Soraya’yı Taşlamak(The Stoning of Soraya M.), 2008 Amerikan yapımı farsça bir filmdir. Film, İran asıllı Fransız gazeteci Freidoune Sahebjam’ın 1990 tarihli La Femme Lapidee isimli romanından uyarlanmıştır. İranlı oyuncuların oynadığı filmin yönetmenliğini Cyrus Nowrasteh üstlenmiştir.
Film, idam türlerinden olan ve ağır işkencelerle uygulanan recm cezasını irdelemektedir.
Soraya’yı Taşlamak(The Stoning of Soraya M.) – Künye
Yönetmen | Cyrus Nowrasteh |
Senaryo | Cyrus Nowrasteh , Betsy Giffen Nowrasteh , Freidoune Sahebjam |
Yapımcı | John Shepherd , Todd Burns , Diane Hendricks , Stephen A. Marinaccio II ,Thomas J. Papa , Tracy K. Price , David Segel |
Müzik | John Debney |
Görüntü Yönetmeni | Joel Ransom |
Vizyona Giriş Tarihi | 14 Mayıs 2010 |
Süre | 116 dk |
Tür | Dram, Polisiye |
Özellikler | Renkli |
Ülke | ABD |
Etiketler | İran, RecmDaha Fazlası |
Internet Sitesi | http://www.sorayayitaslamak.co m |
“Olmayın riyakârlık edenlerden. Bir yanda yüksek sesle Kuran’ı dillendirirken, Öte yanda ahlaksızlığını sakladığını zannedenlerden.” Hafız-ı Şirazi
Gerçek bir hikayeye dayanan filmde, kocası tarafından iftiraya uğradığı için haksız bir şekilde recm edilme cezasına çarptırılan bir kadının hikayesi anlatılmaktadır. Filmin İran karşıtı bir propaganda olduğu yönünde eleştiriler yapılmış, bunun aksini düşünenler hikayenin gerçekliğini ileri sürmüşlerdir.
Film, karakterlerin aşırı uçlarda tasvir edilmesi yönünden eleştirilmiştir. Yönetmenin, recm cezasının çağ dışı, insan haklarına aykırı ve vahşi bir ceza oluşuna vurgu yapmak istemesi, şeriat yönetimi altındaki ülkelerde kadınların hakkını savunurken ekstrem örnekleri kullanmayı kaçınılmaz kılmıştır. Filmin özellikle insanı sarsan ve derinden yaralayan recm sahnesi insanlık dışı bu uygulamayı gerçeği gibi anlatabilme becerisini gösteriyor.
Soraya’yı Taşlamak filmi gözyaşları ile boğazınızda bir düğüm arasında bir etki bırakıyor. Ancak çok daha üzücü olan ve üzerinde düşünmemiz gereken, böylesi bir vahşetin reva görüldüğü dünyada “recm” cezasına çarptırılan kadınların gerçekten var oluşu. Şeriat uygulamasından bağımsız yalnızca toplumsal baskı ve kitlesel tepki düzeyinde ele alındığında film, Türk sinemasındaki “Vurun Kahpeye” filmine benzetilmektedir.