Ana Sayfa » Arşiv » Mamo bin Hüseyin’in bakıyei müddeti cezaiyesinin affı hakkında kanun

Mamo bin Hüseyin’in bakıyei müddeti cezaiyesinin affı hakkında kanun

Mamo bin Hüseyin’in bakıyei müddeti cezaiyesinin affı hakkında kanun, 7 Şubar 1923 tarihinde kabul edilmiş özel af kanunudur.

MAMO BİN HÜSEYİN’İN BAKİYYE-İ MÜDDET-İ CEZAİYESİNİN AFFI HAKKINDA KANUN

Kanun Numarası: 304
Kabul Tarihi: 7 Şubat 1923

KONU Bu kanun; adam öldürme ve gasp suçundan 7,5 sene kürek cezasına mahkûm edilen Mamo bin Hüseyin’in hastalığı nedeniyle kalan hapis cezasının affedilmesi amacıyla çıkarılmıştır.

Madde 1-

Katl ve gasp maddesinden suret-i katiyede yedi buçuk sene küreğe mahkûmen Siverek Hapishanesinde mahpus bulunan Çermik’in Kâf karyesinden Mamo bin Hüseyin’in malûliyet-i daimesine binaen bakiyye-i müddet-i cezaiyesi affedilmiştır.

Madde 2- İşbu kanun tarih-i neşrinden muteberdir.

Madde 3- İşbu kanunun icrasına Adliye Vekili memurdur.

ZABIT CERİDELERİNDEN
Esbab-ı Mucibe – Kanunun Gerekçesi ve TBMM Müzakereleri 

Bilûmum hapishanelerde gayrikabil-i tedavi illetle malûl ne kadar mahkûm bulunduğuna ve saireye dair Adliye Encümenince tanzim ve Heyet-i Umumiyece tensip kılınıp Türkiye Büyük Millet Meclisi Riyaset-i Celilesinin 19 Haziran 1338 tarih ve 860/2513 numaralı tezkere-i sâmiye ile havale buyurulan mazbata mucibince tamimen icra kılınan tebligat üzerine muayeneleri icra kılınıp Siverek Hapishanesi mahpusîni meyanında katl ve gasp maddesinden suret-i katiyede yedi buçuk sene küreğe mahkûm ve 15 Eylül 1335 tarihinden beri mahpus bulunan Çermik’in Kâf karyesinden Memo bin Hüseyin’in gayrikabil-i şifa bir illetle malûl bulunduğu Tıbb-ı Adlî Müessesesi Müdüriyetinin tasdikine iktiran eden mahallî etıbbasının raporu müeddasından anlaşılmış ve meclis-i idare-i liva mazbatası bu zeminde bulunmuş olduğundan merkumun mâlûliyet-i daimesine binaen bakiyye-i müddet-i cezaiyesinin affı hakkında ber-vech-i zîr üç maddelik lâyiha-i kanuniye kaleme alınmıştır.

Hacı Mustafa Sabri Efendi (Siirt) — Efendim! Rüfeka-yı muhteremeden verilen bir takrir üzerine hapishanelerde illet-i sâriye ile mâlûl olanların muayenesiyle raporunun itası ve şayan-ı af olanların listesinin Meclis-i Âliye takdimine dair Mersin Mebusu Salâhaddin Bey ve birçok arkadaşlar müracaat etmişlerdi. O takrir üzerine Heyet-i Vekile hapisanelerden sormuş ve buraya gelen mevkuflar hakkındaki evrak sahipleri illet-i sâriye ile mâlûl olanlardır. Kanunun sarahati  ve tarifi mucibince müptelâ oldukları hastalıkların katiyen kabil-i tedavi olmadığına dair rapor mevcuttur. Rapor münderecatı Sıhhiye Müdüriyet-i Âliyesince tasdik edilmiştir. Encümen-i Adlî de bunu mazhar-ı af görmüştür. Binaenaleyh encümenin mazbatasının kabulünü teklif eylerim.

Salih Efendi (Erzurum) — Sıhhatinde hayır kalmayan bu adamın affına taraftar olduğum gibi arkadaşlarımdan birçok zevatı Ankara Hapishanesine götürüp hapishanenin pürteessüf halini gösterdiğim zaman bütün arkadaşlar kanaatlerini izhar ederek söylemişlerdi ki burada herhangi tamü’ssıhha bir adam kırk gün içerisinde mutlaka bir hastalığa duçar olacaktır. Çünkü; kısmen idrarlar içinde, kısmen abdesthane kenarlarında, hattâ ondan daha fena yerlerde yaşıyorlar. Binaenaleyh Salâhaddin Bey’in dediği gibi (Böyle bir şey yoktur sesleri) zatıâlileri buraya gelir söylersiniz. Ben bu memleketin evlâdıyım biliyorum efendim. Ben memleketin canını kurtarmak için uğraşıyorum. Taş, toprak değilim. Bunların hayatlarına – hayat-ı beşere – bir parça hürmetkâr olmaklığımız lâzım gelir. Hapishaneye koyduğumuz eşhas cidden şayan-ı merhamettir. Bunları düşünmek lâzımdır. Hakikaten bunların sıhhatleri lâzımsa Mustafa Sabri Efendi Hoca’nın dediği gibi mazbatanın kabulü lâzımdır. Mücrim hapishaneye berây-ı tecziye gider, ıslah-ı hal için gider. Fakat öldürülmek için hapishanelere insan konulamaz.

Ömer Lütfi Bey (Amasya) — Efendiler ceza ve tertip meselesi başkadır; hapishanelerin ıslahı meselesi başkadır. Acaba ismi okunan bu katil, katl ve gasp maddesinden dolayı mevkuf Siverek Hapishanesinde maraz-ı kalbe müptelâ olan katil, adam öldürürken o adam doktora müracaat etmiş midir, kendini tabibe muayene ettirdi mi acaba? Hasta mıydı, sağ mıydı? Ondan sonra, bu adamın idamı lâzımken öldürülmemiştir. Yani hakkında lûtfedilmiştir. Cezası hapse tahvil olunmuştur. Şimdi hapishanenin havası fenadır diye çıkaralım, başka bir yere nakledelim. Fakat haydi affettiniz çıktı. O vakit, maktulün evlâdını, akrabalarını düşünün, cezadaki maksat nerede kalıyor? Hapishaneler fena ise ıslah edelim. Fakat hapishaneler fena olduğundan dolayı katilleri sokağa mı salıverelim? (Bravo sesleri)

Bunu okudunuz mu?

Hakimlerin Mesleki Davranışlarını Düzenleyen İlke ve Kurallar

Hakimlerin Mesleki Davranışlarını Düzenleyen İlke ve Kurallar; Avrupa Hakimleri Danışma Konseyinin (CCJE) başta etik, uygunsuz …