Ana Sayfa » Evrensel Metinler » Rehin Alma Olaylarına Karşı Uluslararası Sözleşme

Rehin Alma Olaylarına Karşı Uluslararası Sözleşme

Rehin Alma Olaylarına Karşı Uluslararası Sözleşme, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 17 Aralık 1979’da 34/146 sayılı kararla kabul edilmiştir. Uluslararası terörizmin önlenmesinde önemli bir adım olarak kabul edilmektedir. (International Convention Against the Taking of Hostages)

Sözleşme, BM’nin himayesinde tüm devletlerin imzasına açıktır. 1980 yılı sonuna kadar 39 devlet tarafından imzalanmış ve 22 devlet tarafından onaylandıktan sonra 3 Haziran 1983’te yürürlüğe girmiştir. 2016 yılı itibarıyla sözleşmenin 176 taraf devleti bulunmaktadır.

1970’li yıllarda rehin alma olaylarının artması, Rehineler Sözleşmesi’nin hazırlanmasında etkili olmuştur. Sözleşme, rehin alma suçunun insan haklarını ve uluslararası barışı tehdit ettiğini dikkate alarak, mağdurların korunması ve suçluların adalet önüne çıkarılması için ülkeler arası iş birliğinin güçlendirilmesini hedeflemiştir. Devletler, rehine alan kişileri kovuşturmak veya teslim etmek yükümlülüğü altındadır. Suçluların iadesi prosedüründe sözleşme hükümlerine uygun hareket edilecektir.

Rehin Alma’nın Tanımı

Bir devleti, uluslararası örgütü, gerçek veya tüzel kişiyi bir şey yapmaya, bir şeyi yapmaktan kaçınmaya zorlamak için açıkça veya üstü kapalı olarak rehin alınan bir kişinin salıverilmesi şartına bağlamak “rehin alma” suçunu oluşturur.

Türkiye’nin Tutumu

Türkiye, terörizmle mücadelede uluslararası iş birliği çağrısında bulunan ülkeler arasında yer almıştır. Terörizmin küresel bir tehdit haline gelmesi, iş birliği çabalarını hızlandırmış ve sözleşmenin hazırlanmasında katkı sağlamıştır. Rehine Alınmasına Karşı Uluslararası Sözleşmeye Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun, 21 Nisan 1988 tarihinde kabul edilmiş, 29 Nisan 1988’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Ancak Türkiye, sözleşmenin hakemlik ve zorunlu yargıya ilişkin hükümlerine çekince koymuştur.

Sözleşmenin Amaçları

Sözleşme, rehine alma suçunun uluslararası bir sorun olduğunu vurgulamış ve bu eylemlerin; tanımlanması, cezalandırılması, önlenmesi ve uluslararası iş birliği ile ele alınması için taraf devletlere yükümlülükler getirmiştir. Sözleşme imzacısı devletler, devletlerin rehin alma eylemini yasaklamış ve cezalandırmayı taahhüt etmiştir. 

Sözleşmenin Arka Planı: Almanya’nın Girişimleri ve Müzakereler

Almanya, Nisan 1975’te İsveç’in Stockholm kentindeki Alman Büyükelçiliği’nde yaşanan rehine krizinin ardından, sorunu Birleşmiş Milletler gündemine getirmiştir. Rehine alma karşıtı bir antlaşmanın oluşturulması, 1976 yılında Federal Almanya Cumhuriyeti tarafından başlatılan bir projedir. Rehin alma olaylarının insanlık dışı olduğu vurgulanmış ve bu suçun İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme‘yi ihlal ettiği belirtilmiştir. Silahlı çatışma halleri dışında rehin alma suçunu cezalandıran ve devletlere yükümlülük getiren uluslararası bir düzenleme bulunmadığı için, Almanya’nın önerisi desteklenerek gündeme alınmış ve Ad Hoc Komite’ye sevk edilmiştir

Müzakereler devam ederken, uluslararası alanda rehine alma olayları da sürmüştür. Bunlardan bazıları:

  • 1976’da Entebbe Havaalanı’ndaki uçak kaçırma olayı,
  • 1977’de Somali’ye giden bir Alman uçağının kaçırılması,
  • 1979’da Tahran’daki ABD Büyükelçiliğinin işgali.

Bu olaylar, sözleşmeye olan ihtiyacı daha da güçlendirmiştir. 1977-1979 yıllarında Rehine Almalara Karşı Uluslararası Sözleşme Taslağı Hazırlama Geçici Komitesi tarafından yapılan çalışmalar sonucunda nihayet Rehineler Sözleşmesi hazırlanmıştır.

‘REHİNE ALINMASINA KARŞI ULUSLARARASI SÖZLEŞME

Bu Sözleşmeye Taraf olan Devletler,

Birleşmiş Milletler Beyannamesinin, uluslararası ‘barış ve güvenliğinin idamesine ve devletler arasında dostane ilişkiler ve işbirliğinin desteklenmesine dair, prensip ve amaçlarını hatırda tutarak,

İnsan Halkları Evrensel Beyannamesinde ve Medenî ve Politik Halklar Uluslararası Sözleşmesinde öngörüldüğü üzere, herkesin özellikle yaşama, hürriyet ve kişi güvenliği haklarına sahip bulunduğunu kabul ederek,

Genel Asamblenin diğer ilgili kararlarında olduğu gibi, Birleşmiş Milletler Beyannamesine uygun olarak, Devletler arasında dostane ilişkileri ce işbirliğini ilgilendiren Devletler Hukuku Prensipleri Hakkındaki Deklarasyon ve Birleşmiş Milletler Beyannamesinde zikredildiği üzere, halikların eşitliği ve self – determinasyon hakları, kuralını yeniden teyit ederek,

Rehine almanın uluslararası toplumu ciddî şekilde ilgilendiren bir suç olduğunu ve bu Sözleşme hükümlerine uygun olarak rehine allıma suçunu işleyen herkesin ya kovuşturulacağım ya da iade edileceğini düşünerek,

Uluslararası terörizmin tezahürleri olarak tüm rehine alma fiillerinin önlenmesi, kovuşturulması ve cezalandırılması için etkin tedbirlerin hazırlanması ve kabul edilmesinde, Devletler arasında uluslararası işbirliğinin geliştirilmesinin acil olarak gerekli bulunduğuna kani olarak,

MADDE 1

1. Bir başka şahıs (bundan sonra «rehine» olarak atıf yapılacaktır), bir üçüncü tarafı, yani bir Devleti, uluslararası bir kuruluşu, bir hakikî veya hükmî şahsı veya bir kişi grubunu; rehinenin serbest bırakılmasının kesin veya dolaylı bir sarftı olarak, herhangi bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlamak için cebren tutan veya hapseden ve ‘öldürmek ,yaralamak veya hapsetmeye devam etmekle tehdit eden herhangi bir şahıs, bu Sözleşmeye göre «rehine alma» suçunu işlemişidir.

2. a) Rehine  alma fiilini işlemeye teşebbüs eden veya,
b) Rehine alma fiilini işleyen veya buna teşebbüs eden kişiye, suç ortaklığı yapan şahıslar bu Sözleşmenin amaçları bakımından keza suç işlemiş addedilir.

MADDE  2

Taraf Devletler, 1 inci maddede belirtilen suçları, bu suçların ciddî niteliğini dikkate alan uygun müeyyidelerle cezalandıracaklardır.

MADDE : 3 

1.Taraf Devletlerden birinde rehine alınma olayı vuku bulduğu hallerde bu taraf devlet, rehinenin durumunu kolaylaştırmak, özellikle serbest bırakılmasını sağlamak ve serbest bırakılmasından sonra gerekiyorsa bu ülkeden ayrılmasını kolaylaştırmak için uygun göreceği tüm tedbirleri alacaktır.

2. Rehine alma suçu işleyen tarafından bu fiil sırasında ele geçirilen herhangi bir eşyaya, taraf Devletçe el konulduğu takdirde, bu Devlet mümkün olduğu anda bu eşyayı (rehineye veya olayın durumuna (göre 1 inci maddede belirtilen üçüncü tarafa veya bunların münasip yetkili makamlarına iade edecektir.

MADDE 4

Taraf Devletler 1 inci maddede belirtilen suçların önlenmesinde, özellikle;

a) Ülkelerinde rehine alma eylemlerinin işlenmesinde, cesaret veren, kışkırtan, düzenleyen veya dahil olan kişilerin, grupların ve teşekküllerin kanun dışı faaliyetlerinin yasaklanması dahil olmak üzere, bu suçların ülkeleri içinde veya dışında işlenmesi amacıyla kendi ülkelerinde hazırlık yapılmasını önlemek için pratik tüm tedbirleri alarak,

b) Bu suçların işlenmesini önlemek için bilgi teatisinde bulunarak ve uygun görülecek idarî ve diğer tedbirlerin alınmasında ‘koordinasyon sağlayarak,

İşbirliği yapacaklardır.

MADDE 5

1. Her taraf Devlet, 1 inci maddede belirtilen suçlardan herhangi birisinin;

a) Kendi ülkesinde veya bu Devlette kayıtlı bir gemi veya uçakta;
b) Kendi uyruklularından herhangi (birisi veya bu Devletin uygun bulması halinde, ülkesinde mutad ikametgâhı bulunan vatansız kişiler tarafından;
c) Bu Devleti herhangi bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlamak için; veya,
d) Bu Devletin uygun görmesi kaydıyla kendi uyruğu olan bir rehine İle ilgili olarak,

İşlenmesi halinde, bu suçlara kendi yargı yetkisini tesis etmek için gerekli olabilecek tedbirleri alacaktır.

2. Her Taraf Devlet, 1 inci maddede (belirtilen suçları işlediği iddia olunan sanığın, kendi ülkesinde bulunması ve onu, bu maddenin 1 inci paragrafında zikredilen devletlerden (herhangi birisine iade etmemesi hainde 1 inci maddede belirtilen suçlar üzerinde kendi yargı yetkisini tesis etmek için lüzumlu görülebilecek tedbirleri de aynı şekilde alacaktır.

3. Bu Sözleşme, iç hukuka uygun olarak yerine getirilen ceza yargısını bertaraf etmez.

MADDE 6

1. Ülkesinde suç işlediği iddia olunan sanığın bulunduğu herhangi bir Taraf Devlet, şartların o şekilde gerektirdiği kanısında ise, kendi kanunlarına uygun olarak sanığı nezarete koyacak veya herhangi bir ceza veya iade kovuşturmasının başlatılmasına imkân verecek bir zaman süresince o ülkede bulunmasını sağlamak için ‘başka tedbirleri alacaktır. Bu Taraf Devlet, olaylar hakkında derhal bir ön soruşturma yapacaktır.

2. Bu maddenin 1 inci paragrafında atıf yapılan nezarete alma ve öteki tedbirler gecikilmeden doğrudan veya Birleşmiş Miletler Genel Sekreteri vasıtasıyla,

a) Suçun işlendiği Devlete; ,
b) Aleyhine zorlama yapılan veya buna teşebbüs edilen devlete;
c) Aleyhine zorlama yapılan veya buna teşebbüs edilen gerçek veya tüzelkişinin uyrukluğunu taşıdığı devlete;
d) Rehinenin, uyrukluğunda bulunduğu veya ülkesinde mutad ikametinin bulunduğu Devlete;
e) Suçu işlediği iddia olunan sanığın uyrukluğunda olduğu veya sanık vatansız kişi ise, mutad ikametgâhının bulunduğu Devlete;
f)’ Aleyhine zorlama yapılan veya buna teşebbüs edilen Hükümetlerarası Uluslararası kuruluşa;
g) İlgili diğer tüm Devletlere;

bildirecektir.

3. Hakkında bu maddenin 1 inci paragrafında atıf yapılan tedbirler alman her şahıs;

a) Gecikmeksizin uyrukluğunda olduğu veya bir başka sebeple kendisi ile haberleşmeye yetkili devletin en yakın münasip temsilci ile veya vatansız kişi ise, mutad ikametgâhının bulunduğu Devlet ile haberleşme;
b) Bu Devletin bir temsilcisi tarafından ziyaret edilme;

Hakkına haiz olacaktır.

4. Bu maddenin 3 üncü paragrafında atıf yapılan haklar rehin alma suçu işlediği iddia edilen sanığın ülkesinde bulunduğu Devletin kanun ve kurallarına uygun olarak kullanılacaktır. Bununla birlikte anılan kanun ve kurallar, bu maddenin! 3 üncü paragrafında düzenlenen hakların amacına geçerlilik sağlayacak şekilde (olmalıdır.

5. Bu maddenin 3 ve 4 üncü paragrafları hükümleri, herhangi bir taraf Devletin, 5 inci maddenin 1 (b) paragrafına uygun olarak yangı yetkisini öne sürmesine ve Kızılhaç Uluslararası Komitesini sanık ile haberleşmeye ve onu ziyarete davet etme hakkına halel getirmeyecektir.

6. Bu maddenin 1 inci paragrafında öngörülen hazırlık soruşturmasını yapan Devlet vardığı sonuçlara dair raporunu derhal bu maddenin 2nci paragrafında atıf yapılan devletlere veya teşekküllere bildirecek Ve yangı yetkisini kollanıp, kullanmayacağını belirtecektir.

MADDE 7

Taraf olan Devletin rehine alma suçu işlediği iddia edilen sanık hakkında kovuşturma yapması halinde, kemdi kanunlarıma uygun olarak, kovuşturma sonucunu, ilgili devletler ve alakalı Uluslararası Hükümetlerarası kuruluşlara intikal ettirecek olan Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine bildireceklerdir.

MADDE 8

1. Rehine alma suçunu işlediği iddia edilen sanığın ülkesinde bulunduğu Taraf Devlet, bu kişiyi iade etmediği takdirde, hiçbir istisnaya) tabi olmadan ve suçun, ülkesinde işlenip işlenmediğine bakmadan, olayı o Devlet kanunlarına uygun olarak kovuşturma yapılmak üzere yetkili mercilere intikale ettirmekle yükümlü olacaktır.

Bu yetkili merciler, o devlet kanunlarına göre ciddî nitelikte herhangi bir olağan suçla ilgili davada olduğu gibi, aynı şekilde karar alacaktır.

2. 1 indi maddede belirtilen suçlardan herhangi birisi ile ilgili alarak, hakkında kovuşturmaya tevessül edilen herhangi bir şahsa, kovuşturmanın bütün aşamalarında, o ülke kanunlarının bahşettiği tüm haklar ve teminatlardan yararlanma dahil olmak üzere, adilane muamele yapılması garanti edilecektir.

İMADDE! 9

Bu Sözleşmeye uygun olarak suç işlediği iddia edilen sanığın iade talebi, talepte bulunulan Devletin aşağıdaki önemli nedenlerin bulunduğuna ikna olması halinde yerime getirilmeyecektir.

a) 1 inci maddede belirtilen suç için iade talebinin, bir şahsın ırkı, dini, milliyeti, etnik menşei, veya siyasî görüşü sebebiyle kovuşturulması için yapılmış olması;
veya;
b) İadesi talep olunan kişinin durumundun;

i) Bu paragrafın (a) alt paragrafındaki herhangi bir sebeple, veya
ii) Sanığı korumakla yükümlü ülkenin yetkili makamlarının kendisiyle irtibat kurma imkânı olmaması hali,

2 Bu Sözleşmede tanımlanan suçlarla ilgili olarak, Taraf Devletler arasında yürürlükte olan iade sözleşmeleri ve anlaşmaları, bu Sözleşme ile uyumlu olmadığı nispette taraflar arasında tadıl edilir.

MADDE 10

1. 1inci maddede belirtilen suçlar, Taraf Devletler arasında mevcut herhangi bir iade sözleşmesinde, iadesi mümkün suçlar arasına girmiş sayılacaktır. Taraf Devletler bu suçları, aralarında yapılacak her iade sözleşmesinde iadesi mümkün suçlar arasına dahil etmeyi üstlenmişleridir.

2. İadeyi bur sözleşmenin mevcudiyeti şaftına ‘bağlayan bir Taraf Devlet, aralarında iade sözleşmesi bulunmayan diğer bir Taraf Devletten iade talebi aldığı takdirde, iade talep edilen Devlet 1nci maddede belirtilen suçlarla ilgili olarak, bu Sözleşmeyi ‘kendi tercihine göre hukukî bir mesnet olarak düşünebilir. İade işlemi, talep edilen Devlet kanunu tarafımdan öngörülen diğer şartlara tabi tutulacaktır.

3. İadeyi bir sözleşmenin mevcudiyetine bağlı tutmayan Taraf Devletler; 1 inci maddede belirtileri suçları, talep edilen Devletin kanununda öngörülen şartlara bağlı olarak, iadesi mümkün suçlar olarak tanıyacaklardır.

4. 1 inci maddede belirtilen suçlar, Taraf Devletler arasında iade maksadıyla, sadece vuku buldukları yerde işlenmiş sayılmayacak fakat aynı zamanda 5 inci maddenin 1 inci paragrafına uygun olarak kendi yargı yetkilerini tesis etmeleri gerekli olan devletlerin ülkesinde işlenmiş sayılacaktır.

MADDE 11

1 inci maddede belirtilen suçlarla ilgili ceza kovuşturmaları dolayısıyla Taraf Devletler, kovuşturmalar ‘için gerekli ellerinde mevcut tüm delillerim temini dahil olmak üzere ‘birbirlerine en geniş ölçüde yardım sağlayacaklardır.

2. Bu maddemin 1 inci paragrafı hükümleri başka herhangi bir Sözleşmede yer alan karşılıklı adli yardımı ilgilendiren yükümlülükleri etkilemeyecektir.

MADDE 12

Harp mağdurlarının korunması hakkında 1949 Cenevre .Sözleşmelerini veya bu sözleşmelere Ek Protokollerin muayyen bir rehine alma olayına uygulanabildiği durumlarda, Taraf Devletler bu sözleşmelerle, rehine alanı kovuşturmak veya teslim etmek yükümlülüğü altında bulundukları sürece, işbu Sözleşme, Birleşmiş Milletler Beyannamesine uygun olarak Devletler arasında dostane ilişkiler ve işbirliğini ilgilendiren Devletler Hukuku Prensipleri Hakkındaki Deklarasyon ve Birleşmiş Milletler Beyannamesinde ifadesini bulan self determinasyon haklarını kullanmada koloni hâkimiyetine ve yabancı işgaline ve ırkçı rejimlere karşı halkların savaşmasında 1977 tarihli 1 numaralı Ek Protokolün 1 inci maddesinin 4 üncü paragrafında zikredilen silahlı çatışmalar dahil olmak üzere, 1949 Cenevre Sözleşmeleri ve bunlara bağlı Protokollerde tanımlanan silahlı çatışmalar sırasında işlenen bir rehine alma olayına uygulanmayacaktır.

MADDE 13

Bu Sözleşme, suçun tek bir devlette işlenmesi, rehinenin ve suçu işlediği iddia olunan sanığın ,bu Devletin uyruklusu olması ve suçu işlediği iddia olunan sanığın da bu Devlet ülkesinde bulunmaması halinde uygulanmayacaktır.

MADDE 14

Bu Sözleşmedeki hiçbir hüküm, Birleşmiş Milletler Beyannamesine ters düşecek biçimde bir ,Devletin ülke bütünlüğünü ve siyasî bağımsızlığınım ihlal edilmesini haklı kılacak şekilde yorumlanmayacaktır.

MADDE 15

Bu Sözleşme hükümleri, Sözleşmenin kabul: edildiği tarihte yürürlükte olan iltica anlaşmalarının uygulanmasını, bu anlaşmalarla taraf olan devletler yönünden etkilemeyecektir; ancak bir Taraf Devlet, iltica arılaşmalarına ‘taraf olmayan bu Sözleşmeye #araf ‘bir diğer Devletle ilgili olarak iltica anlaşmalarına başvurmayabilir.

MADDE 16

1. Bu Sözleşmenin uygulanması ve yorumlanmasıyla ilgili olarak iki veya daha ziyade Taraf Devlet arasında müzakere ile halledilemeyen herhangi bir ihtilaf, bunlardan birisinin istemi üzerime hakeme havale edilecektir. Hakem için istemin yapıldığı tarihten itibaren altı ay içinde Taraflar hakemin teşkili hususunda anlaşmaya varamazlarsa bu taraflardan herhangi bir ihtilafı mahkeme statüsüne uygun (bir talep ile Milletlerarası Adalet Divanına intikal ettirebilir.

2. Her Devlet bu Sözleşmenin imzalama veya onaylama .zamanında veya katılma sırasında bu maddenin 1inci paragrafı ile bağlı olmadığını beyan edebilir. Diğer Taraf Devletler, böyle bir rezervasyonda bulunmuş herhangi bir Taraf Devletle ilgili olarak bu maddemin 1 inci paragrafı ile bağlı olmayacaklardır.

3. Bu maddenin 2nci paragrafına uygun olarak rezerv koyan herhangi bir Taraf Devlet Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine yapılacak bildiri ile bu rezervi herhangi bir zamanda geni alabilir.

MADDE 17

1. Bu Sözleşme, New York’ta Birleşmiş Milletler Merkezinde 31 Aralık 1980 tarihine kadar tüm devletlerin imzasına açıktır.

2. Bu Sözleşme, onaylamaya tabidir. Onaylama belgeleri Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine tevdi olunacaktır.

3. Bu Sözleşme, herhangi bir Devletin katılmasına açıktır. Katılma belgeleri Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine tevdi olunacaktır.

MADDE 18

1. Bu Sözleşme, yirmilikti onaylama Veya kaltıtoıa belgesinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine /tevdu edildiği tarihli tafâlbeden otuzuncu |gün yürürlüğe girecektir.

2. Yirminci onaylama veya katılma belgesinin tevdiinden sonra Sözleşmeyi onaylayan veya katılan her Devlet için, Sözleşme böyle, bir onaylama veya katılma belgesinin tevdii tarihini takip eden otuzuncu günü yürürlüğe girecektir.

MADDE 19

1. Herhangi bir Taraf Devlet, Birleşmiş Milletler Geneli Sekreterine hitaben yapacağı yazılı bildirim ile bu Sözleşmenin feshini ihbar edebilir.

2. Böyle bir feshi ihbar, bildirimin Birleşmiş Milletler Genel Sekreter tarafından alındığı günü takip eden bir yıl içinde yürürlüğe girecektir.

MADDE 20

Bu Sözleşmenin Arapça, Çince, İngilizce, Fransızca, Rusça ve İspanyolca aynı şekilde geçerli orijinal metinleri Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine tevdi edilecektir.

BM Rehine Alınmasına Karşı Uluslararası Sözleşmeye Türkiye’nin Koyacağı İhtirazı Kayıt Metni

Türk Hükümeti, Rehine Alınmasına Karışı Uluslararası Sözleşmeye karıtılırken sözleşmenin 16ncı maddesinin 2nci paragrafı muvacehesinde, bu maddenin 1inci paragrafı hükümleriyle kendini bağlı saymayacağını beyan eder.

Bunu okudunuz mu?

Engelli Kişilerin Haklarına dair Bildiri

Engelli Kişilerin Haklarına dair Bildiri (eski çeviri Birleşmiş Milletler Sakat Kişilerin Hakları Beyannamesi), Genel Kurulun 9 Aralık 1975'deki toplantısında '3447 Sayılı kararı kabul edilmiştir.