Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler’in (BM) başlıca yargı organı olan ve problemleri çözmede kullanılan uluslararası bir mahkemedir. Görevi, devletler arasındaki anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmak ve birleşmiş Milletler ve ona bağlı özel teşkilatlara hukuk müşavirliği hizmeti vermektir. Birleşmiş Milletlere üye olan devletlere açık olan Uluslararası Adalet Divanı kişi ve uluslararası örgütlere açık değildir. Lahey Divanı olarak bilinen divan, 1946 yılında kurulmuştur.
Uluslararası Adalet Divanı Statüsü, BM Antlaşmasının (BM Şartı) ayrılmaz bir parçasıdır ve Adalet Divanının çalışma esaslarını belirlemektedir.
Uluslararası Adalet Divanının Faaliyet Alanı
Divanın yetki alanı, uluslararası uyuşmazlıklarda taraf olan ülkelerin çözülmesi için kendisine getirdikleri davalardan oluşur. BM Antlaşmasında ya da yürürlükteki uluslararası antlaşmalarda öngörülmüş konular divanın görev alanına girmektedir. Mahkemenin görevi BM tarafından tanınan ülkeler arasında, uluslararası hukuka aykırı sorunları çözmek ve BM organları tarafından çözülemeyen problemlere çözüm önerileri getirmektir.
Uluslararası Adalet Divanı (UAD), ceza mahkemesi değildir. Sivil bir mahkeme olan UAD, hükumetler arasındaki çatışmalar üzerinde yoğunlaşmakta, bireysel suçluların üzerinde hiçbir yetkisi bulunmamaktadır. Divan, kara ve deniz sınırları ve bölgesel özerklik gibi konulara barışçıl çözümler getirerek, anlaşmazlıkların tırmanmasını önlemektedir. Uluslararası Adalet Divanı, savaş suçlularını yada insanlığa karşı suçlar gibi bireyler üzerinden yürütülen konuları yargılayamaz. Bireylerin yargılandığı mahkeme Birleşmiş Milletler tarafından kurulan özel ceza mahkemelerinin görev alanına girmektedir.
Divan, uygulamada, ekonomik haklar, geçiş hakları, devletler arası ilişkilerde güç kullanılmaması, ülkelerin iç işlerine karışılmaması, diplomatik ilişkiler, rehine sorunları, sığınma ve vatandaşlık konuları gibi uluslararası konuları ele almıştır. Divan’a başvurulan davaların sayısında son yıllarda belirgin bir artış olmuştur.
Divan, taraf devlet tarafından sunulan kanıtları inceledikten sonra devletler arasındaki çatışmayı anlamaya ve çözmeye çalışmakta; ihtiyaç halinde Birleşmiş Milletlerin diğer birimlerine başvurmakta, Güvenlik Konseyi ve Genel Kurulun görüşleri doğrultusunda hareket edebilmektedir.
Divan, Birleşmiş Milletler üyeliğine kabul, Birleşmiş Milletler’in hizmetinde iken meydana gelen kazaların tazminatı, barış gücü operasyonlarının harcamaları ve BM insan hakları raportörlerinin statüsü ile ilgilenmiş, nükleer silahların kullanılması ya da tehdidin yasallığıyla ilgili olarak kararlar alınmıştır.
Uluslararası Adalet Divanının merkezi Hollanda’nın Lahey kentindedir. Divan, Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi’nden seçilen 15 yargıçtan oluşmakta; yargıçlar değişik ülkelerden seçilmekte, dünyadaki farklı hukuk sistemlerinin temsil edilmesi sağlanmaktadır.
Taraf devletler imzaladıkları anlaşmalar ile Adalet Divanı kararlarının bağlayıcı olduğunu kabul etmektedir. Ancak, devletler divan kararlarının bağlayıcılığını kabul ederken çekincelerini anlaşmaya ekleyebilirler.
Adalet Divanı, anlaşmazlıkları çözerken, aralarında ihtilaf bulunan devletler tarafından kabul edilen uluslararası anlaşmaları, genel kabul görmüş uluslararası uygulamaları, ülkeler tarafından kabul gören genel kanun hükümlerini ve bilim insanlarının öğreti ve içtihatlarını rehber edinmektedir.
Divanda aynı ülkeden iki yargıç bulunmamakta, divan yargıçları, Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi tarafından bağımsız oylama ile seçilmekte, dokuz yıllık süre ile görev almakta, ikinci kez seçilebilmekte ve görevleri boyunca başka bir işle ilgilenememektedir.
Uluslararası Adalet Divanının Baktığı Bazı Davalar
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 1971 yılında, Güney Afrika’nın Nambiya’daki varlığının yasal olmadığı ve Güney Afrika’nın geri çekilerek işgale son vermesi gerektiğini iddia etmiş; Divan kararı sonucunda Nambiya 1990 yılında özgürlüğüne kavuşmuştur.
Uluslararası Adalet Divanı, 2002 yılında Kamerun ve Nijerya arasındaki petrol bölgesi Bakassi yarım adasındaki kara ve deniz sınırlarına ilişkin anlaşmazlığı ele almış; bölgesel konularla ilgili tipik bir örnek teşkil edecek karar vermiştir. Divan, barışçıl yoldan sorunu çözmüştür.
Divan, 2002 yılında Endonezya ve Malezya arasında Celebes Denizi’ndeki iki ada ile ilgili anlaşmazlığı çözmüş ve adaları Malezya’ya vermiştir.
Divan, 2001 yılında Katar ve Bahreyn arasında ilişkileri bozan deniz sınırı ve özerklik konularıyla ilgili karar vermiş ve sorunu çözmüştür.
Divan, 1999 yılında, Botswana ve Namibya arasındaki kara sınırı anlaşmazlığını her iki ülke tarafından da kabul edilen bir kural ile çözmüştür.
Divan, 1992 yılında El Salvador ve Honduras arasında devam eden ve 1969 yılında kanlı bir savaşa sebep olan bir anlaşmazlığı karara bağlamıştır.
Libya ve Çad 1994 yılında divana başvurmuşlar, verilen karar sonucunda Libya, Çad ile olan güney sınırından güçlerini geri çekmiştir.
Amerika Birleşik Devletleri, 1980 yılında Tahran’daki elçiliğine el koyulması ve çalışanlarının tutuklanmasından ortaya çıkan bir durumu Divan’a getirmiş; Divan, İran’ın tutukluları serbest bırakması, elçiliği geri vermesi ve onarımını sağlaması gerektiğine karar vermiş; dava iki ülkenin anlaşması sonunda geri çekilmiştir.
İran, 1989 yılında, İran Havayollarına ait bir uçağın Amerika Birleşik Devletleri savaş gemisi tarafından vurulması nedeniyle tazminat talebiyle divana başvurmuş; dava, taraflar arasında bir tazminat anlaşmasının yapılmasından sonra 1996 yılında kapanmıştır.
Nikaragua 1986 yılında, “kontralara” verdiği destekle ilgili olarak Amerika Birleşik Devletlerine dava açmış; Amerika Birleşik Devletlerinin tazminat ödemesine karar verilmiş, Nikaragua daha sonra davayı geri çekmiştir.
Libya ile İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki 1992 tarihli dava; Pan Amerikan Havayolları’nın 103 sefer sayılı uçuşunun İskoçya’nın Lockerbie kenti üzerinde 1988 yılında düşmesi ile ilgilidir. 21 Aralık 1988 Çarşamba günü, Londra Heathrow Havalimanı’ndan New York John F. Kennedy Uluslararası Havaalanı’na sefer yapan Pan Am Havayolları’na ait Boeing 747-121 tipi uçağın bombalanması veya patlayıcı bir aygıtın infilak etmesiyle uçakta bulunan 243 yolcu ve 16 mürettebatın tümü yaşamını yitirmiş, İskoçya polisi ve Amerika Birleşik Devletleri Federal Soruşturma Bürosu’nun üç yıl ortaklaşa yürüttüğü soruşturmanın ardından, Kasım 1991’de iki Libya vatandaşı hakkında cinayetten tutuklama emri çıkarılmış, Birleşmiş Milletler yaptırımları sonrasında Libya lideri Albay Muammer Kaddafi, 1999’da iki vatandaşını Lahey’de yargılanmak üzere teslim etmiş, Kaddafi, 2003 yılında Libya’nın Lockerbie faciasıyla ilgili sorumluluğunu kabul etmiş, kurbanların ailelerine tazminat ödemiş, saldırı emrini kendisinin vermediğini iddia etmiş, Eylül 2003’de taraflar arasında anlaşmaya varılmasından sonra davalar, Divan’ın gündeminden çıkarılmıştır.
Bosna ve Hersek 1993 yılında Yugoslavya Federal Cumhuriyeti‘ne (Sırbistan Karabağ) karşı, Soykırımın Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin uygulanmasına dair dava açmış, Uluslararası Adalet Divanı 26 Şubat 2007 tarihli kararında Sırbistan’ın Bosna savaşı sırasında soykırım eyleminde bulunmadığına hükmetmiş[5] ancak Sırbistan’ı 1995 Srebrenitza soykırımına engel olamamakla suçlamış, taraflara soykırımın ve anlaşmazlığın büyümesini engellemeleri çağrısı yapmıştır.
Divan 1996 yılında, Amerika Birleşik Devletleri savaş gemilerinin İran petrol platformlarını tahrip etmesiyle ilgili 1992 yılına ait bir davaya ait kararına yapılan itirazları reddetmiş; Amerika Birleşik Devletleri’nin davranışlarının uygun olarak nitelendirilemeyeceğini belirtmiş, fakat bu davranışların ticaret özgürlüğünü ihlal etmediğinden, İran’ın tazminat talebini reddetmiştir. Divan aynı konuyla ilgili olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin karşı davasını da reddetmiştir.
1995 yılında, Kanada ve Avrupa Birliği arasında balıkçılık üzerine bir anlaşmazlıktan kaynaklanan bir davanın görüldüğü bir sırada; Kanada’nın karasularında avlanan bir İspanyol balıkçı gemisine el koyması üzerine İspanya, Kanada’ya karşı bir dava açmıştır.
Lichtenstein, İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın el koyduğu bazı mal varlıkları ile ilgili olarak dava açmıştır.
Macaristan ve Slovakya tarafından, Tuna Nehri üzerinde 1997 yılında bir baraj sisteminin kurulmasını öngören anlaşmanın geçerliliğiyle ilgili olarak dava açılmıştır. 1997 yılında Divan, tarafların her ikisinin de kuralları bozduğunu ve aralarındaki anlaşmaya uymaları gerektiğini beyan etmiştir.
Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Adalet Divanı Statüsü Antlaşması aşağıda sunulmaktadır.