Yeni
Ana Sayfa » Etiket Arşivler: Avrupa

Etiket Arşivler: Avrupa

Laiklik

  Laiklik, herkesin birbirinin dinine, inancına, inançsızlığına, yaşam felsefesine ve biçimine karışılmaması ve saygıyı gösterilmesini sağlayacak hukuksal güvencenin devlet tarafından sağlanmasıdır. Laiklik, hukuk ile güvence altına alınan bir rejim öngörmesi nedeniyle tamamen hukuki bir kavramdır; bilimin ve ulusal egemenliğe dayanan hukuk kurallarının temel alındığı bir yaşam biçimidir. Rönesans ve Aydınlanma Çağı’nın etkisiyle Fransa’da gelişmiş ve Avrupa’ya yayılmıştır. Demokratik toplum olmanın yolu laik bir kültürü şart kıldığı gibi hukukun tanrısal kaynak yerine insanlar tarafından yaratılmasını da laiklik sağlamaktadır. Laiklik, kişinin istediği din ya da ideolojiye inanması, düşüncelerini açıklayabilmesi, yayabilmesi, ahlak telakkisini dinden bağımsız oluşturabilmesi, dinsel yahut din dışı inanç ve düşüncelere …

Devamını oku »

Portekiz Cumhuriyeti Anayasası

Portekiz Anayasası,  Karanfil Devrimi’nden bir yıl sonra, 25 Nisan 1975’te seçilen  Kurucu Meclis tarafından hazırlandı. Anayasa taslağı, resmi olarak 1976’nın başlarında ilan edildi. Kurucu Meclis, 2 Nisan 1976’da yaptığı genel kurul toplantısında, Portekiz Cumhuriyeti Anayasasını kabul ve ilan etti. 1982 ve 1989 yıllarında önemli değişiklikler yapıldı.  Portekiz Cumhuriyeti Anayasası Önsöz 25 Nisan 1974’te Silahlı Kuvvetler Harekatı uzun direniş yıllarını taçlandırdı ve faşist rejimi devirerek Portekiz halkının en derin hislerine tercüman oldu. Portekiz’i diktatörlük, baskı ve sömürgecilikten kurtarma devrimci bir değişimdi ve Portekiz toplumu için tarihi bir dönüm noktasıydı. Devrim Portekiz halkına temel hak ve hürriyetlerini geri verdi. Halkın meşru temsilcileri …

Devamını oku »

İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi

İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi 4 Kasım 1950’de Roma’da imzalanmıştır. Kısa adıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, insan haklarının korunmasını ve geliştirilmesini amaç edinir. AİHS hazırlık aşamasında Avrupa’daki demokratik rejimlerin devam ettirilmesi açısından gerekli olan asgari hak ve özgürlükleri güvenceye alarak işe başlamış, zamanla insan hakları listesini genişletmiştir. AİHS ekonomik, sosyal ve kültürel haklardan çok sivil ve politik hakların korunmasına öncelik vermiştir. Bu sözleşmeyi sosyal ve ekonomik hakları içeren ‘Avrupa Sosyal Şartı’ izlemiştir. Türkiye 10 Mart 1954’te sözleşmeyi onaylamış, 28 Ocak 1987’de de bireysel başvuru hakkını tanımıştır. Mahkemenin zorunlu yargı yetkisini ise 28 Ocak 1990’da kabul etmiştir. AİHS, 45 …

Devamını oku »

Senatus Consultum Velleianum

Senatus Consultum Velleianum asırlar boyunca kadim Avrupa’nın hukukçuları tarafından en sık zikredilen Roma Hukuku metinlerinden biri olmuştur. Senatoya Marcus Silanus ve Velleius Tutor adlı iki consul tarafından teklif edilen bu metin başkası lehine kefil olmasını (intercedere pro alio) yasaklayarak kadının malvarlığını korumayı amaçlamaktadır. Roma’da aile, babaerkil ve çok geniş bir yapıdadır. Roma döneminde aile kurumu ele alındığında günümüzde bilinen çekirdek aile yapılanmasından çok daha farklı türde bir aile yapısı bulunduğu görülmektedir.  O dönemde birçok tolumda olduğu gibi Roma’da da aile, geniş bir yapıdır ve bu ailenin içine anne, baba, çocukların yanında büyük baba, büyük anne, amcalar, halalar, dayılar, teyzeler, onların …

Devamını oku »

Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirisi

Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirisi, dünya tarihinde önemli bir yeri olan 1789 tarihli (Declaration des droits de l’homme et du citoyen) Yurttaş ve İnsan Hakları Bildirisi’nde kadın yurttaşların gözardı edildiğinin farkedilmesi nedeniyle 1791 tarihinde Fransız Devrimine destek vermiş devrimci kadınlar tarafından hazırlanmıştır. Bilindiği gibi, her insanın eşit ve özgür “yurttaş” olarak haklardan yararlanmasını sağlamak ve kralın mutlak yetkilerine ve baskıya karşı çıkmak amacıyla başlatılan Fransız Devrimi sonucunda, “Yurttaş ve İnsan Hakları Bildirisi” yayınlanmış, tüm yurttaşların doğuştan özgür ve eşit oldukları kabul edilmiştir. Kadınların tarihinde önemli bir gelişmeye ışık tutan Fransız Devrimi herkese “eşitlik, özgürlük, kardeşlik” vaad ettiği halde, devrimci kadınlar …

Devamını oku »

İspanya Anayasası

İspanya Anayasası, 31 Ekim 1978 tarihinde yapılan Kongre ve Senato Genel Kurul toplantılarında (Cortes Generales) tarafından kabul edilmiştir. 7 Aralık 1978’de yapılan referandumda İspanya halkı tarafından kabul edilmiştir. 27 Aralık 1978 tarihinde Majesteleri Kral tarafından Parlamento (Cortes Generales) önünde onaylanmıştır. İspanya Anayasası  Önsöz İspanyol Milleti, adalet, özgürlük ve güvenlik oluşturmak  ve her üyesinin refahını desteklemek için, egemenliğini kullanarak, şunları yapmak için iradesini ilan eder: Adil bir sosyal ve ekonomik düzen uyarınca, Anayasa ve kanunlar kapsamında, bir arada demokratik yaşama güvencesi vermek; Halk iradesinin bir ifadesi olarak hukukun üstünlüğünü  teminat altına alan Hukuk Devletini güçlendirmek; Tüm İspanyolları ve İspanya halklarını, bunların …

Devamını oku »

Avrupa Birliği Hukuku 

Avrupa Birliği Hukuku; sözleşmeler kapsamında yer alan tamamlayıcı hukuk ve üye ülkeler arasında imzalanan antlaşmalar, Topluluğun dış ilişkilerinden kaynaklanan hukuki düzenlemeler, Adalet Divanı’nın içtihat hukuku, Topluluğun yasal düzeni çerçevesinde kabul edilen tüm kurallardan oluşmaktadır. AB Hukuk sitemine genel olarak “Müktesebat” denmektedir. Avrupa Birliği Hukuku, Birincil Mevzuat ve İkincil Mevzuat olmak üzere iki başlık altında incelenmektedir: 1.Birincil Mevzuat (Kurucu Antlaşmalar) Birincil mevzuat, Avrupa Birliği’ni kuran antlaşmaları içermektedir. Üye devletler arasında doğrudan müzakereler sonucu kabul edilen ve ulusal parlamentolar tarafından onaylanan mevzuattır. Birincil mevzuat kaynakları Topluluğun anayasası niteliğindedir. Topluluk hukukunun temel kaynakları olan Avrupa Topluluklarını kuran Antlaşmalar ve bu Antlaşmaları tadil eden …

Devamını oku »

Bingenli Hildegard

Bingenli Hildegard, 1098 yılında, Bermersheim vor der Höhe’de (bugünkü Almanya’nın Renanya-Palatina eyaletinde bir kasaba) doğduğu kabul edilmektedir. Yaşamının 30 yılını hücrede geçirmiş ve sonrasında rahibelik yemini etmiş, Orta Çağ’da yaşayan Hıristiyan ve kadın mistik düşünürdür.  Almanya’nın Rheinland Bölgesi’nde kendi bağımsız manastırını kurmuştur. Papa Benedict XVI tarafından “Doctor of the Church” ilan edilen Bingenli Hildegard önemli bir azizedir. Ahlâk üzerine yazdığı “Liber Vintae Meritorum” ve insan-kozmos ilişkisine dair yazdığı “Liber Divinorum Operum” adlı eserleri vardır. 1141’de yazmaya başladığı ilk kitabı Sicivias (Yolları Bilin)’ı 1151’de tamamlamıştır. Rupersberg Manastırı’nda yaşamının en verimli yıllarını geçirmiş, 1151 yılından 1158 yılına kadar doğa ve insan vücudu üzerine kaleme …

Devamını oku »

Rosa Luxemburg

Rosa Luxemburg, 1871–1919 yıllarında Polonya’da yaşamış olan Alman kökenli marksist politika teorisyeni, filozof ve siyasi aktivisttir. Rosa Luxemburg, 1871 yılının (bazı kaynaklara göre 1870) 5 Mart’ında Yahudi bir ailenin çocuğu olarak Polonya’da doğmuş, genç yaşlarında sosyalizmle tanışmış ve dönemin solcu gruplarında yer almış, 18 yaşındayken içinde bulunduğu gruplar ve politik görüşü yüzünden İsviçre’ye kaçmak zorunda kalmıştır. Luxemburg, 1889’da Zürih Üniversitesi’ne girmiş, burada felsefe, tarih, politika, ekonomi ve matematik öğrenimi görmüş ve hayatında büyük etki bırakacak isimlerle tanışmıştır. SPD’den yakın arkadaşı Clara Zetkin ile birlikte devrimci radikal solun önde gelen isimleri arasında yer almıştır. 1898 yılında Gustav Lübeck ile evlenerek Berlin’e taşınmış ve Alman vatandaşlığı kazanmıştır. SPD’nin (Almanya Sosyal Demokrat …

Devamını oku »

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı Sonuç Bildirgesi-Helsinki Belgesi 

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı Sonuç Bildirgesi-Helsinki Belgesi, 1 Ağustos 1975 tarihinde kabul edilmiştir. Belge, Helsinki Nihai Senedi olarak da adlandılmaktadır. Sonuç bildirgesi, 33 Avrupa ülkesi ile ABD ve Kanada tarafından imzalanmış, Avrupa’da karşılıklı güven anlayışının güçlendirilmesi, barış ortamına elverişli şartların geliştirilmesi ile demokrasi ve insan haklarının güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Helsinki süreci, çeşitli tarihlerde Belgrad, Madrid, Viyana, Helsinki ve Budapeşte’de yapılan toplantılarla devam ettirilmiştir. Helsinki Belgesi, Avrupa güvenliği ile ilgili problemler; ekonomi, bilim, çevre ve teknoloji alanlarında işbirliği ve insan haklarının geliştirilmesi konularını içermektedir.  Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı Sonuç Bildirgesi Kararları: Egemen eşitlik ve egemenliğe saygı, Sınırların ihlal edilmezliği, Kuvvet kullanmaktan veya kuvvet kullanma tehdidinden kaçınma, Devletlerin toprak …

Devamını oku »

Çocuk Hakları Beyannamesi

Cenevre Çocuk Hakları Beyannamesi, diğer adıyla Çocuk Hakları Bildirgesi 1924 yılında Milletlerarası Çocuklara Yardım Birliği tarafından yayınlanmıştır. Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi, uluslararası alanda çocukların korunmasına yönelik yapılan ilk sözleşmedir. Cenevre Bildirgesi’nde; çocukların doğal biçimde gelişmesine olanak sağlanması, aç çocukların beslenmesi, hasta çocukların tedavi edilmesi, terk edilmiş çocukların korunması, felaket anında yardımın öncelikle çocuğa yapılması, çocukların her türlü istismara karşı korunması ve kardeşlik duyguları içinde eğitilmeleri gerektiği belirtilmiştir. Bu kongreler Balkan ülkeleri ile sınırlı olmasına karşın bu alanda gerçekleştirilen evrensel çalışmalara öncülük etmişlerdir. 1924 yılında Milletler Cemiyeti çocuk haklarına ilişkin beş maddeyi yayınlamış ve bildirge, 1928 yılında Atatürk tarafından imzalanmıştır. Daha sonra Balkan ülkelerinin çocukları koruma kuruluşlarının işbirliği sonunda 5-9 Nisan 1936 tarihinde Türkiye’nin …

Devamını oku »

Avrupa Konseyi

Avrupa Konseyi (AK), İkinci Dünya Savaşı’ndan büyük maddi ve manevi kayıpla çıkan Avrupa’da, halklar arasında uzlaşmayı sağlamak ve kıtada süregelen gerginlik ve çatışmanın yerine, ortak kurumlar, standartlar ve sözleşmelere dayalı güven ve işbirliği ortamı tesis etmek amacıyla kurulmuştur. Örgütün Amacı: Avrupa Konseyi (AK)’nin amaçları, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve çoğulcu demokrasi ilkelerini korumak ve güçlendirmek; azınlıklar, ırkçılık, hoşgörüsüzlük ve yabancı düşmanlığı, sosyal dışlanma, uyuşturucu madde ve çevre konularındaki sorunlara çözüm aramak; Avrupa kültürel benliğinin oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunmak olarak özetlenebilir. Tarihçe: Avrupa Konseyi, 1948 yılında hükümetleri temsilen AK Bakanlar Komitesi’nin ve parlamenter kanadı temsilen o dönemdeki adıyla Avrupa Konseyi …

Devamını oku »

Avrupa Birliği Tarihçesi

Birleşmiş Avrupa, gerçek bir siyasi projeye dönüşüp ülkelerin hükumet politikalarında uzun vadeli bir hedef haline gelmeden önce, sadece filozoflarla önsezili kimselerin düşüncelerinde yaşıyordu. Avrupa Birliği; Avrupanın politik, ekonomik, toplumsal, kültürel alandaki birliğidir. Avrupa’nın birleştirilmesi düşüncesi Avrupa tarihi kadar eskidir. Avrupa Birleşik Devletleri hümanist ve barışçı bir hayalin parçasıydı. Avrupa yüzyıllarca, sık sık yaşanan kanlı savaşlara sahne oldu. 1870-1945 yılları arasında Fransa ve Almanya üç kez savaştılar. Bu savaşlarda birçok insan yaşamını kaybetti. Bu felaketler üzerine bazı Avrupalı lider ve düşünürleri, barışın sürdürülebilmesinin tek yolunun, ülkelerinin ekonomik ve siyasi yönlerden birleşmesi olduğu fikrine vardılar. Avrupa’da ulusal uzlaşmazlıkları aşabilecek bir örgütlenmenin kuruluşu İkinci …

Devamını oku »

Avrupa Parlamentosu

Avrupa Parlamentosu, AB kurumları içinde doğrudan halk tarafından seçilen organdır. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşları olan Avrupa vatandaşları beş yılda bir yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanabilirler. Son Parlamento seçimi 2014 yılında yapıldı. Parlamento, bugün için Avrupa Birliği’ne üye 28 devletin toplamda 751 temsilcisinden oluşuyor. Bu rakam, 750 üye ve bir Başkanı içeriyor. Hangi üye devletin kaç parlamenter ile temsil edileceği üye devletlerin nüfuslarına göre tespit edilir. Avrupa Parlamentosu, üye devlet vatandaşlarının demokratik menfaatlerini ve siyasi görüşlerini temsil eden bir organdır. Bundan dolayı, Avrupa Parlamentosu’nda üyeler ülkelerine göre değil, siyasi görüşlerine göre grup oluştururlar. Parlamenterler ülkelerini değil, kendilerine oy veren …

Devamını oku »

Hukuk Eğitiminde Erasmus Programı

Hukuk Eğitiminde Erasmus Programı, tüm fayda ve avantajlarına karşın diğer bölümlerde okuyanlara nazaran cazip bulunmamaktadır. Hukuk eğitimi özü ve niteliği itibari ile ülkesel özellikler taşıması, fark derslerinin çok olması, ülkeden ülkeye ders ve içerik farklılığı olması gibi sebeplerle erasmusa daha az uygundur. Ülkelerin hukuk sistemleri arasındaki farklılıkların adalet ve yargı sistemlerinde ve doğal olarak hukuk eğitimlerinde de farklılıklar meydana getirmesi nedeniyle oldukça zor bir eğitim olan hukuk fakültesi zamanında öğrencilerin Erasmus’u tercih etmeleri eğitim hayatını kısmen zorlaştırabilir. Eğitim sürelerini yada okulu uzatma ihtimali olan Erasmus, hiçbir eğitimle elde edilemeyecek tecrübeleri sağlaması bakımından isse çok faydalıdır. Erasmus’a katılmak hukuk örencilerine  global …

Devamını oku »

Erasmus Programı

Erasmus Programı, yüksek öğretim  arasındaki işbirliğini teşvik etmeye yönelik Avrupa Birliği programıdır. Erasmus‘un amacı Avrupa’da yüksek öğretimin kalitesini artırmak ve Avrupa projeksiyonuna güç katmaktır. Yüksek öğretim kurumlarının birbirleri ile ortak projeler üretip hayata geçirmeleri ve kısa süreli öğrenci ve personel değişimi yapabilmeleri için karşılıksız mali destek sağlanmaktadır. Yüksek öğretim sistemini iş dünyasının gereksinimlerine uygun olarak geliştirmek ve üniversite mezunlarının iş dünyasında istihdam olanaklarını artırmak için; yüksek öğretim kurumları ile iş dünyası arasındaki ilişki ve işbirliğini artırmak hedeflenmektedir. Erasmus programı, yabancı dil öğrenme programı, burs programı yada diploma programı değildir. Erasmus programı, üniversiteler arasında ülkeler arası işbirliğini teşvik ederek; öğrencilerin ve eğitimcilerin Avrupa’da karşılıklı değişimini sağlayarak; …

Devamını oku »

Avrupa Birliği

Pek çok uluslararası örgüt Avrupa Kıtası’nı bir tanım unsuru olarak almıştır. Bu örgütlerin başında Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği gelmektedir.1949 yılında kurulan ve merkezi Strazburg’da bulunan Avrupa Konseyi’ne bugün 47 devlet üyedir. Türkiye Avrupa Konseyi’ne 9 Ağustos 1949 tarihinde katılmıştır. Avrupa Konseyi 1950 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni kabul etmiştir. 1959 yılında ilk oturumunu gerçekleştiren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu Sözleşme’nin uygulanmasını gözetmekle görevlidir. İç hukuk yollarını tüketmiş olmaları kaydıyla bireyler Mahkeme’ye başvurabilirler. Avrupa Birliği Maastricht Antlaşması (1993)’nın yürürlüğe girmesinden itibaren üç uluslararası örgütün birleşmesine dayanmaktadır: 1951 yılında kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ile 1958 yılında kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Euratom. Tüzel kişiliği haiz olan bu örgütlerin her birinin sınırlı bir amacı bulunmaktaydı. Avrupa Birliği ise kendisine çok daha geniş bir gaye edinmiştir. Avrupa Birliği, geleneksel hedeflerin yanı sıra, ortak bir dış işleri ve güvenlik politikası oluşturulmasını amaç edinmiştir. Birlik ayrıca 2001 yılında bir “Temel Haklar Şartı” kabul etmiştir. Başlangıçta hukukî bir kapsamı bulunmayan bu metin Lizbon Antlaşması (2009)’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte bağlayıcı nitelik kazanmıştır. Avrupa Birliği üye devletlerin egemenliklerinin bazı unsurlarını devralmıştır. Örgütün yürütme erki Avrupa Komisyonu ile Avrupa Birliği Konseyi arasında paylaşılmıştır. Avrupa Parlamentosu ise yasama erkine kısmen sahiptir.Topluluk hukukunun farklı üye devletlerde yeknesak bir biçimde uygulanmasını sağlamak için bu hukukun yorumlanması ulusal yargı mercilerine bırakılmamıştır. Avrupa Birliği Adalet Divanı antlaşmanın ve Birlik tarafından kabul edilen düzenlemelerin (tüzükler, yönergeler vs.) yorumlanması tekeline sahiptir. Avrupa Birliği her şeyden önce büyük bir pazar ve bir serbest dolaşım alanıdır. Birliğin kalkınma düzeyleri çok farklı 27 devleti kapsar hale gelmesinden beri ülkelerin koruyucu mevzuatı için bir rekabet etkenine dönüşen bu pazar ve özgürlükler endişelere yol açmaktadır. Bu endişeler kendisini 2005 yılı referandumlarında Hollanda ve Fransa’da alınan ret sonuçlarında göstermiştir. O dönemden beri gerçekleştirilen yenilikler eski dinamizmi yeniden canlandırmamıştır. Kaynak:François Gaudu, Les 100 mots du droit, Que sais-je, 2010, 1re éd., Paris, pp. 46-47.

Devamını oku »

Marie Le Jars de Gournay

 Marie Le Jars de Gournay, 1565 – 1645 yıllarında yaşamıştır. Rönesans dönemini düşünürlerinden Marie Le Jars de Gournay felsefenin yanı sıra fizik, geometri, tarihle de ilgilenmiştir. Montaigne ile tanışması hayatındaki önemli noktalardan biridir. Onunla tanıştıktan sonra düşüncelerini daha özgür biçimde getirme olanağı bulmuştur. “Erkeklerin ve Kadınların Eşitliği Üzerine” kaleme alır ve bu eserinde erkek ve kadının ruhen eşit olduğunu savunur. Dilin önemi üzerine de dikkat çekici araştırmalar yapmıştır.   “İnsan esasen ne erkektir ne de dişi. Cinsiyetin farklı olmasının amacı, cinse özgü biçim farkını oluşturmak olmayıp yalnızca üremeye yarar… “        Marie Le Jars de Gournay: Kadınlarla Erkeklerin Eşitliği Üzerine   …

Devamını oku »

Marguerite Porete

Marguerite Porete, 1255 – 1320 yılları arasında Fransa’da yaşamıştır. Fransa’da yaşayan Marguerite Porete mistisizm akımının temsilcilerindendir. “Yalın Ruhun Aynası” isimli eserinde, ruhun tamamen özgür olması gerektiğini savunmuştur. Bu bakımdan kiliseden ve ruhban sınıftan koparak Tanrı ile bireysel bir ilişki kurulması gerektiğini öne sürmüştür. Dinî açıdan sapkınlık suçlaması neticesinde, yakılarak öldürülmüştür.

Devamını oku »

Sienalı Katharina/ Katharina von Siena

1347 – 1380 yılları arasında yaşamıştır. Dominikan bir rahibe, skolastik teolog ve filozof olan Sienalı Katharina bir azize olduğu gibi Katolik inancının 6 koruyucu azizinden biridir. Aynı zamanda Papa 2. Jean Paul tarafından “Doctor of the Church” ilan edilmiştir. “The Dialogue of Divine Providence” isimli yaptında mistik görüşlerini dile getirmiştir. “Katerina ilk kez 6 veya 7 yaşında iken Mesih İsa’nın hayalini görmüştür. 1367 yılında Dominiken Üçündü Tarikatına katılır. Bir mahrumiyet ve ibadet hayatı sürmeye başlar. Yavaş yavaş birçok öğrenciyi çevresinde toplar. 1375 yılının başında, aylarca Siena’ da kaldıktan sonra, Katerina Pisa’ ya gider. 1 Nisan 1375 günü stigmatize (kutsal yara izlerine …

Devamını oku »

Hollanda Krallığı Anayasası

Bölüm 1. Temel Haklar Madde 1. Hollanda’da bulunan herkes, eşit durumlarda eşit muamele görürler. Din, hayat görüşü, politik eğilim, ırk, cinsiyet veya her ne sebeple olursa olsun, ayrımcılığa izin verilmez. Madde 2. Hollanda vatandaşlığı kanunla düzenlenir. Yabancıların (ülkeye) girebilmeleri ve çıkartılmaları kanunla düzenlenir. İade sadece antlaşmaya dayanır. İade ile ilgili kurallar kanunla düzenlenir. Kanunun sınırladığı haller dışında, herkesin ülkeyi terk etmeye hakkı vardır. Madde 3. Tüm Hollanda vatandaşları ayırım yapılmadan kamu hizmetlerinde görev alabilirler. Madde 4. Kanuni kısıtlamalar ve istisnalar haricinde, her Hollanda vatandaşı genel temsil organlarının üyelerini seçme ve bu organların üyesi olarak seçilme hakkına sahiptir. Madde 5. Herkes …

Devamını oku »

Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasası

  Giriş  Parlamenter kurul 23 Mayıs 1949 tarihinde Bonn şehrinde yaptığı açık bir oturumda, 8 Mayıs 1949 tarihinde Parlamenter Kurul tarafından Federal Almanya Cumhuriyeti için kabul edilen Anayasanın, 1949 Mayısının 16. Haftası ile 22. Haftası arasında Alman Eyaletlerinin üçte ikisini oluşturan halk temsilcileri tarafından kabul edildiğini tespit etmiştir. Bu tespit sonucunda, başkanları tarafından temsil edilen Parlamenter Kurul Anayasayı tamamlamış ve ilân etmiştir. Anayasanın 145’inci maddesinin üçüncü fıkrası doğrultusunda Federasyonun Resmi Gazetesi’nde yayınlanmıştır.  Önsöz Tanrı ve insanlar karşısındaki sorumluluğunun bilincinde olan, birleşmiş bir Avrupa’nın eşit haklara sahip bir üyesi olarak, dünya barışına hizmet etmek emeliyle beslenerek özgü iradesiyle hareket eden Alman …

Devamını oku »

Fransa Anayasası

Fransa Anayasası Başlangıç  Fransız halkı, 1789 Beyannamesinde tanımlanan, 1946 Anayasasının başlangıç kısmında teyit edilip tamamlanan insan haklarına ve milli egemenlik ilkelerine, aynı şekilde 2004 Çevre Şartında belirtilen hak ve ödevlere bağlılığını ihtişamla ilân eder. Bu ilkeler ve hakların kendi kaderlerini serbestçe belirlemeleri esası gereğince Cumhuriyet, kendisine katılma iradesini beyan eden denizaşırı ülkelere özgürlük, eşitlik ve kardeşlik ortak idealine dayanan ve bu ülkelerin demokratik gelişmelerini sağlayacak yeni kurumlar sunar.   Madde 1. Fransa, bölünmez, laik, demokratik sosyal bir Cumhuriyettir. Köken, ırk veya din ayrımı yapmaksızın, tüm vatandaşların yasa önünde eşitliğini garanti eder. Her inanca saygılıdır. İdari yapısı yerinden yönetim esasına dayanır. …

Devamını oku »

Belçika Anayasası

   Başlık I. Federal Belçika, Bileşenleri ve Bölgesi Hakkında Madde 1. Belçika; Topluluklardan ve Bölgelerden oluşan bir Federal Devlettir. Madde 2. Belçika üç Topluluktan oluşur: Flaman Topluluğu, Fransız Topluluğu ve Almanca Konuşanlar Topluluğu. Madde 3. Belçika üç Bölgeden oluşur: Flaman Bölgesi, Valon Bölgesi ve Brüksel Bölgesi. Madde 4. Belçika dört dilsel bölgeden oluşur: Felemenkçe konuşulan bölge, Fransızca konuşulan bölge, çift dil konuşulan Brüksel-Başkent bölgesi ve Almanca konuşulan bölge. Krallığın her yerel idaresi bu dil bölgelerinden birine bağlıdır. Bu dört dilsel bölgenin sınırları ancak, Parlamentonun her bir kanadındaki dilsel bölge grubunun oy çoğunluğuyla kabul edecekleri bir kanunla değiştirilebilir, ya da düzeltilebilir. …

Devamını oku »

Avrupa Ombudsmanı

Avrupa Ombudsmanı, Maastricht Antlaşması ile AB kurumsal yapısına kazandırılmış bir kurumdur. Avrupa Ombudsmanı, Avrupa Parlamentosu tarafından yenilenebilen 5 yıllık bir süre için atanır ve bağımsızlığı da Antlaşmalarda teminat altına alınmıştır. AB’nin İşleyişine Dair Antlaşma’nın 20. maddesinde Avrupa Ombudsmanı’na başvurmak Birlik vatandaşlarının hakları arasında sayılmaktadır. Antlaşma’nın 228. maddesi uyarınca Avrupa Parlamentosu tarafından seçilen Avrupa Ombudsmanı’na Birliğin her vatandaşı veya ikametgahı ya da tüzüğüne göre merkezi bir üye devlette bulunan her gerçek ve tüzel kişi başvurabilir. Anılan kişiler, Birlik organları, kurumları veya diğer birimlerinin faaliyetlerinde kötü yönetime ilişkin şikayetleri Avrupa Ombudsmanı’na iletirler ve Ombudsman bunları araştırarak rapor hazırlar. Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın …

Devamını oku »

Avrupa Komisyonu

Avrupa Komisyonu, yasama sürecini başlatan, ayrıca Birliğin yürütme organı olarak AB müktesebatını, bütçeyi ve programları uygulamaktan ve idari denetimden sorumlu kurumdur. Avrupa Komisyonu, her bir üye devletten bir kişinin yer aldığı 28 üyeden oluşur. Bu kişilere “komiser” adı verilir. Her Komiser bir veya daha fazla AB politikasının yürütülmesinden sorumludur. Komisyon adeta bir Bakanlar Kurulu gibi faaliyet gösterir. Komisyon’da komiserlerin yanı sıra, Avrupa Birliği görevlilerinden oluşan 25.000 kişilik bir idari teşkilat da mevcuttur. Komisyon bünyesinde, herhangi bir konuda idari düzenlemelerin yapıldığı idari yönetim birimleri olan Genel Müdürlükler bulunur. Her Genel Müdürlük, çalışmalarının siyasi ve yönetim sorumluluğunu üstlenen Komisere karşı sorumlu bir …

Devamını oku »