Brüksel Senedi, 2 Temmuz 1890’da Afrika’da Esir Ticaretinin Yasaklanmasına ilişkin Brüksel Konferansında (The Ban on Slave Trade in Africa: The Brussels Conference) imzalanmıştır. Sözleşme (Afrika’ya Ateşli Silahlar, Mühimmat ve İtfaiye Maddelerinin Köle Ticareti ve İthal Edilmesine İlişkin Sözleşme), 31 Ağustos 1891’de yürürlüğe giren kölelik karşıtı önlemleri içermektedir. Sözleşme, karadan ve denizden yapılan siyahi köle ticaretine son vererek yerli ırkların maddi ve manevi yaşam koşullarını iyileştirmeyi hedeflemiştir. Uluslararası hukukun normlarının güçlendirilmesi yönüyle olumlu bulunan sözleşme, Avrupa devletlerinin Afrika’daki sömürgeciliği güçlendirmek için bir araç olarak kullanıldığı yönüyle eleştirilmiştir.
Sözleşmenin Tarafları
Konferans, İngiltere öncülüğünde toplanmış, taraf devletler 2 Temmuz 1890 tarihinde esir ticaretini yasaklamayı amaçlayan kurallara imza atmışlardır. Senet birçok Avrupa devletinin yanı sıra alınan kararları uygulamakta önemli bir aktör olan Osmanlı Devleti tarafından da imzalanmıştır. Avusturya-Macaristan, Belçika, Kongo, Danimarka, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Osmanlı İmparatorluğu, İran, Portekiz, Rusya, İspanya, Zanzibar, İsveç, Norveç, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri ve Etiyopya sözleşmeye taraf olmuştur.
Abdullah Özdağ‘ın Araştırması
Köleliğin kaldırılması için tarihi bir belge olan Brüksel Senedi hakkında araştırma yapan ve konuya özel kapsamlı bir makale yazan Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Abdullah Özdağ antlaşmayı sonuçları ile birlikte analize tabi tutmuştur.
Sözleşmenin İçeriği ve Sonuçları
Konferansta kabul edilen kararlar gereği imzalanan. Brüksel Senedi yedi bölümden ve toplam yüz maddeden oluşmaktadır. On dört maddeden oluşan birinci bölümde esir ticaretine ilişkin olarak alınacak tedbirler belirlenmiştir. İkinci bölüm kervan yolları ve esirlerin nakline yönelik tedbirleri, üçüncü bölüm ise deniz yoluyla yapılan esir ticaretinin önlenmesi ve kesin olarak kaldırılmasına yönelik düzenlemeleri içermektedir. Dördüncü bölüm köle ticaretinin ithal ve ihracına yönelik alınması gereken tedbirleri ve azat edilmelerine dair hükümleri içermektedir. Beşinci bölüm esir ticaretini engellemeye yönelik kurulacak örgütleri, altıncı bölümde müskirat maddelerinin yasaklanması ve alınacak tedbirleri belirlemiştir. Yedinci ve son bölüm taraf devletlerin sened ile belirlenen kuralları uygulamadaki kararlılığı ifade etmektedir.
Sened ile, Fransız İhtilalinden sonra devletlerin esir ticaretini yasaklamak üzere koyduğu tekil kanunları uluslararası bir yükümlülüğe dönüştürmüştür. Antlaşmanın 68. maddesinde Osmanlı Delveti’nin esir ticaretini önlemek için yapmış olduğu faaliyetler övgü ile belirtilmiştir. Brüksel Antlaşması’nın beşinci bölümünde esir ticaretinin engellenmesine yönelik girişimler kurumsal bir çerçevede ele alınmış, Zengibar’da taraf devletlerin üyelerinin olduğu yeni uluslararası bir büro kurulmasına karar verilmiştir. Kurulan bu büronun Afrika kıtasındaki tüm faaliyetleri takip etmesi ve denetlemesi öngörülmüştür.
BRÜKSEL KONFERANSININ SENED-İ UMUMİSİ SURETİDİR
Dersaadet (Matbaa-yı Osmaniye) 1308
Zat-ı şevket-i semât Hazret-i Padişâhı ile Almanya Devleti nâmına haşmetlû Almanya İmparatoru ve Prusya Kralı ve Haşmetlû Avusturya İmparatoru ve Nemçe ve Macaristan Kralı ve Haşmetlû Belçika Kralı ve Haşmetlû Danimarka Kralı ve Haşmetlû İspanya Kralı nâmına naibe-i hükümet Haşmetlû Kraliçe ve Kongo Hükümet-i Müstâkilesi hükümdârı ve Amerika Hükümet-i Müçtemia’sı Reisi ve Fransa Hükümet-i Cumhuriyesi Reîsi ve Haşmetlû Britanya-yı Kebîr ve İrlanda Memâlik-i Müctemiâ’sı Kraliçesi ve Hindistan İmparatoriçesi ve Haşmetlû İtalya Kralı ve Haşmetlû Felemenk Kralı ve Lüksemburg Grandükası ve Şehâmetlû İran Şâh’ı ve Haşmetlû Portekiz ve Algaro Kralı ve Haşmetlû Rusya İmparatoru ve Haşmetlû İsveç ve Norveç Kralı ve Fehametlû Zengibâr Emiri üserâ-yı zenciye ticaretinden mütevellid cinayat ve tahribâta hitâm vermek ve Afrika yeni ahalisini sûret-i müessire de himaye ile kıt’a-yı vâsia-yı mezküreye naim-i sulh-u medeniyeti te’min etmek azm-i kavisinde bulundukları ve tevârih-i muhtelîfede devletler tarafından bu meâlde ittihâz olunan kararları ezsernev tasdik ile netâyic-i müstâhsileyi itmam eylemek ve husûlü kendilerince matlûb ve mültezim olan eserin ikmâlini te’min edecek kâffe-i tedâbiri kararlaştırmak istedikleri cihetle İngiltere Hükümetiyle müttefikân Belçika Hükümeti tarafından vakî’olan da’vet üzerine bu maksada mebnî Brüksel’de bir konferans akdine karar vermiş ve bunun için zât-ı şevket-semât Hazret-i Padişâhı Haşmetlû Belçika Kralı Hazretleri nezdinde fevkal-âde ve murahhas-ı ortaelçileri bulunan ricâl-i Devlet-i Âliye’den saadetlû iten Karatodori Efendi Hazretleri, Almanya Devleti nâmına olarak Haşmetlû Almanya İmparatoru ve Prusya Kralı Hazretleri mabeyncisi ve müşâvir-i has ve haşmetlû Belçika Kralı Hazretleri nezdinde fevk-al-âde ve murahhas ortaelçisi bulunan Sinyör “Frederik Jan Kont Dalvanislin’’ ile Sefâret Müşavir-i Hassıve Almanya Devleti’nin “Amsterdam“ General Konsolosu Sinyör “Gilyom Gohcrnik’’i Haşmetlû Avusturya İmparatoru ve Nemçe ve Macaristan Kralı Hazretleri Mabeyncisi ve Haşmetlû Belçika Kralı Hazretleri nezdinde fevk-al-âde ve murahhas ortaelçisi bulunan Sinyör “Rudolf Kont Guhlolermiç’’i
Haşmetlû Belçika Kralı Hazretleri vükelâsından fevk-al-âde ve murahhas ortaelçi ünvânını haîz olan Sinyör “Ogust Baron Lamberman’’ ile Belçika Hariciye Nezareti’nde Müdîr-i Umûmî Sinyör “Emıl Banteg’’ i
Haşmetlû Danimarka Kralı Hazretleri Danimarka Devleti’nin Anvers General Konsolosu Sinyör “Frederik Jorj Şak De Brukdorf’’ u
Haşmetlû İspanya Kralı Hazretleri nâmına naibe-i hükümet Haşmetlû Kraliçe Hazretleri, Haşmetlû Belçika Kralı nezdinde fevkal-âde ve murahhas ortaelçisi bulunan Don “Joze Gopeterez De Agire’’ yi
Kongo Hükümet-i Müstâkilesi Hükümdârı Hazretleri Kongo Hükümet-i Müstâkilesi Hariciye Dairesi’nin Müdir-i Umûmi’si Sinyör “Edmun Van Atyoled’’ ile Belçika Mahkeme-i Temyizi azâsından Sinyör “Ogust Van Maldekem’’i
Amerika Hükümet-i Müctemiâsı Rei’si Hazretleri Haşmetlû Belçika Kralı Hazretleri nezdinde fevk-a-lâde ve murahhas ortaelçisi bulunan Sinyör “Edvin Heztrel’’ ile Sinyör “ Hanri Şalton Sankurd’’ u
Fransa Hükümeti Cumhuriyesi Reis-i Hazretleri Haşmetlû Belçika Kralı Hazretleri nezdinde fevkal-âde ve Murahhas Ortaelçisi bulunan Sinyör “Alber Bure‘’ ile ortaelçi ünvânını haiz olan Fransa Hariciye Nâzırının Kalem-i Mahsûs Müdürü bulunan Sinyör “Jurj Kogordan’’ ı
Haşmetlû Britanya-yı Kebir ve İrlanda Memâlik-i Müctemi’ası Kraliçesi ve Hindistan İmporatoriçesi Hazretleri Lordlar Meclisi Azâsından ve Haşmetlû Belçika Kralı Hazretleri nezdinde Fevkalâde ve murahhas Ortaelçisi bulunan Lord “Viviyan’’ ile Sir “Con Girek’’ i
Haşmetlû İtalya Kralı Hazretleri, Haşmetlû Belçika Kralı nezdinde fevk-al-âde ve Murahhas Ortaelçisi bulunan Sinyör “Fransuva Dorentens, Baron Demontanaro’’ ile fevk-al-âde murahhas Ortaelçisi ünvânını haiz olan Sinyör “Tomas Katalani’’yi,
Haşmetlû Felemenk Kralı ve Lüksemburg Grandükası Hazretleri, Haşmetlû Belçika Kralı Hazretleri nezdinde fevkalâde ve murahhas Ortaelçisi bulunan Sinyör “Lui Baron Kerik Dö Heronenin’’ i
Şehâmetlû İran Şâh’ı Hazretleri Haşmetlû Belçika Kralı Hazretleri nezdinde fevk-al-âde ve murahhas Ortaelçisi bulunan General Vazar Ağa’yı,
Haşmetlû Portekiz ve Algaro Kralı Hazretleri Meclis-i Has ve Hey’et-i Ayân azâsından fahrî vükelâlık ünvânını haiz olan ve Haşmetlû Belçika Kralı Hazretleri nezdinde fevk-al-âde ve murahhas Ortaelçisi bulunan Sinyör “Hanrik Demasdo Perire Kotino’’ yu
Haşmetlû Rusya İmparatoru Hazretleri, Haşmetlû Belçika Kralı hazretleri nezdinde fevk-al-âde ve murahhas Ortaelçisi bulunan kurenâsından Sinyör “ Leyon Prens Orosof ’’ ile Rusya Hariciye Nezareti Meclis-i Azâ-yı Daîmesinden müşâvir-i has Sinyör “Frederik Demartenis’’ i
Haşmetlû İsveç ve Norveç Kralı Hazretleri Mabeyncisi ve Haşmetlû Belçika ve Felemenk Kralları Hazerâtı nezdinde Ortaelçisi bulunan Sinyör “Şarl Re Bornestam’’ı
Ve Zengibar Hâkimi tarafından Sir “Jon Carek ’’ ile Mösyö “Gilyom Guherning ’’i murahass tayin buyurmuş olduklarından mümâileyhim yolunda ve muntazam görünen ruhsatnameleri hâmil oldukları halde mevadd-ı âtiyeyi kararlaştırmışlardır.
BİRİNCİ FASIL
Esir Ticareti İcra Olunan Memalik Menşe’lerde İttihâz Olunacak Tedabir
Birinci Madde
Devletler Afrika’nın içeri taraflarında esir ticaretini men’ için tedâbir-i âtiyenin en müessir tedâbir olduğunu beyan ederler.
Evvelen: Milel-i mütemeddinenin hâkimiyeti veya himâyesi tahtında bulunan Afrika arazisinde hidemât-ı idâre ve adliyye ve dîniyye ve askeriyyenin tedricen tensiki.
Saniyen: İçeri taraflarda arazinin aid oldukları devletler tarafından kendilerinin muâmele-i himâyet-kârâne veya tenkiliyeleri esir ticareti münâsebetiyle harab olan mahallerde suret-i müessirede hiss olunabilmek için mikdâr-ı küllî asker ile işgal edilmiş bir takım mevküfların tedricên te’sisi.
Sâlisen: İçeri taraflarda vaki’ mevâkıf-ı sahile rabt edecek ve elyevm mevcûd olan hamallık yerine daha ehven ve ser’i ve sâit te’sisi maksadıyla dâhili sulara ve büyük akıntılar ve şelâleler ile münkat’i büyük ve küçük nehirlerin cihet-i ûlyâsına bi-l-suhûle duhûle müsâid olacak turuk-u maabîrin ve husüsân demir yolların inşâsı.
Rabiân: Kabîl-i seyr-ü sefâin olan dâhilî sular ile göller üzerinde sevâhilde te’sis edilecek mevâki’-i müstâhkemenin müzaherrti tahtında olarak vapurlar işlettirilmesi.
Hamisen: Karagol ve mevkufların sahil ve merkez idareler ile muhâberâtını te’min edecek hutût-ı telgrâfiyenin te’sisi.
Sadisen: mevâkıf beyninde mevâkıf ile sevâhil arasındaki turuk-ı mevârıdatı muhâfaza ve mevâkıf-ı mezkûrenin harekât-ı zecriyesini te’yid ve turuk ve maabirin emniyetini te’min etmek üzere sevkiyât-ı askerîyye ve seyyar kollar tertibi.
Sabiân: Esir ticaretinin sirâyet ettiği kâffe-i arazide eslihâ-yı nâriye hiç olmaz ise eslihâ-yı cedide ile mühimmât idhâlatının tahdidi.
İkinci Madde
Her devletin kendi sularında tertib eylediği mevkıf’lar ile dâhilî karagol gemileri ve bunların mensûb oldukları liman karagolları üserâ zabtını men’ ve esir ticareti tariklerini sed etmekten ibâret olan başlıca me’mûriyetlerinden gayrı vezâif-i âtiye ile dahi ya’ni:
Evvelen: Mevkufun aid olduğu hükümetin hâkimiyeti veyâ himâyesi tahtında bulunan yerli ahâliye veya ahâli-yi müstâkileye karibü’z-zuhûr bir tehlike hâlinde muvakkaten ahâli-yi saîreye dahi istinâd-gâh ve indi’l-icâb bir melce’ olmak ve yerlü ahâliyi kendilerini müdâfaaya ikdâr etmek ve aşâyir beynindeki muharebât-ı dâhiliyeyi hükm-i usûlûyle taklil eylemek ve bunları ameliyât-ı zirâiye ile hiref ve sanâiye alıştırıp saâdet-hallerini tezyîd ve daire-i medeniyete idhâl ve lahm-ı beşerin ekli ve insan zebhi gibi adât-ı vahşiyenin ref’ ve izâlesini istihsâl eylemek.
Saniyen: Teşebbüsaât-ı ticâriyeyi tervic ve himaye etmek ve husûsan yerliler ile münakid hizmet mukâvelâtını bi’t-teftiş teşebbüsât-ı mezkürenin meşrûiyetine nezâret eylemek ve daimi zirâat merkezleriyle müessesât-ı ticâriyenin te’sisini tehiyye eylemek.
Sâlisen: Te’sis olunan veyâ edilecek olan kâffe-i hey’et-i mezhebiye-yi tefrik-i din olmaksızın himâye etmek.
Rabian: Hidmet-i sıhıyye-yi ifa eylemek ve keşfiyât-ı fenniyye icrasına me’mur seyyahin ile Afrika’da userâ-yı zenciye ticaretinin men’i teşebbüsüne iştirak edenlerin kâffesi hakkında muâmele-i mihmân-nevâzî icrâ etmek ve muâvenatta bulunmak vazifeleriyle dâhi mükellef olacaklardır.
Üçüncü Madde
Afrika’da hakk-ı hâkimiyet veya hakk-ı himâye icrâ eden devletler beyânât-ı sabıkalarını tasdik ve ta’yin ederek esir ticaretinin men’ ve izâlesi husûsunu ilcâât-ı ahvâle göre gerek bâlâda muharrer vesâit ve gerek kendilerinin tensib edecekleri kâffe-i vesâit-i saîre ile tedricen ve herkesi kendi müstemlekâtına ve kendi idâresi tahtında ta’kib etmekliği ta’ahhüd eylerler düvel-i müşûrûn ileyhim sırf bir maksad-ı insaniyet perverâne ile Afrika’da böyle bir vazifeyi ifâ eden hükümat hakkında dahi imkân müsâid oldukça hüsn-ü muâvenette bulunacaklardır.
Dördüncü Madde
Afrika’da kuvve-i hâkimiyet veya hakk-ı himâyet icrâ eden devletler üçüncü madde mucebince der-ûhde ettikleri taahhüdâtı imtiyaz berâtını haiz şirketlere kâmilen veya kısmen devr ve ihâle edebilecekler ise de iş bu sened-i umûmî ile der-ûhde ettikleri taahhüdât için doğrudan doğruya mes’ûl bulunacaklar ve bu taahhüdâtın icrâsını te’min edeceklerdir. Devletler kendi müstemlekâtlarında esir ticaretini men’e muâvenet arzusunda bulunan Cem’iyât-ı Milliyye ile Efrâd-ı Nâs hakkında hüsn-ü kabul ve muâvenet ve himâye icrâsını vaâd ederler. Şu kadar ki: Düvel-i Müşârûn-ileyhim hukukun hâkimiyet icrası husûsu hâriç tutulmak üzere cem’iyat ve eşhâs-ı merkûmeye bu bâbda evvelce me’zûniyet i’tâ ve bu me’zûniyeti her vakit istirdâd ve teftiş ve nezâret icra eylemek hakkını muhafâza eylerler.
Beşinci Madde
Hükümat-ı müteakide – madde-i hazıra mazmununa muvafık kavanin ile zaten icabı icra edilmemiş ise- işbu sened-i umuminin tarih-i imzasından i’tibaren nihayet bir sene zarfında bir tarafdan esir zabtı için çeteler teşkil ve bu çetelere muâvenet edenler zükûr-u baliğler ile etfâlin uzûvlarını kat’ve üseranın cebren zabtına iştirak eyleyenlerin cümlesi hakkında kendi ceza kanûnnamelerinin nev’i beşere karşı suikaste müteallik ahkâmını ve diğer taraftan esir karbâncılarıyla nakılları ve ticari hakkında hürriyet-i şahsiyye taarruzâtına müteallik ahkâm-ı kanûniyyeyi tatbik ve icrâya salih bir kanûn vaz’ etmeyi veyahut meclis kavaninlerine teklif eylemeyi taahhüt ederler.
Bâlâda sunuf-ı muhtelîfesi zikr ve ta’ddâd olunan esir gasıblarıyla tüccarının şürekâ ve avânesi dahî bizzât faillerin müstehâk oldukları mücazât ile mütenasib cezalara düçâr edileceklerdir. Cinayet veya cünhâların irtikâb olundukları memleket hükümetinin hakk-ı kazâsından tahlis-i giriban iden müttehimler ya harekât-ı kanun-şikenaneyi müşâhede eden me’mûrin tarafından evrâk-ı istintâkiyyenin tebliği veya kabahatı müsbet diğer bir delilin irâesi üzerine hangi hükümet toprağında meydana çıkarılmış ise o hükümet ma’rifetiyle taht-ı tevkife alınacak ve başka bir muâmele icrâsına hâcet kalmaksızın la ecel’elmuhâkeme muhâkim-i aidenin emrine hazır bulundurulacaktır. Devletler elyevm mevcut bulunan veya madde-i hâzıra ahkâmını icrâen neşr ve i’lân edilecek olan kanun ve kararnameleri müddet-i kalîle-i mümkine zarfında yekdiğerlerine tebliğ edeceklerdir.
Altıncı Madde
Afrika’nın içeri taraflarında bir kâfilenin tevkif olunması veya dağıtılması üzerine i’tâk edilen üserâ ahvâl müsâade ider ise memleket-i asliyyelerine iâde olunacak ve aksi takdirde hükümet-i mahalliyye üsera-yı merkûmeye maişetleri ve arzu ettikleri halde memlekette temekkünleri esbâbını teshîl edecektir.
Yedinci Madde
Afrika’da düvel-i mümziyenin himâyesini istidâ edecek olan esir firârileri himâye-i mezkûreye nail olacak düvel-i müşâr’ül-ileyhim tarafından resmen te’sis olunan ordugâh ve mevkuflara veyahut göl ve nehirlerde seyr-ü sefer eden beylik sefinelerine kabul edileceklerdir. Efrada aid olan mevâkıf ve sefâin evvelce devletin müsaadesi munzâm olmadıkça mültecileri kabul etmek hakkını icra edemeyeceklerdir.
Sekizinci Madde
Afrika ile münâsebatta bulunan bilcümle milletler eslihâ-yı nâriyenin esir ticaret muâmelâtınca ve yerli aşâir beynindeki muhârebât-ı dâhiliyece muzarrat-ı azime-yi dai’olduğunu bit-tecrübe anlamış ve bu tecrübe eslihâ-yı nâriye ve mühimmât ticaretince tedâbir-i tahdidiyye te’sis edilmedikçe muhafaza-yı vücudu devletlerce kat’iyyen matlûb olan Afrika ahâlisinin bekâsı külliyen mahal idigünü alenen ispat eylemiş olduğundan devletler hudutlarının hâl-i hazırı müsâit olduğu mertebe eslihâ-yı nâriyye husûsan şişehaneli ve usûl-ı cedide üzere ma’mûl esliha ile barut ve kurşun ve hartucların madde-i âtiyede musarrah ahvâl müstesna olmak ve madde-i mezkûre de zikr edilen şerâit tahtında bulunmak üzere sahilden yüz mil bahri mesafeye kadar kâin Cezayir-i mütecâvere dahi dâhil olduğu halde daire-i mütevâziye-i şimaliyenin yirminci derecesi ile daire-i mütevâziye-i cenûbiyenin yirmi ikinci derecesi beyninde vaki’ ve garben Bahr-ı Muhît-i Atlasiyye ve Şarken Bahr-ı Muhît-i Hindi’ye kadar mümted olan arazi ve müştemilâtına idhâlini men’e karar vermişlerdir.
Dokuzuncu Madde
Afrika’da hakk-ı hâkimiyet veya hakk-ı himaye icra eden düvel-i mümziye müstemlekâtına eslihâ-yı nariyye ile mühimmatının idhâline müsaade olunmak lazım geldiği vakit zaten oraca buna mümâsıl veya daha şiddetli bir usûl icra ediliyor ise eslihâ ve mühimmat-ı mezkûrenin idhali sekizinci maddede musarrah mıntıkada bervech-i âtî tanzim edilecektir. İdhâl olunan kâffe-i eslihâ-yı nâriyye idâre-i hükümetin teftiş ve nezareti tahtından bulunacak olan umûmî bir anbara mesârif ve hatar ve hasârı idhâl edenlere aid olmak üzere vaz’ edilmek lazım gelecektir. Evvelce idarenin müsaadesi istihsâl olunmadıkça idhâl olunan eslihâ-yı nâriyye ve mühimmatın hiçbiri anbarlardan ihraç edilemeyecektir. Zirde musarrah ahvâl müstesna olmak üzere şişhaneli ve mahzenli veya kıçdan dolar tüfengler gibi atım sıhhatini haiz olan yekpâre veya parça parça bulunan her nev’ esliha ile hartûclarının ve kapsüller ile eslihâ-yı mezküreye mahsus mühimmat sairenin ihrâcı için müsaade i’tasından imtinâ’ olunacaktır. Deniz limanlarında ve te’minâtı lâzimeyi cami’-i şerâit tahtında olarak devletle usûl-ü cedide üzere ma’mül esliha ile mühimmat hariç tutularak yalnız adi barut ile çakmaklı tüfenkler için hususi anbarlar te’sisine dahi muvafakat edebileceklerdir.
Kuvve-i umumiyeyi teslîh ve kendi müdâfaalarını tensik için hükümetler tarafından doğrudan doğruya ittihaz olunan tedabirden başka kendilerine verilecek silah ve mühimmatın diğerlere i’ta ve terk veya furuht olunmayacağına dair te’minât-ı kafiye veren kesân ve esliha ve mühimmatının münhasırân müdâfaa-yı zâtiyeleri için olduğunu müsaddak devlet-i metbua’ları tarafından bir beyannameyi haiz olan seyyahın hakkında şahsen bazı istisnaat kabul edilebilecektir. Fıkrâ-yı sâbıkada musarrah ahvalde her bir silah teftiş me’murları tarafından kayd ve işaret olunacak ve bu memurlar eşhas-ı merkümeye silah taşımak için hamilinin ismi ve silahın damgasını mübeyyin ruhsat tezkeresini i’tâ edecekdir. Sui-isti’mal vukuu tahakkuk eyledikte istirdâdı caiz olacak olan işbu ruhsat tezkereleri beş sene için i’tâ olunacak ve fakat tecdid edilebilecektir.
Anbara vaz’ ve idhal için balâda ta’yin olunan kaide barut hakkında dahi icrâ olunacaktır. Fürûht olunmak için anbarlardan ancak şişhanesiz çakmaklı tüfenkler ve “ esir ticareti ‘’namıyla yâd olunan adî barutlar ihrac olunabilecektir. Bu misilli esliha ve mühimmat li-ecli’l-bey’ ihrac olundukça me’mûrin-i mahalliyye işbu esliha ve mühimmatın hangi havalide füruht olunabileceğini tayin edeceklerdir. Esir ticaretinin sirayet ettiği havâli daima hariç tutulacaktır. Anbarlardan esliha veya barut çıkartmaya me’zun olan eşhâs füruht olunan iş bu eslihâ-yı nâriye ile barutların nereye gönderildiklerini ve mağazada kalan miktarını mübeyyin olmak üzere her altı ayda idareye mufassal defterler i’tâsını taahhüd edeceklerdir.
Onuncu Madde
Hükümetler eslihâ-yı nâriyye ile mühimmatının idhal ve füruhtuna ve nakline dair olan kâffe-i ahkâm ve şeraitin mümkün mertebe tamamı icrâsına te’min etmek ve esliha ve mühimmât-ı mezkürenin gerek hudûd-ı dahiliyelerinden idhâl ve ihrâcı ve gerek esir ticareti mevcût olan havaliye doğru imrârını men’ için lüzûm görecekleri kaffe-i tedâbiri ittihaz eyleyeceklerdir. Eslihâ ve mühimmât sened-i hâzıra vaz’-ı imzâ veya muvâfakat iden ve sahil üzerinde memâliği bulunan bir devlet arazisinden içeri taraflara vaki’ sened-i hâzırı imza veya buna muvafakat eden diğer bir devletin hâkimiyeti veya himayesi tahtına mevzu’ araziye doğru geçirilecek olur ise sekizinci madde de musarrah mıntıka dâhilinde transit için müsâade i’tâsından imtinâ olunamıyacaktır. Meğerki işbu ikinci devlet kendi arazisi üzerinde doğrudan doğruya denizi müntehi bir mahrece mâlik ola. Bu mahrec kâmilen münkati’ ise transit müsâadesi yine red olunamayacaktır. Her transit talebi ile beraber dahilde müstemlekâtı bulunan devlet tarafından verilmiş bir beyanname i’tâ olunmak lazım gelip bu beyanname esliha ve mühimmât-ı mezkûrenin füruht olunmayacağını ve devlet me’murlarının veya misyoner veya ticaret mevkiflerini himaye için lazım gelen kuvve-i askeriyenin veyahut beyannamede esamisi muharrer olan eşhasın isti’maline mahsus bulunduğunu musaddak olacaktır.
Ma’a-mâ-fih, sâhilin aid olduğu devlet eğer dâhilde şuriş zuhûrundan veya muhâtarât-ı vahime-i saîreden dolayı esliha ve mühimmat irsali maddesinin kendi emniyetini ihlâl edebilmesinden korkmaya mahal var ise atım sıhhatini haiz esliha ile mühimmatın kendi arazisinden transit tarikiyle imrârını sûreti istisnaiye ve muvakkate de olarak ta’til etmek hakkını muhâfaza eder.
On Birinci Madde
Devletler esliha-yı nâriye ve mühimmat ticaretine ve i’ta olunan ruhsat-nameler ile arazileri dâhilinde tatbîk olunan tedabir-i tenkiliyeye müteâllik ma’lümâtı yekdiğerine tebliğ edeceklerdir.
On İkinci Madde
Devletler sekizinci ve dokuzuncu maddelerde tayin olunan memnuniyetlere muhâlif harekette bulunanlar ile aveneleri esliha ve mühimmât-ı memnu’anın zabt ve müsaderesinden başka hareket-i kanun şiken-ânenin ehemmiyetine ve her bir vak’anın derece-i vahâmetine göre cezâ-yı nakdî veya habs veyahut bu iki ceza ile her yerde te’dib edilmek için lazım gelen tedâbirin ittihazını veya meclis kavaninlerine teklifini taahhüd eylerler.
On Üçüncü Madde
Afrika’da sekizinci maddede muayyen mıntıkaya muttasıl müstemlekâta mâlik olan düvel-i mümziyye hudûd-ı dahiliyelerinden mıntıkayı mezkûre havalisine eslihâ-yı nariye ve mühimmatın ve hiç olmaz ise usûl-ı cedîde üzere i’mâl olunmuş esliha ile hartucların idhâlini men’ için tedabir-i lazime ittihazını deruhte ederler.
On Dördüncü Madde
Sekizinci maddeden on üçüncü maddeye kadar (bu madde dâhil olduğu halde) meşrût olan usûl on iki sene meri’ül-icra olacaktır. İş bu müddetin inkızâsından on iki ay evvel hükümat-ı müteakidenin hiçbiri usûl-ı mezkûrun icrasına hitâm vermek hakkındaki niyetini ihbar veya işbu usûlün yeniden tedkikini talep etmez ise usûl-ı mezkûr iki sene daha mecburiü’l-icrâ tutulacak ve iki seneden iki seneye bu yolda hareket olunacaktır.
İKİNCİ FASIL
Kârbânların Yolları ve Berr-i Üserâ Nakli
On Beşinci Madde
Te’sisi ikinci maddede musarrah olan mevkıf ve karagol gemileri ve karagollar ile dördüncü madde ahkâmına tevfikan her devlet tarafından kendi müstemlekâtında te’sis edilmiş veya tanınmış bulunan bil-cümle mevâkıf-ı saîre üserâ-yı zenciye ticareti merkezlerindeki muâmelât-ı tenkiliyye veya himayet karanelerinden maâda ahvâl müsaid olduğu mertebede ve tensikât idareleri terakki eyledikçe arazileri dâhilinde üserâ-yı zenciye ticaretinin mürur ettikleri yolları taht-ı nezârette bulundurmak ve yolda bulunan kâfileleri tevkif veya sûret-i meşrû’ada harekete muktedir olacakları mahallerde ta’kip eylemek me’muriyetini dahi haiz olacaklardır.
On Altıncı Madde
Sahil üzerinde vâki olub dahîl-i memleketten gelen üserâ nakliyâtına ber-mu’tâd mahal-i mürûr veya nukât-ı ictimaiyye olmakla ma’rûf bulunan havalide ve zaten düvel-i hâkime veya hamiyenin icrâatına tabi sahile mücâvir mıntıkadan mürûr eden başlıca kâr-bân yollarının nukât-ı iltisâkiyesinde kafileleri tevkif ve üserâyı i’tâk etmek üzere arazi-yi mezkürenin aîd olduğu devlet me’mûrları tarafından on üçüncü maddede münderic şerait ve kuyûd-ı ihtirâziye tahtında olarak karagollar te’sis olunacaktır.
On Yedinci Madde
Dahilden getirilen üseranın füruhtunu veyahût sefâîne irkâbını ve esir toplamak san’atıyla me’lûf kesân ile esir tüccarından mürekkep çetelerin teşkilini ve bu çetelerin dahil-i memlekete doğru azimetini men’ için limanlardan ve sahile yakın havalide me’mûrin-i mahalliye tarafından bir nezâret-i şedîde tertib olunacaktır. Sahile veya sahil civarına gelen karbanlar ile dâhilen sahîb-i memleket olan hükümet memurlarının taht-ı işgalinde bulunan bir mahale giden kârbanlar akib-i muvâsâlatlarında bunların kimlerden mürekkeb oldukları kemâl-i dikkatle teftiş olunacaktır.
Maskat-ı re’si olan memlekette veya esnâ-yı râhda cebren esir edildiği veya kaçırıldığı veyahut kat-ı uzv muamelesine dûçâr olduğu tebeyyûn edecek olan kesânın cümlesi salıverilecektir.
On Sekizinci Madde
Düvel-i müteâkideden her birinin müstemlekatından idare-i hükümet i’tâk olunan üserayı himaye ve mümkün ise vatanlarına iâde ve esbâb-ı maişetlerini tedarik etmek ve ez-cümle ortada kalan etfâlin terbiyesi ve yerleştirilmesi esbabını istihsâl eylemek vazifesiyle mükellef olacaktır.
On Dokuzuncu Madde
Beşinci maddede musarrah ahkâm-ı cezaiye üseranın berren nakli ve icrâ-yı ticareti maksadına müstenid muâmelatın hin-i icrasında irtikab olunan cinayet veya cünhâlar her ne vakit sabit olur ise haklarında tatbik ve icra olunacaktır. İşbu sened-i umûmide musarrah ahkâma mugâyir harekette bulunmasından dolayı düçar-ı mücâzât olmuş olanlar üserâ-yı zenciye ticaretinin icra olunduğu memâlikde bir muâmele-i ticariyeye teşebbüs etmezden evvel kefil irâesine mecbur olacaklardır.
ÜÇÜNCÜ FASIL
Bahren Esir Ticaretinin Men’i ve Ilgâsı Birinci Fıkra Ahkam-ı Umûmîye
Yirminci Madde
Düvel-i mümziyye üserâ-yı zenciye ticaretinin el’an mevcut olduğu mıntıka-yı bahriye dâhilinde daha müessir bir sûrette men’i ılgâsını te’min için bir ittifak bazı tedabir-i ittihaziyenin lüzum ve münasebetini tasdik ederler.
Yirmi Birinci Madde
Mıntıka-yı mezkure bir taraftan (Basra Körfezi ve Bahr-ı Ahmer sevahili dahil olduğu halde) Belûcistan’dan “ Kangalan ’’ (Kiliman) Burnuna kadar mümted olan Bahr-ı Muhit-i Hindî sevahili ve diğer taraftan evvel emirde Kangalan Daire-i nısfü’n-neharını arz-ı cenûbun yirmi altıncı derecesine müsadif noktaya kadar ta’kib eden bir hatt-ı i’tibarî beyninde mümted olup bu hatt-ı muvâzi ile birleşir. Ba’da “ Amber ‘’ Burnunun daire-i nısf’ün-neharına tesadüf edinceye kadar “ Madagaskar ‘’ ceziresinin sahil-i şarkî şimâlisinden yirmi mil açık olarak cezire-i mezkûreyi şarken dolaşır. Bu noktadan itibaren mıntıkanın hudûdu “ Re’s’ül-had ‘’ Burnunun yirmi mil açığından bil-mürûr Belûcistan sahiline mülâkî olan bir hatt-ı münhâni ile tayin olunmuştur.
Yirmi İkinci Madde
İşbu sened-i umûmiyi imza edipte esir ticaretinin men’i için beynlerinde mukavelât-ı mahsûsa mevcût olan devletler mukavelât-ı mezkûrenin denizde muâyene ve taharri ve zabt-ı sefâin hakk-ı mütekabiline müteallik ahkâmını zikr olunan mıntıkaya hasr ve tahdide müttefikân karar vermişlerdir.
Yirmi Üçüncü Madde
Düvel-i müşarü’n-ileyhim hakk-ı mezkûru miktarı isti’âbı beş yüz tunilatodan dun olan sefâine hasr ve tahdide dahî müttehidü’lefkârdırlar bi’t-tecrübe lüzûmu sabit olmadığı anda bu şart bi-ttekrar gözden geçirilecektir.
Yirmi Dördüncü Madde
Üserâ-yı zenciye ticaretinin men’i için düvel-i müşarûn-ileyhim beyninde mün’akid mukavelâtın kâffe-i ahkâm-ı sairesi işbu sened-i umûmi ile ta’dîl olunmadıkça meriyyü’l-icrâ kalacaktır.
Yirmi Beşinci Madde
Düvel-i mümziyye bayraklarının bilâ-me’zûniyet kûşâdına meydan vermemek ve bayraklarını kûşâda me’zûn sefineler ile üserâ naklini men’eylemek için tedâbir-i müessîre ittihâzını deruhte ederler.
Yirmi Altıncı Madde
Düvel-i mümziyye üserâ-yı zenciye ticaretiyle me’lûf eşhâsı zahîre ihrâca medâr olabilecek ma’lûmâtın sür’at-ı teâtisini teshîl için iktizâ eden kâffe-i tedâbirin ittihâzını derûhte ederler.
Yirmi Yedinci Madde
Lâ-ekall bir muhtelit kalemi ihdâs olunacak ve bu kalem zengibar’da te’sis edilecektir. Hükümet-i müte’âkide kırk birinci maddede musarrah kâffe-i evrâkı ve esir ticaretini men’e salih her gune ma’lûmâtı kalem-i mezkûra îsâl etmeyi derûhte eyler.
Yirmi Sekizinci Madde
Düvel-i mümzîyyeden birisinin bayrağını hâmil bir harb sefinesine ilticâ eden her esir der-akâb sûret-i kat’iyede i’tâk olunacak ve fakat hukûk-ı umûmiyeye müteâllik bir cinayet veya cünhâ irtikâb etmiş ise emr-i i’tâk kendisini muhâkim-i aidenin hakk-ı kazasından kurtaramayacaktır.
Yirmi Dokuzuncu Madde
Kendi rızâ ve ihtiyârı hilâfına olarak yerli bir sefine derûnûnda alıkonulan her esir hürriyetini talep etmek hakkını haiz olacaktır. İşbu Sened-i Umûmi mucebince sefâin-i mezkûre derûnundaki kesânın ahvâlini teftiş etmek hakkını haiz olan düvel-i mümziyye me’mûrlarından her biri merkûm esiri i’tâk edebilecek ve fakat bu esir hukûk- umûmiyeye aid bir cinayet veya cünha irtikâb etmiş ise emr-i i’tâk kendisini muhâkim-i aidenin hakk-ı kazâsından kurtaramayacaktır.
İkinci fıkra bayrağın istimâline ve karagol sefineleri tarafından icrâ olunacak dikkat ve nezarete dair nizamnâme [1] yerli sefâine bayrak i’tâsına ve taife cetveli ile zenci yolcuların esamisini mübeyyin manifestoya dair kavaid.
Otuzuncu Madde
Düvel-i Mümziyye yirmi birinci maddede gösterilen mıntıka dâhilinde bayraklarını kûşâda me’zûn olan yerli sefineler ile sefâin-i mezkûrenin icra ettikleri muâmelât-ı ticâriyye hakkında nazâret-i kaviye icrasını deruhte ederler.
Otuz Birinci Madde
Zîrde münderic iki şarttan birini câmi’ olan yani evvelâ yerli usûlüne tatbîkân inşâ veya techiz edilmiş olduğu harice meşhûd olan sâniyen süvarisiyle taifesinin kısım-ı azâmı Bahr-ı Muhit-i Hindi ve Bahr-ı Ahmer’e veya Basra Körfezine sahil-dâr memleketlerden birinin ahalisinden bulunan sefâine yerli sefine ıtlâk olunur.
Otuz İkinci Madde
Düvel-i müşârûn-ileyhimden birinin bayrağını küşâd etmek me’zûniyeti ba’demâ ancak şerâit-i sâlise-i âtiyeye def’âten ifâ eden yerli sefinelere i’tâ olunacaktır.
Evvela; sefâin mücehhezleri veya sahipleri bayrağını küşâd etmek istedikleri devletin teb’a veya mahmiyelerinden bulunmalıdırlar.
Sâniyen; bunlar istidâ-yı me’zûniyet zımmında mûracâat ettikleri hükümetin daire-i idâresi dâhilinde emlâke mutasarrıf olduklarını ispat etmeye veyahût te’diyesine mahkûm olabilecekleri ceza-yı nakdileri te’min için bir kefâlet-i mu’tebere irâe eylemeye mecbur olacaklardır.
Sâlisen; Zikr olunan sefaîn mücehhezleri veya sahipleriyle sefine kapudan-ı hüsn-i siyyet ashâbından olduklarını ve husûsiyle üserâyı zenciye ticaretinden dolayı hiçbir vakit mahkûm olmadıklarını ispat etmelidirler.
Otuz Üçüncü Madde
İ’ta olunan me’zûniyet her sene tecdid olunmak lazım gelecek ve sefine hangi devletin bayrağını hâmil ise o devlet me’murları tarafından daima ta’til veya ref’ olunabilecektir.
Otuz Dördüncü Madde
Ruhsat tezkiresi sefinenin hüviyetini ispat için ta’rifât-ı lâzimeyi havi olacak ve kapudanın nezdinde bulunacaktır. Yerli sefinenin ismiyle tonilatosunun miktarı latin hurûfuyla sefinenin kıç tarafına kakma olarak muharrer ve menkûş olacak ve mensûp olduğu liman isminin ilk harfi veya harfleri ile liman-ı mezkûrca olan kayd numrosu siyah renkte olarak yelkenler üzerine basılacaktır.
Otuz Beşinci Madde
Sefinenin hareket edeceği limanda bayrağını hamil olduğu devletin me’mûru tarafından kapudana bir kıt’a taîfe cetveli i’tâ olunacak ve iş bu cetvel sefinenin her techizinde veya nihayet bir sene inkızâsında ve şerâit-i âtiye mücebince tecdid olunacaktır.
Evvela; Tâife cetveli hîn-i harekette onu i’tâ eden me’mur tarafından vize edilecektir.
Saniyen: Bir zencinin taîfe sıfatıyla bir sefineye kabûlü hüsn-ı rızasıyla hizmete girdiğini ispat için sefinenin mensûp olduğu devlet me’murları veya böyle bir me’mur bulunmadığı halde sahib-i memleket olan hükümet me’murları tarafından evvelce isticvâb edilmesine mütevâkıftır.
Sâlisen: Bu me’murlar taife veya taife yamağı olan muçolar adedinin sefâin miktarı istiâbı veya techizâtıyla gayr-ı mütenâsib olmamasına dikkat edecektir.
Rabian: Azimetlerinden evvel taifeyi isticvâb etmiş olacak olan me’mur bunları taîfe cetveline kayd ve herkesin ismi hizâsına eşkal-i mahsûsasını muhtasâran derc edecektir.
Hâmisen: Biri birine diğerinin gösterilmesini layıkıyla men’ için taîfeye bir alâmet-i farika dahi i’tâ olunabilir.
Otuz Altıncı Madde
Bir sefinenin kapudanı zenci yolcu almak istediği zaman mensûp olduğu devletin me’mûruna ve bu me’mûr bulunmadığı halde sahib-i memleket olan hükümet me’muruna beyan-ı keyfiyet etmelidir. Yolcular isticvâb olunacaklar ve kendi rızalarıyla sefineye râkib oldukları tebeyyün ider ise her birinin ismi hizasına eşgâl-i mahsûsasını ve ezcümle boyu ile zükûrdan veya inasdan bulunduğunu mübeyyin mahsûs bu manifestoya kayd edileceklerdir. Zenci çocuklar ebeveynleri veya mu’teber adamlar refâkatinde bulunmadıkça yolcu sıfatıyla kabul olunamaz. Hîn-i harekette yolcular yoklama edildikten sonra bunların manifestosu sâlif-üz-zikr me’murlar tarafından vize edilecektir. Eğer sefinede yolcu yoksa keyfiyet taife cetvelinde sarâhaten zikr ve beyân olunacaktır.
Otuz Yedinci Madde
Sefinenin esnâ-yı râhda bir limana uğradığında veya semt-i maksûdu olan limana muvasalatında kapudanı taife cetvelini ve lede-l-îcab evvelce i’tâ olunan yolcu manifestolarını mensûp olduğu devlet me’muruna ve bulunmadığı halde sahibi memleket olan hükümet me’muruna ibrâz edecektir. Bu me’murlar mahall-i maksûda vürûd veya esnâ-yı râhda bir limanda tevakkuf eden yolcuları mu’ayene ve bunların karaya çıktıklarını manifestoyu kayd edecekleri gibi sefinenin hîn-i hareketlerinde dahi taîfe defteriyle manifestoyu bi-t-tekrar vize edecekler ve yolcuları yoklama eyleyeceklerdir.
Otuz Sekizinci Madde
Afrika sevâhili ile Cezâyir-i mütecâverede düvel-i mümziyyeden birine mensup bir me’murun mukîm bulunduğu mahaller haricinde bir yerli sefineye hiçbir zenci yolcu irkâb edilmeyecektir. Yirmi birinci maddede muayyen mıntıkanın tekmil dairesi dâhilinde düvel-i müteakideden birine mensûp bir me’murun mukim bulunduğu mahal haricinde ve me’mur-ı mümâ-ileyh hazır bulunmadıkça yeni sefineden hiçbir zenci yolcu karaya çıkarılamayacaktır. İşbu ahkâmın ihlâlini müstelzim olan esbâb-ı mucbire sefinenin mensûp olduğu devletin me’muru veyahut bu me’mur bulunmadığı halde müttehem olan sefinenin uğradığı limanın hükümet-i mahalliyyesi tarafından tedkîk edilecektir.
Otuz Dokuzuncu Madde
Otuz beşinci, otuz altıncı, otuz yedinci ve otuz sekizinci maddelerin ahkâmı bütün güvertesine on neferden ziyâde taifesi olamayan ve atide muharrer iki şartın birini ifâ eden yani evvela; kara sularında münhâsıran sayd-ı mâhi ile iştigal eden sâniyen; sahilden beş milden ziyade tabâüd etmeksizin hükümet-i mahalliyenin muhtelif limanlarını beyninde sevâhil-i mütecâvireye seyr-ü sefer eyleyen sefâine şâmil değildir.
Bu muhtelif sefâin icabına göre me’murin-i mahalliye veyahut konsoloshane tarafından bir ruhsat-ı mahsûsa alacaklardır. Muttarid nûmûnesi işbu sened-i umûmîye merbût olup istihsâl-i ma’lûmata mahsus muhtelit kaleme tebliğ edilecek olan işbu ruhsatnâme her sene tecdid olunacak ve kırkıncı maddede münderic şerâit ile iptal edilecektir.
Kırkıncı Madde
Düvel-i mümziyyeden birinin bayrağını küşâda me’zun olan veyahût otuz dokuzuncu maddede musarrah ruhsatnameyi istihsâl etmiş olan bir sefinenin kapudan ve mücehhez veya sahibinin esir ticareti icra veya bu ticarete tasaddi ettiği nizamen tahakkuk eder ise zikr olunan me’zûniyet veya ruhsat derhal geri alınacaktır. Bundan başka üçüncü faslın ikinci fıkrası ahkâmına muhâlif kâffe-i harekatın mütecâsirleri düvel-i müteâkideden her birine mahsus kavânin mûcebince dûçâr-ı mücâzât edilecektir.
Kırk Birinci Madde
Düvel-i mümziyye âtide zikr olunan evrakın nûmunelerini istihsâl-i ma’lümata mahsûs muhtelit kaleme i’tâ etmeyi derûnde eylerler.
Evvela, bayrak-küşâdi ruhsatnâmesi
Sâniyen, tâife cetveli
Sâlisen, zenci yolcuların manifestosu
Mündericâtı her memlekete mahsûs nizâmâta göre tehâlüf edebilecek olan evrâk-ı mezkûre Avrupa lisanlarından biriyle muharrer mâ’lûmât-ı âtiyeyi be-eyyi-hâl hâvi olacaktır.
Evvelâ: Bayrak küşâdı me’zûniyetine dair,
Sefinenin ismiyle miktar-ı istiabı ve techizat ve eb’âd-ı aslîyesi
Kayıd numarasıyla sefinenin mensûb olduğu limânı müş’ar harf
Ruhsatnâmenin tarih-i istihsâliyle bunu i’tâ eden me’mûrun sıfatı
Sâniyen: Taîfe cedveline dair,
Sefine ile kapudan ve mücehhez veya sahiplerinin isimleri
Sefinenin miktar-ı isti’âbı
Sefinenin kayd numarasıyla mensûb olduğu limanın ismi ve semt-i maksûdu, ve yirmi beşinci maddede münderic ma’lûmât
Sâlisen: Zenci yolcuların manifestosuna dair. Bunları nakl eden sefinenin ismiyle otuz altıncı maddede zikr olunup yolcuların lâyıkîyla ta’yin-i hüviyetlerine mahsûs olan ma’lûmât.
Düvel-i mümziyye bayraklarının küşâdı hakkında me’zûniyet îtâ olunur olunmaz bu me’zûniyeti havî evraklar musaddak sûretlerinin ve me’zûniyet mezkûre ref’ve ibtal edilmiş ise bu bâbdaki haberin me’mûrîn-i mahalliyyeye veya kendi konsolosları tarafından kalem-i mezkûra irsâli zımnında lâzım gelen tedâbiri ittihâz edeceklerdir.
İşbu madde ahkâmının yalnız yerli sefinelere mahûs evrâka şümûlu vâriddir. (2) Maznûn olan sefinelerin tevkifi beyânındadır.
Kırk İkinci Madde
Düvel-i mümziyyeden birisine aid sefâin-i harbiyeye kumanda eden zabitânın miktar-ı istiâ’bı beş yüz tonilatodan dun olan ve sâlifü’l-beyân mıntıka dahilinde tesâdüf edilen bir sefinenin esir ticaretiyle me’lûf veya bilâ-me’zûniyet bayrak küşâdıyla müttehem olduğuna zâhib olurlar ise evrâk-ı sefineyi tedkîk edebileceklerdir. İşbu madde kara sularında hakk-ı kazânın ahvâl-i hazırâsınca hiçbir tebeddülü tazammun etmez.
Kırk Üçüncü Madde
Evrâk-ı sefinenin tedkiki için elbise-i resmîyesini lâbis bir bahriye zâbiti bir sandala rakiben maznûn olan sefineye irsâl olunacabilecek ve fakat bu niyette bulunduğu sefine-i mezkûreye seslenerek evvelce bildirilecektir.
Tevkif edilen sefineye gönderilen zâbit nezâket ve mülâyemet-i mümkîne ile harekete mecbûr olacaktır.
Kırk Dördüncü Madde
Evrak-ı sefînenin tedkiki âtide muharrer evrakın muayesinden ibaret olacaktır.
Evvela; Yerli sefineler için kırk birinci maddede musarrâh evrak
Sâniyen; Sefâîn-i saire için meriyyü’l-icrâ kalan muâhedât veyahut mukâvelât-ı muhtelîfede meşrût evrâk.
Evrâk-ı sefinenin tedkîki husûsunun ancak madde-i âtiyede musarrah ahvâl ve şerâit tahtında taîfe ve yolcuların yoklama olunmalarına mesâg verir.
Kırk Beşinci Madde
Bir sefinenin muâyenesi veyahut hamûlesinin tahkiki ancak yirmi ikinci maddede musarrah mukâmelât-ı mahsûsâyı akd eden veya edecek olan devletlerden birinin bayrağını hâmilen seyr ü sefer iden sefâin hakkında ve mukavelât-ı mezkûre ahkâmına tevfikân icrâ olunabilir.
Kırk Altıncı Madde
Zâbit tevkif edilen sefîneden çıkmazdan evvel mensûb olduğu memleketin usûl ve lisânı üzere muharrer vukuâtı müsbet bir zabt-nâme tanzim ve imza ve târihini vaz’ edecektir. Tevkif olunan sefinenin kapudanıyla şâhidler lûzum görecekleri kâffe-i izâhâtı zâbt-nameye ilave ettirmek hakkını haiz olacaklardır.
Kırk Yedinci Madde
Ecnebi bayrağını hâmil bir sefîneyi tevkîf etmiş olan bir harb sefinesinin süvârisi herhalde hareket-i vakıâsının esbâb-ı mucîbesini mübeyyin bir rapor tanzim ile hükümet-i metbû’asına irsâle mecbûrdur.
Kırk Sekizinci Madde
Bu raporun bir hülâsasıyla sefine-yi mevkûfeye gönderilen zâbit tarafından tanzim olunan zâbt-namenin bir sûreti istihsâl-i ma’lûmâta mahsûs muhtelit kaleme sür’ât-i mümkîne ile irsal edilecek ve kâlem-i mezkûr dahi bunları esnâ-yı râhda tevkîf olunan sefine hangi devlet bayrağını küşâd etmiş ise o devletin en yakın konsolosuna veya hükümet-i mahalliyyesine tebliğ eylecektir. Evrâk-ı mezkûrenin nüshâ-yı saniyeleri kalemin evrak ve kuyûdu meyânında hıfz edilecektir.
Kırk Dokuzuncu Madde
Mevadd-ı sâbıkada beyân olunan ma’lümât-ı teftişiyenin ifâsından dolayı karagol sefinesi esnâ-yı râhda sefîne derûnunda esir ticareti icrâ olunduğu veya sefine kapudan veya mücehhizini bilâme’zûniyet bayrak küşâd ve hile irtikâb veyâ esir ticaretine iştirak töhmetiyle ithâm için aleyhinde delâil-i gayr-ı mu’terize mevcûd olduğu hakkında itmi’nân hâsıl ettiği hâlde sefin-i mevkûfe hangi devlet bayrağını küşâd etmiş ise o devlet me’mûrin-i aîdesinin bulunduğu en yakın mıntıka limanına götürecektir.
Düvel-i mümziyyenin her biri bâlâda zikr olunan ahvâlde harekete salâhiyete olacak me’mûrîn-i mahalliyye veya konsoloslar veyahut me’mûrin-i mahsûsâyı mıntıka dâhilinde ta’yin ile marrü’zzikr muhtelit kâleme bildirmeyi derûhte eder. Maznûn olan sefîne eğer mensûb olduğu devlet karagol sefinelerinden biri onu almaya muvâfakat eder ise bu karagol sefinesine teslim olunabilir.
(3) Zabt olunan sefinenin tahkîk ve muhâkemesi beyânındadır.
Ellinci Madde
Madde-i sâbıkada zikrolunan ve bir sefine-i mevkûfeyi ahz ve teslim eden me’mur kendi milletinin kavânin ve nizâmatına tatbikan ve ecnebi karagol sefinesi zabitınından biri hazır bulunduğu halde tahkikât-ı mükümmele icrâsına mübâşeret eyleyecektir.
Elli Birinci Madde
Bilâ-me’zûniyet bayrak kûşâd edildiği tahkikât-ı mezkureden tebbeyün eder ise sefîne-i mevkûfe onu zabt edenin emri tahtında kalacaktır.
Elli İkinci Madde
Bir sefine derûnunda satılmak üzere üserâ bulunmasıyla taayyün etmiş bir esir ticareti muâmelesi yahûd mukâvelât-ı mahsûsada musarrah sair esir ticareti muâmelâtı ledi’ül tahkîk sabit olur ise sefine ile humûlesi tahkikâtı icra eden hükümetin taht-ı muhafazasında olarak mehcüz kalacaktır. Sefinenin kapudanı ile taîfesi elli dördüncü ve elli altıncı maddelerde gösterilen muhâkime havâle ve esirlerin ba’de-l-hükm sebilleri tahliye kılınacaktır.
İşbu maddede musarrah ahvâlde ı’tâk olunmuş üserâ hakkında düvel-i mümziyye beyninde akd edilen veya akd olunacak olan mukâvelât-ı mahsûsaya tevfikân muamele edilecektir.
Bu gibi mukâvelât mevcud olmadığı takdirde üserâ-yı merküme mümkün ise memleket-i asliyelerine iâde olunmak üzere hükümet-i mahalliyeye teslim kılınabilecektir. Aksi takdirde hükümet-i mahalliyye üserâ-yı merkûmenin maişetleri ve arzu ettikleri halde memlekette iskânları esbâbını elden geldiği mertebe teshil edecektir.
Elli Üçüncü Madde
Sefinenin sûret-i gayrı meşruada tevkîf edildiği tahkikâttan sabit olur ise yolundan çevirilmiş olan bu sefinenin dûçar olduğu zarar nisbetinden tazminât i’tâsına bihakkın mahal olacak ve tazminât-ı mezkûrenin miktarı tahkikatı icra eden hükümet tarafından ta’yin kılınacaktır.
Elli Dördüncü Madde
Bir sefineyi zabt eden vapurun zâbiti kendisi hazır olduğu halde icra edilen tahkikâtın netayicini kabul etmediği takdirde keyfiyet-i sefine-i mevkûfe hangi milletin bayrağını küşâd etmiş ise o milletin mahkemesine bihakkın havale edilecektir. İşbu kâidece istisna vuk’u bulmayacaktır. Şu kadar ki; ihtilâf elli üçüncü maddede musarrah tazminatın miktarınca ise bu tazminâtın miktarı madde-i âtiyede gösterildiği üzere hakem vasıtasıyla ta’yin olunacaktır.
Elli Beşinci Madde
Sefineyi tevkîf eden zâbit ile tahkikatı icrâ eden hükümet kırk sekiz saat zarfında birer hakem ta’yin ve bu iki hakem dahi yirmi dört saat zarfında bir hakem-i sâlis intihâb edeceklerdir. Hakemler mümkün mertebe düvel-i mümziyye sefâret me’murlarıyla konsolosları veya me’murin-i adliyyesi meyânından intihâb olunmalıdır. Ücretle hükümet-i müteakide hidmetinde bulunan yerliler asla hakem ta’yin olunamaz. Karar, ekseriyet-i ârâ ile i’tâ olunur ve kat’i add edilmek lazım gelir. Hey’et-i hâkimiyye mahal-i mezkûre zarfında teşekkül etmediği takdirde tazminat ve faiz ve zarar ve hasâr hakkında ikinci fıkranın elli sekizinci maddesi ahkâmına tevfikân mu’âmele olunacaktır.
Elli Altıncı Madde
Deâvi maznûnlar hangi milletin bayrağını küşâd etmişler ise o milletin mahkemesine bilâ-imhâl hâvâle edilecektir. Maa-mâfih konsoloslar veyahut müttehimlerin mensûb oldukları milletin bu bâbda sûret-i mahsûsada ta’yin edilmiş olan sair me’mûrları muhâkim makamında hüküm ve kararlar i’tâsına hükûmet-i metbûaları tarafından me’zun edilebilirler.
Elli Yedinci Madde
Üçüncü faslın ahkâmına muhâlif harekâtın emr-i rü’iyet ve muhakemesi düvel-i mümziyyenin hüküm ve nüfûzuna tabi’ memâlikte cari olan kavanîn ve nizâmâtın mûsâade ettiği derecede sathiyyen vukû bulacaktır.
Elli Sekizinci Madde
Sefine-i mevkûfenin esir ticaretiyle iştigâl etmediğini mübeyyin mahkeme-i milliyye veya altmış birinci maddede musarrah me’mûrîn tarafından i’tâ olunan her bir hüküm derhal icra olunacak ve sefine-i mezkûre yoluna devamda kâmilen serbest bırakılacaktır. Bu halde daî-yi şübhe bir sebeb-i meşru olmaksızın tevkif veya rencide ve tazyik edilmiş olan sefinenin kapudanı veyahut mücehhezi zarar ve ziyan talep etmek hakkını haiz olacak ve bu zarar ve ziyan miktarı doğrudan doğruya ise alâkâdar olan hükümetler beyninde bil-ittifâk veyahut hakem vasıtasıyla ta’yin kıhnıb sefinenin tevkifi muâmelesini fesh eden hükmün tarih-i i’tâsından altı mah zarfında te’diye edilecektir.
Elli Dokuzuncu Madde
Mahkûmiyet vuk’uunda sefine-i mehcûze bunu tevkîf edenin menfaâtine olarak müsâdere edilecek ve kapudanıyla taîfesi ve töhmetleri sabit olan kâffe-i eşhâs-ı saîre irtîkâb ettikleri cinayet veya cünhâların derece-i vehâmetine göre ve beşinci maddeye tevfiken dûçâr-ı mücâzât edilecektir.
Altmışıncı Madde
Ellinci maddeden elli dokuzuncu maddeye kadar olan mevâddın ahkâmı esir ticaretine müteallik da’vâları rü’yet etmek üzere elyevm mevcûd olan veya ileride ihdâs olunacak olan mehâkim-i mahsûsanın salâhiyetine ve usûl-ü muhakemesine asla hâlel irâs etmez.
Altmış Birinci Madde
Düvel-i mümziyye salîf-üz-zikr mıntıka dâhilindeki denizlerde seyr-ü sefer eden sefâîn-i harbiyeleri kumandanlarına üçüncü faslın ahkâmını icrâen i’tâ edecekleri ta’limâtın yekdiğerine tebliğini darûhte ederler.
DÖRDÜNCÜ FASIL
Kavânîn ve Nizâmâtı Esaret-i Beytiyenin Vücûduna Müsâid Olan Mevrûd Memleketler
Altmış İkinci Madde
Kavânin ve nizâmâtı esâret-i beytiyenin vücûduna müsâid olan ve bundan dolayı Afrika dâhilinde veya haricinde vaki’ müstemlekâtları me’mûrin-i mahalliyyenin takayyüdatı hilâfına olarak Afrika üserâsına mevrûd ittihâz edilen düvel-i müteâkide üserâ-yı merkûmenin idhâlini veya transit sûretiyle imrârını ve ihrâcını ve ticaretini men’ etmeyi taahhüt ederler. Üserâ-yı merkûmenin idhâl ve imrâr ve ihrâc olundukları bilcümle nukât üzerinde düvel-i müşarün-ileyhim canîbinden mümkün mertebe en müessir ve şiddetli sûrette dikkat ve nezâret icra edilecektir.
Altmış Üçüncü Madde
Madde-i sâbıka ahkâmını icrâen ı’tâk edilen üserâ ahvâl müsâit olduğu takdirde memleket-i asliyyelerine iâde olunacaklardır. Herhalde üserâ-yı merkûme yedlerine me’mûriyet-i aîde canibinden ıtknâmeler verilecek ve esbâb-ı maişetlerini tedarik için me’mûrin-i mümâileyhim canibinden mazhâr-ı himaye ve muâvenet olmak hakkını haiz olacaklardır.
Altmış Dördüncü Madde
Fercâ-yâb-ı firâr olupta altmış ikinci maddede musarrah devletlerden birinin hudûduna muvasâlât eden her esir hür add olunacaktır ve me’mûrin-i aîdeden ıtknâme talep etmek hakkını haiz olacaktır.
Altmış Beşinci Madde
Altmış üçüncü ve altmış dördüncü maddelerde zikr olunan üserâ hakkında her ne ahvâlden dolayı olursa olsun icra olunan muâmele-i bei’ ve füruht veya saîr muâmele k’en-lem-yekûn hükmünde olacaktır.
Altmış Altıncı Madde
Altmış ikinci maddede zikr ve beyân olunan devletlerden birinin bayrağını hâmil yerli sefâinin esir ticareti muâmelâtıyla istigâl ettiklerine dair ba’zı emâreler mevcûd ise işledikleri limanlarda gerek duhûl ve gerek hurûclarında taîfe ve yolcuları me’mûrin-i mahalliye tarafından kemâl-i dikkatle muâyene ve teftiş olunacak ve sefâin-i mezkûre derûnunda üserâ-yı zenciye bulunursa gerek sefine ve gerek ittihâmına mahal görünecek bil-cümle eşhâs aleyhine ikâme-i da’va edilecektir. Sefain derûnunda bulunan üserâya bu sefâini zabt eden me’mûrin ma’rifetiyle ıtknâmeler verilecektir.
Altmış Yedinci Madde
Afrika üserasını idhâl ve nakl ve bunların ticaretiyle iştigâl edenler etfâl veya sinn-i rüşde baliğ olan zükûru recüliyyetden mahrûm eyleyenler veyahût bu ticaretle me’lûf olanlar ile faîl-i müşterek ve maiyetleri bulunanlar aleyhinde beşinci maddede musarrah ahkâm-ı cezâiyeye muvâfık bir takım ahkâm-ı cezâiye vâz’ ve tanzim edilecektir.
Altmış sekizinci Madde
Düvel-i mümziyye üserây-ı zenciye ticaretinin men’ine daîr tarâf-ı eşref-i hazret-i pâdişâhîden fî kânun-ı evvel sene 889 fi 22 Rebi’yûlâhir sene 307 tarihinde tasdik buyrulan kanunnâmenin kadr ve kıymet-i azimesini teslim ettikleri gibi me’murîn-i saltanât-ı seniyye canibinden ale-l-husûs hıttâ-yı Irâkîyyenin sahîl-i garbiyesinde ve bu sahili Asya’da vaki’ saîr memâlik-i şâhâneye rabt eden tarik üzerinde nezâret-i kaviye icra olunacağından emindirler.
Altmış Dokuzuncu Madde
Şehâmetlû İran Şah’ı Hazretleri kara sularında Basra ve Umman Körfezlerinin kendi hakk-ı hâkimiyetine tâbi’ sevâhili ile içirilerde vaki’ olup üserâ naklinde istimâl olunan tarik üzerinde nezâret-i müessîre tertibine muvâfakât eder. Bunun için hûkkam ve me’mûrin-i saîreye iktidâr ve salâhiyet-i lâzime verilecektir.
Yetmişinci Madde
Zengibar hâkimi hazretleri Afrika üserası ticaretinin berren ve bahren irtikâb ettikleri cinayat ve ceraimin men’ ve zecri hususunda en müessir surette müzaheret icrasına muvâfakât eder. Bu maksada mebni Zengibar memalikinde te’sis kılınacak mehakim beşinci maddede musarrah ahkâm-ı cezaiyeyi tamamiyle tatbik ve icra edeceklerdir. Gerek iş bu sened-i umumi ahkâmınca ve gerek Zengibar hâkimiyle eslâfı canibinden bu iş hakkında sadır olan kararnameler mucebince azad edilen üseranın hürriyetlerini layıkiyle te’min içün Zengibarda ıtıknameler i’atısına mahsus bir kalem te’sis edilecekdir.
Yemiş Birinci Madde
Düvel-i müteâkidenin sefaret ve konsoloshane me’murları ile bahriye zabitanı her nerede esir ticareti hala mevcud ise bunu men’ ve zecre nuavenet için me’murin-i mahalliyeye mukavelat-ı mevcude dairesi dâhilinde icra-yı müzaheret edecekleri gibi üserayı zenciye ticaretinden dolayı hudusuna ba’is olacakları deavide hazır bulunmak hakkını haiz olacaklar ise de müzakerata iştirak edemeyeceklerdir.
Yetmiş İkinci Madde
Afrika üserasının mevrud memleketleri idareleri onsekizinci maddede muayyen maksad için ıtıknameler i’tasına mahsus kalemler veya bunların birine kalem olacak müessesat tertib ve teşkil eyleyeceklerdir.
Yetmiş Üçüncü Madde
Düvel-i mümziyye esir ticaretini men’ için bilcümle malumat-ı müfidenin yekdiğerlerine tebliğini taahhüd ettikleri cihetle iş bu fasılın ahkâmı hangi hükümetlere müteallik ise o hükümetler tevkif ve azad edilen üseraya dair m’alumat-ı istatistikiyye ile esir ticaretini men’ için kanunen ve idareten ittihaz olunan tedabiri evkat-ı muayenede hükümet-i saire ile teati edeceklerdir.
BEŞİNCİ FASIL
Sened-i Umumiyenin te’min icrasına mahsus müessesat Brinci Fıkra- Bahriye muhtelit kalemi
Yetmişdördüncü Madde
Yirmi yedinci madde ahkâmınca Zengibar’da muhtelit bir kalem te’sisi olunmuşdur. Düvel-i mümziyyeden herbiri daire-i mezkûrada bir me’mur bulundurabilecekdir.
Yetmişbeşinci Madde
Üç devlet kendi me’murlarını tayin edince kalem-i mezkûr teşkil etmiş olacakdır. İş bu kalem kendi vezaifinin sûret-i icrasını tayin eden bir nizamname kaleme alacakdır. Bu nizamname kalem-i mezkûrda me’mur bulundurmak niyetini izhar eden düvel-i mümziyyenin tasdikine derhal tebliğ olunacak ve düvel-i müşarülileyhim tarafından bu babda müddet-i kalile-i mümkine zarfında karar verilecekdir.
Yetmişaltıncı Madde
Kalem-i mezkûrun mesarifi madde-i sabıkada beyan olunan düvel-i mümziyye beyninde müsavaten taksim olunacaktır.
Yetmişyedinci Madde
Zengibar kalemi mıntıka-i bahriyede esir ticaretinin men’ini teshil edebilecek bilcümle evrak ve ma’lumatı bir merkezde cem’e me’mur olacakdır bunun için düvel-i mümziyye evvela kırkbirici maddede beyan olunan evrak-ı salisen kırksekizinci maddede mesarrah raporların hülasasıyla zabtnamelerin sûretini selasen sefain-i mevkufe hakkında kırkdokuzuncu madde ahkâmınca harekete selahiyeti olan me’murin-i mahalliye veya konsoloshane me’murlarıyla me’murin-i mahsusayı mübeyyin defteri rabian mahkûmiyeti mutazammın olarak elli sekizinci madde ahkâmınca i’ta olunan hüküm ve kararların sûretini hamsen mıntıka-i mezkûrede esir ticareti mu’amelatıyla melûf olan eşhasın zahire ihracına medar olacak bilcümle ma’lumat müddet-i kalile-i mümküne zarfında kalem-i mezkûra i’tâ etmeği taahhüd eylerler.
Yetmiş Sekizinci Madde
Kalemin hazine-i evrâk-ı düvel-i mümziyyenin yirmi birinci maddede ta’yin olunan mıntıka hudûdu dâhilinde harekete me’zûn bahriye zabîtânıyla ve hükümet-i metbu’aları tarafından sûret-i mahsusâda ta’yin edilen me’muriyet-i mahalliyye veya adliyeye ve konsoloslara daima küşadı olacakdır. Mezkûr kalem-i evrâk ve defâtirini tetebbu’a me’zûn olan zabitân ve me’mûrîn-i ecnebiyeye elsene-yi şârkiyeden biri üzere muharrer evrakın Avrupa lisanlarının birine tercemelerini i’tâya mecbur olacağı gibi kırk sekizinci maddede musarrah tebligâtı icra edecektir.
Yetmiş Dokuzuncu Madde
Zengibar’daki kalemle münâsebette bulunacak bir takım şubelere alâkadâr olan devletler beyninde evvelce hâsıl olacak muvafakat-ı efkâr mucebince mıntıkanın ba’zı cihetlerinde te’sis olunabilecektir. İşbu şubeler düvel-i mezkûre me’mûrlarından mürekkep olacak ve yetmiş beşinci yetmiş altıncı ve yetmiş sekizinci maddeler ahkâmına tevfikân te’sis kılınacaktır. Yetmiş yedinci maddede musarrah evrak ve ma’lûmat-ı mıntıkanın kısm-ı aîdine taâllûk ettiği hâlde bu havâlinin me’mûrîn-i mahalliyesi ile konsoloshâne me’murları tarafından doğrudan doğruya mezkûr şubelere irsâl olunacak ve fakat madde-i mezkûre mûcebince Zengibâr kalemine icrası lazım gelen tebligata hâlel gelmeyecektir.
Sekseninci Madde
Zengibar kalemi her senenin ilk iki ayı zarfında sene-i sâbıkâ esnâsında kendi muâmelâtıyla şu’belerin muâmelâtı hakkında bir rapor tanzim edecektir.
İkinci fıkra- Esir ticaretine daîr evrâk ve ma’lûmatın devletler beyninde sûret-i teâtisi.
Seksen Birinci Madde
Devletler evvela idareye müteallik mevcûd olan veyahût işbu sened-i umûmî ahkâmını icrâen tanzim kılınan kavanîn ve nizâmâtın metinlerini sâniyen üserâ-yı zenciye ticaretine ve tevkîf ve azâd olunan üseraya ve eslihâ ve mühimât ve müskirât ticâretine dair ma’lûmât-ı istatistikîyeyi mümkün add edecekleri en vasi’ sûrette ve en kalîl müddet zarfında yekdiğerine tebliğ edeceklerdir.
Seksen İkinci Madde
İşbu evrak ve ma’lûmatın emr-i teâtisi Brüksel’de Hariciye Nezareti’ne merbût bir kalem-i mahsûs vasıtasıyla vuk’u bulacaktır.
Seksen Üçüncü Madde
Zengibar Kalemi sene-i sâbıka zarfında vuk’u bulacak mua’melâtı ile yetmiş dokuzuncu madde mûcebince te’sisi olunacak şu’belerin mua’melâtı hakkında sekseninci maddede beyân olunan raporu her sene Brüksel’deki kalem-i mahsûs’a isâl edecektir.
Seksen Dördüncü Madde
Evrak ve ma’lûmât-ı mezkûre cem’ ve evkât-ı muayenede neşr olunarak düvel-i mümziyyenin cümlesine tebliğ kılınacaktır. Seksen birinci ve seksen üçüncü maddelerde musarrah olup kavânin ve umûr-ı idâreye ve istâtistiklere müteallik olan evrâkın bir fihristi her sene evrak ve ma’lûmâtı mezkûre ile beraber neşr olunacaktır.
Seksen Beşinci Madde
Kalem ve muhâbere ve tercüme ve tab’ mesârifî düvel-i mümziyye tarafından tesviye olunacak ve Brüksel ve Hariciye Nezâreti ma’rifetiyle tahsîs olunacaktır.
Üçüncü fıkra-İ’tak Olunan Ûserânın Sûret-i Himâyesi
Seksen Altıncı Madde
Düvel-i mümziyye kendi müstemlekâtlarında azâd edilen üserâyı himâye etmek vazifesini tasdik ettikleri cihetle yirmi birinci maddede ta’yin olunan mıntıka limanlarıyla müstemlekât-ı mezkûrenin hangi mahallerinde Afrika üserâsı zabt olunuyor ve mürûr ve muvâsalat ediyor ise oralarda (eğer mevcut değil ise) kendilerince kâfî add olunacak miktarda aklâm ve müessesât teşkilini taahhüd ederler. Aklâm ve müessesât-ı mezkûre altıncı, on sekizinci, elli ikinci, altmış üçüncü ve altmış altıncı maddeler ahkâmına tevfikân ûserâ-yı mezkûreyi ı’tâk ve himayeye bilhassa me’mur olacaklardır.
Seksen Yedinci Madde
I’tâk kalemleri veyahût bu hizmetle mükellef ne’murin ıtknâmeleri i’tâ ve tescil edeceklerdir. Esir ticareti veya sûret-i gayr-ı meşru’ada mu’âmele-i tevkifiye vu’kuu ihbâr olunur veyahût bi-z-zat üsera tarafından müracaat vuk’u bulur ise aklâm veya me’murin-i merkûme üseranın i’tâkını ve mütecâsirinin te’dibini te’min için bilcümle mua’melat-ı lâzimeyi acilen icra edeceklerdir. Esir hukuk-ı umûmiyeye müteallik bir cinayet veya bir cünhâ ile mütteham ise ıtknâmelerin i’tâsı hiçbir vechile te’hir olunamayacak ve fakat ıtknâmelerin i’tasından sonra usûl-ü muhâkeme-i âdiye mücebince icra-yı tahkikâta ibtidâr olunacaktır.
Seksen Sekizinci Madde
Düvel-i mümziyye kendi müstemlekatlarında azad edilen kadınlar için dar’ül iczalar ve çocuklar için dahi dar’ül terbiyeler tesisini tervic edeceklerdir.
Seksen Dokuzuncu Madde
I’tâk olunan üserâ hürriyetlerinden istifâde husûsunda mazhâr-ı himâye olmak için daima kalemlere mürâcaat edebileceklerdir. Azâd olunan bir esirin elinden ıtknamesini almak veyahût esiri hürriyetinden mahrum eylemek için her kim hile ve desise veya cebir ve şiddet isti’mâl eder ise esir taciri add olunacaktır.
ALTINCI FASL
Müskirât Ticareti Hakkında Tedâbir-i Tahdidiye
Doksanıncı Madde
Düvel-i mümziyye müskiratın sû-i isti’mâlinden ahâliyi mahalliyece hâsıl olan netâic-i ma’neviyye ve maddiyyeden bi-hakkın endişnâk olmuş olduklarından, doksan birinci, doksan ikinci ve doksan üçüncü maddeler ahkâmını arz-ı şimalinin yirminci ve arz-ı cenûbinin yirmi ikinci derecesi ile mahdûd bulunan ve sahilden yüz mil bahri bir mesafeye kadar sahile yakın Cezayir dâhil olduğu halde garben Bahr-ı Muhit-i Atlasiye ve Şarken dahi Bahr-ı Muhit-i Hindi ile müştemilatına mûntehî olan bir mıntıka dahilinde tatbik ve icraya karar vermişlerdir.
Doksan Birinci Madde
İşbu mıntıkanın hangi havalisinde gerek i’tikâdat-ı mezhebiyye gerek esbâb-ı saireye mebni inbikten geçirilmiş müskîrât istimâli adetinin mevcud veya münteşir olmadığı tahakkuk eder ise devletler o havaliye müskirâtın idhalini men’ edeceklerdir. Oralarda inbikten geçirilmiş müskîratın i’mali dahi memnu olacaktır. Her devlet kendi müstemlekâtında veya zîr-i himayesinde mevzuu memalikte müskirâtın idhali memnu olan mıntıkanın hududuna ta’yin edecek ve güzergâhını altı ay zarfında düvel-i saireye iş’âra mecbur olacaktır. Ancak yerli olmayan ahâlinin sarf ve istihlâkına mahsus olup her hükümetin ta’yin edeceği usûl ve şerait tahtında idhal olunacak olan mahdud’ul-mikdar müskirât için memnû’iyet-i mezkûre hilâfına hareket olunabilecektir.
Doksan İkinci Madde
Memnû’iyet usûlüne tabi’ olmayıp müskirât idhâli elyevm serbest olan veyahut santigrad elli derece ispirto halindeki müskirâtın her yüz litresi on beş franktan dun bir duhûliye resmine tabi’ bulunan mıntıka havalisinde müstemlekâtı olan veyahut icrâyı himaye eden devletler işbu sened-i umûminin mevki’-i icraya vaz’ından i’tibaren üç sene müddet için santigrat elli derece ispirto halindeki müskirâtın her yüz litresi için on beş frank duhûliye resmi tarh etmeği deruhte ederler. İşbu müddetin inkızâsında resm-i mezkur diğer üç senelik bir müddet için yirmi beş franka iblağ olunabilecek ve altıncı senenin nihayetinde doksan birinci maddede münderic memnûiyet usûlü mevcût olmayan mıntıka ittisâınca ıkall derece bir ücreti mümkün ise kararlaştırmak üzere sâlif-üz-zikr ta’rifelerden mütehassıl netâyici bil-mukâyese tetkik ile bu esas üzerine gözden geçirilecektir.
Düvel-i mümziyye elyevm ecûrâtı ibkâ ve işbu maddede muayyen ıkall dereceden ziyâde bir miktara iblağ etmek hakkını haîz olacakları havâlide bu hakkı muhafaza ederler.
Doksan Üçüncü Madde
Doksan ikinci maddede masarrah havalide imal olunup dahilen sarf ve istihlaka mahsus olan imbikten geçirilmiş müskirat bir zecriye resmine tabi’ olacaktır. Daire-i imkan dahilinde te’min istifası devletler tarafından deruhte edilen iş bu zecriye resmi doksan ikinci maddeden muayyen duhuliye rusumunun ıkall derecesinden dun olmayacaktır.
Doksan Dördüncü Madde
Afrika’da doksanıncı maddede beyân olunan mıntıkaya muttasıl müstemlekâta mâlik olan düvel-i mümziyye hudûd-ı dahiliyelerinden marr-üz-zikr mıntıka arazisine müskirâtın idhâlini men’ için tedâbir-i lâzime ittihâzını taahhüd ederler.
Doksan Beşinci Madde
Devletler kendi arazilerindeki müskirât ticaretine müteallik ma’lûmâtı beşinci fâsılda musarrah şerait tahtında olarak Brüksel kalemi vâsıtasıyla yekdiğerlerine tebliğ edeceklerdir.
YEDİNCİ FASIL
Ahkâm-ı Nihâiye
Doksan Altıncı Madde
İşbu sened-i umumî bundan evvel düvel-i mümziyye beyninde münakid mukâvelâtın bu senede muhâlif kâffe-i ahkâmını fesh ve ılgâ eder.
Doksan Yedinci Madde
On dördüncü, yirmi üçüncü ve doksan ikinci maddelerde meşrût hususâta hâlel gelmeksizin düvel-i mümziyye işbu sened-i umumice ileride bi’t-tecrübe lüzûm ve faîdesi sabit olacak ta’dilat veya ıslâhatı bil-ittihâd icra etmek hakkını muhâfaza eylerler.
Doksan Sekizinci Madde
İşbu sened-i umûmîyi imza etmeyen devletler buna muvafakâte kabul olunabileceklerdir. Düvel-i mümziyye işbu muvâfakatı muktezî add edecekleri şerâitte ta’lik etmek hakkını muhafaza ederler. Hiçbir şart vaz’olunmamış ise emr-i muvâfakat işbu sened-i umûmîde meşrût bil-cümle taahhüdatın kabulünü ve kâffe-i fevâid ve muhsenâtdan dahi istifade-yi icrasını te’min için muavenetleri muktezi veya müfîd add olunacak devletleri muvafakate sevk ve imâle maksadıyla icra olunacak teşebbüsâta dair beynlerinde istişâre edeceklerdir. Muvafakât-ı hususî ayrı bir senet ile icra olunacak ve keyfiyet diplomasi tarîkiyle Belçika Hükümetine ve Hükümet-i Müşarün-ileyhâ tarafından dahi işbu sened-i umûmiye vaz’-ı imza ve muvâfakat eden bilcümle hükümâta iş’âr ve tebliğ edilecektir.
Doksan Dokuzuncu Madde
İşbu sened-i umûmi müddet-i kalîle-i mümkine zarfında tasdik olunacak ve bu müddet hiçbir halde bir seneyi tecâvüz edemeyecektir. Her devlet kendi tastiknamesini Belçika Hükümetine irsâl edecek ve hükümet-i müşârün-ileyhâ işbu sened-i umûmiye vaz’ imzâ eden kâffe-i düvel-i saîreye ihbâr-ı keyfiyet eyleyecektir. Bil-cümle devletlerin tastiknameleri Belçika Devleti’nin hazine-i evrâkında mevdû ve mahfûz kalacaktır. Tasdiknamelerin cümlesi ibrâz olunur olunmaz veyahut işbu sened-i umuminin imzasından nihâyet bir sene sonra tasdiknamelerin tevdi’ini mübeyyin bir protokol tanzim olunacak ve bu protokol Sened-i Umûmiyeyi tasdik etmiş olan bilcümle devletlerin me’murları tarafından imza edilecektir. Mezkûr protokolün bir sûret-i musaddakası alâkadar olan bil-cümle devletlere irsâl kılınacaktır.
Yüzüncü Madde
İşbu Sened-i Umûmî madde-i sâbıkâda musarrah tasdiknâmelerin teslimini mübeyyin protokolün yevm-i tanziminden itibaren altmışıncı gün düvel-i müteakidenin kâffe-i müstemlekâtında mevkî-i icrâya vaz’ olunacaktır.
Tasdîkan li-l-makâl hükümet-i müteâkide murahhasları işbu sened-i umûmiyi imza ve kendi mühürleriyle temhir etmişlerdir.
İşbu Sened-i Umûmi bin sekiz yüz doksan senesi Temmuz’unun ikinci günü Brüksel’de tanzîm olunmuştur.