Hukuk Felsefesi isimli eser Prof. Dr. Adnan Güriz tarafından yazılmış ve Siyasal Kitabevi tarafından okuyucuya sunulmuştur. Kitap, hukuk felsefesindeki temel sorulardan başlayarak eski ve yeni hukuk felsefelerine yer vermektedir. Ayrıca yeni hukuk felsefesi konularından feminizm ve postmodernizm konularını da incelemektedir. Kitap, sınırlı sayıdaki hukuk felsefesi eserinin dil ve anlatım bakımından en başarılı olanlarındandır. Hukuk ve felsefe ilişkisini bilimsel derinlik ve akıcı bir dille okuyucuya sunmaktadır.

Hukuk Felsefesi ve Hukuk Sosyolojisi alanındaki çalışmalarına yaşamı boyunca büyük bir önem veren Güriz, İngilizce ve Fransızca bilmenin avantajı ile literatüre büyük katkılarda bulunmuştur. Güriz, Modern Türk Hukukunun kurucularından olan Ernst Hirsch‘ten etkilenerek Hukuk Felsefesine ilgi duymaya başlamış, yazdığı Hukuk Felsefesi kitabıyla hukuk felsefesi derslerinin vazgeçilmez bir kaynağını yaratmış, hukuk başlangıcı ve hukuk sosyolojisi alanında otorite olarak anılmıştır. Hukuk felsefesi ve sosyolojisi derslerinin hukuk metodolojisi bakımından hukuk başlangıcı dersleri ile birlikte verilmesi gerektiğini savunmuş, hasta yatağında dahi doktora tezlerini inceleyecek kadar bilime bağlı kalmıştır. Hukuk Başlangıcı ve Hukuk Felsefesi kitaplarında ilk kez “Feminist Hukuk Teorisi” başlığına yer vermiştir.

Hukuk Felsefesi – Adnan Güriz / Konu Başlıkları
![]() |
Hukuk Felsefesinin Temel Sorunları |
![]() |
Tabii Hukuk Akımı |
![]() |
Felsefi İdealizm |
![]() |
Hukuk Pozitivizm |
![]() |
Hukuki Realizm |
![]() |
Varoluşçu Hukuk Teorisi |
![]() |
Feminizm, Postmodernizm ve Hukuk |
Kitabın Okuyucuya Takdimi
“Hukuk Felsefesi’nin Hukuk Fakülteleri programlarında zorunlu ders olarak yer alması öğrencinin hukuk hayatının genel ve soyut gerçekliği hakkında bilgi ve düşünce sahibi olması bakımından büyük önem taşımaktadır. İyi bir hukukçu davranışlarında ve kararlarında sadece somut olguyu değil aynı zamanda hukuk sürecinin toplum yaşamındaki etkilerini de göz önünde bulundurmakla yükümlüdür. Bunu yaparken hukukçu kendisini yalnızca karar veren değil kararın sonuçlarını da değerlendiren bir yapının parçası olarak görmelidir. Başka bir deyişle empati, yani karar verenin kendisini karar verilen yerine koyması hukukun etkinliği ve tarafsızlığı bakımından önem taşımaktadır. Bu amaca ulaşmada felsefe bilgisi çok önemli bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Felsefe dünyasına yabancı olmayan bir hukukçu pozitif hukuku daha iyi anlamak ve uygulamak şansına sahip olabilir.”