Ana Sayfa » Hukuk Felsefesi » Sümer Hukuku

Sümer Hukuku

Sümer Hukuku, M.Ö. 4000-M.Ö. 2000 yılları arasında bugünkü Irak ülkesinde bulunan ve Mezopotamya olarak adlandırılan bölgede büyük bir medeniyet kuran Sümerler’in oluşturmuş olduğu hukuk sistemidir.

Mezopotamya bölgesinde daha sonra ortaya çıkan birçok medeniyetin temellerini Sümerler atmış, sonraki medeniyetlerin hukuk sistemlerine öncülük etmiştir. Mezopotamya’da daha sonra düzenlenen Hammurabi Kanunu, Sümer yasalarının uyarlaması ile ortaya çıkmıştır. Mezopotamya’dan almakla beraber, ilaveler ve düzeltmelerle Anadolu’da ilk kanunları yapmışlardır. Medeni hukuk ve ceza hukuku büyük gelişme göstermiştir.

Yazı ve astronomi de ilk kez Mezopotamya’da Sümerlerde ortaya çıkmıştır. Matematik ve Geometri biliminin temellerini atan Sümerler dört işlemi bulmuş, çarpma ve bölme tablolarını oluşturmuş, dairenin alanını ilk defa hesaplamış, güneş saatini bulmuş, dünyada ilk kez ay yılı hesabına göre takvimi oluşturmuş, burçları bulmuş, bir ayı 30 gün ve bir yılı da 360 gün olarak hesaplamışlar. Sümerler, yazı, dil, tıp, astronomi, matematik, din, fal, büyü ve mitoloji alanlarında öncü toplumdur. Yılbaşı ağacı süsleme, evlilik yüzüğü, nazar boncuğu ilk kez Sümerlerde görülmektedir.

Sümer Hukuku 

Güç ve otoriteyi daimi olarak koruma isteği hukuk kurallarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Dünyanın ilk yazılı kanunu M.Ö. 2375 yılında iktidara gelen Sümer Lağaş Kralı Urukagina tarafından yürürlüğe konulmuştur. Bu kanunlar ile özel mülkiyet ve aile hukuku düzenlenmiş, kimsesizler ve korunmasız toplum kesimlerinin korunması güçsüzler korunması hüküm altına alınmıştır. Lagaş Kralı Urukagina, din adamlarının etkisini kırmak, ticaret, evlenme, boşanma, miras ve özel mülkiyet konularında adaleti sağlamak amacıyla düzenlemiş olduğu kuralları yazılı halde ilan etmiştir. 

İlahi dinler olarak tanımlanan ve toplumsal hayatı inanç sistemi üzerinden konulan kurallarla düzenlemeyi öngören İslam, Hıristiyanlık ve Musevilikte de yer alan yaratılış ve tufan hikayelerine Sümerler döneminde rastlanmaktadır.

Sümer Hukukunda Yasaların Genel Yapısı

Sümer kanunlarında para cezaları öne çıkmaktadır. Sümer Kanunları, Atina’da M.Ö. VII. yüzyılda düzenlenen Drakon Kanunlarında dahi öne çıkan ölüm cezalarını ön plana çıkarmamıştır.

Lagas Kralı Urukagine tarafından oluşturulan kanunlar, fidye ve bedel sistemi ile yapılandırılmıştır. Eğer bir köle, evin hanımı gibi davranıp beye veya hanıma küfrederse ağzı bir ölçü tuzla ovulacaktır. Eğer bir adam, başka bir adamın kölesinin kızlığını o adama kötülük olsun diye bozarsa, sahibine beş gin gümüş vermelidir. Bir adam kız olarak aldığı eşini boşadığı taktirde ona bir mana gümüş verecek. Dul olarak aldığı eşini boşarsa ise ona yarım mana gümüş verecektir. Eğer bir adamın karısı için birisi, “Başkasıyla yatıyor” derse kadın nehre atılacaktır. Eğer nehir tanrısı onu temize çıkarırsa, suçu atan kişi kadına 1/3 mana gümüş verecektir.

Mezopotampa Bölgesi

Sümer Hukuku kapsamında düzenlenen ilk yazılı kanunlar, Antik çağdaki birçok hukuk sistemini etkilemiş, Antik Yunan döneminde düzenlenen kurallara esin kaynağı olmuş, hukuk devletinin kurulmasında öncülük etmiştir.

Ur-Nammu Kanunu

İlk yasa koyucu Ur-Nammu adlı Sümerli bir hukukçu ve kraldır. Ur-Nammu kanunları bir başkasının asılsız yere suçlanması, kaçak köleler, yaralamalar ve bir başkasının tarlasına zarar verme gibi konuları düzenlemiştir. M.Ö. 3000 yıllarında Sümer topraklarında yaygın bir mahkeme örgütünün ve yetkin yargıçların olduğu ve bilinmektedir. Sümer adli sisteminde suçlayıcı, yargıç, yargıçlar heyeti, katip ve savunman(avukat) niteliğinde kişilerin katılımı ile yargılama yapılmıştır.

Muazzez İlmiye Çıg-Sümerli Ludingirra

Ur-Nammu Kanunu hükümlerinin büyük kısmı ceza hukuku ve aile hukukunu ilgilendirmektedir. Kanunda öldürme ve hırsızlık gibi bazı suçlar için idam cezası öngörülmekle beraber, diğer suçlar için muhtelif para cezaları getirilmektedir. Ur-Nammu Kanunu’nun bilinen ilk versiyonu İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Kil tabletlerde bulunan kanunlar İstanbul arkeoloji müzesi bünyesinde, Dünyaca ünlü Sümerolog İlmiye Çığ ve Hatice Kızılyay tarafından çözümlenmiştir.

Sümerlerde Noterlik

Noterlik kurumunun ilk örneklerine Sümerlerde “Burgul” adı altında MÖ 7. yüzyılda rastlanmıştır. Sümerli Yargıçlar’ın ünü gözetildiğinde noterliğe ilk olarak Sümerlerde rastlanmış olması şaşırtıcı değildir. İnsanlık tarihindeki ilk yazı örneklerine de M.Ö. 3300 yıllarında Sümerlerde rastlanmaktadır. Bu  yazılar, ucu sivri materyallerle yazılmış olduğundan çivi yazısı olarak isimlendirilmiştir. Daha sonraki uygarlıklar çivi yazısını geliştirmişler, Akadlar, Elamlar, Hititler, Urartular ve Fenikeler de çivi yazısını kullanmışlardır.

Sümerler yazıyı ilk kullanan uygarlıktır.

Bunu okudunuz mu?

Ahlâksız Hukuk: Ahlâki Anomi, Amoral Bireycilik ve Siyâsi Otoriter Zihniyet Karşısında Yargı Etiği İlkeleri Hayata Geçebilir mi?

Ahlâksız Hukuk: Ahlâki Anomi, Amoral Bireycilik ve Siyâsi Otoriter Zihniyet Karşısında Yargı Etiği İlkeleri Hayata …