Desiderius Erasmus 1465 – 1536 yılları arasında yaşamış Hollandalı bir felsefecidir. Rönesans’la birlikte ortaya çıkan hümanizm akımının öncülerinden ve en büyük temsilcilerinden biridir. Rotterdamlıdır.
Erasmus, Avrupa’nın ortak bir sanat ve bilim çatısı altında birleşmesine yaptığı katkılardan dolayı ve çağının eğitim felsefesine olan etkisi ile programa uygun bir isim olarak düşünülmüştür. “Rotterdamlı Desiderius Erasmus” olarak anılmıştır.
Hayatı boyunca Avrupa’nın değişik ülkelerinde bir gezgin gibi yaşayan Erasmusun en önemli eseri “Deliliğe Övgü” (Moriæ Encomium), günümüzde de geçerliliğini korumakta ve bağnazlığa karşı kaleme alınmış en önemli yapıtlardan biri sayılmaktadır.
Erasmus, orta öğrenimin ardından Augustin tarikatına girerek rahip olmuştur. Hiçbir zaman geleneksel bir rahiplik yapmamış, kendini daha çok bilime adamak istediği gerekçesiyle, dini makamlardan “cüppe giymeme” iznini almış, Paris Üniversitesi’ne devam etmiştir.
1499’da İngiltere’ye gittiğinde, John Colet ve Thomas More gibi aydınlarla tanışmış ve bilimsel düşüncelere yoğunlaşmıştır. Erasmus’un Avrupa’nın çeşitli bölgelerini dolaşarak eğitim alması ve ders vermesi, farklı fikir akımlarını tanımasına ve hümanist düşüncelerini geliştirmesine katkıda bulunmuştur. Papalığın düşünceler üzerinde kurduğu hegemonyaya karşı çıkarak, gerçek Hristiyanlık ruhunu antik çağın yalınlığında aramış, güzel sanatların ve bilimlerin yayılmasını, Avrupa’nın ortak bir sanat ve bilim anlayışının çatısı altında birleşmesini, hümanizmin birinci koşulu sayıştır. Martin Luther King’in reformları başladığında, kilisenin yenilenmesi görüşüne katılmakla birlikte, Hristiyan dünyasının parçalanmasına karşı çıkmıştır.
Avrupa’nın en parlak bilim insanlarından biri olarak tanındıktan sonra kâfir olmakla da suçlanmıştır. Yoğun dini tartışmaların yaşandığı bir dönemde Katolik Kilisesindeki yanlışları ve reform yanlılarının hatalarını yazmaktan ve söylemekten çekinmemiştir.
1516’da “Novum Instrumentum” adını verdiği Yunanca Yeni Ahit’in ilk derlemesini hazırlamıştır. Bu eser, teolojik çevrelerde büyük yankı uyandırmış ve Reform hareketlerinin yaygınlaşmasında ve yorumlanmasında önemli bir rol oynamıştır.
1536’da Basel’de öldüğünde Avrupa’nın düşünce yaşamında papaların bile ziyaretine geldikleri bir kişi olacak kadar saygın bir yer edinmişti.
Yunancaya da oldukça hâkimdi. Ayrıca, bütün yaşamı boyunca Latince konuşup yazan Desiderius Erasmus ölmeden önceki son sözlerini ana dilinde söylemişti: “Lieve God” “Bağışla tanrım.”
Deliliğe Övgü
Erasmus, Deliliğe Övgü isimli eserini Ütopya’nın yazarı olan dostu Thomas More’a adamıştır. Deliliğe Övgü, kutsal kitap yorumcularına ve tutuculara yöneltilen bir eleştiri niteliğindedir. Toplumdaki ikiyüzlülüğü ve kilisenin yozlaşmış yapısını ağır bir şekilde yermektedir. Klasik ortaçağ dünyasının düşüncelerini yansıtması yanında Erasmus’un derin felsefesini ve yaratıcılığını ortaya koyan baş yapıttır.