Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü her yıl 11 Şubat’ta düzenlenmektedir.
UNESCO tarafından kadın ve kız çocuklarının bilimde temsil edilmesi ve eşit fırsatlar sağlanması amacıyla tanınmış günlerden biridir.
Bilim ve toplumsal cinsiyet eşitliği, 2030 Gündemi Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi‘nin de gündemine alınmıştır ve uluslararası kabul görmüş kalkınma hedeflerine ulaşabilmek için büyük önem taşımaktadır.
“Kız çocuklarını ve kadınları, bilimsel araştırmacılar ve yenilikçiler olarak potansiyellerini tam olarak elde etmeye teşvik etmek ve desteklemek zorundayız.” – BM Genel Sekreteri António Guterres
Kız çocuklarının bağnaz ve basmakalıp düşüncelerle ve sosyal ve kültürel kısıtlamalarla karşılaşması, eğitime ve araştırmaya yönelik finansmana erişimlerinin zorlaştırılması, bilimsel kariyerlerinin önlenmesi ve kendi potansiyellerini kullanmalarının önünde, bürokratik, kültürel, dogmatik ve sınıfsal baskıların devam etmesi uzun erimde kadınların bilimsel araştırmalarda ve karar verici pozisyonlarda azınlık olarak kalmalarına sebep olmakta, toplusal gelişimi olumsuz etkilemektedir. Kız çocuklarının ve genç kadınların bilim alanında kariyerlerini sürdürmeleri ya da akademik kariyer yapmaları için, kadınların öğrenmeye ve bilime uygun olmadıkları yönündeki ön yargılı bakış açılarının ortadan kaldırılması gerekmektedir.
2030 Gündeminin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SDG), dünya liderleri tarafından 2015 tarihli BM Zirvesi’nde kabul edilmiş ve resme yürürlüğe girmiş, 2030 yılına kadar, yoksulluğun her biçimine son verme, eşitsizliklerle mücadele etme ve iklim değişikliğiyle mücadele etme stratejisini ortaya koymuştur. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, kadınlar ve kız çocukları için bilimde tam ve eşit bir şekilde bilgiye erişimi ve katılımı gerçekleştirmek, kadın-erkek eşitliği çerçevesinde kadınların güçlenmesini sağlamak için A / RES / 70/212 kararını ilan etmiş, 11 Şubat tarihi, 2015 tarihinde Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü ilan edilmiştir. Küresel toplum, kadınları ve kız çocuklarını bilim yolunda her ne kadar teşvik etse de kadınlar ve kız çocukları bilim sahasından uzak kalmaya ve dışlanmaya devam etmişlerdir. Yapılan araştırmalar bu yönde ilerlemenin göreceli olarak düşük kaldığını göstermektedir. Sanayileşmiş olsun ya da olmasın, birçok ülke eğitim sisteminde, Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik (STEM) konularında toplumsal cinsiyet eşitliğinin olmadığı, bu durumun ise istihdam açığına sebep olduğu anlaşılmaktadır. UNESCO İstatistik Enstitüsü’nün tahminlerine göre, kadınlar şu anda dünya genelindeki araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) iş gücünün yüzde 30’dan daha azını temsil etmektedir.