Mayflower Sözleşmesi, Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan ilk genel hukuk metinlerinden biridir ve bugünkü ABD Anayasasının şekillenmesinde ilham kaynağı olan çalışmalardandır.
Mayflower isimli gemi ile 1620 yılında Kuzey Amerika’ya göç eden İngilizler; bu kıtaya sonradan göç edecek diğer insanlarla birlikte ortak yaşamın mümkün olabilmesi için kıtaya sonradan geleceklerin de katılabileceği bu sözleşmeyi akdederek asgari bir konsensüs oluşturmuşlardır.
Sözleşmenin hazırlandığı toplumsal koşulları anlatan “Saints & Strangers” isimli bir TV Dizisi 2015 yılında yayınlanmıştır.

Koloniler Dönemi, İnsan Hakları Gelişmeleri ve Sivil Toplum
Mayflower Sözleşmesi ile kolonilerde düzenlenecek kanunların koloninin ortak faydası çerçevesinde yapılması gerektiği kural altına alınarak yapılacak örgütlenmelerin yada kurulacak devletlerin ortak çıkarlara hizmet etmesi amaçlanmıştır. Kolonilerdeki gelişmenin her aşamasında, İngiltere’nin denetleme etkisi bulunmayışı çarpıcı bir özellik oluşturmuştur. Georgia dışındaki tüm koloniler, ya hisseli şirketler ya da Saray tarafından verilen imtiyazlara dayalı feodal mülk sahiplikleri olarak ortaya çıkmıştır ancak bu durum Amerika’daki kolonicilerin dış denetlemelerden kurtulmuş olduğu anlamına gelmemektedir. Koloniler, hiçbir zaman İngiltere sarayına tabi olduklarını düşünmemişler ve özerk davranmışlardır.
İngilizlerin siyasal özgürlük yolundaki uzun süreli mücadele geleneklerinin mirasçısı kolonicilerdir. Koloniciler, özgürlük kavramlarını Virginia’nın ilk imtiyaz belgesine işlemişler, Magna Carta ile örf ve adet hukukunun tanıdığı hakları takip etmişlerdir.
New England’da, diğer kolonilere oranla, yıllar boyunca daha belirgin bir özyönetim uygulaması görülmüştür.
Mayflower gemisiyle gelen Pilgrimler; “daha iyi yönetilmemizi ve güvencede olmamızı sağlamak amacıyla bir siyasal kuruluşta toplanmak…ve bu kuruluş aracılığıyla,…koloninin genel yararı için gerekli ve uygun olacağı düşünülen adil ve eşit yasaları, kararnameleri, tüzükleri, anayasaları ve makamları kabul etmek, kurmak ve düzenlemek…” için şeklindeki, “Mayflower Sözleşmesi” denilen belgeyi kabul etmişlerdir.
Pilgrimlerin, kendi kendini yönetme sistemi geliştirmelerinin yasal bir dayanağı olmamakla birlikte, bu harekete karşı çıkan olmamış ve Plymouth’taki yerleşimciler; sözleşme uyarınca, dışarıdan müdahale olmaksızın uzun yıllar kendi işlerini kendileri yürütmüşlerdir. Koloni meclisleri, İngiltere Parlamentosuna benzer iki belirgin güç elde etmişler, böylelikle kendi kendini yönetme hakkını geliştirmişler, 18. Yüzyılda daha belirgin özerklik elde etmişlerdir.
Mayflower Sözleşmesi Metni
“Tanrı’nın adıyla, amin!
Aşağıda imzası bulunan bizler, dinimizin koruyucusu, İrlanda, Fransa ve Büyük Britanya’nın hürmete layık kralı James’in sadık bendeleri, Tanrı’nın inayetiyle;
Ülkemizin ve Kralımızın şerefi, hıristiyanlık inancının ilerlemesi ve Tanrı’nın zaferi için ant içerek Virginia’nın kuzey kısmındaki ilk koloniyi kurmak için seyahate çıkmayı; bu vaadlerimizi tek başımıza ya da karşılıklı olarak Tanrı’nın huzurunda yerine getirmeyi; dirlik ve düzenimiz için ve yukarıda bahsedilen amaçların yerine getirilmesi için sivil bir örgüt çatısı altında bir araya gelmeyi; adil ve eşit kanunları, emirleri ve anayasaları koloninin genel çıkarlarına uygun olacak bir şekilde çıkarmayı bütün alçakgönüllülük ve itaatimizle vaad ediyoruz.”