Allaha

Biz azıcık, acı bir sitemde mi gönderemeyeceğiz

İnsan yapısı kurula

Siz söyleyin Müfettiş Bey

Kin yoktur sözümde

Yazdıklarım hüzündür, vicdandır özünde

Ferman sizde

Kalem sizde, söz sizde

Gerisini sen yaz, sen söyle

Savunmamda

Seni vekil tayin ettim

Müfettiş Bey

***

Şiirimle vekil tayin ettiğim sayın müfettiş, soruşturmayı tamamlayıp, HSK ikinci dairesinden, hakkımda meslekte ihraçtan sonra en ağır ceza olan yer değiştirme cezası verilmesini talep etti.

Eğer, kurul hakkımda yer değiştirme cezası verseydi, daha önceden beraat kararı nedeniyle yer değiştirme cezam olduğundan bu sefer meslekten atılmama karar verilecekti.

HSK önüne gelen bu soruşturma nedeniyle benden savunma istedi. Savunmamı aşağıda sunuyorum.

 

HAKİMLER VE SAVCILAR KURULU DAİRE BAŞKANLIĞINA

İlgi:……….. karar ve 26.12.2019 tarihli karar

Konu:Savunma

Savunmamın istenmesine yönelik kararın başlığında,

Hizmet içinde ve dışında, resmi sıfatının gerektirdiği saygınlık ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunduğu,

Bu cümleden denilip, bu suçumdan dolayı savunmam istenmiştir.

Soruşturmaya konu olan yazılardan dolayı, bu ülkede bir kişi bile, sayın kurul müfettişinin yapmış olduğu suçlamayı yaparsa, benim savunma yapmamın bile bir anlamı yoktur. Kendi cezamı kendim veririm.

Hatam, tayin sonrası bir hayal kırıklığının etkisi altında, hakkımda yapılan tasarrufa, sitem ve eleştirisel olarak yazdığım bir yazının altına yazan Avukata uyarı yapıp, üslubun doğru değil, siyasi içerikli yazdıklarına katılmıyorum mu demektir.

Aslında savunmam, beni suçladığınız yazılarımın içinde saklıdır. Nasıl bir yargı, nasıl bir meslek istediğimi o suçlu ilan ettiğiniz yazımın ve geçmişte binlerce yazdığım yazıların içinde yazılıdır. O yazı içinde kurula azıcık eleştiri yapıp, zülfüyâre dokunduğum için mi ,mesleğin saygınlığına zarar verdim. Ferman sizin, kürsüler bizim dediğim için mi alındınız. Evet kürsüler bizim, ferman sizin. İstediğiniz yere tayin eder, istediğiniz yere sürersiniz. İster cezalandırır, ister ödüllendirirsiniz. Tayin ettiğiniz, sürdüğünüz her yerde, yine o kürsüye, mesleğime sarıldım. Batak mahkemeleri düzlüğe çıkardım. İlk görev yerim Borçka’daki heyecanım neyse, yine o heyecanla görev yaptım, millete ve mesleğe küsme hakkım yoktu.2010 öncesi ve 2010 ve 2014 kuruluna da benzer yazılar yazdım. Hiç biri çıkıp, sen mesleğin saygınlığına zarar veriyorsun demedi. 2010 yılı kuruluna yazdığım yazıda bahsettiğim kişi,15 temmuz sonrası, meslekten ihraç edildi. Benim vicdanım, her dönemde susmadı. Haksızlığı hep dile getirdim. Bundan zarar göreceğimi bildiğim halde. Keşke bu ülkede benim yargı ütopyam gerçekleşseydi. Belki o zaman bu ülke cennet olurdu. Ve sizler şimdi, mesleğinin başından beri ve bu ütopya için bu mesleği seçmiş birini yargılıyorsunuz. Onun yıllarca dile getirdiklerini, etik ilkeler olarak kabul edip yayınlıyorsunuz. Dedim ya ne desek boş.

Uzatmayacağım, bitireceğim.

-25 yılda, sadece bir buçuk(1,5) günlük raporum olduğu için,

-25 yıl içinde en yüksek terfileri yaptığım için,

-25 yılda görev yaptığım adliyelerin mesai saatinden önce kapısını açan ben olduğum için,

-25 yılda ne tayin, ne başka bir talep için siyasetçilerin, başka insanların peşinde koşmadığım için,

Mesleğin vakar ve onuruna aykırı gördüğüm için, istikbalim, geleceğim, menfaatim için bir cm bile eğilmediğim ve dünya makamının peşinden gitmediğim için,

-Elime, kaşar, bal ve hatta balık ,hediyeler alıp, Ankara yollarına düşmediğim için, benim torpilim kuldan değil, Allah’tandır dediğim için, torpil yapmak isteyenlere bile, benim ilkelerim var deyip reddettiğim için,

-2010 yılı öncesi Kurul Başkan vekiline, bir toplantıda yüzüne karşı, bu torpili ne zaman bitireceksiniz deyip, kara listeye alındığım için,

-25 yılda sadece mesleğimi düşünüp, mesleğime binlerce günümü verip, en fazla bir sağol için emek verdiğim için,

-Mesleğimde vicdandan ve adaletten başka eğilecek kimse yoktur ,olamaz dediğim için,

-Bu meslekte, herkesin birbirinin kurdu olduğu zamanlarda, hep birlikteliği ve hakim-savcının millete güven vermesi gerektiğini savunduğum için,

-Görev yaptığım yerlerde, hep devletimi ve adaleti düşünerek, millete yüksekten bakan değil, bir adalet hizmetçisi olduğum için,

-Hakkımda geçmişte verdiğiniz en ağır cezaya bile, pek çok kişinin İnsan Hakları Mahkemesinde dava aç, dava dilekçeni biz hazırlarız dedikleri halde, kendi ülkemi şikayet etmem diyerek Avrupa’dan adalet dilemediğim için, (Ben yaşanılanı, milletimin, insanlarımın, adaletine ve vicdanına havale ettim ve bir de her türlü saikden uzak dağbaşındaki çobanların vicdanına)

-Bu meslekte, siyaseten veya hangi saikle olursa, milletin her ferdini bir görüp, ayırmayıp, hakimin güneş, hava, su olduğuna inandığım ve yaşadığım için,

Hizmet içinde ve dışında, resmi sıfatının gerektirdiği saygınlık ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmuşsam, en ağır cezayı verin. Ben zaten, yukarıda belirttiğim bu ilkeleri savunup, yaşadığım için hak ettim bunları.

Ve ben Kars’da aynı kafayla yola devam ediyorum.

Sizlerden adalet diliyorum demiyorum. Çünkü suç işlemedim. Adaletiniz, ancak gelecekte vicdanınızın huzuru olabilecektir sadece. Bir gün o makamlardan ayrılıp, hakkımda yaptığınız soruşturmalar ve verdiğiniz-vereceğiniz cezalar,sizin vicdanınızı huzursuz etmeyecekse, verdiğiniz her karar adaletli ve isabetli olacaktır zaten. Sizlerin, her türlü saikden uzak vereceğiniz, içinde vicdanı olan her karar da benim adaletim olacaktır.

Evet, yine uzattım. Ancak yürek susmuyor. Belki bir roman uzunluğunda yazılabilir. Keşke tek bir cümle ile ifade edebilseydim kendimi.

Takdir, dünde olduğu üzere, yine sizindir.

Saygılarımla.03.03.2020 Aydın Başar Kars Hakimi (33326)

***

En son savunmamda, “Ve ben Kars’da aynı kafayla yola devam ediyorum.” sözü ,”Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ”, şiirine bir göndermeydi..

Soruşturma sonunda ,6 üyenin katılımıyla hakkımda Ceza tayinine yer olmadığına(beraatime) karar verildi. 4 üye, ceza tayinine yer olmadığı yönünde, bir üye, kınama, bir üye ise yer değiştirme cezası verilmesini talep etti. Yer değiştirilmesi cezası verilmesini talep eden sayın üye, daha önceden yer değiştirme cezası aldığım beraat kararı soruşturmasında meslekten atılmamı istemişti.

Çok kez dedim, yazdım. Bu süreçleri anlatırken, kendimi değil yargıyı, benzer öyküleri yaşayanları anlatmak istiyorum. Tarihe not düşmek istiyorum. Ve geçmişte tekrarladığım üzere ,bir bedel ödemişte değilim. Hak ve adalet yolunda büyük bedeller ödeyenlerin yanında bizim yaşadıklarımız ancak sosyetik bedel olabilir. Yaşadığım bu süreç içerisinde sığındığım Allahlıma ve kendime söz verdim. Yaşadığım sürece, hakimlik cübbesinden başka üstüme cübbe giymeyeceğim. Bu diğer mesleklere olumsuz bir bakışımın sonucu değildir. Her meslek onurlu ve asildir. Benim kararım ,yüreğimin sesidir. Ve yüreğimin sesinden gitmek istiyorum. Dağbaşındaki çobanlara ve bir ferdini bile ayırt etmediğim milletime selam ve sevgi olsun.

Yargıç Aydın Başar Hakkında: 

Mesleğe 1994 yılında Artvin’in Borçka ilçesinde başladı. 1999 yılında Ardahan’ın Çıldır ilçesinden, Düzce’nin Gölyaka ilçesine atandı. Düzce’de çalışmakta iken bilgisayar programcılığına ilgi duymaya başladı. Balıkesir hakimi olduğu dönemde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret davalarından birine baktı. Facebook’ta kendisinin yazmadığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren bir şiiri paylaşan sanık C.B. hakkında beraat kararı verdi. Erdoğan’ın avukatları Başar’ı gerekçeli kararı nedeniyle HSK’ya şikayet etti. HSK bu şikayet üzerine Başar hakkında 2016 yılında inceleme başlattı. Kararı veren HSK 2. Dairesi’nin bir üyesi Başar’ın ihracı yönünde oy kullanırken 3 üye yer değiştirme, 2 üye ise kınama cezası verilmesini istedi. HSK 2. Dairesi’nin kararına Başar’ın yaptığı itiraz HSK Genel Kurulu’nca reddedildi. Böylece karar kesinleşti. 2017’de önce Zonguldak’a, 2018’de Erzurum’a sürüldü. 2019’da ise Kars’a gönderildi. Sürgün hikayesini  “Vicdan Yolu Haritası”nı ile anlattı.

Hakim Aydın Başar 2021 yılı Ağustos ayında istemeyerek emekli oldu.

CezaDost Programının mucidi, yazılımcısı ve içerik üreticisidir.

Bunu okudunuz mu?

En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi

En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi, Uluslararası Çalışma Örgütü-ILO …