Yeni
Ana Sayfa » Evrensel Metinler » Praetor Beyannameleri

Praetor Beyannameleri

Praetor Beyannamesi (Edictum praetoris) Roma Hukuku‘nun günümüze ulaşmış en önemli unsurlarından biridir.

Roma’da, Cumhuriyet döneminin başlarında bir yurttaş hakkını ileri sürmek için dava açmak istediği takdirde konsüle başvurmak ve talebini teamül tarafından öngörülen ya da XII Levha Kanunu’nda yazılı bulunan belirli bir usule bağlamak zorundadır ve bu sisteme “kanun davaları” (legis actiones) usulü denilmektedir.

Davacı bu minval üzere önde gelen yurttaşlar arasından bir hâkim tayin etmesi için öncelikle üst düzey bir magistra’ya başvurmak durumundadır. Davacının ayrıca kanunun öngördüğü bir davaya atıfta bulunması gerekmektedir. Zira talebin kanun davalarından birine tekabül etmemesi halinde yargılama gerçekleşmemektedir ve “dava yoksa, yargılama da yoktur.”

Praetorlar 

M.Ö. III. yüzyıldan itibaren bu sistemin katılığı gittikçe daha fazla rahatsızlık verir olmuş, Roma’nın gücünün artması, toprakların genişlemesi, gittikçe artan sayıda yabancının kentlere göç etmesiyle birlikte eski usulün çözmeye elvermediği yeni ihtilâf türleri ortaya çıkmıştır. Bu yüzden kanun davaları usulünün esnetilerek dönüştürülmesi gerekli hale gelmiştir. Bu görev halk meclisi tarafından bir yıllığına seçilen praetor’a düşmüş, Praetor Beyannameleri, halk meclisi tarafından bir yıllığına seçilen Praetor’lar tarafından oluşturulmuş ve Roma Hukuku’nu geliştirmiştir.

Praetorlar ihtiyaç oldukça yeni davalar yaratarak hukuku söylemenin yeni tarzlarını geliştirmiştir. Praetorlar bunu, kendisini çevreleyen meslek hukukçularının (jurisprudent) yardımıyla, bir “formula” oluşturarak gerçekleştirmiştir. Formula praetor’un hâkimi atarken, uygun bir kanun davasının bulunmaması halinde, ona ihtilâfı ne surette çözebileceğini gösterdiği bir tür küçük programdır. Bu yeni usul “formula usulü” olarak adlandırılmış, ilk aşamada praetor mevcut davaları esnetme yoluna giderek bunların uygulama sahalarını yeni durumlara teşmil etti. İkinci aşamada ise praetor ve danışmanları mevcut davalarla herhangi bir ilgisi bulunmayan tümüyle yeni davalar geliştirdiler.

M.S. II. yüzyılda praetor’lar göreve başlamaları sırasında hukuka getirmeyi tasarladıkları yenilikleri ilân etme alışkanlığını kazandılar. Diğer magistra’lar gibi praetor da ius edicendi’ye, yani görev başlangıcında bir beyanname (edictum) yayınlama yetkisine sahipti. Adaletten sorumlu magistra’nın davacılara bahşetmeyi taahhüt ettiği davaların listesini içeren praetor beyannamesi bir tür yıllık adlî program meydana getirmektedir. Zira her bir yeni praetor selefleri tarafından getirilen davaları benimsemekte, bunlara sadece bazı yenilikler eklemektedir.

Praetor hukuku böylelikle sürekli bir yaratış süreci içerisinde bulunmuştur. Bu yeni hukuk, Cumhuriyet döneminin son iki yüzyılında ve İmparatorluk döneminin başlarında Roma hukukunun başlıca yaratıcı kaynağı olmuştur. Ancak bu son devirde praetor beyannameleri dinamizmini yitirmiş, yeni praetorlar beyannameyi değiştirmeksizin kopyalamakla yetinmeye başlamışlardır.

Roma’da, M.S. 130 yılına doğru imparator Hadrianus büyük hukukçu Iulianus’tan beyannameye nihaî bir tertip vermesini istemiş, Daimî Beyanname (Edictum perpetuum) ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede praetor’ların faaliyeti emperyal mevzuatla birlikte müteakip yüzyıllarda hukukî yaşamı düzenlemeyi sürdürmüştür. Geç İmparatorluk döneminin büyük hukukçuları Daimî Beyanname şerhleri (Libri ad Edictum) hazırlamışlardır. Bunlardan en meşhur olanı Ulpianus’un şerhidir.

Bunu okudunuz mu?

30 Eylül – Hukuk Takvimi

30 Eylül – Hukuk Takvimi 1883  Nazi Almanyası’nda Bilim, Eğitim ve Ulusal Kültür Bakanı Bernhard …