Geri Göndermeme İlkesi (Non-refoulement) uluslararası hukukun temel ilkelerindendir. Hiç kimsenin, vatansız dahi olsa işkenceye veya insanlık dışı muameleye veya cezaya maruz bırakılmaması için sınır dışı edilmemesi veya geri gönderilmemesi evrensel bir prensiptir. İlke, sığınmacıların ırk, din, milliyet, belli bir sosyal gruba veya politik görüşe sahip olmalarından ötürü uğrayacakları tehlikeleri engellemek üzere konulmuştur.
Geri Göndermeme İlkesi, Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1951 Tarihli Sözleşme ile getirilmiştir. Sözleşmenin gücü, önde gelen çok sayıda devlet tarafından imzalanmış olmasından kaynaklanmaktadır. Taraf devletlere, çekince koyma yetkisi tanınmamıştır. 1951 Sözleşmesi, 1933 tarihli “Mültecilerin Uluslararası Statüsü” ve 12 Şubat 1938 tarihli “Almanya’dan Gelen Sığınmacıların Statüsü” sözleşmelerinde tanımlanmış hakların hukuki korumasını genişletmiş ve güçlendirmiştir.
Sözleşmenin 33. maddesinde; “Hiçbir taraf devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade etmeyecektir.” ifadesi ile ger-göndermeme ilkesi tanımlanırken, bu temel kuralın istisnası, oldukça ciddi şartlarda maddenin 2. fıkrasında düzenlenmiştir:
Geri Göndermeme İlkesi, İşkenceye veya Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı BM Sözleşmesi, 1949 Cenevre Sözleşmesi, BM Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi, Zorla Kaybedilmeye Karşı Herkesin Korunması Hakkında Bildiri, Kanun Dışı, Keyfi ve Yargısız İnfazların Etkili Bir Şekilde Önlenmesi ve Soruşturulması Hakkında Prensipler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Amerika İnsan Hakları Sözleşmesi ve Afrika Birliği Örgütü Mülteci Sözleşmesi ile de teyit edilmiştir.
Geri Göndermeme İlkesi ve Türkiye
Türkiye, Geri Göndermeme İlkesi’ni benimsemektedir. Ayrıca, mülteci haklarını düzenleyen sözleşme ve protokollerin çoğuna taraftır.
Türkiye’nin de taraf olduğu “1951 tarihli Mültecilerin Statüsüne Dair Uluslararası Sözleşme” temel ilke ve prensipleri koymaktadır. Sözleşme, Geri Göndermeme İlkesini evrensel bir kural olarak kabul etmiştir. Mülteciler ve uluslararası korumaya muhtaç kişisel bakımından Sözleşmesinin 33. maddesi belirleyicidir. “Hiçbir taraf devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade (refouler) etmeyecektir.”
Türk Hukuku’nda “geri göndermeme ilkesi” Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda yer almaktadır. Kanun, “Bu Kanun kapsamındaki hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez.” şeklinde düzenleme getirmektedir.
Hukuk Ansiklopedisi Herkes İçin Adalet
