Ana Sayfa » Hukuk Sözlüğü » Kendi Kaderini Tayin Hakkı

Kendi Kaderini Tayin Hakkı

Kendi Kaderini Tayin Hakkı(Self Determination Right), ulusların kendi geleceklerini kendi iradeleri ile belirlemesi anlamına gelmektedir. Bu hak  insan gruplarına ait bir haktır ve bireysel bir hak değildir. Kendi kaderini tayin hakkının içeriği ve kullanımı konusunda evrensel olarak kabul edilmiş bir anlaşma bulunmamaktadır.

Self Determination Right, modern hukuk kavramı olarak 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Kavramın kaynağı Fransız İhtilali yıllarına dayanaktadır.   Bolşevik lider Vladimir Ilyic Lenin tarafından 1914 yılında yazılan “Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı” isimli eserden sonra kullanımı yaygınlaşmış, uluslararası hukukun temel kavramlarından biri haline gelmiştir.

Birleşmiş Milletler Yerli Halklar Hakları Bildirisi’nin 3. maddesi ile  Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi‘nin 1. maddelerinde bu hakka yer verilmiştir. Avrupa’da demokrasiyi, barışı ve birliği desteklemek ve geliştirmek amacıyla 21 Kasım 1990 tarihinde Paris’te imzalanan Yeni Bir Avrupa İçin Paris Şartı (Paris Andlaşması-Charter of Paris for a New Europe) ile halkların kendi kaderlerini tayin hakkı teyit edilmiştir.

Milletlerin kendi siyasal yönetimlerini, ekonomik, sosyal ve kültürel politikalarını kendilerinin belirlemesini ifade eden kavramın uygulaması günümüzde Birleşmiş Milletler kararları ile ortaya çıkmakta, alınan kararların uluslararası meşruiyeti bu kararlarla sağlanmaktadır.

Ulusların eşitliği ve her ulusun kendi geleceğini kendisinin belirlemesi düşüncesi mevcut statüko ile çatışma sonucunu getirebilmektedir. Birleşmiş Milletler uygulamasında, self determinasyon hakkının kullanılabilmesi için; bu hak kullanılmasında devletlerin toprak bütünlüğünün ihlal edilmemesi ve bu hakkın kullanımında taraf olan herkesin mutabakat halinde olası şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.

Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler.

Bütün halklar uluslararası hukuka ve karşılıklı menfaat ilkesine dayanan uluslararası ekonomik işbirliği yükümlülüklerine zarar vermemek koşuluyla, doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilir. Bir halk sahip olduğu maddi kaynaklardan hiçbir koşulda yoksun bırakılmaz.

Kendini yönetemeyen ve vesayet altındaki ülkelerden sorumlu olan devletler de dahil olmak üzere bütün devletler, kendi kaderini tayin hakkının gerçekleştirilmesi için çaba gösterir ve Birleşmiş Milletler Şartı’nın hükümlerine uygun olarak bu hakka saygı gösterir.

BM Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi, kendi kaderini tayin hakkının, tüm halkların ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerini dış müdahale olmaksızın özgürce sürdürme haklarını içerdiğini ve hükümetlerin tüm nüfusu herhangi bir müdahale olmaksızın temsil etmesi gerektiğini; ırk, renk, soy veya etnik kökene göre ayrım yapılmaması gerektiğini belirtmektedir.

Bunu okudunuz mu?

Hüseyin Nail Kubalı

Prof. Dr. Hüseyin Nail Kubalı, 1903  yılında Niğde’de doğmuş ve 13 Ekim 1981 tarihinde yaşama …