Onarıcı Adalet, suçun yarattığı problemin, meşru ilgili ve toplumun katılımı ile çözümünü hedefleyen almaşık adalet yaklaşımıdır. Eylemi suç olarak değil, sosyal bir problem olarak tanımlar. Amacı, mağdurların ihtiyaçlarını dikkate alıp değerlendirmek, suçu önlemek, faillerin sorumluluk üstlenmelerini temin ederek, toplumun içinde tutmak, toplumun işleyişini pekiştirerek, adli mekanizmaları devre dışı bırakmaktır.
Onarıcı adalet, toplumu suçun kaynağı olarak benimsediği için, toplumun sağaltım sürecine dahil edilmesinin gerekli görür. Buna göre suçun sonuçlarından etkilenen herkesin, onaran adaletin inşasına katılma özgürlüğü vardır. Adil bir çözüm için, esnek olmaktan başka bir çok objektif kriterin referans alınarak çözüme ulaşılması beklenmektedir.
Çözümün sübjektif sınırları geniştir ve içine mağdur ve failden başka, suçtan etkilenen hemen herkesin aktif olarak dahil edilmesi teşvik edilmektedir. Katılım eşiğinin düşük tutulması, varılan çözümün bağlayıcılık gücünü de pekiştirmektedir. Süreç, ona liderlik eden bir kolaylaştırıcı aracılığıyla sevk ve idare edilir. Burada suçun vücuda getirdiği sorunlar, kolaylaştırıcının liderliğinde tüm katılımcıların birlikte ve ortaklaşa çabasıyla çözüme kavuşturulur. Özü itibarıyla, suçlamak ve mahkum etmek yerine, bir problem çözme yöntem ve yaklaşımı olarak konuşlanmayı seçmektedir. Suçu, hukukun ihlali olarak görmez, aksine toplum ve evlatlarını hedefleyen bir zararlandırıcı olarak tanımlar.
Onarıcı adalet prosesinde, çatışmayı motive eden temel edenler ile meselenin çözümü birlikte değerlendirilir. Mağdurun zarar ve beklentilerini rafine hale getirir ve bu zemine odaklanır. Faili, onu suça sürükleyen koşul ve nedenleri anlaması için ikna ederek sorumluluk üstlenmeye özendirir. Fail, şeriki olduğu çözümün var ettiği sorumluluğu üstlenmekle, hem kendisini iyileştirir, hem de mağdur ve topluma verdiği zararı giderir. Amaç, mağduriyeti sağaltmak, faili toplumun içinde tutmak, izole olmasını önlemektir. Oldukça esnek yapısıyla geleneksel veya lokal ceza ve adalet kurumlarıyla koşut ilerleme potansiyeli vaat edebilmektedir.
Süreç; katılımcı, dengeleyici, sorun çözücü, dahil edici ve gönüllülük esasına göre ilerler. Yüzleştirici, düzeltici, sağaltıcı, dahil edici ve şekli gerçekliği değil, gerçeği hedefler. Çözüm sürecine egemen olan karşılıklı saygıdır ve bu özellikler tarafları zeminde tutmanın koşuludur. Çözümün ceza ile özdeşleştirilmemesi bu yaklaşımın güçlü beklentisidir.(Yargıç Hilmi Şeker tarafından kaleme alınmıştır)