Yeni
Ana Sayfa » Hukukbook » Kabotaj Kanunu

Kabotaj Kanunu

Kabotaj Kanunu, 1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 1 Temmuz günü 1935 yılından itibaren Kabotaj Bayramı olarak kutlanmaktadır. 2007 tarihinde kabotaj kelimesine denizcilik kelimesi de eklenerek bayramın adı Denizcilik ve Kabotaj Bayramı olmuştur.

Kabotaj, bir devletin kendi limanlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı yasal ayrıcalık olup bu ayrıcalıktan sadece kendi yurttaşlarının yararlanmasını ve milli ekonomiye katkı sağlamasını amaçlamaktadır. Osmanlı Devletinin kapitülasyonlar çerçevesinde yabancı ülke gemilerine tanıdığı kabotaj ayrıcalığı Lozan Barış Antlaşması‘yla 1923 yılında kaldırılmıştır.

TÜRKİYE SAHİLLERİNDE NAKLİYATI BAHRİYE (KABOTAJ) ve LİMANLARLA KARA SULARI DAHİLİNDE İCRAYI SAN’AT VE TİCARET HAKKINDA KANUN

Kanun No: 815
Kabul Tarihi: 20 Nisan 1926
Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 28 Nisan 1926 – Sayı: 358
3.t.Düstur, c.7 – s.759

MADDE 1

 Türkiye sahillerinin bir noktasından diğerine emtia ve yolcu alıp nakletmek ve sahillerde limanlar dahilinde veya beyninde cer ve kılavuzluk ve her hangi mahiyette olursa olsun bilcümle liman hidematını ifa etmek yalnız Türkiye sancağını hamil sefain ve merakibe munhasırdır.
Ecnebi sefaini ancak memaliki ecnebiyeden almış oldukları yolcu ve hamuleyi Türk liman ve limanlarına ihraç ederler ve Türk liman ve limanlarından ecnebi liman ve limanlarına gidecek yolcu ve hamuleyi de alırlar.

MADDE 2

 Nehirler ve göller ve marmara havzasiyle boğazlarda bilûmum kara sulariyle kara sularına dahil bulunan körfez, liman, koy ve sairede vapur, romorkör, istimbot, motörbot, mavna, salapurya, sandal, kayık velhasıl makine, yelken, kürek ile müteharrik merakibi kebire ve sagire ile tarak, prizman, maçuna, algarina, şat ve her nevi nakliye ve su dubaları limyo, sefaini tahlisiye ve emsali ile şamandıra, sal gibi sâbit ve sâbih vesait bulundurmak ve bunlarla seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretleriyle ticaret hakkı Türkiye tebaasına munhasırdır.

MADDE 3

Kara suları dâhilinde balık, istiridye, midye, sünger, inci, mercan, sedef ve saire saydı, kum ve çakıl ve saire ihracı ve gerek sathı bahirde ve gerek ka’rı bahirde mevcut kazazede sefain ve merakiple enkazı metrukenin ihraç ve tahlisi dalgıçlık, arayıcılık, kılavuzluk, deniz bakkallığı, bilcümle Türk vesait ve merakibi bahriyesi derununda kaptanlık, çarkçılık, kâtiplik, tayfalık ve amelelik ve saire icrası ve iskele, rıhtım hammallığı ve bilûmum deniz esnaflığı icrası Türkiye tebaasına munhasırdır.

MADDE 4 

Hükümet, muvakkaten ve hiç bir hak temin etmemek şartiyle ecnebi tahlisiye gemilerinin icrayı sanat etmelerine ve Türk tahlisiye gemilerinde ecnebi mütehassıs ve kaptan ve tayfa istihdamına müsaade edebilir.

MADDE 5

Birinci madde hükmüne muhalif olarak Türkiye limanları beyninde kabotaj yapan sefain ve merakibi ecnebiyeden bin liradan on bin liraya kadar cezayi nakdî ahiz ve o sefine ve merakip maddei mezkurenin ikinci fıkrası mucibince Türkiye limanları için hamule ve yolcu almak ve çıkarmaktan altı aydan bir seneye kadar men olunur.

Mugayiri kanun hareket eden sefine bir şirketi bahriye veya müteaddit sefaire malik olan bir veya müteaddit eşhasa ait olursa işbu meni keyfiyeti şirketin veya eşhası mezkurenin diğer sefainine de şamildir. İkinci ve üçüncü maddelerde zikrolunan tebaai mahalliyeye munhasır hukuku bahriyeden birini icraya cüret eden ecnebiler yüz liradan bin liraya kadar cezayı nakdi ve bir aydan üç aya kadar hapis cezasiyle mücazat olunurlar. Bu cezalardan yalnız biri de hükmolunabilir. Mükerrirler hakkında iki kat olarak hükmedilir.

MADDE 5.- (Değişik: 4854 – 24.4.2003 / m.1/B-3)

Bu Kanunun 1 inci maddesi hükmüne aykırı olarak Türkiye limanları arasında kabotaj yapan gemiler ve yabancılara ait deniz taşıtlarına birmilyar lira idari para cezası verilir. Gemiler ve deniz taşıt araçları 1 inci maddenin ikinci fıkrası gereğince bir yıl Türkiye limanları için yük ve yolcu almak ve çıkarmaktan yasaklanır; Kanuna aykırı hareket eden gemi, bir denizcilik şirketine veya birden çok gemiye sahip olan bir veya birden çok şahsa ait olursa, yük ve yolcu almak ve çıkarmaktan yasaklama cezası, şirketin veya şahısların diğer gemilerine de uygulanır. Bu Kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde belirtilen yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan hakları kullanan yabancılara ikiyüzaltmışmilyon lira idari para cezası verilir. Suçun tekrarı halinde bu ceza iki kat olarak uygulanır.

Birinci fıkrada yazılı olan idari para cezalarıyla yasaklamalar o yerin en büyük mülki amiri tarafından verilir. Derhal ve defaten idari para cezasını ödemeyen veya bu hususta teminat ve kefalet göstermeyen gemiler ve diğer deniz vasıtaları seferden ve faaliyetten alıkonulur. Para cezasına ve yasaklamaya ilişkin kararlar deniz taşıtları için kaptana veya ilgilisine; diğer eylemler için faile 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. Bu Kanuna göre verilen idari para cezaları 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur. Yasaklama kararı idare mahkemesi kararının kesinleşmesinden sonra uygulanır.

MADDE 6

İşbu kanun ahkâmı 1 Temmuz 1926 tarihinden muteberdir.

MADDE 7

İşbu kanunun icrasına Ticaret ve Adliye Vekilleri memurdur.

2. KABOTAJ KANUNU

19 Nisan 1926 tarih ve 815 sayılı “Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Karasuları Dahilinde İcrayı Sanat ve Ticaret Hakkındaki Kanun”(91  RG 29.04.1926 dip not) ile Türk kıyılarında kabotaj hakkı, Türk Bayrağını taşıyan gemilere ve Türk vatadaşlarına hasredilmiş bulunmaktadır.

Lozan Barış Anlaşması, Ticaret Mukavelenamesi, yerli yabancı gemilere eşit davranılması ilkesini getirmekle birlikte kabotaj seferlerini, balıkçılığı ve liman hizmetlerini kendi bayraklarını taşıyan gemilere hasretmek hakkını sözleşen (akid) devletler için saklı tutmuştu. Kabotaj Kanunu, böyle bir hakkın kullanılmasından doğmuştur.

Bu kanun ile öngörülmüş esaslar şunlardır:

A. Gemiler
a. Türk Gemileri

Türk kıyılarının bir noktasından diğer noktasına yük ve yolcu alıp nakletmek ve kıyılarda, limanlar içinde veya arasında römorkaj ve pilotaj (kılavuzluk) ve hangi nitelikte olursa olsun bütün liman hizmetlerini ifa, yalnız Türk Bayrağını taşıyan gemi ve taşıtlara hasredilmiştir.(m. 1/1).

Türk Bayrağı taşıma iznini TTK, 824/2 gereğince geçici olarak (en çok iki yıl için) almış bulunan gemi, sözkonusu izin süresince TTK, 825 gereği Türk Bayrağı taşımak hakkını ve hatta Türk gemisi niteliğini almış bulunduğundan kabotaj seferleri yönünden gerekli birinci koşulun (Türk Bayrağı taşımak koşulunun) bu gemiler için dahi gerçekleştiği sonucu doğar. Karşıt kavram yolu ile de TTK.824/1 de yazılı durumda, yani Türk gemisine geçici olarak yabancı bayrak çekilmiş bulunulması halinde izin süresince geminin kabotaj seferi hakkından yararlanamayacağı hükmüne varmak gerekir.

b. Yabancı Gemiler

Bu gemiler sadece yabancı memleketten aldıkları yolcu ve hamuleyi Türk limanlarına çıkarabilir ve Türk limanlarından yabancı limanlara  gidecek yolcu ve hamuleyi alabilir(m.1/2).

B. Kişiler
a. Türk Vatandaşları

Türkiye’de nehir, göller ve Marmara havzası ile Boğazlar ve bütün karasuları ve karasularına dahil körfez, liman, köy vesairede vapur, römorkor, istimbot, motorbot, mavna, salapurya, sandal, kayık velhasıl makine, yelken  ve kürekle hareket eden büyük taşıtlar ve saire ile duran ve yüzen araçlar bulundurmak ve bunlarla seyrüsefer ve nakliyat ameliyesinde bulunmak suretiyle ticaret hakkı, yalnız Türk tebasına aittir (m. 2).

Kabotaj Kanunu’nun 2 inci maddesinde yer alan “Türk Teb’ası” deyimi üzerinde bir açıklama şöyle gereklidir; Seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretiyle ticari faaliyette bulunan gerçek kişi tek ise bunun birden fazla ise hepsinin Türk olması şarttır. Bir Türk gemisinin yabancılar tarafından kiralanarak kabotaj seferlerinde kullanılması da yasak kapsamına girer. Burada önemli olan, yükle ilgililere karşı kimin taşıyan olarak gözüktüğü değil; seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretiyle kimin ticaret yapmakta olduğudur.

Nitekim Kabotaj Kanunu, 2 de seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretiyle ticaret hakkının yalnız teb’asına özgü bulunduğu açıklanmıştır. Seyrüsefer ve nakliyat icra eden bir tüzel kişi ise bunun bir Türk tüzel kişisi olmasının gerekeceği açıktır. Ancak bu tüzel kişi bir anonim şirketse pay sahipleri ve limited şirket ortakları arasında bir yabancı bulunuyorsa durum nedir? Bu konudaki 25 Şubat 1928 tarihli ve 403 sayılı Tefsir kararı’nda, seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretiyle ticaret hakkının sadece Türk teb’asına hasredildiği hususunda Kabotaj Kanunu’nun 2 inci maddesinde açıklık bulunduğu noktasında hareket edilerek sözkonusu pay sahipleri ve ortakların tümünün Türk olması gerektiği açıklanmıştır(bk. aşağıda m. 4).

b.  Yabancılar

Hükümet, geçici olarak ve kendileri için ücret veya iştirak payı söz konusu bulunmamak üzere; yabancı kurtarma gemilerinin çalışmalarına ve Türk kurtarma gemilerinde yabancı  uzman, kaptan ve tayfa çalıştırılmasına izin verilebilir (m. 4).

C. Yasaklama ve Cezalar
a.  Yabancı Gemiler

Kabotaj Kanunu hükümlerine aykırı şekilde Türk limanları arasında kabotaj yapan yabancı gemi ve teknelerden bin liradan onbin liraya kadar para cezası tahsil olunur. Ayrıca sözü geçen gemi veya tekne Türkiye limanları için hamule ve yolcu almak ve çıkarmaktan altı aydan bir yıla kadar men olunur. İş bu men keyfiyeti, kanuna aykırı hareket eden şahıs ve şahıslarla ilgili şirkete ait diğer gemileri de kapsar (bkz md.5 son hali)

b.  Yabancılar

Kabotaj Kanunu’na  aykırı olarak Türk vatandaşlarına ait haklardan birini icraya yönelen yabancılar; yüz liradan bin liraya kadar para cezası ve bir aydan üç aya kadar hapis cezası ile cazalandırılırlar (bkz md.5 son hali)

Bunu okudunuz mu?

Namus Adına Kadınlara Karşı İşlenen Suçların Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Çalışma

Namus Adına Kadınlara Karşı İşlenen Suçların Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Çalışma hakkındaki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun …