Sümer Hukuku, Mezopotamya olarak bilinen bölgede büyük bir medeniyet kuran Sümerler’in oluşturduğu hukuk sistemidir. M.Ö. 4000 – M.Ö. 2000 yılları arasında bugünkü Irak sınırları içinde doğmuştur.
Mezopotamya bölgesinde daha sonra ortaya çıkan birçok medeniyetin temellerini Sümerler atmış ve bu medeniyetlerin hukuk sistemlerine öncülük etmiştir. Mezopotamya’da daha sonra düzenlenen Hammurabi Kanunları, Sümer yasalarının bir uyarlaması olarak ortaya çıkmıştır. Ayrıca, Mezopotamya’dan aldıkları bu yasaları Anadolu’da düzenleyerek, ilk kanunları oluşturmuşlardır. Bu süreçte medeni hukuk ve ceza hukuku büyük bir gelişme göstermiştir.
Sümer Hukuku
Güç ve otoritenin sürekli korunması arzusu, hukuk kurallarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Dünyanın ilk yazılı kanunu, M.Ö. 2375 yılında Sümerlerin Lagaş Kralı Urukagina tarafından yürürlüğe konmuştur. Bu kanunlar, özel mülkiyet ve aile hukukunu düzenlemiştir. Kimsesizlerin ve korunmasız kesimlerin hakları güvence altına alınmıştır. Urukagina, din adamlarının etkisini sınırlayarak, ticaret, evlenme, boşanma, miras ile özel mülkiyet konularında adaleti sağlamak amacıyla bu kanunları yazılı hale getirmiştir.
Sümer Hukukunda Yasaların Genel Yapısı
Sümer kanunlarında para cezaları ön plandadır. Atina’da M.Ö. 7. yüzyılda düzenlenen Drakon Kanunları gibi ölüm cezalarına ön planda değildir. Urukagina’nın kanunları, fidye ve bedel sistemi ile yapılandırılmıştır. Örneğin, bir köle evin hanımı gibi davranıp beyine veya hanımına hakaret ederse, ağzı tuzla ovalanacaktır. Bir adam, başka bir adamın kölesinin kızlığını kötülük amacıyla bozarsa sahibine tazminat ödeyecektir. Bir adam, kız olarak aldığı eşini boşarsa ona tazminat verecek; dul olarak aldığı eşini boşarsa ona daha az bir tazminat ödeyecektir. Bir kadının sadakatsizlikle suçlanması durumunda kadın nehre atılacak, nehir tanrısı kadını temize çıkarırsa iftirayı atan kişi bir ceza olarak kadına tazminat ödeyecektir.
Sümer Hukuku kapsamında düzenlenen ilk yazılı kanunlar, Antik çağdaki birçok hukuk sistemini etkilemiştir. Sümer Kanunları, Antik Yunan döneminde düzenlenen kurallara esin kaynağı olmuş, hukuk devletinin kurulmasında öncülük etmiştir.
Ur-Nammu Kanunu
İlk yasa koyucu Ur-Nammu adlı Sümerli bir hukukçu ve kraldır. Ur-Nammu kanunları bir başkasının asılsız yere suçlanması, kaçak köleler, yaralamalar ve bir başkasının tarlasına zarar verme gibi konuları düzenlemiştir. M.Ö. 3000 yıllarında Sümer topraklarında yaygın bir mahkeme örgütünün ve yetkin yargıçların olduğu ve bilinmektedir. Sümer adli sisteminde suçlayıcı, yargıç, yargıçlar heyeti, katip ve savunman(avukat) niteliğinde kişiler bulunmaktadır. Bu durum modern hukuk sistemi ile benzerlik taşımaktadır.
Ur-Nammu Kanunu hükümlerinin büyük kısmı ceza hukuku ve aile hukukunu ilgilendirmektedir. Kanunda öldürme ve hırsızlık gibi bazı suçlar için idam cezası öngörülmüştür. Ancak, diğer suçlar için muhtelif para cezaları getirilmektedir.
Ur-Nammu Kanunu’nun bilinen ilk versiyonu İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
Kil tabletlerde bulunan kanunlar İstanbul arkeoloji müzesi bünyesinde, dünyaca ünlü Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ve Hatice Kızılyay tarafından çözümlenmiştir. İnsanlığın Sümer Medeniyetini öğrenmesini ve anlamasını sağlayan Çığ, 17 Kasım 2024 günü 110 yaşında iken yaşama veda etmiştir.
Sümerlerde Noterlik
Noterlik kurumunun ilk örneklerine Sümerlerde “Burgul” adı altında MÖ 7. yüzyılda rastlanmıştır. Sümerli Yargıçlar’ın ünü gözetildiğinde noterliğe ilk olarak Sümerlerde rastlanmış olması şaşırtıcı değildir. İnsanlık tarihindeki ilk yazı örneklerine de M.Ö. 3300 yıllarında Sümerlerde rastlanmaktadır. Bu yazılar, ucu sivri materyallerle yazılmış olduğundan çivi yazısı olarak isimlendirilmiştir. Daha sonraki uygarlıklar çivi yazısını geliştirmişler, Akadlar, Elamlar, Hititler, Urartular ve Fenikeler de çivi yazısını kullanmışlardır.
Sümerler, Bilim, Mitoloji ve Din
Yazı ve astronomi ilk kez Sümerler döneminde Mezopotamya’da ortaya çıkmıştır. Matematik ve geometri biliminin temellerini atan Sümerler, dört işlemi geliştirmiş, çarpma ve bölme tablolarını oluşturmuş, dairenin alanını hesaplamış, güneş saatini bulmuş, ay yılına dayalı ilk takvimi yapmış, burçları belirlemiş ve bir ayı 30 gün, bir yılı 360 gün olarak hesaplamışlardır. Sümerler, yazı, dil, tıp, astronomi, matematik, din, fal, büyü ve mitoloji gibi alanlarda öncü bir toplumdur. Yılbaşı ağacı süsleme, evlilik yüzüğü ve nazar boncuğu gelenekleri de ilk kez Sümerler’de görülmüştür.
İlahi dinler olarak bilinen İslam, Hıristiyanlık ve Musevilik’te yer alan yaratılış ve tufan hikayeleri de Sümerler dönemine dayanmaktadır.