30 Kasım – Hukuk Takvimi 1882 Ahmet Arifi Paşa, ikinci kez Danıştay başkanlığına atandı. 1920 30 Kasım 1920‘de Madrit’de Posta Birliği(Dünya Posta Birliği (UPU))’ne dair sözleşme imzalandı. Antlaşma hükümleri 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması ile Türkiye tarafından da kabul edildi. 1922 Mudanya Ateşkes Antlaşması uyarınca, Doğu Trakya’nın teslim işlemleri tamamlandı. 1923 Alman avukat, devlet adamı ve Merkez Partisi’nin lideri Wilhelm Marx, 30 Kasım 1923’te Alman Sansölyesi seçidi, Görevi 15 Ocak 1925’te sona erdi. 1925 Anayasa’nın 6. Maddesi’nde belirtilen “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir” hükmünün özünü oluşturan “Hakimiyet Milletindir” yazılı levha, 30 Kasım 1925’te Büyük Millet Meclisi kürsüsünün arkasına asıldı. I. Meclis Binasının duvarına asılan “Hakimiyet Milletindir” levhası Hattat Mehmed Hulusi …
Devamını oku »26 Eylül Hukuk Takvimi
26 Eylül – Hukuk Takvimi 1328 Arap bilgin Takıyyüddin ibn Teymiyye yaşamını yitirdi. (Doğumu: 22 Ocak 1263) Arap dili grameri, Arap tarihi, Felsefe ve mantık ilimleriyle ilgilendi. İbn-i Teymiye fakih (hukuk âlimi) ve muhaddis (hadis âlimi) kişiliğinin yanı sıra akaid konularında da çeşitli söylemlerde bulundu. İslâm hukuku (fıkıh), hadis ilmi ve siyasî düşünce başta olmak üzere birçok konuda uzmanlaştı. Dört Sünni İmam’ın görüşlerinin dışında kalan özgün düşünce ve görüşlere sahipti. Boşanmanın yemin olarak kullanılmasını doğru bulmamış, çoğunlukla bu yemini eden kişinin eşini boşamak gibi bir niyeti olmadığını belirtmiş ve bu nedenle boşanmanın yemin konusu yapılmasının boşanmaya yol açmayacağını iddia etmiştir. …
Devamını oku »Canlı Yayında Duran Zaman!
Canlı Yayında Duran Zaman / Avukat Erdal Doğan Bunaltıcı nemli bir İstanbul yazı öğleden sonrasıydı. Romantik ideallerle girdiğim İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin birinci sınıf öğrencisi olarak yıl sonu finallerine hazırlanıyordum. Üsküdar’daki öğrenci evinin küçük odasında, önümde duran Anayasa Hukuku ders kitabı ve notları arasında sokakta oyun oynayan çocuk sesleri ile tüp kamyonların megafonlu çığırtkanlıklarının birbirine karışan sesleri arasında çalışmaya zorlarken kendimi bu durumdan bir an bunalmış ve küçük ekran siyah beyaz televizyonuma sarılmıştım. Bazen bir his olur ya insan daraldıkça daralır da bu içini daraltan sebeplerin yalnızca o anla ilişkili olmadığını bilir ama ne olduğuna bir türlü anlam veremez ya, …
Devamını oku »Cehaletin Alacakaranlığı
Cehaletin Alacakaranlığı: 3 Temmuz 1993, Sivas / Av. Dr. Ersoy ZIRHLIOĞLU Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, bireylerin düşünce, ifade ve kanaat özgürlüğünü, din ve vicdan özgürlüğünü ve laikliği koruyan maddelerle donatılmıştır. Bu maddeler, birbirlerini tamamlayan ve koruyan niteliktedir. Bu maddeleri kısaca incelemek, yazının devamı için faydalı olacaktır. Düşünce ve İfade Özgürlüğü: Anayasanın 25. ve 26. maddeleri düşünce ve ifade özgürlüğünü düzenler. 25. maddeye göre, “Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.” 26. madde ise ifade özgürlüğünü düzenler: “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim …
Devamını oku »Madımak’ta kimler ve neler yakıldı?
Madımak’ta kimler ve neler yakıldı? / Zeki Coşkun Türkiye büyük tarihsel faciayı, utancı yaşadı 2 Temmuz 1993’te. İnsanların diri diri yakılması, o günden bugüne büyük, ısrarlı bir çabayla içselleştirildi, olağanlaştırıldı. 30 yıl sonrasındaki sessizlik, 2 Temmuz yangınını toplumsal bir facia ve toplumsal bir utanç olarak görmemenin, olağanlaştırma ve onamanın göstergesidir. O gün ve hemen sonrasında yaşananlara bakarsak bugünkü çok boyutlu toplumsal sefaletimizi de anlayabiliriz. (Madımak’la yakılan, yok edilen Ankara) İnsanların diri diri yakılması, katliamdır. Nereden bakılırsa bakılsın, o toplum için faciadır, utançtır. Katliam karşısında gerçekleşen büyük tarihsel uzlaşma, en az katliamın kendisi kadar büyük bir facia ve utançtır. 2 Temmuz …
Devamını oku »Madımak Davası Garabetleri
Madımak Davası Garabetleri / Avukat Aslı Ağar Bundan tam 30 yıl önce, 2 Temmuz 1993 günü, Sivas’ta 33 insan yakılarak katledildi. Pir Sultan Abdal Şenlikleri düzenlenmişti. Şenlikler nedeniyle çoğunluğu Alevi ve sol görüşlü olan 51 kişilik grup Sivas’ta bulunuyordu. Şenlikler Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşiyordu. Dört gün sürecek şenliklerin ikinci günkü kısmı maalesef gerçekleştirilemedi çünkü Türkiye’nin kara lekesi olan Sivas (Madımak) Katliamı işte bu ikinci günde, cuma namazı çıkışında başladı. Yazar, şair, düşünür ve sanatçılardan oluşan 51 kişilik grubun 33’ü kaldıkları Madımak Oteli’nde yakılarak katledildiler. Olaylar sırasında 2 otel görevlisi ve 2 gösterici de öldü ve toplamda 37 kişi yaşamını yitirdi. …
Devamını oku »Sivas’taki Madımak
Sivas’taki Madımak / İbrahim Fikri Talman Şu Sivas’ın elinde sazım çalınmaz, Güllerim yandı, yüreğim dayanmaz. Madımak, doğal ortamlarda kendi kendine yetişen otsu bir bitkidir. Kaynaklara göre, antioksidan özelliği olup kan şekerini dengeleyici bir etkisi de varmış. Çayı yapılıp içildiğinde, mide ve bağırsakları rahatlatıcı özelliği olduğu gibi, uyku yapıcı bir yönü de bulunuyormuş. Bitkisi her yıl Nisan-Haziran ayları arasında olgunlaşır ve toplanırmış. Madımağın yemeği yapıldığı gibi, yumurtalı, pastırmalı ve yoğurtlu çeşitleri lezzetli olurmuş. Ayrıca gözleme ve böreklerde de kullanması önerilirmiş. Kısacası, doğanın insana bir lütfu olan bu madımak oldukça yararlı ve lezzetli bir bitki imiş. Sivas’taki Madımak ise, bir otel olup …
Devamını oku »Devletin Acz Haline Düştüğü Kapkara Bir Gün
Devletin Acz Haline Düştüğü Kapkara Bir Gün / Ayşe Sarısu Pehlivan 2 Temmuz 1993 33 canın katledildiği, devletin acz haline düştüğü kapkara bir gün. Karanlık beyinlerin aydın, sanatçı insanları yakarak zifir karanlığa olan özlemlerini gösterdiği gündür aynı zamanda bu gün. Bu katliama ama-sız, fakat-sız yaklaşamayanlar, Gar Katliamı’na da Suruç Katliamı’na da mutlaka bir mazeret uydurma peşinde koşmuşlardır. Bir daha yaşanmamasını dilemekle beraber, gelecekte başka katliamlar olursa onlara da aynı şekilde bir kılıf uydurarak kendilerine, katliamlara kılıf bulacaklarına şüphe yoktur. Yolu sevgiden geçen, insanca yaşama isteğini, hak ve özgürlükleri sadece kendisi için dilemeyen güzel insanları katleden canilere karşı hukuk devletinin affedici …
Devamını oku »Katliamların Olmaması İçin Neler Yapmalıyız
Katliamların Olmaması İçin Neler Yapmalıyız / Avukat İhsan Berkhan Dünyada tarih boyunca o kadar çok katliam yaşanmış ki, burada sadece Anadolu coğrafyasında yaşananlara , tarihten günümüze çeşitli dönemlere ilişkin örneklerden bazılarını paylaşmakla yetineceğim. Bu verileri paylaşırken amacım, böyle gelmiş böyle gider kaderciliğine hak vermek ya da intikam ateşine odun atmak, salt unutmak ya da unutmamak değil; hep beraber çözüm önerileri üzerinde düşünmenin önemini vurgulamaktır. Heredot, M.Ö. 494’de (Şimdiki Didim sınırları içinde yer alan) Milet’te Perslerin Yunanlı erkeklerin çoğunu öldürdüğünü kadın ve çocukları ise esir aldığını yazıyor. Buna bir savaş diyebilirsiniz, ama bu yaşananın bir katliam olduğu gerçeğini değiştirir mi? (Bknz: …
Devamını oku »Madımak Olayı ve Kavramlar Üstüne
Madımak Olayı ve Kavramlar Üstüne / Avukat Ü. Elif Topçu Takvimler 2 Temmuz 1993 tarihini gösterdiğinde bütün Türkiye’yi etkileyecek, çeşitli tartışmalara yol açacak ve tüm dünyayı dehşete uğratacak o olay, çocuklardan, sanatçılardan, akademisyenlerden ve öğrencilerden oluşan 35 kişinin diri diri yakılarak katledildiği, otel dışında da saldırıyı düzenleyen ya da destekleyenlerden 2 kişinin hayatını kaybettiği, başta yaşam hakkı olmak üzere birçok temel hakkın ayaklar altına alındığı Madımak Olayı meydana gelmiştir. Elbette ki hukuk penceresi ve hukuk mücadelesi bakımından çeşitli değerlendirmeler yapılması gerekmektedir, nice hukukçular tarafından da bu değerlendirmeler ‘93 yılında yaşanan bu vahim olaydan beri ve güncel gelişmeler ışığında yapılmaktadır. Ancak …
Devamını oku »Sivas Katliamı Davası: 30 Yılın Kısa Öyküsü
Sivas Katliamı Davası (30 Yılın Kısa Öyküsü) / Şenal Sarıhan “Hukukun üstünlüğü demek, Bireylerin, insanlık onurundan yararlanmasını sağlamak için gerekli oldukları tartışılmayan prensipler, müesseseler ve usuller demektir.” (Milletlerarası Hukukçular Komisyonu, 1953-Yeni Delhi toplantısı) Neden Sivas? 12 Eylül 1980 darbesi, demokratik hak ve özgürlükleri neredeyse biçip geçmişti. Olağanüstü dönem resmi düzeyde sonlanmıştı. Ancak dönem, kamusal ve özel alanda ciddi bir tahribat yaratmıştı. Bu sürecin kısa sürede atlatılamayacağı açıktı.12 Eylül, pek çok alanda olduğu gibi laiklik alanında ülkeyi içinde bulunduğu noktadan çok gerilere taşımıştı. Bu durum, dine dayalı bir toplum özleminde olan bir parti TBMM’nde yer almasına da yol açmıştı. …
Devamını oku »Ne Olacak Bu Toprakların Hali
Ne olacak bu toprakların hali! / Avukat Ergin Cinmen Özgür Vikipedia Ansiklopedisi, ‘Türkiye’de yaşanan katliamlar’ listesini yayınlanmış. Liste M.Ö. 494’te Yunanlıların elindeki Milet’in Persliler tarafından düşmesi ile başlayıp 1 Ocak 2017’de Reina baskını ile son buluyor. Bu toprakların sosyolojisini anlamak isteyenler mutlaka incelemeli. Vikipedia’da bir de çizelge yapılmış. Çizelgede katliamların sorumluları, mağdurları ve olayların çok özet anlatımları var. Çizelgeyi inceleyenler bu güzel toprakların aynı zamanda bir katliam merkezi olduğunu anlıyor. Sanki MÖ 494 senesinden bu güne kadar birileri bu topraklara devamlı operasyon düzenliyor (!) Ergin Cinmen Dünyanın diğer bölgelerinde de mutlaka tarih boyunca hiç istenmeyen olaylar cereyan etmiştir. Örneğin uygarlığın …
Devamını oku »Madımak Katliamının Üzerindeki Zamanaşımı Zırhı
Madımak Katliamının Üzerindeki Zamanaşımı Zırhı / Av. Çağla ÜREDEN 1919 yılında Atatürk’ün yaptığı Sivas Kongresiyle bir milletin kurtuluşunu hazırlayan kararların verildiği ve Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Sivas’ta, 30 yıl önce Pir Sultan Abdal Şenliklerine davetli yazar, şair, düşünür ve sanatçılardan oluşan 33 aydınımız ve 2 otel görevlisi Madımak Otelinde diri diri yakılarak öldürüldü. Olay alevlerin küle çevirdiği otelin adıyla, yani Madımak Katliamı olarak anılmaktadır. Madımak Katliamı davasının kimi sanıklar bakımından zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi hususu günümüzde oldukça tartışmalıdır. İnsanlığa karşı işlenen suçlar zamanaşımına tabi değildir, bu nedenle üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin zamanaşımı nedeniyle dava düşürülemez. İnsanlığa karşı suçlar, siyasal, felsefi, …
Devamını oku »Sivas Kıyımı İnsanlık Suçu Kapsamına Alınmalı
Sivas Kıyımı İnsanlık Suçu Kapsamına Alınmalı / Faik Akçay Sivas (Madımak) Kıyımı’nın gerçek suçlularına hiç dokunulamadı. Olayın yaşanmasında araç olarak kullanılan maşaların bazıları yargılandılar, değişik cezalar aldılar, özgürlüklerinden yoksun bırakıldılar. Bu uygulamalar, gerçek suçluların gizlenmesinden başka bir iş değildi. Olayı kurgulayan gerçek ele hiç uzanılamadı, dokunulamadı. Sivas ya da başka kıyımlarda, gerçek suçlulara ulaşılamadığı sürece, bu tür kıyımların hiç bitmeyeceği açık. Eylemin boyutu 15 bin dolayında saldırgandan yalnızca 190’ı için gözaltı işlemi yapıldı. Yalnızca 124 kişiye dava açıldı. 3 kişinin bir araya gelmesinin yasak olduğu, 10 kişinin bir araya gelmesinin kolay olmadığı bir ülkede, 15 bin kişinin bir araya gelerek …
Devamını oku »Sanatçı Gülhan Yazdı: Öldürmek İnsanın İşlediği En Büyük Suç / Madımak Katliamı
Öldürmek insanın işlediği en büyük suç / GÜLHAN Tarihe dönüp baktığımda insanın insanı öldürdüğünü, çizgisel zamanın akan kana bulandığını gördüm. Medeniyetlerin yükseldiğini, akabinde barbarların, avcıların gelip yok edişini de… Öldürmek insanın işlediği en büyük suç. Sadece Türkiye’de yılda ortalama iki bin kişi öldürülüyor. Öldürme eyleminin ilkelliği, öldürme güdüsünün evrimleşebilmesi ve yok olması; toplu cinayetlerin, savaşların durmasıyla bitecekmiş gibi geliyor bana. Peki, İlk cinayet neden işlenmiş? Açlıktan diyesi geliyor insanın. Yok, yok, değil. İlk cinayet kıskançlıktan. Habil’in Kabil’i öldürmesiyle başlamış ‘öldürme’ hikayemiz. Cinayetleri, intiharları, tüm aile topluca yok edişleri de sıkça görürüz üçüncü sayfa haberlerimizde. Peki biz bu üçüncü sayfa haberlerine …
Devamını oku »24 Aralık – Hukuk Takvimi
24 Aralık – Hukuk Takvimi 1745 1215- Magna Carta sözleşmesini imzalayan İngiltere Kralı Yurtsuz John doğdu. (Ölümü:19 Ekim 1216) Magna Carta, Latincede ‘Büyük Sözleşme, Büyük Ferman’ anlamına gelmekte ve Orta Çağ’ın en önemli hukuki belgesi sayılmaktadır. Anlaşma, feodallerin kral karşısındaki haklarını garanti eden ve Hukukun üstünlüğüne vurgu yapan ilk belgedir. Günümüzdeki demokrasinin temel referans belgelerinden addedilmektedir. 1923 New Jersey’li hukukçu, senatör, vali, yargıç ve devlet adamı, Birleşik Devletler Anayasası‘nın hazırlayıcılarından William Paterson, İrlanda’da doğdu.(Ölümü:9 Eylül 1806) Paterson, 1747’de ailesiyle birlikte İrlanda’dan Kuzey Amerika İngiliz kolonilerine göç etti. 14 yaşında New Jersey Kolejine(Princeton Üniversitesi) başladı ve buradan mezun olduktan sonra hukuk …
Devamını oku »