Ana Sayfa » Evrensel Metinler » Yargıda Zaman Yönetimi İçin Satürn Rehber İlkeleri

Yargıda Zaman Yönetimi İçin Satürn Rehber İlkeleri

Yargıda Zaman Yönetimi İçin Satürn Rehber İlkeleri, Avrupa Adaletin Etkinliği Komisyonu(CEPEJ) tarafından 10-11 Aralık 2008 tarihli CEPEJ’in 12. Genel Kurulunda kabul edilmiş, 11 Eylül 2009 tarihinde Strasbourg’ta güncellenmiştir.  Pilot Mahkemeler Ağı’nın 10 Eylül 2009 tarihli toplantısının ardından Satürn Merkezi tarafından önerilen değişiklikler dikkate alınmıştır.

AVRUPA ADALETİN ETKİLİLİĞİ KOMİSYONU (CEPEJ) YARGIDA ZAMAN YÖNETİMİ İÇİN SATÜRN REHBER İLKELERİ / CEPEJ (2008)8Rev1

CEPEJ’in SATURN Merkezi

CEPEJ’in SATURN(2) Merkezi, Avrupa’daki mahkemelerde zaman yönetiminin nasıl gerçekleştirildiğini gözlemlemektedir. Bu bağlamda esas hedef, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ‘makul süre’ standardına (AİHS 6. Madde) ilişkin ihlalleri önlemeye yönelik tedbirlerin uygulanmasında üye devletlere yardımcı olabilecek şekilde, yargılama sürelerinin kullanımı hakkında bilgi toplamaktır. Merkez, aynı zamanda üye devletlerin kendi yargılama sürelerini daha iyi izlemelerini sağlayacak araçlar geliştirmekte ve üye devletlerin uygun zaman yönetimi araçlarını kullanmasını teşvik edip değerlendirmektedir. SATURN Merkezi aracılığıyla CEPEJ mahkemelerde zaman yönetimini iyileştirmeyi hedefleyen çeşitli araçlar ve tedbirler geliştirmiştir (aşağıdaki 3. bölüme bakınız).

Loader Loading...
EAD Logo Taking too long?

Reload Reload document
| Open Open in new tab
YARGIDA ZAMAN YÖNETİMİ İÇİN SATURN REHBER İLKELERİ
I. Genel ilkeler ve rehber ilkeler
A. Şeffaflık ve öngörülebilirlik

1. Adalet sisteminin kullanıcıları, yargılamalarda zaman yönetimine dahil edilmelidir.
2. Kullanıcılar yargılamanın süresini etkileyen ilgili her unsur hakkında bilgilendirilmeli ve uygun olduğu hallerde kullanıcılara danışılmalıdır.
3. Yargılamaların süresi mümkün olduğunca öngörülebilir olmalıdır.
4. Yargılamaların süresine dair genel istatiksel ve diğer bilgiler, özellikle davaların çeşitleri bakımından, kamunun erişimine açık olmalıdır.

B. En uygun süre

1. Yargılamaların süresi uygun olmalıdır.
2. Yargılamaların sürelerinin makul olmaması özellikle önemlidir ve kamu menfaatini ilgilendirmektedir. Davalar, aşırı derecede uzun sürmemelidir. Bazı koşulların mevcut olması halinde, kullanıcıların mahkemeye erişim hakkını yersiz bir şekilde de etkilememek kaydıyla, çok kısa da olmamalıdır.
3. Kullanıcıların kendi davranışı ile belirlenmiyorsa yargılamaların zaman yönetimi, benzer davaların süreleri açısından önemli farklılıklardan kaçınılarak, tarafsız ve objektif bir şekilde yapılmalıdır.
4. Yargılamanın başlamasından kullanıcıların adli süreç aracılığıyla elde etmeyi istedikleri hedeflere nihai olarak ulaşılmasına kadar sürecek yargılamanın toplam süresinin uygunluğuna özel önem verilmelidir.

C. Planlama ve veri toplama

1. Yargılamanın süresi hem genel düzeyde (belirli dava çeşitlerinin standart/ortalama süresinin veya belirli mahkeme çeşitlerinde süreçlerin standart/ortalama süresinin planlanması) hem de somut işlemler düzeyinde planlanmalıdır.
2. Kullanıcıların, yargılamaların zaman yönetimi konusunda ve tarihlerin belirlenmesinde veya gelecekteki tüm usule ilişkin adımların sürelerinin hesaplanmasında fikirlerinin sorulmasına hakları vardır.
3. Yargılama süreleri, bütünleşik ve iyi tanımlanmış bir bilgi toplama sistemi aracılığıyla izlenmelidir. Böyle bir sistem hem genel düzeyde yargılamanın süresi konusunda ayrıntılı istatiksel verileri derhal sunabilmeli hem de aşırı ve makul olmayan sürelerin kaynağındaki münferit durumları tespit edebilmelidir.

D. Esneklik

1. Yargılamada zaman yönetimi, kullanıcıların ihtiyaçlarına özel ilgi gösterilerek somut yargılamanın ihtiyaçlarına göre ayarlanmalıdır.
2. Mevzuat veya diğer genel düzenlemeler tarafından süre sınırlarının normatif olarak saptanması, somut davalardaki olası farklılıklar göz önünde tutularak dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır. Süre sınırları kanun tarafından belirlenecekse bunlara uyulması ve uygunlukları sürekli olarak izlenmeli ve değerlendirilmelidir.
3. Kanunlar bazı dava çeşitlerinin önceliğinin olması gerektiğini veya acil bir şekilde karara bağlanmalarını düzenliyorsa, bu genel kural, aciliyete veya önceliğe kaynak olan amaç ışığında makul bir şekilde yorumlanmalıdır.

E. Tüm paydaşların sadık işbirliği

1. Yargılamaların uygun ve öngörülebilir süresi2 özellikle etik kurallar dikkate alınarak yargısal işlemlerin tasarlanması, düzenlenmesi, planlanması ve yürütülmesine katılan tüm kurum ve şahısların sorumluluğunda olmalıdır.
2. Özellikle, bu belgedeki prensip ve rehber ilkelerin uygulanmasını temin etmek için gerekli işlemler kanun koyucular, politika yapıcılar ve adaletin idaresinden sorumlu yetkililer tarafından üstlenilmelidir.
3. Adaletin idaresinden sorumlu merkezi organlar, uygun zaman yönetimi için araçları ve koşulları temin etmek ve uygun olduğu hallerde eyleme geçmek yükümlülüğünü taşımaktadır. Mahkeme idaresinin organları bilgi toplayarak ve yargısal işlemlerin düzenlenmesini kolaylaştırarak zaman yönetimine yardımcı olmalıdır. Yargılamayı yürüten organlar aktif bir şekilde yargılamanın planlama ve düzenlemesi ile uğraşmalıdır.

II. Kanun koyucular ve politika yapıcılar için rehber ilkeler
A. Kaynaklar

1. Yargı sisteminin normal iş yükü ile zamanında başa çıkmak için yeterli kaynağa sahip olması lazımdır. Kaynaklar, ihtiyaçlara göre dağıtılmalı ve verimli bir şekilde kullanılmalıdır.
2. İş yükünde beklenmedik değişiklikler halinde veya sistemin davaları derhal ele alamaması durumunda kullanılabilecek kaynaklar olmalıdır.
3. Yargının işleyişi için kaynakların kullanılması hakkındaki kararlar, etkili zaman yönetimini teşvik edecek şekilde alınmalıdır. Gerekliyse, gecikmeleri ve yığılmaları engellemek üzere kaynakları hızlı ve etkili bir şekilde yeniden tahsis etmek mümkün olmalıdır.

B. Organizasyon

1. Yargısal organlar etkili zaman yönetimini teşvik edecek şekilde örgütlenmelidir.
2. Organizasyon içerisinde zaman yönetimi veya yargısal süreçlere yönelik sorumluluk net bir şekilde belirlenmelidir. Eğilimleri tespit etmek, değişiklikleri önceden görmek ve yargılamanın süresiyle ilgili problemleri önlemek amacıyla işlemlerin süresini sürekli analiz eden bir birim olmalıdır.
3. Yargıyı etkileyen tüm örgütsel değişiklikler yargıda zaman yönetimi üzerindeki olası etkisi bakımından incelenmelidir.

C. Maddi hukuk

1. Mevzuat açık, basit, yalın bir dilde olmalı ve uygulanması çok zor olmamalıdır. Maddi hukuka ilişkin kanunlardaki değişiklikler iyi hazırlanmış olmalıdır.
2. Yeni kanunlar yapılırken hükümet her zaman bunların yeni davaların hacmi üzerindeki etkisini değerlendirmeli, yığılma ve gecikmelere yol açabilecek kurallardan ve yönetmeliklerden kaçınılmalıdır.
3. Hem kullanıcılar hem de adli makamlar mevzuat değişiklikleri hakkında önceden bilgilendirilmelidir, böylece bunları zamanında ve etkili bir şekilde uygulayabilirler.

D. Usul

1. Yargısal usul kuralları en uygun zaman çerçevelerine uyulmasını sağlamalıdır. Yargılamayı gereksiz yere geciktiren veya aşırı karmaşık usuller öngören kurallar kaldırılmalı veya değiştirilmelidir.

2. Yargısal usul kuralları Avrupa Konseyi’nin uygulanabilir tavsiyelerini, özellikle aşağıdaki tavsiyeleri, dikkate almalıdır:

    • Adalete erişimi kolaylaştıran tedbirler hakkında R(81)7 sayılı tavsiye,
    • Adaletin işleyişini iyileştirmek üzere tasarlanmış medeni usul ilkesi hakkında R(84)5 sayılı tavsiye,
    • Mahkemelerde aşırı iş yükünü önlemek ve azaltmak için tedbirler hakkında R(86)12 sayılı tavsiye,
    • Ceza yargılamasının basitleştirilmesi ile ilgili R(87)18 sayılı tavsiye,
    • Hukuk ve ticaret davalarında temyiz sistemlerinin ve usullerinin getirilmesi ve işleyişinin iyileştirilmesi ile ilgili R(95)5 sayılı tavsiye,
    • Ceza yargılamasının yönetimi hakkında R(95)12 sayılı tavsiye,
    • Yeni teknolojilerin kullanılmasıyla vatandaşa mahkeme ve diğer hukuki hizmetlerin verilmesi hakkında R(2001)3 sayılı tavsiye

3. Usul kurallarını hazırlarken veya değiştirirken bu usulleri uygulayacak olanların görüşlerine önem verilmelidir.

4. İlk derece mahkemelerindeki usul yoğunlaşmış olmalı, bir yandan da kullanıcılara adil ve aleni yargılanma haklarını sağlamalıdır.

5. Uygun davalarda temyiz seçeneği sınırlanabilir. Belirli davalarda (örneğin küçük miktarlı davalarda) temyiz kabul edilmeyebilir veya temyiz izni talep edilebilir. Açıkça yersiz temyizlerin kabul edilemez olduğu bildirilebilir veya bunlar özet şeklinde reddedilebilir.

6. Yüksek derecelere başvuru, bunların dikkatini ve incelemesini hak eden davalarla sınırlı olmalıdır.

III. Adaletin idaresinden sorumlu olan yetkililer için rehber ilkeler
A. İş Bölümü

1. Uygun zaman yönetimine katkıda bulunma görevi adaletin idaresinden sorumlu olan yetkililer (mahkemeler, hakimler, idareciler) ve yargılamaya profesyonel olarak dahil olan tüm şahıslar (örneğin bilirkişiler ve avukatlar) tarafından yetkileri dahilinde paylaşılır.

2. Adaletin idaresinden sorumlu tüm yetkililer, standartların ve hedeflerin saptanması sürecinde işbirliği yapmalıdır. Bu standartlar ve hedefler oluşturulurken adalet sisteminin diğer paydaşlarına ve kullanıcılarına da danışılmalıdır.

B. İzleme

1. Yargılamaların zaman çerçeveleri istatistiklerle incelenmelidir. Belirli dava çeşitlerinin süreleri ve yargılamanın tüm aşamalarının süreleri ile ilgili yeterli bilgi olmalıdır.

2. Belirli dava çeşitleri ve/veya belirli mahkemeler için standartlara ve hedeflere uyulduğu açık bir şekilde gösterilmelidir.

3. Münferit yargılamalardan sorumlu organ, saptanan veya yargılamadaki diğer katılımcılarla kararlaştırılan zaman çerçevelerine uygunluğu izlemelidir.

4. İzleme, Avrupa Yargılama Sürelerini İzleme Tek Tip Rehber İlkeleri – EUGMONT

(EK I’e bakınız) uyarınca yapılmalıdır.

C. Müdahale

1. Yargısal sürelerin standartlarından ve hedeflerinden ayrılmalar gözlenir veya önceden tahmin edilirse söz konusu sapmaların sebeplerini düzeltmek için derhal harekete geçilmelidir.

2. Bütün olarak sürenin, makul sürede yargılanma konusundaki insan hakkının ihlal edildiği bulgusuna yol açabileceği davalara özel ilgi gösterilmelidir.

3. İzleme, yargılamadaki hareketsiz sürelerin (bekleme süresi) aşırı derecede uzun olmamasını temin etmeli ve böylesi uzatılan süreler varsa işlemi hızlandırmak ve gecikmeyi telafi etmek için özel çaba harcanmalıdır.

D. Hesap Verebilirlik

1. Fiili veya ihmali ile gecikmelere sebep olan ve zaman yönetiminde tespit edilmiş standartlara ve hedeflere uyulmasını olumsuz olarak etkileyen herkes hesap vermelidir.

2. Etkisiz zaman yönetiminde bireysel sorumluluğa ilaveten devlet, yargılamanın makul olmayan uzunluğu ile kullanıcıların maruz kaldığı sonuçlardan müştereken ve münferiden sorumlu tutulabilir.

IV. Mahkeme yöneticileri için rehber ilkeler
A. Bilginin toplanması

1. Mahkeme yöneticileri, yargısal sürecin en önemli aşamaları konusunda bilgi toplamalıdır. Bu aşamalar arasındaki süreyle ilgili kayıtları tutmalıdırlar. İzlenen aşamalar bakımından Zaman Yönetimi Kontrol Listesi, Gösterge Dört’e gerekli önem verilmelidir.

2. Toplanan bilgiler mahkeme idarecilerinin, hakimlerin ve adaletin idaresinden sorumlu merkezi organların çalışmalarını bilgilendirmek üzere sunulmalıdır. Bilgiler, uygun biçimde tarafların ve kamunun erişimine de açık olmalıdır.

B. Devamlı analiz

1. Toplanan tüm bilgiler, performansın izlenmesi ve iyileştirilmesi amaçlarıyla sürekli analiz edilmeli ve kullanılmalıdır.

2. Toplanan bilgiler istatistiki değerlendirme amaçları için mevcut olmalıdır. Özel hayatın korunmasına tabi olarak toplanan veriler, bilimsel analiz amaçlarıyla bağımsız araştırmacılara ve araştırma kurumlarına da sunulmalıdır.

3. Analiz sonuçları hakkında raporlar düzenli aralıklarla, yılda en az bir kez uygun tavsiyelerle hazırlanmalıdır.

C. Belirlenmiş hedefler

1. Daha yüksek seviyede (ulusal, bölgesel) belirlenen standartlara ve hedeflere ilaveten tek tek mahkemeler seviyesinde de spesifik hedefler olmalıdır. Mahkeme yöneticilerinin bu hedefleri aktif olarak belirlemeye veya belirlenmesine katılmaya yeterli yetkileri ve özerklikleri olmalıdır.

2. Hedefler, amaçları net bir şekilde tanımlamalı ve ulaşılabilir olmalıdır. Bunlar yayımlanmalı ve periyodik değerlendirmeye tabi olmalıdır.

3. Hedefler mahkeme performansının değerlendirilmesinde kullanılabilir. Eğer ulaşılmamışlarsa durumu düzeltmek için somut tedbirlere ve eylemlere girişilmelidir.

D. Kriz yönetimi

1. Mahkeme seviyesinde saptanan hedeflerden önemli bir sapma varsa problemin sebebini hızlı ve yeterli şekilde ele almak için spesifik araçlar olmalıdır.

V. Hâkimler için rehber ilkeler
A. Aktif dava yönetimi

1. Hâkimin yargılamayı aktif olarak yönetmek için yeterli yetkileri olmalıdır.

2. Genel kurallara tabi olmak üzere, hakimin uygun süre sınırlamalarını belirleme ve zaman yönetimini genel ve spesifik hedeflerin yanı sıra tek tek davaların özelliklerine göre ayarlama yetkisi olmalıdır.

B. Taraflarla ve avukatlarla sürelerin tespiti konusunda anlaşma

1. Sürecin zaman yönetiminde kullanıcıların çıkarlarına gerekli özen gösterilmelidir. Sürecin erken bir aşamasında kullanıcıların planlamaya dâhil edilme hakları vardır.

2. Mümkün olduğunda hâkim usule ilişkin takvimle ilgili olarak usulün tüm katılımcıları ile anlaşmaya varmaya çalışmalıdır. Bu amaçla uygun mahkeme personeli (katipler) ve bilgi teknolojisi hakime yardımcı olmalıdır.

3. Kararlaştırılan takvimden sapmalar asgari düzeyde olmalı ve gerektiren/izahı mümkün davalarla sınırlı olmalıdır. Prensip olarak tespit edilmiş sürelerin uzatılması ancak tüm tarafların anlaşması veya adaletin menfaati böyle gerektiriyorsa mümkün olmalıdır.

C. Diğer aktörlerin işbirliği ve izlenmesi (bilirkişiler, tanıklar, vb.)

1. Süreçteki tüm katılımcıların tespit edilen hedeflere ve sürelere uyulmasında mahkeme ile işbirliği yapma görevi vardır.

2. Süreçte hakimin tüm katılımcıların, özellikle tanıklar veya bilirkişiler gibi mahkemece davet edilenleri veya görevlendirilenleri, sürelere uyma konusunda izleme hakkı vardır.

3. Tespit edilen hedeflere ve sürelere uyulmasında tam olarak işbirliği yapmayan oyunculara karşı kullanılabilecek uygun ve etkili araçlar olmalıdır. Bu araçlar, ücretlerin azaltılmasını, bilirkişi listesinden çıkarılmayı, para cezalarını ve diğer yaptırımları içerebilir.

D. Usule ilişkin istismarların önlenmesi

1. İsteyerek ve bilerek yargılamayı geciktirmeye yönelik tüm girişimler caydırılmalıdır.

2. Gecikmeye sebep olan ve zarar verici davranış için usule ilişkin yaptırımlar olmalıdır. Bu yaptırımlar taraflara veya onların temsilcilerine uygulanabilir.

3. Bir avukat, usule ilişkin hakları ağır şekilde kötüye kullanır veya yargılamayı önemli derecede geciktirirse, bu durum başka sonuçlar için ilgili mesleki örgüte bildirilmelidir.

Bunu okudunuz mu?

İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi

İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi, Uluslararası Çalışma Örgütü-ILO tarafından 20 Haziran 1988 tarihinde kabul …