Yeni
Ana Sayfa » Hukuk tarihi » Savcı Doğan Öz
Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz

Savcı Doğan Öz

Savcı Doğan Öz, 1934 yılında doğmuş, meslek yaşamına ve Cumhuriyet Savcılığına 1962 yılında Diyarbakır’ın Çermik ilçesinde başlamıştır.

Savcı Doğan Öz Ailesi ile

Öz, 1968 yılında Konya’da görevdeyken “Mücadele Birliği” adlı örgütün kapanmasına yol açacak dosyayı hazırladığı için belli toplum kesimlerinin tepkisini çekmiştir. 1970 yılında Türk Hukuk Kurumu tarafından yılın hukukçusu seçilmiş, idam cezalarının kaldırılması yönünde bir dilekçeye imza atması nedeniyle idari soruşturmaya uğramıştır.

İnebolu’da görevli olduğu 1973 yılında Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM) kuruluş kanununa karşı adli teşkilatta imza kampanyası açmıştır. Öz, DGM’lerin doğal yargıç ilkesine aykırı olduğunu savunmuş ve hukukçuları bu yasaya karşı çıkmaya çağırmış fakat destek bulamamıştır.

Gazeteci Berivan Tapan, Tekin Yayınevi tarafından 2020 yılında yayınlanan “Savcı Doğan Öz’ü Vurdular – Bir Kontrgerilla Cinayeti” isimli kitabı kaleme aldı. 

1978 yılında Kontrgerilla soruşturması başlatmış, devlet görevindeyken karşısına çıkan olayları, Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullarla birlikte değerlendirmiş ve ulaştığı bilgilen iki sayfalık bir raporda toplamıştır.

Levent Özyörük Davası
Savcı Doğan Öz

19 Ocak 1978 tarihinde Ankara Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulu öğrencilerinden birinin öldürülmesi üzerine, şüphelilerin Site Öğrenci Yurduna kaçtığını öğrenmiş, bu yurdun aranmasına karar vermiş, illegal öğrenci gruplarının karargah olarak kullandığı Site Yurdunun aranması sırasında görevli polisler kendisi gelmeden önce yurdun arandığını ve bir şey bulamadıklarını söylemişlerdir. Öz, kendisi olmadan yapılan aramayı kabul etmeyeceğini bildirerek kendisinin de bizzat katıldığı ikinci bir arama yapmış, ilk aramada temiz çıkan öğrenci yurdunda yapılan usulüne uygun ikinci aramada dolaplarda saklanmış tabanca ve bıçak bulunmuş, bu durum bazı kesimleri rahatsız etmiş ve TBMM’de suçlanmıştır. 6 Mart 1978 günü, yurtta kalan öğrencilerden 70’i hakkında, Levent Özyörük’ü öldürmek, yasalara aykırı toplantı düzenlemek ve yasal olmayan yürüyüş yapmak suçlarından dava açmıştır. Levent Özyörük Davası, açtığı son dava olmuştur.

Cinayet ve Açılan Dava

Ankara Cumhuriyet Savcısı iken 24 Mart 1978 tarihinde, evinden çıkarak Anadol marka otomobiline bindiği sırada aracın ön tarafında beliren suikastçı tarafından açılan 6 el ateş sonucunda öldürülmüştür.

1978 yılında başlattığı Kontrgerilla soruşturması kapsamında hazırladığı iki sayfalık raporun kopyası öldürüldükten sonra çekmecesinden çıkmıştır. Eşi Sezen Öz, savcının bu sebeple öldürüldüğüne kanaat getirerek raporun kopyasını dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e ulaştırmıştır.

Cinayeti işlediğini itiraf eden İbrahim Çiftçi, dava dosyasına giren ifadesinde; “Doğan Öz’ü, … eski Ankara Ülkü Ocakları İkinci Başkanı Hüseyin Demirel ve halen Muzaffer Üstünel adlı şahsı öldürmek suçundan hakkında gıyabi tutuklama müzekkeresi bulunan Hüseyin Kocabaş adlı şahsın verdikleri talimat üzerine öldürdüm. Suçta kullandığım tabancayı Hüseyin Demirel verdi. Kullandıktan bir gün sonra tekrar aynı şahıs tabancayı benden geri aldı. Bu şahıslar bana Doğan Öz’ün Site Yurdunu arattığını ve ayrıca Ülkü Ocaklarını kapattırmak için çalıştığını ve Ülkü Ocakları için tahkikat açtığını söylediler. Bu nedenle savcının öldürülmesi için bana talimat verdiler… Hatırladığıma göre 6 el ateş etmiştim.” demiştir.

Dava, Ankara Savcılığınca 26 Aralık 1978’de Ağır Ceza Mahkemesinde, tasarlayarak adam öldürmekten açılmıştır. 12 Eylülde sıkıyönetim ilanı  üzerine bu mahkeme tarafından görevsizlik kararıyla Ankara Sıkıyönetim Askeri Mahkemesine gönderilmiş; 1 No’lu Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi, hepsi bir üst mahkemede bozulan dört idam hükmü vermiştir. Sıkıyönetim Mahkemesi son kararında İbrahim Çiftçi için dördüncü kez idam, Hüseyin Kocabaş için de 12 yıl ağır hapis cezası vermiş; kararın bozulması üzerine 1 Nolu Ankara Askeri Mahkemesinin verdiği beraat kararı sonucunda hukuki zorunluluk nedeniyle sanık İbrahim Çiftçi’nin beraatına karar verilerek tahliye edilmiştir.

Davayı başından sonuna izleyen Avukat Veli Devecioğlu, Askeri Yargıtay Başsavcılığı’na verdiği dilekçede; “Bu dava böyle biterse adalet onulmaz bir yara alacaktır. Sesimiz, adalet arayan mağdurların çığlığıdır. Bu haksızlığı her yerde haykıracağız.” demiştir.

Savcı Doğan Öz, 1978 yılında kontrgerilla hakkında şunları yazmıştır:

“Şiddet olayları, anarşik eylemler olarak nitelendirilebilecek kadar basit değildir. Amaç, demokrasi umudunu yok etmek; onun yerine faşist düzeni gündeme getirmek ve bütün unsurlarıyla yürürlüğe koymaktır. Böylece ABD ve çokuluslu ortaklıklar, Ortadoğu sorununu büyük ölçüde çözmek amacını gütmektedirler. Bize göre bu sonuca ulaşmada CIA, kontrgerilla gibi gizli örgütlerin yönlendirmesi vardır. Bu örgütler, devlet aygıtını geniş ölçüde kendi amaçlarına uygun şekle dönüştürerek demokrasi düşmanı akımları iktidar yapmayı öngörmüşlerdir.”

Öz’ün yazdığı şiirler öldürülmesinden sonra derlenerek 45 şiirden oluşan “Biz Ölmeyiz” adlı kitapta yayınlanmıştır.

Biz Ölmeyiz – Doğan Öz

 

Dostlar biz ölmeyiz savaşta

Yarının doğması bizden yana

Koş Anadolum kurtuluşa

Koş yoksul uluslarla

Kötülerin savaşına savaş açtık

Hak bizden yana

Gelin dostlar bu da bir teklif;

Savaşa savaş açalım

Çocuklarımızı solukbenizli yapanın savaşına

Kırlarımızı ıssız koyanın

Savaşına

Vietnam’da köy yakanlara

Tüm fukara halkları yıkanlara

Korkarlar inan

Gelin bu işi yapalım

Kuyruklu arabalı

Son model silahlı

İtlerle onların ortakları

Gelin dostlar savaş açalım

Yarının güzelliğini engelleyene”  

Doğan Öz

“Elimizdeki bilgiler, belgeler ve tanık ifadeleri cinayeti İbrahim Çiftçi’nin işlediğini gösterirken ve vicdani kanaatimiz de bu yönde oluşmuştur. Ancak (…) Askeri Yargıtay Daireler Kurulu kararları da mahkememizi bağlayıcı nitelikte bulunduğundan, bu nedenle Askeri Yargıtay Daireler Kurulu’nun sanık İbrahim Çiftçi hakkındaki sekizde yedilik oy çokluğuna dayanan bozma ilamına uyularak sırf bu hukuki zorunluluk nedeniyle sanık İbrahim Çiftçi’nin beraatına karar verilmiştir.” Savcı Doğan Öz, 24 Mart 1978’de, aracının içinde üzerine yedi kez ateş edilerek katledildi. 1 Mayıs 1977 katliamından sonra, Maraş katliamından önceydi. Doğan Öz cinayeti, 12 Eylül 1980 darbesine giden yolu oluşturmak için yapılan yasa dışı eylemlerden biri gibi görünüyordu. Oysa bu cinayeti diğer saldırılardan ayıran önemli bir fark vardı. Savcı Doğan Öz, o dönemde devletin en üst basamaklarında olanların bile adını bilmediği bir örgütü ortaya çıkarmıştı: Kontrgerilla! Gazeteci Berivan Tapan, bütün yönleriyle, öncesi ve sonrasıyla araştırdığı, belgelere, tanık ifadelerine dayanan çalışmasıyla bu cinayetin bilinmeyen, unutulmaya yüz tutan noktalarını Savcı Doğan Öz’ü Vurdular- Bir Kontrgerilla Cinayeti’nde bir araya getiriyor, üstü örtülmeye çalışılan bu olayı toplumsal hafızaya bir kez daha hatırlatıyor.”

Bunu okudunuz mu?

49’lar Davası

49’lar Davası, İleri Yurt gazetesini çıkaran Musa Anter, Canip Yıldırım ve Yusuf Azizoğlu’nun yayımladığı Kürtçe …