Benim Umudum Var – İbrahim Aycan
Büyük Senih Özay ile tanışalı çok uzun yıllar olmadı. Ama yaşadıklarımız ve paylaştıklarımız onlarca yıllık bir dostluk kadar derin. Muhtemelen 2014 yılında Hukuk Kültürü Grubu çalışmaları sırasında dostum Dr. Fehmi Kerem Bilgin‘in muhterem ve merhum pederi Prof. Nuri Amca, Senih abi’ye demiş ki, “Bizim çocuklar İstanbul’da birtakım faaliyetler yürütüyor, onlara destek verir misin?” Biz o dönemde hukuk, sanat, sinema gibi çelik çomak işleri ile uğraşırken Senih Özay dünyanın bin bir derdi ile uğraşıyordu tabii… Tıpkı bugün olduğu gibi büyük davaların, büyük çevre ve doğa mücadelelerinin içindeydi. Tabi ki çoluk çocukla ilgilenemezdi. Biz kendi yolumuzda ilerlerken o da kendi yolunda gitti. Nihayet yollarımız günün birinde kesişti. Türkiye’de yaşayıp da son yıllarda aynı hissi yaşamayan kaldı mı bilmiyorum; günün birinde yollar kesişiyor işte. Birden fazla yerde karşımıza çıkıyor üstelik aynı zihin dünyasının insanları.
Fıccın’da Tanıştık
Senih abi ile Kallavi Sokak’ta Çerkes Lokantası Fıccın’da tanıştık. Tanışmaz olaydık. Onu keşfetme ve çözme maceramız da böyle başladı. Senih abi her zamanki gibi yüksek enerjisi ile KRT Televizyonu Aslı Astarı Programı canlı yayınından çıkmış, yine yüksek enerjili dostumuz İskender özturanlı ile oturacak bir yer ararken ben onlara hemen Cihangir’den Fıccın’ı işaret ettim ve yanlarında damladım. Onun tabiri ile Çerkes Cumhuriyetinde. Bütün bir sokağı ticari işletmeye dönüştürecek kadar başarılı Yozgatlı iki Çerkes kadının mekanında.

Ne yapmak istiyordu? Bu dünyanın saçma sapan insanlarından farklı bir davranış modeli ortaya koyarak ne demek istiyordu bütün dünyaya? Evet, canlı yayında bir saat dinlemiştim ama o kendi şovunu yapıp televizyondan inmişti ve bir sonraki durakta rakı masasında karşımdaydı. Birkaç yıldan beri takip ettiğim, izlediğim, nasıl birisi olduğu hakkında kanaatlere sahip olduğum insan canlı kanlı karşımdaydı artık!
Evet karşımdaydı ama kendine özgü bir tarz ve gizemle… Aramızda çizdiği ince çizgi ve büyük bir nezaketle kurduğu telepatik iletişim bir duvar örme isteğinin çok uzağındaydı. Sokakta yağmur altındaydık. İskender Özturanlı yağmur altında İlhan Berk’ten şiirler okuyordu. Senih Özay kendisini bir yandan sana sunmak istiyor bir yandan da mahcup edalarla iddialı yanlarını saklamak istiyor, senin keşfetmeni bekliyordu. Yüksek dozda bir ego ile mi karşı karşıyaydım, yoksa modern derviş kılıklı bir devrimci ile mi?
BENİM UMUDUM VAR kitabının hikayesi buradan başladı işte!
Ve kitabın adını Benim Umudum Var koyduk!
