Vedat Ahsen Coşar: Tüm toplumu insan onuruna sahip çıkmaya davet ediyorum!
Biz hukukçuyuz, biz avukatız!
Hukukun en temel amacı adaleti gerçekleştirmektir. Adaleti sağlamak, geçmişten bu güne, insanlığın en büyük ideallerinden biri olmuştur. Hem kendi ülkemizde hem de dünyada, adaleti gerçekleştirmek biz hukukçuların ve avukatların en büyük görevidir. Bizler hukukçu olarak, hem kendi yönetimlerimizi, hem de diğer ülkelerin yönetimlerini, her türlü tasarruflarında ve uygulamalarında, ulusal ve uluslararası ilişkilerinde ahlaklı ve adaletli davranmaya davet etmek zorundayız.
Adaleti tam anlamıyla gerçekleştirmek için, sadece etkili başvuru ve adil yargılanma haklarını şeklen tanımak yeterli değildir. Bunları etkili kılmak, bu amaçla adalete erişimi sağlamak ve kolaylaştırmak, bu anlayış üzerine kurulu olan bir hukuk devletini inşa etmek, hakkı düzenleyen, koruyan, teslim eden bağımsız ve tarafsız bir yargı gücünü tesis etmek zorunludur.
Biz hukukçuların ve avukatların tarihi, insan hakları mücadelesi ile geçmiştir. Hukuk sahasında, dünden bugüne değişen hiçbir şey yoktur, hepimiz dün olduğu gibi bugün de aynı onurlu mücadelenin içerisindeyiz. İnsan hakları ve siyasal özgürlük başta olmak üzere, diğer hak ve özgürlükler, yirminci yüzyılla birlikte egemen retoriğin önemli ve vazgeçilmez parçası haline gelmiştir. Getirilen her yeni düzenlemenin, bireyleri pasif alıcılar olmaktan çıkararak değişimin aktif özneleri olarak görmesi, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin artırılması, insan haklarının evrensel düzeyde kabul edilmesi ve güvence altına alınması gerekmektedir.
Hukukçu ve avukat olarak biz, hukuk düzeninin doğasını, işlevini, mantığını, amacını ve çalışma şeklini anlamanın önemli bir kültürel değer olduğunu biliriz. Esasen kendi toplumumuzun ve uluslararası toplumun değerini anlamak ve kavramak da bunları anlamış ve içselleştirmiş olmayı gerektirir. Diğer toplumlarla ve devletlerle iletişimde bulunmayı reddeden, başkaca toplumlar ve devletlerle sağlıklı ve barışçıl ilişkiler kuramayan devletler ve toplumlar depresif, saldırgan, hasta ve mutsuz olurlar.
Hiçbir devlet ve toplum için, başka toplumlardan ve devletlerden yalıtılmış bir dünya yoktur ve böyle bir yalıtılma ve yalnızlık, hiçbir devlet ve toplum için değerli bir yalnızlık değildir.
Ahlak, hem kişiler ve hem de toplumlar için vazgeçilmez bir değerdir. Ahlak olmadan ne kişiler, ne de toplumlar yaşayamaz. Ahlak kişiler ve toplumlar için olduğu kadar hukuk için de önemli ve gereklidir. Ahlak, sadece hukukun içeriğini değil, yönetimini de etkilemektedir. O nedenle, hukuk ahlaka, ahlak da hukuka bağlıdır. Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin efsanevi başkanlarından Holmes‘un ifadesiyle “Hukuk, ahlaki yaşamımızın tanığı ve dışsal güvencesidir. Onun tarihi, aynı zamanda ırkın ahlaki gelişiminin de tarihidir.”
İnsan hakları, giderek artan ölçüde, yalnızca ahlaki idealler olarak görünmemekte, aynı zamanda insan onurunu korumak ve gerçekleştirmek için hem nesnel ve hem de öznel bir zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır.
Özgürlük ve eşitliği savunma talep ve hakkı, diğer bütün ahlaki, hukuki ve siyasal taleplerden ve haklardan önce gelir.
Yaşamak için değil, onurlu bir yaşam sürmek için gereksinim duyduğumuz insan hakları, “insanın, insan olarak özündeki onurdan” kaynaklanır. Bu öz, insanın ahlaki doğasıdır.
Başta kendi ülkemiz olmak üzere tüm dünyada, insan hakları standartlarının egemen olduğu bir hukuk düzeninin gerçekleşmesine çalışmamız gerekmektedir.
Amerikalı meslektaşımız Luis Land, “Ben Avukatım” isimli şiirinde şöyle demektedir: “Kaba gücün yerine merhameti, adaleti, hakkaniyeti biz avukatlar koyduk. İnsanoğluna diğerlerinin hakkına, mülkiyetine, özgürlüğüne saygıyı; Vicdan, ifade ve toplanma özgürlüğünü biz avukatlar öğrettik. On Emre giden yolu biz avukatlar hazırladık. Yunanistan’da kölelerin, Roma ‘da esirlerin özgürlüğü için biz avukatlar savaştık. İnsan Hak ve Özgürlükleri Bildirgesi‘ni biz avukatlar yazdık. Köleleri biz avukatlar savunduk. Kölelikten Kurtuluş Bildirgesini yayımlayan biz avukatlarız. Tüm savaşlarda özgürlük için savaşan biz avukatlarız. Irk, renk, sınıf cinsiyet ya da din ayrımı yapmaksızın insanlığın eşitliği için biz avukatlar çalıştık, biz avukatlar çalışıyoruz.”
Hukukçu ve avukat olarak dünyanın hangi ülkesinden olursak olalım, fark etmez. Biz hukukçuların dili, düşüncesi, duygusu, anlayışı hep aynıdır, kalplerimiz hep aynı heyecanla, aynı çarpıntı ile çalışır.
Tüm hukukçulara çağrım şudur: Hukuk felsefesinin merkezinde yer alan, özgürlük ve eşitlik gibi en temel iki ontolojik ve ahlaki değerden türeyen insan hakları mücadelesini yaparken, fikren ve ruhen daha zinde, daha güçlü olmak için argümanlarımızı güçlendirmek ve bilgilerimizi yenilemek zorundayız.
Tüm toplumu insan onuruna sahip çıkmaya davet ediyorum.
Avukat Vedat Ahsen Coşar