Solon Kanunları, M.Ö. 640-560 yıllarında yaşadığı tahmin edilen, Atinalı devlet adamı ve şair Solon (Yunanca: Σόλων) tarafından kaleme alınmıştır. Atina’nın soylu bir ailesinde doğan Solon (Σόλων) 594-593 yılı için “arhon” (ἄρχων) (üst düzey yönetici) seçilmiştir.
Solon bu sıfatla borç yüzünden köleliğin kaldırılması, İlyaia (Ήλιαία) halk mahkemesinin kurulması, aile hukuku reformu (bilhassa, vasiyet özgürlüğünün kabulü) gibi uzun vadede Atina’da demokrasinin gelişimini hazırlayan çok sayıda önemli reform gerçekleştirmiştir.
Solon, kendi adıyla anılan ve Antik Yunan döneminin en eski anayasası olan Solon Anayasasını hazırlamış, görevde kaldığı süre boyunca adaleti hedeflemiş, yaptığı siyasi ve ekonomik reformlarla daha sonraki reformların önünü açmıştır. Solon, halkın hukuk sistemine erişimini kolaylaştırmak için kanunları yazılı hale getirmiştir.
Solon Anayasası, Drakon Kanunlarının olumsuzluklarını ortadan kaldırmak için hazırlanmıştır. Bütün borçlar silinmiş, toprağı elinden alınan köylüye toprak dağıtılmıştır.
Solon, yasaları yazdıktan sonra bir tiran olarak görülmemek için kendi isteğiyle 10 yıllık bir sürgüne gitmiştir. Bu davranış dönemi itibariyle asil ve onurlu duruş, 21. Yüzyıl kodlarına göre ise yüksek etik değerlere uygun bir davranıştır.
Solon Yasaları döneminde mahkemelerde yazılı savunma geleneği oluşmuş, avukatlık ve savunma mesleği kendine özgü biçimde uygulanmıştır. Yoksul ve zengin ayrımını azaltmaya dönün kanunlar karşısında herkese kendini savunma hakkı verilmiştir. Bu dönemde avukatlık mesleği modern anlamda var olmamakla birlikte, hukuk sisteminde kişilerin haklarını savunmak ve davalarda kendilerini ifade etmek için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir.
Antik Yunan Uygarlığının Yedi Bilgesinden biri olan Atinalı Solon, sadece kendi çağını değil, modern dönem felsefecilerini de etkilemiştir. Platon ve Aristoteles, Solon’u kanun koyucunun prototipi olarak değerlendirmişlerdir. “Fazladan hiçbir şey” vecizesiyle Solon “Yunanistan’ın Yedi Bilgesi”nden biri olarak anılmaktadır.
Solon Kanunları
Solon Kanunları, çiftçi borçları ve borçlar sebebiyle şahsi hürriyetin kısıtlanmasını kaldırmış, alacaklı kişiye ödeme yapılmadığı zaman borçlunun onun kölesi olacağına dair yasayı kaldırmıştır. Ticaret ve sanayinin gelişmesini kolaylaştır, tartı ve ölçülere standart getirmiştir. Zeytinyağından başka zirai ürünlerin ihraç edilmesini yasaklamıştır.
Asillerin hükümranlığını sınırlamak için vatandaşlığı dört ayrı sınıfta belirlemiş, bu sınıflara girmeyi soya bağlı olmaktan çıkararak maddi varlığa bağlamıştır. Yunan aristokrasinin doğumdan gelen hakları yerine, idarecilerin ürettikleri yıllık ürün miktarına göre belirlenmesi usulü getirilmiştir.
Ölülerin arkasından konuşulmasını yasaklamış, dirilerin hakkında ise tapınak, mahkeme, agora ve şenliklerde kötü konuşulmasını engellemiştir.