Türkiye İleri Ülkü Partisi, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 24 haziran 1971 tarihli kararı ile kapatılmıştır. Partinin kapatılmasına, 648 sayılı Siyasî Partiler Kanununun 113. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesinin yaptığı yazılı ihtara rağmen kanunî süresi içinde tüzüğünü değiştirmemesi ve Anayasanın 57. maddesi gerekçe gösterilmiştir.
Türkiye İleri Ülkü Partisi Kapatma Kararı
Esas Sayısı : 1971/2 (Parti kapatılması)
Karar Sayısı : 1971/2
Karar Günü : 24/6/1971
Davayı açan : Cumhuriyet Başsavcılığı
Davanın konusu: Türkiye İleri Ülkü Partisinin tüzüğünde, 648 sayılı Siyasî Partiler Kanununun dördüncü kısmında yer alan maddeler dışındaki buyurucu hükümlere aykırı görülen yönlerin giderilmesi için 648 sayılı Yasanın 113. maddesi “uyarınca Anayasa Mahkemesince yapılan ihtara rağmen kanunla belirtilen altı ay süre, fazlasiyle geçtiği halde söz konusu aykırılıkların giderilmemiş bulunması nedeniyle aynı yasanın 108. ve 113. maddeleri gereğince partinin kapatılmasına karar verilmesi istenilmiştir.
I- Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi :
Cumhuriyet Başsavcılığının 22/3/1971 gününde 573 sayı ile Anayasa Mahkemesi kaydına geçen 19/3/1971 günlü, 1969/26 – 1971/2 sayılı iddianamesi şöyledir :
Anayasa Mahkemesi Yüksek Başkanlığına
Davacı : Kamu Hakları
Davalı : Türkiye İleri Ülkü Partisi
Davanın konusu : 648 sayılı Siyasî Partiler Kanununun 113 üncü maddesine aykırılık nedeni ile partinin kapatılması.
Olay : İçişleri Bakanlığına verilen 6 Mayıs 1969 günlü dilekçe ve ekleri ile merkezi İstanbul’da olmak üzere kurulduğu öğrenilen Türkiye İleri Ülkü Partisi’nin tüzüğünde görülen eksiklik ve 648 sayılı Siyasî
Partiler Kanununa aykırı hükümlerin tamamlanması ve düzeltilmesi için 113 üncü maddesi hükümleri gereğince Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan ihtara rağmen aykırılığın giderilmediği görülmüştür.
Yapılan inceleme : Türkiye İleri Ülkü Partisi’nin 6 Mayıs 1969 günü İçişleri Bakanlığına verdiği kuruluş bildirisi ile merkezi İstanbul, Mecidiyeköy, Gülbağ Caddesi, Kuşçular Sokağı, Güneş Apt. 6/3 adresinde faaliyete geçtiği bildirilmesi üzerine tüzük ve program celbolunarak incelenmiştir.
Parti tüzüğünün 17 nci maddesinin kanunun 15/2, tüzüğün 27/b maddesinin kanunun 11., tüzüğün 38/c maddesinin kanunun 11., tüzüğün 57 nci maddesinin kanunun 54 üncü maddelerine aykırı bulunduğu görülerek bu aykırılığın giderilmesi için sözü edilen partiye ihtarda bulunulması konusunda Yüksek Anayasa Mahkemesine başvurulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 18/6/1970 gün ve 590 sayılı yazılarında partiye ihtarda bulunulduğu belirtilmiştir.
Gene Anayasa Mahkemesinin 17/3/1971 gün ve 375 sayılı yazılarına göre bu ihtarın Türkiye İleri Ülkü Partisine P.T.T. idaresince 7201 sayılı Kanunun 21 inci maddesi hükmü uyarınca 23/6/1970 gününde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu arada parti ilk adresinden sonra iki defa adres değiştirmiştir.
Delillerin tartışılması : Siyasi Partiler Kanununun 113 üncü maddesinin ilk fıkrası bir siyasî partinin bu kanunun dördüncü kısmında yer alan maddeler hükümleri dışında kalan emredici hükümlerine aykırılık halinde olması sebebiyle o parti aleyhine Anayasa Mahkemesine, Cumhuriyet Başsavcılığınca re’sen yazıyla başvurulacağı, Anayasa Mahkemesinin aykırılığın giderilmesini siyasî partiye ihtar edeceği, tebliğ tarihinden itibaren altı aylık süre içinde aykırılık giderilmezse C. Başsavcılığının re’sen dava açması üzerine Anayasa Mahkemesince siyasî partilerin kapatılmasına karar verileceği hükümlerini kapsamaktadır.
Siyasî Partiler Kanununun 15, 11 ve 54 üncü maddelerine aykırı görülen tüzüğün 17, 38 ve 57 nci maddelerinin düzeltilmesi ve aykırılığın giderilmesinin ihtarı için başvurulan Anayasa Mahkemesinin ihtarına rağmen bu aykırılık giderilmemiştir.
Parti Genel Merkezi adresini 21/9/1970 günü değiştirmiş olmasına göre 23/6/1970 günü yapılan tebligatın geçerli olması tabiidir.
Tebligatın yapıldığı 23/6/1970 gününden bu yana kanunla muayyen 6 aylık süre fazlası ile geçmiş bulunmaktadır.
Netice ve talep : Türkiye İleri Ülkü Partisinin, tüzüğünde Siyasî Partiler Kanununun dördüncü kısmında yer alan maddeler hükümleri dışında kalan emredici hükümlere aykırı görülen hususların giderilmesi için yapılan ihtara rağmen tebliğ tarihinden itibaren geçen 6 aydan fazla bir süre içinde söz konusu aykırılıkları gidermediği dosya içindeki delillerle sabit olduğundan, Siyasî Partiler Kanununun 108 ve 113 üncü maddeleri hükümleri gereğince kapatılmasına karar verilmesi arz ve iddia olunur. 19/3/1971)
II – Olay :
1 — Merkezi İstanbul’da olmak üzere 6/5/1969 günlü bildirimle Türkiye İleri Ülkü Partisinin kurulduğu İçişleri Bakanlığının 22/5/1971 günlü, Emniyet Genel Müdürlüğü 79542 sayılı yazısiyle bildirilmiştir.
2 — Cumhuriyet Başsavcılığı, S. P. 1969/26 sayılı ve 7/10/1969 ve 18/11/1969 günlü yazılariyle:
a) Parti tüzüğünün 27. maddesinin b bendindeki «Merkez İdare Kurulunun on üyeden oluşacağı» hükmünün 648 sayılı Siyasî Partiler Kanununun 11. maddesindeki (Merkez karar organının üye sayısı 15 ten az olamaz.) hükmüne aykırı bulunduğunu;
b) Tüzüğün 38. maddesinin c bendindeki (Anlaşmazlığın incelenmesine ve karara bağlanmasına dair hususlar tüzük hükümleri gözönünde tutularak Yüksek Haysiyet Divanınca hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.) hükmünün 648 sayılı Yasanın 11. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ve parti yönetmeliklerinin merkez karar organınca düzenlenmesine ilişkin olan hükme aykırı düştüğünü;
c) 648 sayılı Kanunun 15. maddesinin 2 sayılı bendinin ikinci fıkrasında il yönetim kurulunun merkez yönetim organınca nasıl işten elçektirileceğinin ve geçici yönetim kurulunun nasıl kurulacağının parti tüzüğünde gösterileceğine işaret edildikten sonra (işten elçektirme kararının il yönetim kuruluna bildirilmesinden başlayarak kırkbeş gün içinde il kongresi toplanarak yeni daimî il yönetim kurulunu seçer) denilmesine karşılık tüzüğün 17. maddesinde bu konu düzenlenmediği gibi kademe kongresini toplantıya çağırmak için kırkbeş gün yerine üç aylık bir süre kabul edilerek yasa ile çelişkiye düşüldüğünü;
ç) Tüzüğün 517. maddesindeki (Yalnız seçimlerde veya herkesin gözü önünde açıkça ve yayın yolu ile işlenen suçların cezalan savunma alınmadan verilir.) hükmünün 648 sayılı Yasanın 54. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ve (Disiplin organlarına sevkedilen parti üyelerinin yazılı veya sözlü olarak savunma haklarını nasıl kullanacaklarının ve savunmalarını hazırlamak için yeter sürenin nasıl tanınacağının parti tüzüğü ile düzenleneceği) ne ilişkin bulunan hükümle bağdaşamayacağını, ileri sürerek 648 sayılı Kanunun 113. maddesi uyarınca Türkiye ileri Ülkü Partisine gerekli ihtarın yapılmasını Anayasa Mahkemesinden istemiştir.
3 — Anayasa Mahkemesi, Lûtfi ömerbaş, Salim Başol, Feyzullah Uslu, Fazlı Öztan, Celâlettin Kuralmen, Hakkı Ketenoğlu, Fazıl Uluocak, Avni Givda, Muhittin Taylan, Şahap Arıç, Ih3an Ecemiş, Ahmet Akar Ziya Önel, Mustafa Karaoğlu ve Muhittin Gürün’ün katılmalariyle 9/6/1970 gününde yaptığı toplantıda:
a) Türkiye ileri Ülkü Partisi tüzüğünün Cumhuriyet Başsavcılığınca 648 sayılı Yasaya aykırılığı bildirilen hükümlerinden :
aa) 27. maddede öngörülen merkez idare kurulu, tüzüğün 22. ve 23. maddelerinde yer alan parti meclisinin niteliğine göre, merkez karar organı sayılamıyacağından 27. maddede 648 sayılı Yasaya aykırı bir yön bulunmadığına;
bb) 648 sayılı Yasanın 11. maddesinin ikinci fıkrasına göre parti işlerini düzenleyen yönetmeliklerin partinin merkez karar organınca yapılması gerektiğinden yüksek haysiyet divanına kendi alanında yönetmelik yapma yetkisini veren 38. maddenin 648 sayılı Yasaya aykırı olduğuna;
cc) ti ve ilçe yönetim kurullarının nasıl seçileceği konusunun tüzükle düzenlenmesi gerekirken yönetmeliğe bırakılmasına, yeni yönetim kurullarım seçmek üzere toplantıya çağırılacak kongreler için üç ay süre tanınmasına ilişkin olan ve tüzüğün 17. maddesinde yer alan hükümlerin 648 sayılı Yasanın 15. ve 16. maddelerine aykırı olduğuna;
çç) 58. maddedeki kimi eylemlerden dolayı savunma alınmadan ceza verilebileceğine ilişkin hükmün 648 sayılı Yasanın 54. maddesine aykırı olduğuna,
Oybirliğiyle;
b) Cumhuriyet Başsavcısının yazılı başvurması üzerine yapılan inceleme sonunda Türkiye ileri Ülkü Partisi tüzüğünün, yukarıda açıklandığı üzere, 648 sayılı Yasaya aykırı görülen 17., 38. ve 58. maddelerindeki aykırılığın giderilmesinin, bu yasanın 113. maddesi uyarınca siyasî partiye ihtar edilmesine oybirliğiyle;
c) Türkiye ileri Ülkü Partisi tüzüğünün, raporda belirtilen 20. ve 36. maddeleri üzerinde 648 sayılı Yasaya aykırılık yönünden gereğini saptamak ve 113. maddeye göre yetkisini kullanmak olanağı kendisine sağlanmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına Lûtfi ömerbaş, Salim Başol, Feyzullah Uslu ve Fazıl Uluocak’m bildirmeğe yer olmadığı ve Celâlettin kuralmen, Mustafa Karaoğlu ve Muhittin Gürün’ün (Parti tüzüğünün tamamının inceleme sonucu ile birlikte raporda yazıl) iki maddenin de savcılığa bildirilmesi) gerektiği yolundaki karşı oylarıyle ve oyçokluğu ile,
Karar vermiştir.
4 — 9/6/1970 günlü ihtar kararı Parti Genel Başkanlığına gönderilmiş ve P.T.T. idaresinin şerhine göre «23/6/1970 gününde adreste muhataba rastlanmadığı ve tebliğe ehil kimse de bulunmadığı» nedeniyle 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca tebliğ edilmiştir.
Bu arada partinin ilk adresinden sonra iki kez adres değiştirdiği öğrenilmiştir.
5 — Cumhuriyet Başsavcılığı 22/3/1971 gününde Türkiye ileri Ülkü Partisinin kapatılması istemiyle dava açmıştır.
III — DAVANIN GEÇİRDİĞİ EVRELER:
1 — Anayasa Mahkemesi Başkanı 29/4/1971 günü saat 10.00 da duruşma yapılmak üzere 24/3/1971 günlü tensip tutanağını düzenletmiştir.
2 — Duruşma davetiyesi siyasî partinin Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile öğrenilebilen son adresine çıkarılmışsa da tebligatın «partinin daimî ilgilisine adreste rastlanamadığı gibi tebliğe ehil ve caiz kimsesi de bulunmadığından, 2/4/1971 gününde Kemankeş Mahallesi muhtarına verilmek ve kapıya ihbarname yapıştırılmak suretiyle yapıldığı» tebliğ tutanağından anlaşılmıştır.
3 — 29/4/1971 günlü duruşmaya adının Hasan Turan olduğunu ve partinin Genel Başkanı bulunduğunu söyleyen bir kimse gelmiş; kendisine 14/7/1970 gününde İstanbul Cumhuriyet Savcılığında «Ben eskiden genel başkandım. 1970 yılının Nisan ayında istifa ettim. Şimdi partinin genel başkanı yoktur.» yollu konuştuğu hatırlatılmış; buna karşılık sonradan tekrar genel başkan seçildiğini söylemiş; seçim tutanağını ve karar defterini ibraz edememiş; seçim kararının onanmış bir örneğini dosyaya konulmak üzere sonra göndermeyi kabul eylemiştir.
Avni Givda, Fazıl Uluocak, Sait Koçak, Nuri Ülgenalp, Muhittin Taylan, Şahap Arıç, İhsan Ecemiş, Recai /Seçkin, Ahmet Akar, Halit Zarbun, Zıya Önel, Kâni Vrana, Muhittin Gürün, Lûtfi Ömerbaş ve Ahmet H. Boyacıoğlu’nun katıldıkları bu duruşmada:
1971/1 esas sayılı siyasî parti kapatılması davasının 28/4/1971 günlü duruşmasında 44 sayılı Kanunun 32. ve 648 sayılı Kanunun 108. maddelerinde yer alan ve siyasî partilerin kapatılması davalarının duruşmalı olarak görülmesine ilişkin bulunan hükümlerin Anayasa’ya aykırı görüldüğü yolunda verilen karar üzerine bekletici sorun olarak el konulan ve Anayasa Mahkemesinin 1971/27 sayısını alan işin esasının incelenmesine 28/4/1971 gününde karar verilmiş ve bu konunun çözülmesinin eldeki Türkiye ileri Ülkü Partisinin kapatılmasına ilişkin davayı da etkileyeceği açık bulunmuş olduğundan 1971/27 esas sayılı işin sonucu beklenmek üzere işbu davanın geri bırakılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.
4 — 1971/27 esas sayılı iş 6/5/1971 gününde sonuçlanmış ve Anayasa Mahkemesi 44 sayılı Kanunun 32. ve 648 sayılı Kanunun 108. maddelerinde yer alan ve siyasî partilerin kapatılması davalarının duruşmalı olarak görüşülmesine ilişkin bulunan hükümlerin Anayasa’nın 148. maddesinin son fıkrasına aykırı olduğuna ve iptaline ve iptal kararına göre artık uygulanamıyacak duruma gelen 44 sayılı Kanunun 32. maddesinin ikinci fıkrasındaki «Davalara Cumhuriyet Savcısının huzuru ile bakılacağı» na ilişkin hükmün de aynı Kanunun 28. maddesinin son fıkrası uyarınca iptaline 1971/50 sayı ile karar vermiştir.
5 — 18/5/1971 gününde Avni Givda, Fazıl Uluocak, Sait Koçak, Nuri Ülgenalp, Muhittin Taylan, Şahap Arıç, Recai Seçkin, Ahmet Akar, Halit Zarbun, Ziya Önel, Kâni Vrana, Muhittin Gürün, Lûtfi Ömerbaş, Şevket Müftügil ve Ahmet H. Boyacıoğlu’dan kurulu olarak toplanan
Anayasa Mahkemesi :
a) Yukarıda U.I/4 sayılı bölümde açıklanan iptal kararını gözönünde bulundurarak bundan böyle işin dosya üzerinde incelenmesine oybirliğiyle ;
b) Savunmasını bildirmek ve savunmayı imzalayacak kimsenin partiyi temsil yetkisini belirleyen seçim tutanağının noterce onanlı örneği savunmaya eklenmek üzere parti genel başkanlığına tebligat yapılmasına ve bu iş için onbeş gün kesin süre verilmesine Avni Givda, Sait Koçak, Ahmet Akar, Muhittin Gürün ve Lûtfi ömerbaş’ın işin niteliğine göre savunma alınmasının gerekli olmadığı yolundaki karşı oylariyle ve oyçokluğu ile;
Karar vermiştir.
6 — Kararın tebliği üzerine Türkiye Heri Ülkü Partisi Genel Başkanı Hasan Turan imzalı ve 9/6/1971 günlü yazılı savunma ve Anayasa Mahkemesinde görülmekte olan 1971/2 esas sayılı davada Türkiye İleri
Ülkü Partisinin yazılı savunmasında ve temsilinde Genel Başkan Hasan Turan’ın yetkili kılındığına ilişkin parti karar defterinin 4 sayılı ve 1/6/1971 günlü kararının Beyoğlu Beşinci Noterliğinde çıkartılan örneği gönderilmiş; ancak Hasan Turan’ın temsil yetkisini belirleyen seçim tutanağı örneği yollanmamıştır.
Yazılı savunma ve ilişiği 11/6/1971 de Anayasa Mahkemesi kaydına geçmiştir.
Yazılı savunmada, parti yürütme organlarındaki istifalar dolayısiyle aksamalar olduğu ve yazışmaların vaktinde yapılamadığı, partinin kanunlara bağlı, Atatürk ilkelerini benimsemiş, aşırı akımlara kapılmamış kişilerce kurulduğu ilen sürülmekte ve ufak kusurlar yüzünden kapatılmaması istenmektedir
7 — Dava, 24/6/1971 gününde, karara bağlanarak, sonuçlandırılmıştır.
IV — İNCELEME :
Dosya içindeki bütün kâğıtlar, Anayasa’nın ve 13/7/1965 günlü, 648 sayılı Siyasi Partiler Kanununun konuya ilişkin hükümleri, bunlarla ilgili gerekçeler ve Yasama (Meclisleri görüşme tutanakları ve davayı ilgilendirebilecek öteki metinler okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
648 sayılı Kanunun 113. maddesine göre; bir siyasî partinin, siyasî partilerle ilgili kanunların, bu kanunun dördüncü kısmında yer alan maddeler dışında kalan emredici hükümlerine aykırılık halinde olması nedeniyle, o parti aleyhine Anayasa Mahkemesine, Cumhuriyet Başsavcılığınca re’sen yazı ile başvurulur. Anayasa Mahkemesi, söz konusu hükümlere aykırılık görürse, bu aykırılığın giderilmesini ilgili siyasî partiye ihtar eder. Bu konudaki Anayasa Mahkemesi kararının yazılı olarak ilgili siyasi partinin genel başkanlığına bildirilmesinden başlıyarak altı ay içinde bu aykırılık giderilmediği takdirde, Cumhuriyet Başsavcılığının re’sen dava açması üzerine, Anayasa Mahkemesince, bu siyasî partinin kapatılmasına karar verilir.
648 sayılı Kanunun ikinci kısmının üçüncü bölümünde yer alan 11.maddenin, parti işlerini düzenleyen yönetmeliklerin merkez karar organınca yapılmasına ilişkin ikinci fıkrası; aynı kısmın Dördüncü Bölümünde yer alan 15. ve 16. maddelerin 2 sayılı bentlerinin ikinci fıkralarındaki «il ve ilçe yönetim kurullarına ne gibi hallerde ve nasıl işten elçektirileceğinin ve geçici yönetim kurullarının nasıl kurulacağının parti tüzüğünde gösterileceğine ve işten elçektirme kararının yönetim kuruluna bildirilmesinden başlıyarak kırkbeş gün içinde kongrenin toplanacağına ve yeni daimi yönetim kurulunun seçileceğine» ilişkin hükümleri; aynı kısmın Sekizinci Bölümünde yer alan 54. maddenin «disiplin organlarına sevkedilen parti üyelerinin yazılı veya sözlü olarak savunma haklarını nasıl kullanacaklarının ve savunmalarını hazırlamak için yeter sürenin nasıl tanınacağının parti tüzüğü ile düzenlenmesine» ilişkin ikinci fıkrası 648 sayılı Siyasî Partiler Kanununun Dördüncü Kısmındaki maddeler dışında kalan buyurucu hükümlerindendir.
Türkiye İleri Ülkü Partisi;
a) Tüzüğünün 17. maddesinde, tüzükte yer alması gerekli kimi konuları düzenlemeyerek ve kurulların işten elçektirilmesinden sonra kademe kongresinin toplanması için Yasa ile. konulan kırkbeş günlük süreyi üç aya çıkartarak 648 sayılı Kanunun 15. ve 16. maddelerinin 2 sayılı bentlerinin ikinci fıkralarındaki;
b) Tüzüğün 38. maddesinde «haysiyet divanının yetkileri, partililerin divana ne suretle ve hangi koşullar altında başvlirabilecekleri, inceleme, savunma ve bildirimlerin ve anlaşmazlığın karara bağlanmasının
ne yolda yapılacağı» konusunun düzenlenmesini Yüksek Haysiyet Divanınca yapılacak yönetmeliğe bırakarak 648 sayılı Yasanın 11. maddesinin ikinci fıkrasındaki;
c) Tüzüğün 58. maddesindeki (Tüzüğün bir nüshasında bu madde 57. madde ile yer değiştirmiştir.) «seçimlerde veya herkesin gözü önünde açıkça veya yayın yolu ile işlenen suçların cezalarının savunma alınmadan verilmesi» ilkesini benimseyerek 648 sayılı Yasanın 54. maddesinin ikinci fıkrasındaki, Buyurucu hükümlere aykırı düşmüştür.
Cumhuriyet Başsavcılığının 7/10/1969 ve 18/11/1969 günlü yazıları üzerine Anayasa Mahkemesi, parti tüzüğünün 17., 38. ve 58. maddelerindeki aykırılıkların giderilmesinin, 648 sayılı Yasanın 113. maddesi uyarınca siyasî partiye ihtar edilmesine 9/6/1970 gününde karar vermiş; ihtar kararı yazılı olarak 23/6/1970 gününde 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş ve aradan altı aydan çok bir zaman geçtiği halde aykırılık giderilmediği için Cumhuriyet Başsavcılığınca partinin kapatılması istemiyle dava açılmıştır.
Türkiye İleri Ülkü Partisi, hukukî değer taşıyan herhangi bir savunmada bulunmamış ve 648 sayılı Yasanın 113. maddesinde yazılı koşullar da gerçekleşmiş olduğundan adı geçen siyasî partinin bu maddenin son fıkrası uyarınca kapatılmasına karar verilmesi gerekir.
V — SONUÇ :
Türkiye İleri Ülkü Partisi 13/7/1965 günlü, 648 sayılı Siyasî Partiler Kanununun 113. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesinin yaptığı yazılı ihtara rağmen kanunî süresi içinde tüzüğünün 17., 38. ve 57. maddelerindeki aykırılıkları gidermediği için Cumhuriyet Başsavcılığınca re’sen dava açılmış ve 113. maddede öngörülen kapatma durumu gerçekleşmiş olduğundan bu siyasî partinin 648 sayılı Kanunun 113. maddesinin son fıkrası uyarınca kapatılmasına ve aynı Kanunun 115. maddesi gerekleri yerine getirilmek üzere kapatma kararının Başbakanlığa,
İçişleri ve Maliye Bakanlıklarına ve Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğine 24/6/1971 gününde oybirliğiyle ve Anayasa’nın 57. maddesinin son fıkrası gereğince karar verildi.