Ana Sayfa » Biyografi » Lon Luvois Fuller
Lon Luvois Fuller

Lon Luvois Fuller

Lon Luvois Fuller, 15 Haziran 1902 tarihinde Amerika Birleşik Devletlerinin, Teksas eyaletine bağlı Hereford kentinde doğmuş, 8 Nisan 1978 tarihinde ve 75 yaşında Federal Almanya’nın Bavyera eyaletine bağlı Münih kentinde ölmüştür. Hukuk ve ahlak arasında zorunlu bir ilişki olduğunu savunan, Amerikalı bir hukuk felsefecisidir. 

Fuller, hukuksal pozitivizmi eleştirmiş, doğal hukuk teorisini ise laik ve usule uygun bir formatta savunmuştur. Harvard Üniversitesinde uzun yıllar hukuk profesörlüğü yapmış, 1964 tarihinde yazdığı The Morality of Law kitabında tüm hukuk sistemlerinin bireylere itaat yükümlülüğü getiren bir ahlak içerdiğini ileri sürmüştür. Sekiz ilke ileri sürmüş, bu ilkelerin hukukun iç ahlakını oluşturduğunu söylemiş, kanun koyucunun kuralları yaparken uyması gereken sekiz ilkenin, genel, kamusal, geleceğe yönelik, açık, mantıksal tutarlılığa sahip, uygulanabilir, zamana bağlı tutarlılık içeren, önceden yayımlanan ve yöneticilerin uyduğu kurallar olmasını savunmuş, birçok felsefecinin hukuka dayanak yaptığı Tanrı buyruklarından türeyen yüksek yasaları ve dinsel teorileri reddetmiş, rasyonel ve evrensel ilkeler önermiştir.

Fuller’in getirmiş olduğu 8 ilke şunlardır:

1.Kurallar genel olmalıdır
2.Kurallar yayımlanmış olmalıdır
3.Kurallar geçmişe yürür olmamalıdır
4.Kurallar açık olmalıdır
5.Kurallar çelişmemelidir
6.Kurallar imkansızı talep etmemelidir
7.Kurallar zaman içinde tutarlı olmalıdır (sabitlik)
8. Yetkililerin eylemi ve yayımlanmış kurallar arasında uyum olmalıdır

Fuller, “hukukun iç ahlakına” ve saymış olduğu sekiz ilkeye uymayan yasaları gerçek hukuk olarak kabul etmemiş, koymuş olduğu ahlaki standartlardan bir tanesini dahi ihlal eden hukuki metinlerin gerçek hukuk olarak kabul edilemeyeceğini ve asgari ahlaka sahip olmayan hukuka insanların itaat edemeyeceğini savunmuş, koymuş olduğu bu ilkelerin, hukukun üstünlüğünü sağlayacağını, adalete ve öngörülebilirliğe sahip olacağını ileri sürmüştür.

Sekiz ilkeden herhangi biri, bir yönetim sisteminde eksikse, sistem yasal olmayacaktır. Hukuksal sistemler uzlaşma sağlamalı, netlik, tutarlılık ve istikrarı içinde barındırmalıdır.

“Hukukun iç ahlakından her bir ayrılış, sorumlu bir hukuki özne olarak insanın onuruna hakaret etmek demektir. Onun davranışlarını yayımlanmamış veya geçmişe yürür kurallarla yargılamak ya da ona yerine getiremeyeceği emirler vermek, onun özerkliğine karşı kayıtsızlığı ortaya koymaktır. Bunun aksine, insanın sorumlu eylem yetisi olmadığı kabul edildiğinde, hukuki ahlak (legal morality) var olma nedenini kaybedecektir. Onun davranışlarını, yayımlanmamış veya geçmişe yürür kurallarla yargılamak artık bir hakaret olmayacaktır, çünkü artık bir hakaret yoktur – hatta bu bağlamda yargılamak sözü de yersiz olacaktır; biz artık bir insanı yargılamıyoruz, onu kontrol (act upon) ediyoruz” 

Bunu okudunuz mu?

Schuman Bildirgesi

Schuman Bildirgesi, Avrupa Birliğinin ilk adımını oluşturan manifestodur. Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman tarafından 9 …