Hannah Arendt, dünyaca ünlü filozof Martin Heidegger’in Marburg Üniversitesi’nde öğrencisidir ve felsefe eğitimi almasına ve birçok kişinin kendisini filozof olarak görmesine karşın, kendini “siyaset kuramcısı” olarak tanımlayan Amerikalı siyaset bilimci ve filozoftur.
Hannah Arendt 14 Ekim 1906 tarihinde Almanya’da, yaşadığı dönemde bağımsız bir şehirken şimdi Hanover’in bir parçası olan Aşağı Saksonya’nın Linden şehrinde doğmuştur. Seküler yaşam biçimini benimsemiş Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Arendt, bugünkü adıyla Kaliningrad olan ve kendisinin hayranlık duyduğu ünlü düşünür Immanuel Kant’ın şehri olan Königsberg’de ve Berlin’de yaşamının ilk yıllarını geçirmiş, Naziler döneminde kaçarak hayatını kurtarmış ve ABD’ye yerleşmiştir.
Martin Heidegger ile birlikte Marburg Üniversitesinde felsefe üzerine çalışmalar yapan Arendt’in onunla uzun, fırtınalı romantik bir ilişkisi oluştur. Heidegger’den ayrıldığı dönemlerden birinde Heidelberg’e taşınmış ve orada varoluş felsefesi üzerine çalışan Karl Jaspers’in danışmanlığında Aziz Augustinus’un düşüncesinde aşk kavramı üstüne bir tez yazmıştır. Arendt’in tez çalışması 1929 yılında yayınlanmş ancak 1933 yılında Yahudi olduğu gerekçesi ile üniversite öğretim üyeliği niteliklerine sahip olmadığı gerekçesiyle Alman üniversitelerinde ders vermesi engellenmiş, bu engelleme sebebiyle Paris’e kaçan Arendt orada edebi eleştirmen ve Marxist gizemci Walter Benjamin ile tanışarak dost olmuştur. Fransa’da kaldığı süre boyunca Yahudi göçmenlere yardım ve destek sağlamaya çalışmıştır. Paris’te bulunduğu dönemde Fransa’nın II. Dünya Savaşında taraf olarak savaş ilan etmesi ve Alman askeri kuvvetlerinin Fransa’nın bazı bölgelerini işgal ederek Yahudilerin toplama kamplarına gönderilmesi üzerine Arendt Fransa’dan da kaçmak zorunda kalmıştır.
Arendt, 1940 yılında Alman şair ve felsefeci Heinrich Blücher ile evlenmiş,1941 yılında kocası ve annesi ile birlikte, ona ve yaklaşık 2500 Yahudi göçmene yasa dışı vize veren Amerikalı diplomat Hiram Bingham’ın yardımları ile ABD’ye kaçmıştır.
II. Dünya Savaşı bittikten sonra Heidegger ile ilişkisini sürdürmüş, Almanya’nın Nazilerden arındırılması etkinliklerinde onun lehinde tanıklık etmiştir. Arendt, 1950 yılında Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olmuş ve 1959’da da Princeton Üniversitesi’nde ilk tam kadrolu kadın profesör olmuştur.
Arendt New York’taki Alman-Yahudi topluluğun aktif bir üyesi olmuş ve haftalık Aufbau dergisi için yazılar yazmıştır. Felsefeci olarak tanınmasına karşın, kendisi felsefenin “bireyin kendisi”ne dair sorunlarla uğraştığını söyleyerek bu sıfatı reddetmiş, siyaset bilimci olarak tanımlanmayı istemiş, bunun sebebini ise çalışmalarının “tekil olarak insana değil, dünyada yaşayan ve dünyayı kaplayan insanlığa” odaklanmış olması, olarak açıklamıştır. Kişisel yaşamı ile örtüşen şekilde Arendt’in bilimsel çalışmaları otoriterlik, totalitarizm ve kötülük gibi konular üzerinde yoğunlaşmıştır. Genellikle, iktidar, politikanın özneleri, otorite ve totaliterlik ile ilgili olan çalışmalarında, eşitler arasındaki kolektif politik eylem ile eş anlamlı olan özgürlük kavramının doğrulanmasına odaklanmıştır.
İlk büyük eseri Totaliterizmin Kökenleri isimli kitabıdır. Son kitabı The Life of the Mind ölümü nedeniyle yarım kalmıştır.
Arendt, 1975 yılı Sonning Ödülü sahibi olup, 4 Aralık 1975 tarihinde, 69 yaşında hayata veda etmiştir. Mezarı Newyork’tadır.
Hannah Arendt, Naziler döneminde Yahudilerin kamplara toplanması işini organize edenlerden olan ve 1960 yılında yargılanarak idam cezası alan Adolf Eichmann’ın davasını izlemiş ve bu dava üzerine yazdığı yazıları kitaplaştırmıştır.
Nazi Adolf Eichmann´ın Kudüs´teki mahkemesine katıldıktan sonra, Holokost´u daha önce kimsenin yapmadığı şekilde yazma cesaretini göstermiştir.
Çalışması, anında bir skandala yol açmış, rakipleri ve arkadaşları tarafından saldırıya uğrasa da sarsılmamıştır.
Hannah Arendt’in yaşadığı bu mahkeme süreci, diğer biyografik ögelerle beraber sinema filmine dönüştürülmüştür.
“Düşünen bir kadının filmini” yaptığını belirten Alman auteur Margarethe Von Trotta, Arendt´i gözlemci ve yazar olarak, 1961-1964 yıllarında Eichmann hakkındaki çalışmasına verilen tepkilere direnirken resmetmiştir.Filmin tanıtımı şu şekildedir: “Dâhi, düşünür, sert ve ateşli, sigaraları uç uca ekleyen, “kötülüğün sıradanlığı”nı keşfiyle dünyayı sarsan bir kadın…”
Hannah Arendt’in Eserleri
Der Liebesbegriff bei Augustin. Versuch einer philosophischen Interpretation (1929)
Totaliterizmin Kökenleri (1951)
Rahel Varnhagen: Bir Yahudi Kadının Hayatı (1958)
İnsanlık Durumu (1958)
Geçmişle Gelecek Arasında (1961)
On Revolution (1963)
Eichmann in Jerusalem: A Report on the Banality of Evil (1963)
Men in Dark Times (1968)
Crises of the Republic: Lying in Politics; Civil Disobedience; On Violence; Thoughts on Politics and Revolution (1969)
“Civil Disobedience” originally appeared, in somewhat different form, in The New Yorker. Versions of the other essays originally appeared in The New York Review of Books.
The Jew as Pariah: Jewish Identity and Politics in the Modern Age; Edited by Ron H. Feldman (1978)
Life of the Mind (1978)