Madımak Olayı ve Kavramlar Üstüne / Avukat Ü. Elif Topçu
Takvimler 2 Temmuz 1993 tarihini gösterdiğinde bütün Türkiye’yi etkileyecek, çeşitli tartışmalara yol açacak ve tüm dünyayı dehşete uğratacak o olay, çocuklardan, sanatçılardan, akademisyenlerden ve öğrencilerden oluşan 35 kişinin diri diri yakılarak katledildiği, otel dışında da saldırıyı düzenleyen ya da destekleyenlerden 2 kişinin hayatını kaybettiği, başta yaşam hakkı olmak üzere birçok temel hakkın ayaklar altına alındığı Madımak Olayı meydana gelmiştir.
Elbette ki hukuk penceresi ve hukuk mücadelesi bakımından çeşitli değerlendirmeler yapılması gerekmektedir, nice hukukçular tarafından da bu değerlendirmeler ‘93 yılında yaşanan bu vahim olaydan beri ve güncel gelişmeler ışığında yapılmaktadır. Ancak bu tarz toplumsal olayların anlaşılabilmesi ve tekerrür etmemesi bakımından bazı kavramlar üzerine de değerlendirmeler yapılması gerekmektedir.
Devlet ve Azınlık Gruplar
İnsanın yapısı düşünüldüğünde; insanda kendinden olana meyletme, kendinden olanı destekleme eğilimi görülmektedir. İnsanlık tarihi gözlemlendiğinde de bu özelliğin; kendinden olanın desteklenerek kendinden olmayanın ayrıştırılmasına, farklı grupların ortaya çıkmasına ve bu grupların belli çekişmelere sürüklenmesine, galip gelen grubun ise başat güç olmasına sebep olduğu görülmektedir. İlkel toplumlarda nüfusun az olması sebebiyle önce topluluk içerisinde, nüfusun artmasıyla aynı toprak parçasında yaşayan topluluklar arasında meydana gelen bu döngü, en nihayet dünyadaki her bir kara parçası üzerinde farklı topluluklar bulunduğunun keşfiyle küresel bir şekilde yaşanmış ve günümüzde de hem lokal anlamda hem de küresel anlamda yaşanmaya devam etmektedir.
Bu çekişmeler sonucunda gücü elinde bulunduran ile azınlık grupları olarak taraflar ortaya çıkmış, zamanla da güç sahibi ve azınlık kavramlarının tanımları değişmiştir. Günümüzde azınlık ya da azınlık grupları “başat güce sahip olmayan, farklı siyasi, dini, etnik köken gibi çoğunluğun özelliklerinden farklı özelliklere sahip kişi ve gruplar” olarak tanımlanmaktadır.
Farklı gruplar arasındaki bu sürekli kaos halinin yatıştırılması ve hangi grup mensubu olduğundan bağımsız olarak toplumdaki her bir bireyin can ve mal güvenliği ile haklarının korunması bakımından bireylerden ve gruplardan üst bir otorite ihtiyacı meydana gelmiş ve böylelikle de devlet kavramı meydana çıkmıştır. En basit ve yerleşik tanımıyla, devlet; “bireylerin can ve mal güvenliği ile haklarının hukuk kuralları vasıtasıyla korunmasını sağlayan en üst otorite” olarak tanımlanabilmektedir.
Devletin ortaya çıkışı ve ortaya çıkış amacı düşünüldüğünde birçok yükümlülüğünün yanında azınlık haklarının korunması bakımından da bir yükümlülüğü olduğu açıktır. Bu sebeple devlet kavramı ve devletin yükümlülüklerinin yerine getirilmesi bakımından Madımak Olayı büyük bir örnek teşkil etmektedir. Devletin organları arasındaki paralel çalışma ve devletin objektifliği, toplum içerisindeki bireylerin/grupların kendi hakkını tesis etme ihtimalinin ortadan kaldırılması bakımından önem arz etmektedir. Devletin organize olamadığı ve/veya objektifliğini kaybettiği durumlarda ise bu tarz toplumsal krizlerin yaşanması ise kaçınılmazdır.
Zira Madımak Oteli’nde saldırıya uğrayan grup, tesadüf üzerine saldırıya uğramış bir grup değildir. Bu grubun ortak özelliği; Türkiye’de “azınlık” olarak nitelendirebileceğimiz Aleviler, Sosyalistler ve Ateistler gibi ülke içerisinde başat güce sahip olmayan, farklı siyasi, dini, etnik kökene sahip kişilerden oluşmasıdır. Olayların başında belki hedef sadece tek bir isimdir; Aziz Nesin. Fakat bir insana duyulan öfkenin nasıl toplu bir eyleme ve katliama sebep olabileceği sorulması gereken asıl sorudur. Eldeki veriler değerlendirildiğinde bu sorunun cevabının yalnızca Madımak Oteli’nde bulunan topluluğun, ülkedeki azınlık kesime tabi kişilerden oluşması olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu sebeple tek bir kişiye duyulan öfke; otelde bulunan ve esasen “hedef” olmayan diğer insanların hayatının göz ardı edilebileceği öncelikle bir tehdit haline daha sonra ise gerçeğe dönüşmüştür.
Bu tarz toplumsal olaylarda hem organize bir şekilde bu olayların ortaya çıkışı hem alınacak tedbirler hem bu olaylara müdahale edilmesi hem de yasal sürecin işlerliği bakımından değerlendirmelerde bulunulması gerekmektedir. Her ne kadar yasal bir ihlal bulunmadığı müddetçe toplu eylemlere karşı herhangi hukuki bir yaptırım uygulanması mümkün değilse de en ufak bir tehdide karşı devletin gerekli tedbir ve önlemleri alması gerektiği, ciddi bir tehdit oluşturduğunun anlaşılması halinde de devletin her türlü siyasi çekinceden uzak bir şekilde her bir vatandaşına karşı objektivitesini koruyarak organları ve bu organları arasındaki organizasyon vasıtasıyla gerekli müdahaleyi gerçekleştirmesi gerektiği, her türlü müdahaleye rağmen sonuç alınmaması halinde ise yargılama sürecinin şeffaflığının sağlanması ve adalet duygusunun tatmin edilmesi bakımından gerekli ortamın sağlanması gerektiği aşikardır.
Devletin hukuk sistemine bağlı bir şekilde tedbir alıcı ve müdahale edici yönünün çeşitli gruplar arasında farklılık göstermesi ve bu farklılığın yargıyı da etkisi altına alması ise devlete duyulan güveni sarsmakta, yeni toplumsal olayların önünü açmaktadır. Bu sebeple Madımak Olayı devlet yapılarındaki ihtiyaçlar ile eksiklikler tespit edilerek devlet yapısının bu çıkarımlar doğrultusunda güçlendirilmesi ve eksikliklerin tamamlanması bakımından büyük bir örnek teşkil etmektedir.
Rahmet ve sevgiyle…
Av. Ü. Elif Topçu Hakkında

Lise eğitimini TED Ankara Koleji’nde tamamlayan Ü. Elif Topçu, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesinde lisans eğitimini tamamlamıştır. 2023 yılı itibariyle Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsünde Sermaye Piyasası ve Borsa alanında yüksek lisans yapmaktadır. Staj dönemi boyunca ve avukatlık ruhsatını aldığı 2018 yılından itibaren Ankara ve İstanbul’daki çeşitli hukuk bürolarında ve banka hukuk müşavirliğinde görev yapan Topçu, 2022 yılından beri kurucusu olduğu Topçu Hukuk ve Danışmanlık Bürosu’nda avukat ve arabulucu olarak çalışmaya devam etmektedir. İstanbul Barosu’na kayıtlı Topçu, İstanbul Barosu Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Komisyonu ve TED Ankara Koleji Mezunları Derneği mensubudur.