Prof. Dr. Çetin Özek, 1934 yılında Çorum’da doğmuş, 16 Temmuz 2008 tarihinde İstanbul’da yaşama veda etmiştir.
Ceza Hukukunun duayenlerinden olan Özek, 1952 yılında Pertevniyal Lisesi’nden ve 1956 yılında da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi‘nden mezun olmuştur. Fakülteyi bitirmesinin ardından Ceza ve Ceza Usûl Hukuku Kürsüsü’nde asistan olarak göreve başlamış ve 1961 yılında “Türkiye’de laiklik” konulu doktora tezini tamamlayarak hukuk doktoru unvanını kazanmıştır.
Prof. Dr. Çetin Özek, 1962-1964’e yılları arasında, İtalyan hükümetinden kazandığı bursla Roma Üniversitesi’e bağlı “Scuola di Perfezionamento di Diritto Penale” de eğitim almış ve 1965 yılında doçent unvanını kazanmıştır. 1969 -1970 yıllarında İngiltere’de ceza hukuku alanında çalışmalarda bulunmuş, Türkiye’ye dönerek akademik faaliyetine devam etmiştir.
Özek, akademik yaşamının yanı sıra gençlik derneklerinin toplantılarında konferans ve paneller düzenlemiş, konuşmalar yapmış, 1966 yılından itibaren Ant Dergisi’ne makaleler yazmıştır.
Çetin Özek ve Darbeler Dönemi
Özek, iki ciltlik “Faşizm ve Devrimci Halk Cephesi” çalışması ve aktivist tutumlarının etkisiyle, 12 Mart 1971 Askeri Muhtırasının ardından bir davaya dahil edilerek Maltepe Cezaevi’ne gönderilmiştir. Aynı dönemde üniversitedeki görevinden alınmış ancak Danıştay kararıyla üniversiteye geri dönmüş, 1978 yılında Ceza Hukuku alanında profesör olmuştur.
Özek, 12 Eylül Askeri Darbesinin ardından 1983 yılında Yüksek Öğretim Kurumunun(YÖK) kurulması üzerine üniversitedeki görevinden ayrılmış; Milliyet, Hürriyet, Günaydın gazetelerinde hukuk danışmanlığı yapmış, köşe yazıları yazmıştır. Aynı dönemde İstanbul Barosu‘na bağlı olarak avukatlık yapmıştır.
Bir süre sonra yeniden üniversiteye dönen Çetin Özek; 1999 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Bölümü Başkanıyken, dönemin rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun yasakçı tavırlarını protesto ederek üniversite senatosundan istifa etmiştir. 2001 yılında yaş haddinden emekli olmuştur.
Özek, yaşamının son yıllarında sağlık sorunları ile savaşmak zorunda kalmış, 16 Temmuz 2008 tarihinde 74 yaşında iken hayata veda etmiştir. Cenazesi için ilk tören 17 Temmuz Perşembe günü İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenmiş, Teşvikiye Camii’nde ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Kozlu Mezarlığında toprağa verilmiştir.
Hukukçu, yazar, gazeteci Çetin Özek, HaberTürk Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğü ve Hürriyet Gazetesi Dış Haberler Müdürlüğü yapan Ayşe Özek Karasu’nun ve NTV Kanalı Prodüktörlerinden Zeynep Özek’in babasıdır. Ayşe Özek Karasu, Özek’in kitaplığını onun çalışmalarını yürüttüğü İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku ve Kriminoloji Araştırma Merkezi Müdürlüğü’ne hediye etmiş, Özek’in kitaplığı genç hukukçuların istifadesine sunulmuştur.
Çetin Özek’in Basın Özgürlüğü Alanındaki Çalışmaları ve Siyasal Mücadelesi
Prof. Dr. Özek, doktora tezi ile birlikte Türk hukuk sistemi ve laiklik konusunda önemli çalışmalara imza atmış, sektörü yakından tanımış olmanın avantajı ile Basın Hukukunun oluşturulmasında ve yerleştirilmesinde büyük emek vermiştir. Bir yandan Ceza Hukukunun çeşitli alanlarında Prof. Dr. Sahir Erman ve Prof. Ayhan Önder ile teorik kitaplar yazmış, bir yandan basın özgürlüğü konusunda önemli açılımlar getiren yaratıcı çalışmalar yapmıştır.
Basın Özgürlüğüne büyük önem veren Özek, çalışan gazetecilerin haklarını düzenleyen 212 Sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunu “Türk Basın Hukuku” adlı eserinde incelemiştir. Basın mensuplarının, halkın haber alma özgürlüğü adına yapacakları çalışmaları desteklemiş, bu konuda adımlar atılmasını sağlamıştır. “Basın Hakkından Bilgilenme Hakkına” isimli eseri ile Türkiye’de Bilgi Edinme Hakkı kavramının doğmasını ve yerleşmesini sağlamıştır.
Özek, 68 Kuşağı fakülte temsilcilerinin önerilerinin yer aldığı Reform Tasarısı isimli kitapçığın hazırlanmasına katkıda bulunmuş; Çetin Uygur ve Osman Arolat ile birlikte, tefrikalar halinde Milliyet Gazetesi’nde yayınlanmasını sağlamıştır.
Türkiye’nin demokratikleşmesi için gerek teorik ve gerekse siyasal eylemli mücadele vermiş bir bilim insanıdır. Fikir suçlarının ortadan kaldırılması için mücadele vermiş; Eski Ceza Kanunundaki 141 ve 142. maddelerin mevzuattan çıkarılması için kitap yazmıştır.
Çetin Özek’in Eserleri
Çetin Özek, yazmış olduğu eserleri ile Ceza Hukuku literatürüne büyük katkıda bulunmuştur. Basın Hukuku ve Basın Özgürlüğü alanındaki eserleri ise günümüze ışık tutan önemli kaynaklardır. Yayımlanan kitaplarının yanı sıra, birçok dergi ve gazetede yazıları çıkmıştır. Profesör Çetin Özek’in anısına bir çok konferans düzenlenmiş ve 2004 yılında İstanbul Barosu Yayınları tarafından “Çetin Özek Armağanı” adlı eser yayınlanmıştır.
- Basın Kanunu ve İlgili Mevzuat
- Basın Özgürlüğünden Bilgilenme Hakkına
- Ceza Hukuku Pratik Çalışma Gereçleri
- Ceza Hukuku Özel Bölüm Kamu Güvenine Karşı İşlenen Suçlar (TCK 316 – 368)
- Türkiye’de Laiklik
- Siyasi İktidar Düzeni ve Fonksiyonu Aleyhine Cürümler
- Devlet Başkanına Karşı İşlenen Suçlar
- Türk Ceza Kanununun Elli Yılında Devlete Karşı Suçlar
- Basın Suçlarında Ceza Sorumluluğu
- 141-142
- Faşizm ve Devrimci Halk Cephesi
- Direnen Faşizm
- Türkiye’de Gerici Akımlar ve Nurculuğun İçyüzü
- Devlet ve Din
- Türk Basın Hukuku
- Ceza Hukuku Özel Bölüm
Oktay Ekşi:
“O bir hukuk virtüözüdür”
Doğan Hızlan:
“Hukukçuluğunu, yazarların, sanatçıların özgürlüğü için kullandı. Gazeteciler, yazarlar bir celp aldıklarında hemen ona koşarlardı. İki nedeni vardı, iyi bir hukukçuydu, ceza hukuku denince onun adı anılırdı; ikincisi, bence daha önemlisi, edebiyatı bilen, tiyatroyu seyreden bir hukukçunun kendilerini anlayarak daha iyi savunacakları kanaati taşımalarıydı. Çetin Özek’in yaşamı yazılırken, anlatılırken, meslekteki olağanüstülüğünün yanı sıra aslında dünyayı algılama konusundaki tutkusuna değinilmeli. Çünkü bunlar ortaya çıktıkça, sosyal bilimlerde çalışanların nasıl olması gerektiği de örneklenmiş olacaktır.”
“Aslında herkes bilirdi, o çocuk gibiydi. Onun için böyleydi. O insanları çok severdi. Yufka yürekliydi. Çok çabuk kızardı ama sonradan çok üzülürdü yaptıklarına…Çok çalışkandı. Çok disiplinli bir ceza hukukçusuydu. İnsancıl ceza hukukunun ne olduğunu öğreten oydu. Kimsenin görmediğini görürdü.”
Prof. Dr. Köksal Bayraktar:
“Prof. Çetin Özek’in sahneye çıkmasıyla bilgilenme hakkı kavramı Türk hukukuna girmiştir, bu bir devrimdir. Özek, bilgilenme kavramını ortaya koymakla piramidi tersine çevirdi, insanı ön plana aldı.”
“Çetin Özek, İstanbul Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Enstitüsü’ne asistan olduğundan itibaren emekliliğine kadar hep Türk insanı ve Türk toplumu için son derece faydalı bana göre, dönemeç teşkil eden eserler yazmıştır. Türkiye’de ‘Laiklik’ başlıklı doktora tezi bugün dahi çok önemli aynı şekilde ‘Siyasi İktidar Aleyhine İşlenen Cürümler’ konulu doçentlik tezi bugünün konusu. Ergenekon olayı ile ilgili bütün çalışmaları, teorik bilgileri bu kitapta bulabilmek mümkün. Çetin Hoca, düşünce özgürlüğünün sınırsızlığı 141, 142. maddelere karşı hukuk alanındaki mücadelesi ve hayatının son dönemlerinde hak ve özgürlüklerle ceza hukukunun yakından bağlılığı ve bilgi edinme hakkı kavramlarını Türkiye’ye getiren insan. Son yıllarda yazdığı Ceza Kanunu’nun çeşitli bölümleriyle ilgili 4 kitap maalesef tamamlanamadı, tamamlanmış olsa idi bir başeser ortaya çıkacaktı. Çetin Hoca, 1968 öğrenci olaylarında 1 nolu anfideki toplantılarda güzel konuşmalarıyla, açık oturumlardaki katkılarıyla, Türk Devrim Ocakları Genel Başkanlığı’yla Türk düşünce hayatında seçkin bir yere sahipti. Çok önemli bir kayıp.”
Prof. Dr. Duygun Yarsuvat:
“Çetin Özek, Türk hukuk dünyasında bir devdi. Kendine özgü ilerici düşüncelere sahipti ve bütün düşündüklerini açık bir şekilde ortaya dökerdi. Türkiye’de zamanında en sakıncalı olan konuları ele almış, derinlemesine incelemiştir. Büyük eserlerin sahibi, özellikle anayasa hukuku, devletler hukuku ve ceza hukuku arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur. Bir basın hukuku üstadı. Bu konuda yazdığı kitap Türkiye’nin tek referans kitabı. Çetin’in çok renkli bir hayatı da oldu, çok neşeli, insancıldı, eğlenmeyi severdi. İtalya’da geçirdiği yıllar onu çok etkiledi. Çetin ile birlikte mutfakta yemek bile pişirdik. Asistan olunca aynı odada hayatımızı sürdürdük, doçent olunca da aynı odada devam ettik. Çok tatlı hatıralarımız oldu. Eserleri abide olarak kalacak.”
Prof. Dr. Uğur Alacakaptan:
“Çetin Özek, benim ilkokul arkadaşımdı, her şeyden önce değerli bir arkadaşımı kaybettim. Türkiye çok önemli bir hukuk adamını kaybetti. Bizim kuşağımızdaki en iyi ceza hukukçusuydu. Sadece ceza hukuku değil, laiklikle ilgili içimizdeki en bilgili isimdi. Laiklik konusunda yazdıkları daima kalacak, onlar abide eserler. Ölümüne çok yanacağız, Türkiye için büyük bir kayıp. Bilgi edinme hakkını kazandırdı”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç:
“Çetin Hoca’nın vefatı hem Türk basını, hem de Türk hukuku açısından çok önemli bir kayıp. Bizim 212 sayılı yasa dediğimiz 5953 sayılı yasanın uygulanmasına ilişkin çok önemli katkıları oldu. Çalışan gazetecilerin haklarını kapsayan 212 sayılı yasanın uygulanmasına değerli yorumlarıyla katkıda bulundu. Bu nedenle de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından kendisine ‘Onursal Üye’ payesi verildi. Türk basını açısından Çetin Hoca’nın iki önemli kitabı var. Türk Basın Hukuku kitabı Türk basınının hem hukuksal gelişimini, hem de yayınlandığı dönemin özelliklerini ele alıyor. Basın Özgürlüğünden Bilgilenme Hakkına isimli eseri ise ifade özgürlüğü yerine bilgilenme hakkının öne geçirilmesini öneriyor. Çetin Hoca’nın en önemli özelliklerinden biri bilgilenme hakkı kavramını ortaya atmış olması. Bilgilenme hakkı, büyük ölçüde yayın organlarının, gazetecilerin habere ulaşabilmesi, yazabilmesi ve kamuoyuna iletebilmesi olarak da yorumlanabilir. Nitekim daha sonra ‘Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’ yapıldı. Çetin Hoca, hem hukuk adamı, hem de avukat olarak ifade özgürlüğü, bilgilenme hakkı gibi konularda önemli görevler üstlendi. Hukuk dünyası devini kaybetti”