Meğerki Ne Ola Ki – Öykü Yalçın
Öykü Yalçın; 5 Şubat 1996, İzmir doğumludur. Liseyi İzmir Cengiz Aytmatov Sosyal Bilimler Lisesinde okumuş, Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesini tam burslu olarak bitirmiştir. Özyeğin Üniversitesi Eğitimde Fırsat Eşitliği Burs Programı’na hak kazanmıştır.
Özel hukuk dalları ile yakından ilgilenmekte ve avukat olarak çalışmaktadır.
Ayrıca çocuk hukuku alanında aktif faaliyetler yürütmüştür. İsveç Lund Üniversitesi Raoul Wallenberg İnsancıl Hukuk ve İnsan Hakları Enstitüsü (RWI) Türkiye Programı desteği ile Kasım 2019’da faaliyete başlayan Özyeğin Üniversitesi Disiplinlerarası Çocuk Hakları Laboratuvarı bünyesinde çalışmalar yapmaktadır.
İcra ve iflas hukuku, bankacılık hukuku, sağlık hukuku, tüketici hukuku, fikri mülkiyet hukuku, borçlar hukuku, aile ve miras hukuku, gayrimenkul hukuku, ticaret hukuku, reklam hukuku, sigorta hukuku ve iş hukuku alanlarında çalışmaktadır. Edebiyat ile yakından ilgilenmekte ve metin yazarlığı yapmaktadır.
Meğerki Ne Ola Ki
“Meğerki” hukuk fakültesindeki öğrencilerin sıklıkla zihin karışıklığına sebebiyet veren bir sözcüktür. Günlük hayatta kullanımına pek rast gelinmemesine karşın hukuki metinlerde kullanımı oldukça yaygındır. Öğrencilerin, gerek hukuki metinleri okurken gerek fakülte sıralarında ders dinlerken, içinde “meğerki” geçen cümleleri kavramakta zorlanmaları mümkündür. Bu sebeple, bu kelimenin etimolojisini, kullanımını ve hukuktaki yerini araştırma gerekliliği hissedilmiştir.
Kullanımı kavrandıktan sonra kelimenin sıklıkla hatalı kullanımlarına şahit olunmuştur. Kanaatimizce, hukukta oldukça sık başvurulan bu sözcüğün hatalı kullanımı, telafisi zor yahut imkansız hadiselere yol açmaya müsaittir. İşte bu sebeple, hususi olarak “meğerki” sözcüğü ile ilgili bir yazı kaleme almak arzusu duyulmuştur. Zira kaynaklar dikkatle tarandığında bu hususu özel olarak irdeleyen bir esere rastlanmamıştır. Bu yazıda “meğerki” kelimesinin sözlük anlamından, kullanım şeklinden, kullanımın anlaşılmasını pekiştirmeye yardımcı olması muhtemel örneklerden ve sıkça tanık olunan yanlış kullanımlarından bahsedilmesi hedeflenmektedir.
1. Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğe Göre Meğerki
Meğerki; İstek veya emir kipinde olan ve biri diğerini engelleyecek durumda bulunan iki cümleyi birbirine bağlayan bir sözdür. Örnek: Bu iş bitmeyecek meğerki siz de yardım edesiniz.(1)
Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlükte yukarıdaki gibi açıklanmış ve örneklenmiştir. Ayrıca “meğerki” kelimesinin yazımı hususunda ‘’ki’’ bağlacının bitişik olarak yazılması gerektiğinin de bilinmesinin önem arz ettiği kanaatindeyiz. Zira yalnızca cümle içindeki anlamının yerinde olması değil, yazımının imla kurallarına uygun olmasının da bir hukukçu için dikkate değer olduğu aşikardır.
Burada fazlaca ayrıntısına girmeksizin temel olarak Türkçede ‘’belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki’’ kelimelerindeki ‘’ki’’ bağlacının bitişik yazılması gerektiği kuralı hatırlanmalıdır.(2) Hatta ortaokul ve lise dil bilgisi müfredatında bu kelimelerin ‘’SoMBaHÇem’’ şeklinde kısaltılarak ezberletilmeye çalışılması da belki hatırlanmasına yardımcı olacaktır. Bu hayal ürünü kelimedeki büyük yazılan harfler ‘’ki’’ bağlacının bitişik yazıldığı kelimelerin baş harflerine tekabül etmektedir.
2. Meğerki Nasıl Kullanılır?
Türk Dil Kurumu tanımı ve “meğerki” kullanılmış cümlelerin irdelenmesi sonucu “meğerki” kelimesinin kullanımını şu şekilde özetlemek mümkündür: Bir kural ve ardından onun istisnası tek bir cümle halinde “meğerki” ile bağlanarak kurulabilir. Yine, örnek olarak TDK’nin cümlesi incelenecek olursa; ‘’Bu iş bitmeyecek meğerki siz de yardım edesiniz.’’ cümlesi az önce açıklanmaya çalışılan kuralı bilmeyen birisi için pek bir anlam ifade etmeyebilir. Oysaki bu açıklama ile bağdaştırılacak olursa, cümle aslında bu iş bitmeyecek ama eğer siz yardım ederseniz bitecek anlamı taşımaktadır. İlk cümlede görüldüğü üzere kural olarak görülen kesin bir cümle ve “meğerki” bağlacından sonra o kuralın istisnasına yer verilmiştir.
Daha fazla örnek ile bu günlük hayata yabancı kullanımı idrak etmek kolaylaşacaktır:
2.1. Kimse söyleneni yapmıyor meğerki ilahi bir ilham içine doğsun. (3)
Bu cümleden ‘’Kimse söyleneni yapmıyor, ancak ilahi bir ilham içine doğmuş olanlar istisnai olarak söyleneni yapıyorlar. Bir kimse ancak ilahi bir ilham içine doğarsa söyleneni yapıyor, aksi halde kimse söyleneni yapmıyor.‘’ anlamlarını çıkarmak mümkündür.
2.2. Rumeli kıyısında akşam, daima uzakta, daima eşyaya sinmiş bir hal olarak tadılır. Meğerki karşı kıyıdaki yalıların camlarını kanlı bir hasretle tutuşturmasın; önünüzde kıpırdayan denizde yer yer alev parçalarını, sanki bir tarafta bir gül bahçesi yıkılmış, her türlü renkli taştan bir bahar çökmüş gibi yüzdürmesin. (4)
Ahmet Hamdi Tanpınar, Boğaziçi’ni betimlediği bu cümlesinde ‘’ Rumeli kıyısında akşamların her zaman eşyaya sinmiş bir hal olarak tadıldığından ancak karşı kıyıdaki yalıların camlarını kanlı bir hasret tutuşturduğu zaman öyle olmadığından, farklı bir görüntü aldığından’’ bahsetmiştir.(5)
Birtakım edebi cümlelerdeki örneklerinden sonra makalenin esas amacına ulaşmasına vesile olabilecek hukuki metinlerdeki örneklerine yer vermek faydalı olacaktır:
2.3. Bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı paylar, ancak şirketin onayı ile devrolunabilir; meğerki, devir, miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebrî icra yoluyla gerçekleşsin.(6)
Bu cümlede Ticaret Kanunumuz “Bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı paylar ancak şirketin onayı ile devrolunabilir, kural budur; ancak devir, yukarıda anılan haller yoluyla gerçekleşirse istisnai olarak bu kural geçerli olmayacaktır; bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı payların illa şirketin onayı ile devri koşulu aranmayacaktır.” anlamını “meğerki” bağlacını kullanmak suretiyle tek cümlede özetlemiştir.
2.4. Tasfiye memurlarının üçüncü kişilerle tasfiye amacı dışında yaptığı işlemler şirketi bağlar; meğerki, üçüncü kişinin işlemin tasfiye amacının dışında olduğunu bildiği veya hâlin gereğinden bilmemesinin mümkün olamayacağı ispat edilsin.(7)
Bu cümlede hükme bağlanan kural ise tasfiye memurlarının üçüncü kişilerle tasfiye amacı dışında yaptığı işlemlerin kural olarak şirketi bağlayacağı, ancak üçüncü kişi işlemin tasfiye amacı dışında olduğunu biliyor veya bilmesi gerekiyor ise ve bu durum ispatlanırsa şirketi bağlamayacağıdır.
Çeşitli edebi ve hukuki metinlerden örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak kuralın anlaşılmasını sağlamak adına verilen bu örnekler kafi görülmektedir.
3. Sıkça Başvurulan Hatalı Kullanımlar
“Meğerki” kullanımının araştırılması esnasında direkt bu hususta bir kaynağa rastlanılmamıştır. Nitekim bu sebeple bu makalenin kaleme alınmasına ihtiyaç duyulmuştur. “Meğerki” sözcüğünün kullanımı noktasının üzerinde durulmasının eksikliği ve kaynak noksanlığı sebebi ile de sıklıkla bazı kavramlarla karıştırılmaktadır.
3.1. Bunlardan ilki ‘’yeter ki’’ kelimesidir.
Yeter ki; ancak, şu şartla anlamlarını vermek için kullanılır.(8)
Örnek: Yeter ki biri ona iyice bakmış, oturup onunla konuşmuş olsun. Memduh Şevket Esendal’ın bu cümlesinde muhtemelen birisinin aslında göründüğünden daha farklı, belki daha bilgili veya iyi kalpli birisi olduğundan bahsedilmektedir. ‘’Dışarıdan o şekilde görülmese de aslında iyi birisidir ve bu ancak birisi onunla oturup konuşursa ortaya çıkar.’’ anlamı verilmektedir. Görüldüğü üzere “meğerki” kelimesindeki gibi bir kural ve istisnasını belirtmekten uzak bir nitelik taşımaktadır. Yaygın yanlış kullanımına ‘’Bir gün gelecek ve belki de bu anılar, sefil bir insanın bu son itirafları onlara biraz olsun katkıda bulunacak meğerki ben öldükten sonra, rüzgâr bu çamur lekeli kâğıtları avlunun içinde savurmasın.’’ cümlesi örnek verilebilir. “Meğerki” sözcüğünün anlamını içselleştirdikten sonra bu cümlenin manasızlığı açıkça fark edilecektir. Cümleden meğerki çıkarılıp, yeter ki konduğu zaman cümlenin anlam kazandığı görülecektir.
3.2. Bir diğer sıkça karıştırılan kavram ise eğerdir.
Şart anlamını güçlendirmek için şartlı cümlelerin başına getirilen bu kelime, şayet olarak tanımlanmaktadır.(9) Örnek: Eğer Cemil Bey benimle evlenmek istiyor idiyse buna olmaz diyecek herhalde ben değildim.(10). Görüldüğü üzere eğer de “meğerki” sözcüğünün anlamı ile bağdaşmamaktadır. Ayrıca eğer, şartlı cümlelerin başında kullanılmaktadır. “Meğerki” ise kural ve istisna cümlelerinin aralarında tercih edilmektedir.
Sık duyulan yanlış kullanımına misal olarak ‘’Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar uzlaşmaya tabidir meğerki cinsel dokunulmazlığa karşı işlenmiş bir suç değilse.’’ cümlesi gösterilebilir. Burada, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçların uzlaştırmaya tabi olduğu ancak o suç cinsel dokunulmazlığa karşı işlenmiş ise uzlaştırmaya tabi olmadığı anlamı aktarılmak istenmiştir. Oysaki bu cümlenin kuruluş şekli itibari ile eğer cinsel dokunulmazlığa karşı işlenmiş bir suç değilse soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar uzlaştırmaya tabidir anlamı çıkmaktadır, ancak “meğerki” kullanılmıştır. Dolayısıyla bu, hatalı olmuştur. Doğru cümle ise ‘’ Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar uzlaştırmaya tabidir meğerki cinsel dokunulmazlığa karşı işlenmiş bir suç olsun.’’ şeklinde kurulabilir.
3.3. Meğerki ile karıştırıldığına şahit olunan son kavram ise meğer sözcüğüdür.
Türk Dil Kurumu bu sözcüğü; bilinmeyen, farkında olunmayan bir durum için kullanılan bir söz, meğerse, oysa, oysaki olarak tanımlamıştır.(11) Örnek: Evinin şaşmaz düzenine, sürekli durgunluğuna meğer ne de alışmış. Attila İlhan’ın bu cümlesi ‘’ Evinin şaşmaz düzenine, sürekli durgunluğuna alışmadığını veya alışamayacağını sanıyordum ancak o alışmış.’’ anlamı taşımaktadır. Çoğu zaman bir durumun sonradan fark edilmesi, öyle olduğunun sonradan öğrenilmesi ve buna şaşırılması hali söz konusudur. Tanıklık edilen yanlış kullanıma ise “Ben sevdiğini sanmıştım meğerki çok yanılmışım.” cümlesi örnek niteliğindedir. Yukarıda da detaylı olarak açıklandığı üzere bu cümlede meğer kullanılması yerinde olacak iken “meğerki” kullanımı hatalı olmuştur.
4.Sonuç
Özetle, “meğerki” sonrası kullanılan istisnai cümledeki vaziyet olmadıkça “meğerki” öncesinde belirtilen kural geçerlidir. Ancak “meğerki” sonrası cümledeki durum geçerli olursa ilk cümledeki kural geçerli olmayacaktır.
Cümlelerinde “meğerki” kalıbını tercih etmek isteyen hukukçuların yukarıda açıklanmaya gayret edilen kurala uygun olarak “meğerki”kalıbını kullanmaları yerinde olacaktır. Böylelikle ilk olarak iletişimin temel unsuru olan dili doğru kullanmaya bir hukukçu olarak azami özen gösterilmiş olacak, ikinci olarak “meğerki” kelimesinin kullanımını doğru bir şekilde öğrendikleri takdirde hukuk fakültesindeki öğrencilerin idraki kolaylaşacak, son ve belki de en mühim husus olarak da birtakım önemli hukuki metinlerde telafisi imkansız veya oldukça güç zararlara sebebiyet vermenin önüne geçilmiş olacaktır.