Montrö Bildirisi, 4 Nisan 2021 tarihinde Türk Deniz Kuvvetlerinden emekli 103 amiral ve 1 general tarafından yapılan açıklamadır. Bu açıklama, geniş bir yankı uyandırmıştır
Bildiri, 4 Nisan Bildirisi ya da Amiraller Bildirisi olarak da anılmaktadır.
Bildiri, Atatürk ilke ve devrimlerin çerçevesinde Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Kanal İstanbul projesine ilişkin uyarılar içermektedir.
Yargılama
Bu olayın ardından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bildiriyi yayınlayan 103 amiral hakkında TCK’nın 316/1 maddesinde yer alan ‘Devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma’ nedeniyle resen soruşturma başlatmıştır. Bildiriye imza atan 10 emekli amiral gözaltına alınmıştır.
Bildiriye karşı, 910 dernek, 408 vakıf, 27 üniversite, 114 oda, 550 sendika, 46 federasyon suç duyurusunda bulunmuştur. Ayrıca, bazı emekli amirallerin lojman ve koruma hakları iptal edilmiş, evleri aranmış ve dijital materyallerine el konulmuştur.
13 Nisan 2021 tarihinde, gözaltına alınan tüm emekli amiraller adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır.
Devamında, yürütülen soruşturma sonucunda 6 Aralık 2021’de düzenlenen iddianame Ankara 20’nci Ağır Ceza Mahkemesine sunulmuştur.
İddianamede, 103 emekli amiral hakkında TCK’nın 316/1’inci maddesi kapsamında, ‘devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma’ suçundan 12 yıla kadar hapis cezası talep edilmiştir.
Dava açılan 103 emekli amiralin ilk duruşması Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinde, 21 Mart 2022’de yapılmıştır. “Devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma” suçundan 12’şer yıla kadar hapis talep edilen dava 18 Eylül 2022’deki duruşma ile devam edilmiştir. Tutuksuz yapılan yargılama sonucunda, 20 Aralık 2022 tarihli duruşmada suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle tüm sanıkların oybirliği ile beraatine karar verilmiştir.
Montrö Bildirisi – Amiraller Bildirisi
“Yüce Türk Milletine,
Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.
Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.
Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.
Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.
Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.
04 Nisan 2021
Deniz Şehitlerimizi anarak Saygıyla duyururuz.”