Ana Sayfa » Hukukbook » İstanbul Barosu Seçim Röportajları
İstanbul Barosu Seçim Röportajları

İstanbul Barosu Seçim Röportajları

İstanbul Barosu Seçim Röportajları, bireysel adaylığını açıklayan Avukat Çiğdem Koç, (İMAG) İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubunun adayı Kaptan Yılmaz, Avukat Hareketinin adayı Başar Yaltı, Önce İlke Yükseliş Grubu‘nun adayı Hasan Kılıç, Avukat Hakları Grubunun adayı Gökhan Ahi ve Baroda Değişim ve Gelişim hareketinin adayı Talat Canbolat ile yapılan röportajlardan oluşmaktadır. 

Röportajlarda avukatların, baronun ve yargının sorunlarına ilişkin detaylı sorular sorulmuş, sorunların çözümüne dönük yanıtlar aranmıştır.

İstanbul Barosu Başkan Adayı Çiğdem Koç ile röportaj

Çiğdem Koç

Avukatın meslek örgütünün, baro siyasetinin düştüğü tuzaktan çıkması gerektiğini düşünüyorum diyelim öncelikle. Ama aslında sorun çok daha derin, çok daha hayati. Barolar, yargının üç kurucu unsurundan biri dediğimiz avukatın meslek örgütü. İyi de, ortada bir yargı var mı acaba? Yok… Olmayan bir şeyin parçası olmak da, aslında yoklukla eş anlamlı sayılır. Burada, son zamanlarda sürekli baş vurduğum, Spinoza’nın bir sözünü hatırlayalım hemen; ”Köpek kavramı havlamaz” der ya hani, var olan kavramların gerçeklikle ilişkisini pek güzel tarifler. Sadece kavramlar üzerinden kurduğumuz bir dünya var; yargı adına söylüyorum ve bu dünya gerçek değil. Gerçek olan ise, bir yargı sisteminin kurulması adına mücadele etmektir. Eğer, bu sanal gerçeklikten ve düzenden memnunsanız, aynı düzenin devamını sağlayarak ve o düzenin parçası olarak kalarak pekala yolunuza devam edebilirsiniz. Ancak o yol hiç bir yere çıkmaz. İstanbul Barosu gibi dünyanın en kalabalık barosunun asıl işlevi öncelikle bu düzene dair tüm ezberleri silip atmak ve yerinde gerçek anlamda bir yargının kurulmasına karargah olmaktır. Fakat, görünen o ki, baro siyasetinin böyle bir derdi yok, çünkü böyle bir teşhisi yok. Benim adaylığım, bunu dile getirmek ve gerekli olan bir kaos ise eğer, bu kaosu çıkarmak adına hedef olmayı göze almak bir anlamda. Yoksa,henüz delirmedim.

İstanbul Barosu Başkan Adayı Kaptan Yılmaz ile Röportaj

Kaptan Yılmaz

Dünya görüşümüz çerçevesinde yaşamımız boyu süregelen bir toplumsal yapı anlayışımız var. Bu konuda statüsünü kökleştirmeyi düşündüğümüz mesleki platformumuz (İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu) içinde kuruluşundan itibaren yer aldım. Baro başkanlığına adaylık kararı, beraber çalıştığımız arkadaşlarla birlikte verdiğimiz, demokratik seçimlere dayalı bir karardır. Mesleki birikimimiz, tecrübemiz ve meslektaşlarımızın teveccühü ile kendimizi İstanbul Barosunu yönetmeye yeterli gördük. Seçim bir ekip çalışmasıdır. İstanbul barosunu diğer gruplardan daha iyi yönetebileceğimize, hatta grubumuzdan aynı nitelikte birkaç eşdeğer kadro çıkarabileceğimize inanıyoruz.

 Yönetime sadece eksikleri tamamlamak için aday olunmaz, sistemi geliştirmek için de göreve talip olunur. İstanbul Barosunda politik, bürokratik baskı, etki, yönetim yetersizliği olduğu düşüncesindeyiz. Mesleki sorunlara hızlı ve yeterli cevap verilemediği açıkça ortadadır. Yanlışlıklara tepki yoksa Baro işlevini yitirmeye başlar ve ekip olarak bunu mevcut yönetim ve diğer aday gruplardan daha iyi yapacağımıza inancımız var.

İstanbul Barosu Başkan Adayı Avukat Hasan Kılıç ile Röportaj

Hasan Kılıç

İstanbul Barosu bir pusuladır, İstanbul Barosu bu ülkenin pusulasıdır, o rolü almalı, toplumun bize ihtiyacı var. Ve her avukat bir güçtür ve bizler, barolar o gücün toplam yansımasıyız. Biz onu yansıtmak zorundayız. Geçmiş iki yıla baktığımızda eksiklikler ve aksaklıklar olduğunu biliyoruz. Bunları biliyoruz ve öz eleştiri yamıyoruz.  Eğer birisi sorumluluğu üstlenecekse ben bu sorumluluğu alıyorum.

Meslektaşların çeşitli sorun ve ihtiyaçları var. Biz de sahada aktif olarak avukatlık mesleğini icra ettiğimiz için bu sorun ve ihtiyaçlara birebir vakıfız. Bunları göz ardı etmek hata olur. Baronun dinamik ve aktif olması gerekli. Bir meslek birliği olarak meslektaşının yanında yer almalı. Sorunların çözümü ve mevcut şartların iyileştirilmesi için biz elimizi taşın altın koymaya hazırız.

İstanbul Barosu Başkan Adayı Avukat Başar Yaltı ile Röportaj

Başar Yaltı 

İstanbul Barosu için Türkiye’de hukukun kalbidir, diyebiliriz. Bu özelliğini nereden alıyor, en eski hukuk kurumu olmasından alıyor. 140 yıllık bir tarihi bir geçmişe sahip, bu konuda övünülecek bir tarihi de var. Türkiye’de hukukun gelişmesi, yerleşmesi bakımından önemli işlev görmüş bir kurum. Böyle bir kurumun başında olmak elbette ki onur verici, gurur verici bir şey. Kişisel olarak bu şekilde düşünülebilir ama bizim asıl yapmak istediğimiz, İstanbul Barosunun kurumsal gücünü Türkiye’de yok edilen hukuku ayağa kaldırmak için kullanmak, asıl amacımız budur. Bunun için Avukat Hareketi bir kadro hareketi olarak İstanbul Barosunu yönetmeye aday oldu. Aday olma çalışmalarını da uzun süre yürüttü, yani başkaları gibi, işte biz de aday olalım şeklinde değil. Veya şu, bu grubun daha önceki gelenekleri içerisinden, “ben adayım” demek yerine, çalışarak, en iyi, en etkili bir yönetim modeli nasıl olabilir, bunu araştırarak aday oldum.

İstanbul Barosu Başkan Adayı Avukat Gökhan Ahi ile Röportaj

Gökhan Ahi

Meslek hayatım boyunca avukatların itibarının hiç bu kadar azalmadığını, avukatın fiilen yargının kurucu unsurları arasından çıkarıldığı, vatandaşın avukatın varlığından rahatsız olduğu bir ülkede, sorunları ancak İstanbul Barosu çözebilir diyerek aday oldum.

Biz seçim çalışmaları sürecinde dahi çok şeyi değiştirdik. Önce Baro’ya sonra adaylara avukatın gerçek sorunlarını ve çözüm yollarını gösterdik. Diğer adaylar bizim projelerini kendi projeleri gibi yayınladı ve bu bizi inanılmaz mutlu etti. Şimdi biliyoruz ki -küçük bir ihtimal de olsa- seçilmesem bile önümüzdeki dönem Baro çok değişecek, avukatın sorunlarına bakış açısı çok değişecek. Bu algıyı yaratabildiğimiz için gururluyuz.

İstanbul Barosu Başkan Adayı Talat Canbolat ile Röportaj

Talat Canbolat 

Son zamanlarda hak, hukuk, adalet kavramlarının içinin boşaltılarak sadece sözle söylenen beyanlar haline indirgenmesi, bunun uygulamaya yansımasının ancak avukatlar ve güçlü bir baroyla mümkün olması, mevcut yönetimin ve grupların yıllardır söylediklerini her seçim döneminde aynı şekilde söylemeye devam etmeleri, avukatların sorunlarının katlanarak büyümesi karşısında, çözüm üretme kapasitelerinin olmaması, barodan başlayarak ülkede bu kavramların uygulanmasını sağlamak ve bir zihniyet değişikliğini başlatabilmek, siyasi, ideolojik ve diğer görüşleri meslek ilkeleri etrafında birleşerek mümkün olması nedeniyle “Baroda Değişim ve Gelişim” hareketi olarak yola çıktık.

Bunu okudunuz mu?

Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı

Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı, 5 Kasım 1992 tarihinde Strazburg’da imzaya açılmış ve şartın …