Ana Sayfa » Arşiv » İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı ve Temelleri Üzerine

İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı ve Temelleri Üzerine

İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı ve Temelleri Üzerine(Discourse on the Origin and Basis of Inequality Among Men, Discours sur l’origine et les fondements de l’inégalité parmi les hommes), J.J. Rousseau tarafından 1754 yılında yazılmış, Türkçe’ye Rasih Nuri İleri ve Hakan Zengin tarafından çevrilerek, Morpa Kültür Yayınları ve Say Yayınları tarafından ayrı ayrı basılmıştır.

Eser, Rousseau’un toplum ve siyaset felsefesinin temel metinlerinden biridir. Toplumların nasıl oluştuğu, eşitsizliğin kaynağı, insanın doğası, toplumsal sınıflar, doğal hukuk anlayışı, özel mülkiyet, eşitsizliğin toplumsal ve siyasi sonuçları gibi konuları temel alan eser Toplum Sözleşmesi’nin de temellerini atmıştır.

J.J. Rousseau, Aydınlanma Çağında yetişmiş olmakla birlikte, uygarlık eleştirisi ve doğaya dönüş önerisiyle romantik akıma öncülük etmiş, monarşiye karşı halkın egemenliğini savunmasıyla Fransız Devrimi’ni körüklemiş Rousseau’nun, Dijon Akademisinin “Eşitlik” temalı tartışması için hazırladığı Eşitsizliğin Kaynağı ve Temelleri Üzerine kitabı; insanlığın altın çağını yerleşik düzene geçmesiyle, toprak ve madenleri işlemesini öğrenmesiyle yitirdiği, “işbölümü” ve “özel mülkiyet”in uygarlaşma sürecini daha başından sakatladığı ve insanlar arasındaki eşitsizliğin temeli olduğu gibi savları yüzünden yayımlandığı yıl (1755) büyük ilgi ve tepkiyle karşılanmıştır.
Bir uygarlık eleştirisi olarak da kabul edilen bu kitap, doğuştan edindiğimiz zekâ ve beden eşitsizliğinin ötesinde, sonradan edindiğimiz eşitsizlikleri de tartışmaya açmıştır.

Kitabın Tanıtım Bülteni

Cenevre’de saatçi ustası olan babasının yanından ayrılan; mesleksiz, işsiz, parasız ve hiçbir toplumsal statü ile bağlantısı olmayan Jean-Jacques Rousseau, yeni bir çağın oluşumunun öncesinde, çağımızın birçok sorununu yaşayacak ve bunları düşünüp değerlendirmeye çalışacak olan yeni bir insan tipinin ilk örneğidir.

Onun yalnızlığı, 1756 Lizbon Depremi’nde yayımladığı bildirisiyle olayı hâlâ Tanrısal iradeye bağlayan Papa’nın yalanını da; Papa’nın deklerasyonundaki yalanı vurgulayan ama bunu yalnızca jeolojik bir olay olarak sunan Voltaire’in yalanını da fark eden ve yaşanan depremin toplumsal sistemin ürünü olduğunu, yıkımın ve ölümün gelip yoksul mahallelerin başına çöktüğünü gören bir düşünürün yalnızlığıdır. Bu nedenle, günümüzdeki “depremleri”, “çöküntüleri” yalansız dolansız anlamak isteyen herkesin yeniden ve yeniden okuması gereken bir düşünürdür Rousseau. (Tanıtım Bülteninden)”

Bunu okudunuz mu?

Hakimlerin Mesleki Davranışlarını Düzenleyen İlke ve Kurallar

Hakimlerin Mesleki Davranışlarını Düzenleyen İlke ve Kurallar; Avrupa Hakimleri Danışma Konseyinin (CCJE) başta etik, uygunsuz …